- 24 Kasım 2008
- 14.247
- 37
- Konu Sahibi Halikarnas
- #1
Omega Yağ Asitleri Nelerdir?
Yağ asitleri normalde vücutta bazı kimyasal reaksiyonlardan sonra değişim göstererek farklı özelliklerde yağ asitlerine dönüşür. Fakat bütün yağ asitleri için bu geçerli değildir. Oleik, linoleik ve gama linoleik gibi bazı yağ asitleri vücuda doğrudan dışardan alınması gereken yağ asitleridir. Böyle yağ asitlerine esansiyel yağ asitleri denir.
Meşhur Omega 3 ve Omega 6 yağ asitlerini hepimiz duymuşuzdur. Dengeli olarak vücuda alınması gereken, vücudun kendisinin üretemediği ancak bazı besinler yoluyla veya kapsül olarak vücudumuza aldığımız yağ asitleri. Şimdi tek tek omega 3 ve omega 6 yap asitlerinin neler olduğuna, yeterli ve dengeli bir şekilde alınması ve alınmaması durumlarında nelerle karşılaşabileceğimize bir bakalım.
Omega 3 Nedir?
Omega 3 yağ asitleri vücut için gerekli olan en önemli doymamış yağ asitlerindendir. Omega 3 yağ asitlerinden en önemlileri dokosaheksaenoik asit (DHA), α-linolenik asit ve eikosapentaenoik asit (EPA) olarak gösterilebilir. Omega 3 halk arasında balık yağı olarak da bilinmektedir.
Daha anne karnında bebeklik döneminde vücut omega 3 yağ asitlerine ihtiyaç duymaya başlar ve bu ihtiyaç ömrünün sonuna kadar devam eder.
Bu ihtiyacın karşılanması için omega 3 içeren yiyecekler sıklıkla tüketilmeli veya omega 3 kapsül olarak bilinen kapsüller kullanılmalıdır.
Omega 6 Nedir?
Omega 3 ile aynı şekilde omega 6 da vücut için son derece gerekli doymamış yağ asitlerindendir. İsimlerindeki 3 ve 6 kimyasal formüllerinden gelmektedir.
Omega 3 ve omega 6 ‘nın vücutta bulunmasının yanında bunların vücuttaki birbirlerine oranları da bir o kadar önemlidir. Yanlış beslenme sonucu vücudumuzdaki omega 6 miktarı omega 3 miktarının yaklaşık 10 katına kadar çıkmaktadır. Fakat olması gereken 2 birim omega 6 ya bir birim omega 3 bulunmasıdır.
Omega 9 Nedir?
Omega 9 da bir diğer esansiyel yağ asididir. Daha çok zeytinyağı gibi ürünlerde bulunan omega 9′un en bilinen örnekleri oleik asit ve mead asit türleridir.
Omega 3 Yararları
Eskimoların genel olarak normal insanlardan çok daha az kalp ve dolaşım sistemi sorunlarına sahip olduklarının gözlenmesinden sonra bilim adamları araştırmalara başlamış ve deniz balıklarının birçoğunda bulunan omega 3 ismini verdikleri yeni bir çeşit yağ asidiyle karşılaşmışlardır.
Omega 3′ün yani balık yağının insan vücudunda hayati değeri olan, sizin sağlıklı ve kaliteli yaşamanızı sağlayacak olan beyin hücreleriyle, kalp ve damarlar gibi dolaşım sistemi elemanlarıyla ve sperm, yumurta gibi üreme sistemi elemanlarıyla doğrudan ilişkisi olduğu bilim adamlarınca tespit edilmiştir.
Peki Omega 3 kalp ve damar sağlığına nasıl yardım ediyor? Omega 3 damarlarda damar büzücü diye bilinen bazı kimyasalların yıkımını sağladığı için damarlara baskısı çok büyük olan kimyasallar tüketildiği zaman damar genişler ve tansiyon normal değerlerine gelir.
Birçok tansiyon sorununda doğrudan çözüm olabilecek bu asitler ayrıca trombositlerin birbirine yapışmasını engellediği için kalp krizi riskini çok büyük oranda azaltır. Daralma, bunalma, kalp krizi, inme gibi sorunların çözümü için yeterli ve dengeli omega 3 alınması şarttır. Ayrıca damar sertliği sorununun çözümüne de doğrudan yardım eder.
Omega 3 vücuttaki trigliserit denilen yağ moleküllerinin de yıkımına yardım ettiği için kolestrolü düşürmede doğrudan etkilidir. Bu da kalp krizi riskini, kalp ve damar hastalıkları riskini oldukça azaltan bir faktördür.
Journal of the American Medical Association dergisinde yazan doktorlar tarafından açıklanan bilgiye göre Colorado Universitesi’nde 1770 tane diyabet birinci tip hastası çocuk ve gencin diyabet durumları bir yaşından itibaren düzenli omega 3 takviyesi alan kişilerle beraber izlendi ve sonuçta diyabet riskinin %55 oranında azaldığı tespit edildi. 2. tip diyabet riskinin de buna paralel olarak azaldığı belirtildi.
Omega 3 Vücuttaki bazı özel hücre türleriyle de doğrudan ilişkilidir. Bunlardan en önemlileri şüphesiz beyin hücreleridir. Beyin hücreleri gelişiminde büyük rol oynayan balık yağı çocukların ve bebeklerin beyin gelişimine çok büyük katkı sağlamaktadır. Özellikle küçük çocuğunuz varsa düzenli bir omega takviyesi hem beyin gelişimi hem de birçok hastalığın önlenmesi için çok yerinde bir karar olacaktır.
Bir diğer özel hücre grubu da üreme hücreleri sperm ve yumurtadır. Özellikle sperm oluşumu ve spermlerin işlevlerini yerine getirmeleri ile ilgili sorunları olan insanların omega 3 kullanımına başlayarak kısa sürede çocuk sahibi olabildikleri görülmüştür. Sperm hücreleri ile omega 3 arasındaki bu ilişki göz ardı edilmemelidir.
Bunun yanında cilt sağlığı için de vazgeçilmez bir destektir çünkü omega 3ün etkilediği özel hücrelerden biri de cilt hücreleridir. Epitel doku üzerinde de doğrudan etkilidir.
Omega 3′ü Kimler Kullanmalı?
Omega 3 kullanımı için belirli bir yaş aralığı olmamakla birlikte çocukluktan itibaren bazı ürünlerin kullanılmaya başlanması çok önemlidir.
Hamilelik gibi bazı özel durumlarda ise alınması şarttır denebilir. Çünkü omega 3ün anne ve bebek sağlığında rolü büyüktür. Annenin kendisine yardım ettiği gibi bebeğin beyin gelişimine ve gözündeki retina gelişimine doğrudan etki eder. Hamilelik sürecinin normal seyretmesine yardımcı olur. Erken doğum riskini ciddi biçimde azaltır. Ayrıca doğum sonrası depresyonunun kolay atlatılması için de oldukça yararlıdır.
Beyin gelişimine etkisinden dolayı çocukların ve eğitim öğretim hayatına başlamış olan gençlerin omega 3 kullanımına başlaması da doğru olacaktır.
Ayrıca ailesinde kalp ve damar hastalıkları görmüş olanlar, diyabet gibi hastalıklar bulunanların da bir an önce kullanmaya başlamaları gerekir. Vücudun dengesini sağlamak her şeyden önemlidir.
Kemik ve eklem sağlığı üzerindeki olumlu etkilerinden dolayı romatizma gibi hastalıklarla sorunu olanların kullanması gerekir. Omega 3 kemiklerde kalsiyum depolanmasını desteklediği için büyüme çağındaki çocuk ve gençlerin kemik yapılanmasında çok yardımcı olacaktır.
Göz sorunları olanlar veya gözünde sorun olmasını engellemek isteyenler de omega 3 kullanmalıdır. Biz isteyelim ya da istemeyelim belli bir yaştan sonra göz sağlımız genel olarak bozulur. Bu bozulmayı en aza indirmek için balık yağı kullanımı çok önemlidir.
Özellikle 20li 30lu yaşlardaki bayan ve erkeklerde ileride oluşabilecek unutkanlık, alzheimer gibi hastalıkların önlenmesinde, alzheimer hastalarında alzheimerin etkisinin azaltılmasında kullanılmalıdır.
Omega 3 Nasıl Kullanılmalı?
Omega 3 adı üstünde balık yağı olduğundan dolayı balıklardan karşılanabilir. Fakat her balıkta omega olacak diye bir kaide olmadığı gibi en çok omega bulunduran balıklar da derin deniz balıkları dediğimiz Somon, ton balığı, sardalya, uskumru gibi balıklardır. Bazı balıklarda hiç omega olmayabilir.
Bunun yanında kolay ve etkili bir yöntem olarak kapsül şeklinde omega 3 desteği almak çok mantıklıdır. Katkı maddesi olmadan üretilmiş omega 3 kapsülleri sürekli yanınızda taşıyabilir ve düzenli olarak kullanabilirsiniz. Ayrıca çocuklar için de büyük kullanım kolaylığı sağlayan kapsüllere ise ulaşmak zor değil. Tabiki güvenilir bir firmadan güvenilir ürünler almanızı tavsiye ederim. Bunun için önceden bu omega 3 kapsüllerinden kullanmış insanlardan fikir almak en iyisidir
Omega-3 düzenli olarak kullanıldığında çarpıcı bir biçimde kandaki kolesterol (LDL kolesterol seviyesini düşürürken, HDL seviyesinin artmasına yardım eder.) ve trigliserid seviyesini düşürür ve normal değerde tutar.
Düşük kolesterol seviyesini ise normal değere çıkarır.
Kanı inceltir ve damar içinde pıhtılaşmasını engeller.
Kan basıncını (tansiyon) düzenler. Kalp krizi riskini azaltır.
Yüksek miktarda alınan yağlı ve proteinli yiyeceklere rağmen, damar sertliği oluşumunu yavaşlatır.
Bağışıklık sistemini güçlendirir ve cildi güzelleştirir.
Yaşlılık etkilerini geciktirir.Omega-3 yağ asitleri, Eskimo' lar üzerinde inceleme yapan araştırmacılar tarafından keşfedilmiştir. Bu insanların, yüksek miktarda yağlı ve proteinli yiyecek tüketmelerine rağmen, çok nadiren damar sertliğinden veya kalp hastalıklarından şikayetci oldukları görülmüştür.
Omega-3 allerjik ve inflamatuar rahatsızlıkları tedavi etmek, MS (Multiple Sclerosis) ve Lupus (SLE-Systemic Lupus Erythematosus ) gibi otoimmün (organizmanın kendi yapılarına karşı oto antikorlarla saldırıya geçmesi) hastalıkları ile mücadele etmek için de kullanılmaktadır.
Son düzenleyen: Moderatör: