Tarihçesi
Saray mutfağında pişirilen hamur işlerine baktığımızda, karidesli börek dışında deniz ürünü kullanılarak yapılan börek veya çöreklere (son yüzyılda hamsili pide vb.) rastlayamamaktayız.
Yemek kültürümüze girmiş balık ve diğer deniz ürünleri ile yapılan yemekler, Ramazan aylarında daha az tüketilmiştir. Çok eski bir rivayete göre balık beni yiyen doymasın, beni tutan olmasın demiştir. Bu anlayışla olsa gerek balığın tok tutmayacağı düşüncesiyle Ramazanlarda balık az tüketilmiştir.
Fatih Sultan Mehmet dönemindeki masraf defterlerine bakıldığında balık, karides ve istiridyeye rastlamaktayız. Bu, deniz ürünlerine Fatih Sultan Mehmet döneminde önem verildiğini göstermektedir. Karides sadece börek olarak değil, aynı zamanda yahni, güveç, çorba, kavurma, ızgara ve salata olarak da rağbet görmüştür.
Tarihçesi
Osmanlı döneminde sonbaharda Boğazdan geçen ton balıkları Arnavutköy kıyılarında yakalanırmış. O dönemlerde denizler çok bereketli olduğundan, denize daldırılan kepçelere balık dolduğu rivayet edilmektedir. Gayrimüslim ve fakir halkın en değerli besin kaynağı balık, bol ve ucuz olması sayesinde halk mutfağında her zaman yerini almıştır.
Belirtmekte fayda var ki eski İstanbul sofralarında balık yemeklerinden sonra su içilmez, onun yerine koruk şerbeti ya da tadı az limon şerbetleri içilirdi. Bu da İstanbul yemek kültürünün ayrı bir yanını oluştururdu.
Saray mutfaklarında yapılan tarifler arasında kâğıtta pişirme yöntemi dikkat çekmektedir. Mangalda köz ateşinde ya da ızgarada da aynı şekilde pişirildiği görülmektedir. Tekir balığının adı, çene altında bulunan iki adet bıyıktan gelmektedir
Tarihçesi
Börülcenin Afrika kıtasından Amerikaya ve Avrupaya yayıldığı bilinmektedir. Börülce Ege ve Akdeniz bölgesinin karakteristik bitkisidir.
İstanbul ve çevresinde oturan göçmenlerin, getirdikleri tohumları bahçelerinde ekerek yetiştirmeleri börülcenin İstanbul mutfağında yayılmasında etkili olmuştur. 19. yüzyıl yemeklerinde kendini gösteren börülceden taratorlu salata, piyaz, zeytinyağlı yemek, çorba ve turşu yapıldığını söyleyebiliriz. Halk arasında da çok sevilen börülceye bazı yörelerde karnı kara denmektedir. Hepimizin bildiği gibi börülce türkülere de konu olmuştur (Bahçelerde börülce, oynar gelin görümce) .
Börülcenin içeriğinde C vitamini ve bitkisel protein bulunur. Göğüs ve akciğere faydalı olan börülcenin, bazı yörelerimizde suyunun yanıkların tedavisinde kullanıldığı bilinmektedir.
Tarihçesi
Saray mutfağının çok eski ve en sevilen böreklerinden biri olan bu börek, İstanbul halk mutfağında da beğenilerek yapılmıştır. 18. ve 19. yüzyılda çokça yapılmasına karşın günümüzde unutulan bir börek çeşididir.
Dohsson, Saray mutfağında yapılan enfes böreklerden çok etkilenmiş olsa gerek, 1788 yılında yayınlanmış olan kitabında hamur işi olan bu böreklerin, halkın çok sevdiği yemek olduğundan; hafifliği, güzelliği (lezzeti) ve kat kat yapraklı oluşu ile Avrupa pastalarına benzediğinden; içlerine çeşit çeşit sebze, et, meyve ve reçel konularak çok büyük yapıldığından; yapan aşçıların çoğunun Arap olduğundan bahsetmiştir.
Safranı ve zerdeçalı bir parça su içinde çözdürüp, rengini suya vermesini bekleyin.*Not : Suyun iki parçaya bölünmesi zerdenin suyunun duru, bulanıklıktan uzak olması içindir.
Tarihçesi
OSmanlı saray mutfağından gelen bir tatlı olarak bilinen hafif ve lezzetli bir tatlı olan zerde tatlısı Kendine has rengi ve tadı ile ev mutfaklarında mütemadiyen aranan bir tatlı olma özelliğini hala korumaktadır .. .
Yaz sıcaklarına denk gelen Ramazan ayında hem hafif hem lezzetli bu tatlı sofralarınızın vazgeçilmezi olmaya aday..Zerdenin hazırlanışı sütlaç uygulamasına benzer fakat burada malzeme olarak süt yerine su kullanılır. Nişasta ile bağlanan kıvamının ne çok sulu ne de çok koyu olması arzu edilir. Kendine has rengini veren safran veya zerdeçal baharatının kullanımı ise bu tatlının kendine has özelliğidir.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?