Kimyasal gebelik bir kadın için, gerek fiziksel, gerekse ruhsal olarak travmatik ve zorlayıcı bir olay. Travmatik çünkü, bu sorunlu gebelik öncelikle düşük seyreden ve belirli bir süreç içerisinde yükselecek mi endişesi yaşanan bhcg değerleri ile başlıyor. Her 48 saatte bir ölçüm, artacak mı, katlayacakmı stresi bir anne adayı için yaşayabileceği en stresli süreçlerden biri.Artmadığında duyulan bebeğim düşecek mi, yoksa sağlıksız mı olacak, gebelik sonlandırılacak mı kaygısı birden bire büyük bir sorunun daha varlığına uyandırıyor sizi...Evet dış gebelik...Öyle bir durum içinde buluyorsunuz ki kendinizi, o geciksin diye dualar ettiğiniz reglinizi, dakikada bir gelmişmi diye bir umutla kontrol eder hale geliyorsunuz.
Biyokimyasal gebelik bir kadın için travmatik, çünkü dış gebelik riski ensenizde günlerce ne olacak diye bekliyorsunuz, herşeye hazır olmaya çalışarak. Bu süre zarfında kimse size birşey söyleyemiyor...Rahatlayamıyorsunuz. Biyokimyasal gebelik bir kadın için travmatik evet, adetiniz başladığında hayati risk taşıyan kimyasal gebelik sıkıntısından bir nebze kurtuluyorsunuz ama, o alıştığınız bebeğinize veda ettiğiniz için hönküre hönküre de ağlıyorsunuz. Sağlığınızla ve bebeğiniz arasında tercih yapmış hissedip, suçluluğa kapılıyor, ne hissedeceğinizi bilemiyorsunuz.
Biyokimyasal gebelik bir kadın için travmatik evet, çünkü ancak düşük başladığında ve hatta bitip değerler sıfırlandığında ve normale döndüğünde teşhis konabiliyor. Bazen de konamıyor. Yaşanan şey biyokimyasal gebelik mi, yoksa dış gebelik mi, düşük aşamasında teşhis koymak mümkün olmuyor. Ve bunu bilmek imkansız artık diyor doktorlar. Bilinen tek şey düşük başladığı için riskin azalmaya başlamış olması. Dolayısıyla, kişi hem bebeğini kaybetmiş olmanın zorlu psikolojik mücadelesini yaşarken (ki adet gecikmesinin uzunluğuna bağlı olarak, haber verilen çevre sebebiyle işin bir de sosyal boyutu oluyor) hem de dış gebelik riskinin ne zaman ekarte edileceği endişesini yaşıyor. Dış gebelik riski, hem vücuda vereceği zarar, hem gelecek gebelik ihtimallerini ilk aşamada %40 düşürmesi, hem tekrarlama riski ile büyük bir sorun. Düşük yaşıyorsunuz ama %100 biyokimyasal diyemiyorsunuz, o dış gebelik riski aklınızın bir köşesinde, ömrünüz boyunca sizinle kalmak üzere yuvalanıyor.
Lafı toplamak gerekirse, evet ben de şükrediyorum bu tecrübeyi bana yaşattığı, 10 gün de olsa "anne" olma fırsatını bana tanıdığı için Rabbime. Ama buna rağmen biyokimyasal gebelik asla hiç bir arkadaşım, dostum için "Evet ben hamile kalabiliyormuşum." demesi, ya da gelecek aylara dair umut beslemesine destek olması için DAHİ yaşamasını asla arzulamayacağım bir tecrübe. Asla.
SevdeBilgecim, ben sana o yüzden, tüm bu zorlukları bildiğimden, bizzat yaşayıp tecrübe ettiğimden, içimdeki tüm iyi niyet ve samimiyetimle, dostane ve kardeşçe duygularımla kimyasal gebelik de olmayabilir dedim. Bilmiyorum, kimyasal gebelik benim bir daha asla yaşamak istemediğim, kimseler de yaşamasın evlerden ırak dediğim bir durum. Ben evet gebe kalabildiğimi öğrendim ama, bu şekilde olsun istemezdim. Bu durumu senin de istemeyeceğini, bundan korktuğunu ve çekindiğini düşünerek sana moral vermeye çalıştım. Sizin bana dış gebelik değildir, korkma diye teselli vermeniz gibi.
Yanlış anlaşıldıysam, kusuruma bakma ve içinde bulunduğum psikolojiye ver rica ederim.