özelmiş

khjws

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
18 Haziran 2011
143
1
Merhaba kızlar, benim de bir sorunum var ve normalde şartlar ne olursa olsun hiçbir sıkıntımı kimse ile yüzyüze konuşamam... Bunalıyorum. Yılbaşında babamı kaybettim ve bu olaydan sonra annem bana daha da kötü davranmaya başladı. Her ihtimalde beni yok sayıyor, eşyalarımdan rahatsızlık duyuyor ve bu süreçte kendi acımı içime gömüp onu iyileştirmek için çok fazla fedakarlık yapmama rağmen, beni tamamen saf dışı bırakıyor. Sigortamı bağlatmıyor 24 yaşındayım kendim başvurduğum takdirde elbette alabilirim ama bana bağlanacak maaş da ondan kesileceği için onunla konuşmadan böyle bir şey yapmak istemiyorum ve her konuştuğumda o zaman benim maaşımı kesiyorlar diyerek itiraz ediyor. Ama sigortam yok, aniden başıma bir iş gelse ne yapacağız? diyorum yine anlatamıyorum. Hatta en son çalışıyordum (şu an sigortalı bir işte çalışmıyorum, henüz sadece yazarlık yapıyorum) o zaman sigortam vardı ve böbreklerimde taş olduğu için ilaç kullanmıştım fakat henüz aktive olmayan sigortam bunları karşılamamış doğal olarak, sonra zaten okulu bitirmek için işten çıktım ve bir süre sonra eve kâğıt geldi, o zaman alınan ilaçların parasını ödeyecek ya da sigortamı aktif edecekmişim. Bunun için de bir dünya baskı gördüm annemden, sgk ya git yalnızca sor aktifleştirme dedi. Yine kırmadım gittim konuştum ve maaşı bana bağlamaları gerektiğini söylediler. Aksi takdirde sigortayı aktif hale getiremiyorlarmış. Tabii ki annem yine itiraz etti buna. Bunların hiçbirisine yine bu kadar takılmıyorum. İçten içe garip gelse de onun da taze acısı var diye üstüne gitmiyorum fakat her seferinde beni yok sayması tahammül edilemez. Evde zaman geçirmeyi bir şeyler çizip, okumayı seviyorum genelde ve çok fazla arkadaş edinmeyi sevmem. Azı karar çoğu zarar diyenlerdenim yani. Bu yüzden tek arkadaşım, tek sırdaşım, dostum ve desteğim sözlümdür.Onu seviyorum çünkü en zor anlarımda daima yanımdaydı ve olduğu gibiydi. Derslerimde de çok yardımcı oldu. Biz onunla bu sürece girmeden evvel uzun bir arkadaşlık dönemi yaşamıştık. Ama elbette sık sık görüşmüyorduk ve onun hayatında pek ciddi bir ilişkisi olmamıştı. Kendisi 30 yaşında. Şimdi ilişkimiz ciddi fakat aşırı patavatsız ve dengesiz tavırları yüzünden üzülüyorum. Çok yoğun çalışıyor ve çalıştığı zamanlar ben de ona destek oluyor, üstüne gitmiyorum. Fakat işinden ve yoğunluğundan kalan zaman yarım saat bile olsa önce bana koşması gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden başlarda çok tartıştık ve en son birkaçgün aramalarına ve mesajlarına karşılık vermedim. Çünkü ona cevap yazdıkça bu iş çığırından çıkıyordu, değişmiyordu ben de böyle bir sıkıntım var diyemiyordum. Ona istediğim şeyi net bir şekilde dile getirdim ve bir mektup yazdım. Mektupta birbirimize biraz öncelik tanımamız gerektiğini ve eğer hiç vaktimiz yoksa, az irtibatta oluyorsak bu zamanları daha iyi ve samimi değerlendirmemiz gerektiğini belirttim. O da bana söz verdi. Böyle şeylere alışkın olmadığım için nasıl davranmam gerektiğini bilemiyorum, dikkat ederim bir daha ne kadar zor olabilir ki dedi. Ve sonra hiçbir sorun yaşamadık uzun bir süre. Tamam dedim. Fakat bugün sinirlerimi aşırı derecede yıpratan bir şey oldu. Birkaçgün sonra iş için yaz boyunca yurt dışına çıkacağı için görüşemeyecektik ve zaman bulmak için onca uğraştan sonra bugün buluşabildik. Ben onlara gittim ve önce arkadaşının ailesiyle beraber kahvaltı yaptık. Sonra biraz muhabbet ettik ve okula gitti (akademisyen) Saat 1-2 gibi işinin biteceğini ve geleceğini söylemişti bana. Bu süre zarfında ben de odasını toparladım ve canım sıkıldığı için fotoğraf makinasını açtım ve son fotoğraflara bakmak istedim. Velhasıl kelam ben fotoğraflara baktığımda, bundan 3 hafta önce yanındaydım ve akşam beni uğurlamıştı. O gece eve toplam 4 tane kız gelmiş ve ev arkadaşıyla birlikte gece yarısına kadar içmişler. Artık gece yarısından sonrasını ben bilmiyorum! Kızlar orada mı kaldı yoksa evlerine gittiler mi hiçbir fikrim yok. Benim takıldığım nokta böyle bir şeyden haberimin olmamasıydı. Çünkü bu şekilde karşılaşmak iğrenç bir şey. Bir iş yemeğine bir kadınla çıksa ve bunu bana söylemese, bir tanıdık onları gayet samimi bir şekilde sohbet ederken görse ve bana gelip bunu söylese yok yere üzülür, üzerim. Bu yüzden ne olursa olsun bu tip ayrıntılardan haberim olması gerektiğini düşünüyorum ve aynı şekilde ona böyle bir mesaj attım. Neden haberim yok diye... O da aradı açmamakta direttim amma bir süre sonra açmak zorunda kaldım ısrar ettiği için konuşmak istemediğimi söyleyip kapattım. O da bana benim özel eşyalarımı haber vermeden karıştırma dedi. Bugüne dek yüzlerce defa telefonu başıboş önümde dururken ve o ortalıkta yokken bir kez bile alıp karıştırma ihtiyacı hissetmedim. Zaten benim niyetim bir şeyleri kurcalamak değildi. Fotoğraf makinasında ne gibi bi özel alan düşünebilirdim ki? Kaldı ki onunla benim aramda nasıl özel diye bir şey olabiliyor. Elbette herkesin kendine saklayacağı şeyler olabilir ama bu bi kıytırık fotoğraf makinası için sevdiğini kırmak değildir. Neyse öğlen 1 de geldi ve 1 saat vaktimiz olduğunu söyledi, gelmesi gereken kişiler gelmediği için iş 2 den sonraya ertelenmiş ve akşam 5 e kadar sürecekmiş. O zaman bekleyemem sen çıkınca ben de çıkar dönerim eve dedim. Ona bu tartıştığımız durumu defalarca anlatmaya çalıştım ama anlamamakta diretiyordu. Ben de onu demek istemiyorum "kontrol edilmeyi" sevmiyorum, kurcalama değil zaten bu kontrol etmek dedi. Kontrol etsem dedim böyle bir şeyin olmasına bile izin vermezdim zaten benim tek düşüncem bu gibi önemli şeyleri bana önceden söylemendir dedim. Senin için kendimden onca fedakarlık yaparken bu kadar ufak şeyleri istediğimde yapman gereken kalbimi daha çok kırmak değil, oturup kendi kendine düşünüp bunu yapabilir miyim demendir dedim. Benim için en azından bu kadarını yapması gerek. Neyse velhasıl kelam bu daha da sinirlendi ben 1 saatlik zamanımız var oradan buraya geldim senin sırtını görmeye değil yüzünü görmeye geldim, konuşmayacak mısın dedi. Nasıl konuşabilirim ki? Hem suçlu hem suçunu kabul etmiyor. Yani bu kadar saçma bir sebepten beni incitmesi. Ve daha önceki birçok patavatsızlığı artık sabrımı taşırmaya başladı. Bazen çekip gitmek istiyorum ama hem sevdiğim için hem de bu ufak unutkanlıkları tekrar hatırlatabileceğime inandığım için sabrediyorum. Sonra bu bana tabii ki sarıldı ama sarılıp elimi tutarken aynı zamanda söylenmeye ve tartışmaya da devam ediyordu. En son peki ben 3 ay boyunca yokum, cumartesi günlerim tatil bu cumartesi günü çıkıp bir bara gitsem ne olacak diye sordu... O da mı yasak? Dedim saçmalıyorsun. Bu şekilde yeni insanlarla tanışman ve muhabbet etmen tabii ki yasak. Ne var bunda tanışacağım muhabbet edeceğim bla bla bla bir sürü zırvaladı. Dedim resmen saçmalıyorsun adam. İnsan barda tanıştığı bir hatunla ne muhabbeti yapabilir ki!! Hoşlanacağım bir muhabbet dönmeyeceği kesin! Yok bu kez erkek te olabilir nereden biliyorsun senin sorunun seni aldatmamsa seni ben bi erkekle de aldatabilirim. Senin yüzünden biseksüel olacağım zaten diye saçmalamaya başladı. Ve ben bu kez daha fazla tutamadım kendimi ve bana karşı son derece duyarsız ve saygısız gelen bu tavrından dolayı ağlamaya başladım. Elini kolunu ittim üstümden ama uzun zamandır ilk defa böyle ağlayabiliyordum... Bu kez bana sarılmaya ve gülmeye başladı. Resmen eşşek! Ben ne zaman ağlasam o daima gülüyor... Balım, bitanem ben seni seviyorum. Sen benim bebeğimsin, teksin. Seninle beraberim işte daha ne yapayım ki demeye başladı. Sadece uzun zamandır özgürüm ve alışkın değilim, nasıl davranılması gerektiğini bilmiyorum. Yapmaya çalışırım dedi. Ağlayan insanları hiç sevmem hem her şeye ağlıyorsun da dedi. O zaman dedim niye sarılıyorsun git, bir kere doğru düzgün dinlesen zaten ağlamaya gerek kalmaz. Bu kez, ağlama diye sarılıyorum dedi. Ben bu adamı gerçekten anlamıyorum. Kendinin farkında değil. Benim hayatımdaki her şey o. Eşim, annem, babam, abim, arkadaşım, öğretmenim, hayat sigortam..abartısız her şeyim o. Ve bu evde hissettiğim dışlanmışlıkla ona olan aidiyetimi bilerek mücadele ediyorum. Fakat tam olarak bu şekilde ifade etmeye de varmıyor dilim. Aşağı yukarı tahmin ediyordur, nasıl tahmin etmez ki diyorum...

Ama sabrım kalmadı artık. Sizce de onun bu fotoğraf makinası ile ilgili yaptığı muhabbet çok yanlış değil mi! :KK43:
 
Son düzenleyen: Moderatör:
X