• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Olumsuzluğa tahammülü olmayan eş…

Merhabalar…
Ben bu konuyu kiminle nasıl konuşacağımı bilemediğim için buraya açıyorum. Konu benim içim çok yıpratıcı ve yorucu.
Okul öncesi öğretmeniyim. Mesleğimle bir bütün olduğumu düşünüyorum. Hem çocuklara olan sevgimden hem de sabrımdan dolayı.
9 aylık evliyim.
Eşimle de öğretmenlik yaptığım bir ilçede tanıştım. Önceden olan tanışıklığımız daha sonra ilişkiye dönüştü ve evlilik niyetiyle görüşmeye başladık. Merhameti,hassasiyeti çok hoşuma gidiyordu. Annem ve babamı erken kaybettim. Bu yüzden onlar gibi sevgi dolu bir insanı bulduğum için kendimi şanslı hissediyordum.
Ben duygusal bir insan olarak çabuk kırılabiliyordum. Neye kırıldığımı söylemeden küsebiliyordum. Sonra bu aramızda sorunlara sebeb olunca bana neye kırıldığımı söylememi bu şekilde kırılacaksam kırılmamı en azından sebebini anlamak istediğini söyledi. Bir süre bu şekilde devam ettik. Evlilik şu bu hazırlığı derken benim tarafımdan çıkan en küçük olumsuzlukta sorunlar yaşanmaya başladı. “Şu konu beni üzdü,şu konu canımı sıktı.” dediğim her konu için sanki aldattım mı sanki ne yaptım ne kadar abartıyorsun diyerek bastırıldım. Tavır,naz,tuz çekemez bir haldeydi.
Evlilik stresine verip birçok şeyi görmezden geldim. Tüm yükü en çok ben sonra ikimiz sırtlanıp evlendik. Evlendikten sonra görmezden gelinen her sorun dağ olup önümüze çıktı. Merhametine aşık olup her şeye göğüs gerdiğim o adam meğer ani öfke krizleri geçiren bir insanmış. Ben bu süreçte hem evlilik öncesi hem sonrası duygularımı kontrol etmeye çalıştım . Gereksiz kavgalar olmasın diye uğraştım. Ama benim tarafımdan söylenen en küçük hoşuna gitmeyen kelimede bile kavgalar çıkmaya başladı. Hem de kontrolsüz kavgalar. Kendini öldürmekle tehdit etmeler,intihar etmeye yönelik davranışlar,bağırmalar, çağırmalar,hakaretler,gözünün hiçbir şeyi görmeyişleri. Buna karşılık benim girdiğim ağlama krizleri ve çaresizlik. Normalde çok sakin bir insanım. Ama ben de kaldıramaz hale geldim.
Bir süre bu durumlar karşısında düzeltmeye,toparlamaya çalıştım. Şiddetle büyümüş bir kadın değildim ama psikolojik şiddete maruz kalıyordum. Olayın en çok tırmandığı anlardan birinde eşim bana ne kadar zarar verdiğini anladı. Ve durumları düzelteceğine dair sözler verdi. Çünkü ciddi anlamda gitmeye karar vermiştim. O da bu durumdan korktuğu için toparlamaya çalıştı . Bu süreçte iki defa psikolojik destek aldım. Sürekli olumlu şeyler için çabaladım. Ama küçücük olumsuzluklarda aksiliklerde gene öfkesini kontrol edemiyor. En basitinden dün bir sorun yaşadık . İkimiz de bu konuyla ilgili konuştuk. Kısacık sürdü. Sonra seccadenin başına geçti namaz kılmak için. Moralini bozuk görünce az önceki konudan dolayı canını sıkmasın ve beni anlasın diye ona iki şey söyleyip ben de namaz kılmaya gidecektim. Ona bak beni kıran nokta bu oldu diyerek sakince açıklama yapmaya çalıştım. Daha 30 saniyesini bitiremeden delirdi. Seccadeyi fırlattı.Çok gereksiz konuştuğumu,uzatmamamı,gereksiz şeyler dememi söyledi.
Bütün kavgalara benim sebeb olduğumu,naza tuza hakkımın olmadığını,gereksiz davranmamamı söylüyor.
Çok konuşuyormuşum ona göre,tek derdim kavga çıkarıp uzatmakmış. Açıklamalar gereksizmiş.
Sabah işe giderken tekrar sakin bir şekilde konuşmak istedim ama gene olmadı. Gözlerimin içi yanıyor ağlamaktan.
Şimdi soruyorum cümle hesabı kurarak,korkarak bir ilişkinin içinde daha ne kadar var olabilirim?
Sürekli kendimi anlatmaya açıklamaya çalışmaktan çok yoruldum.
bi de çocukla iyice çıkmaza girersiniz boşanın. birgün sizi de öldürebilir
 
Merhabalar…
Ben bu konuyu kiminle nasıl konuşacağımı bilemediğim için buraya açıyorum. Konu benim içim çok yıpratıcı ve yorucu.
Okul öncesi öğretmeniyim. Mesleğimle bir bütün olduğumu düşünüyorum. Hem çocuklara olan sevgimden hem de sabrımdan dolayı.
9 aylık evliyim.
Eşimle de öğretmenlik yaptığım bir ilçede tanıştım. Önceden olan tanışıklığımız daha sonra ilişkiye dönüştü ve evlilik niyetiyle görüşmeye başladık. Merhameti,hassasiyeti çok hoşuma gidiyordu. Annem ve babamı erken kaybettim. Bu yüzden onlar gibi sevgi dolu bir insanı bulduğum için kendimi şanslı hissediyordum.
Ben duygusal bir insan olarak çabuk kırılabiliyordum. Neye kırıldığımı söylemeden küsebiliyordum. Sonra bu aramızda sorunlara sebeb olunca bana neye kırıldığımı söylememi bu şekilde kırılacaksam kırılmamı en azından sebebini anlamak istediğini söyledi. Bir süre bu şekilde devam ettik. Evlilik şu bu hazırlığı derken benim tarafımdan çıkan en küçük olumsuzlukta sorunlar yaşanmaya başladı. “Şu konu beni üzdü,şu konu canımı sıktı.” dediğim her konu için sanki aldattım mı sanki ne yaptım ne kadar abartıyorsun diyerek bastırıldım. Tavır,naz,tuz çekemez bir haldeydi.
Evlilik stresine verip birçok şeyi görmezden geldim. Tüm yükü en çok ben sonra ikimiz sırtlanıp evlendik. Evlendikten sonra görmezden gelinen her sorun dağ olup önümüze çıktı. Merhametine aşık olup her şeye göğüs gerdiğim o adam meğer ani öfke krizleri geçiren bir insanmış. Ben bu süreçte hem evlilik öncesi hem sonrası duygularımı kontrol etmeye çalıştım . Gereksiz kavgalar olmasın diye uğraştım. Ama benim tarafımdan söylenen en küçük hoşuna gitmeyen kelimede bile kavgalar çıkmaya başladı. Hem de kontrolsüz kavgalar. Kendini öldürmekle tehdit etmeler,intihar etmeye yönelik davranışlar,bağırmalar, çağırmalar,hakaretler,gözünün hiçbir şeyi görmeyişleri. Buna karşılık benim girdiğim ağlama krizleri ve çaresizlik. Normalde çok sakin bir insanım. Ama ben de kaldıramaz hale geldim.
Bir süre bu durumlar karşısında düzeltmeye,toparlamaya çalıştım. Şiddetle büyümüş bir kadın değildim ama psikolojik şiddete maruz kalıyordum. Olayın en çok tırmandığı anlardan birinde eşim bana ne kadar zarar verdiğini anladı. Ve durumları düzelteceğine dair sözler verdi. Çünkü ciddi anlamda gitmeye karar vermiştim. O da bu durumdan korktuğu için toparlamaya çalıştı . Bu süreçte iki defa psikolojik destek aldım. Sürekli olumlu şeyler için çabaladım. Ama küçücük olumsuzluklarda aksiliklerde gene öfkesini kontrol edemiyor. En basitinden dün bir sorun yaşadık . İkimiz de bu konuyla ilgili konuştuk. Kısacık sürdü. Sonra seccadenin başına geçti namaz kılmak için. Moralini bozuk görünce az önceki konudan dolayı canını sıkmasın ve beni anlasın diye ona iki şey söyleyip ben de namaz kılmaya gidecektim. Ona bak beni kıran nokta bu oldu diyerek sakince açıklama yapmaya çalıştım. Daha 30 saniyesini bitiremeden delirdi. Seccadeyi fırlattı.Çok gereksiz konuştuğumu,uzatmamamı,gereksiz şeyler dememi söyledi.
Bütün kavgalara benim sebeb olduğumu,naza tuza hakkımın olmadığını,gereksiz davranmamamı söylüyor.
Çok konuşuyormuşum ona göre,tek derdim kavga çıkarıp uzatmakmış. Açıklamalar gereksizmiş.
Sabah işe giderken tekrar sakin bir şekilde konuşmak istedim ama gene olmadı. Gözlerimin içi yanıyor ağlamaktan.
Şimdi soruyorum cümle hesabı kurarak,korkarak bir ilişkinin içinde daha ne kadar var olabilirim?
Sürekli kendimi anlatmaya açıklamaya çalışmaktan çok yoruldum.
Eşinin öfkesi hoş değil ama sanki sende açıklama yapacağım diye çok mu uzatıyorsun konuları?Namaza duracak adama hala açıklama yapma derdi de pek normal değil yalnız, bazen çok konuşmak iki tarafı da gereksiz yere hırslandırabiliyor.
 
Olumsuzluğa tahammülü olmayan sizsiniz gibi geldi.

Hayatta olumsuzluklar olabilir ancak hepimizin kalbi taştan mı da kırılmıyoruz sizce?

Sadece bunu yansıtmak, içimizde büyütmek hayatımızın akışını olumsuz etkileyeceği için görmezden geliyoruz yada kendiniz çözüyoruz.

Ancak eşinizin de psikolojik rahatsızlıkları var belli ki davranışları normal bir insandan beklenen davranışlar değil.
 
Eşiniz de sıkıntılı ama siz de gözüme çarpan çok mu dırdır yapıyosun

Evli değilim ama annemin sürekli aynı konular hakkında evirilip çevirilip sürekli konuşması enerjimi emiyor bir de siz kavga, kavga konusunun tartışılması konuyu kapattık diyip namaz kılacakken kapatmayıp tekrar konuşmanız adamı bezdirmiş olabilir.
 
Terapist direkt bu var demedi sadece bu özellikleri taşıyor ve bir uzmana görünmesi gerekiyor dedi.
Bu konuyu yumuşak bir şekilde açtım sakin bir anında önce gidip görünceğini söyledi sonra da ben deli değilim ben hasta değilim asla gitmem diye reddetti.
Öyledir bilmiyorum ben.

Ben de kendi tanıdığım kişinin özelliklerine hiç uymadığını düşündüm.
 
Merhabalar…
Ben bu konuyu kiminle nasıl konuşacağımı bilemediğim için buraya açıyorum. Konu benim içim çok yıpratıcı ve yorucu.
Okul öncesi öğretmeniyim. Mesleğimle bir bütün olduğumu düşünüyorum. Hem çocuklara olan sevgimden hem de sabrımdan dolayı.
9 aylık evliyim.
Eşimle de öğretmenlik yaptığım bir ilçede tanıştım. Önceden olan tanışıklığımız daha sonra ilişkiye dönüştü ve evlilik niyetiyle görüşmeye başladık. Merhameti,hassasiyeti çok hoşuma gidiyordu. Annem ve babamı erken kaybettim. Bu yüzden onlar gibi sevgi dolu bir insanı bulduğum için kendimi şanslı hissediyordum.
Ben duygusal bir insan olarak çabuk kırılabiliyordum. Neye kırıldığımı söylemeden küsebiliyordum. Sonra bu aramızda sorunlara sebeb olunca bana neye kırıldığımı söylememi bu şekilde kırılacaksam kırılmamı en azından sebebini anlamak istediğini söyledi. Bir süre bu şekilde devam ettik. Evlilik şu bu hazırlığı derken benim tarafımdan çıkan en küçük olumsuzlukta sorunlar yaşanmaya başladı. “Şu konu beni üzdü,şu konu canımı sıktı.” dediğim her konu için sanki aldattım mı sanki ne yaptım ne kadar abartıyorsun diyerek bastırıldım. Tavır,naz,tuz çekemez bir haldeydi.
Evlilik stresine verip birçok şeyi görmezden geldim. Tüm yükü en çok ben sonra ikimiz sırtlanıp evlendik. Evlendikten sonra görmezden gelinen her sorun dağ olup önümüze çıktı. Merhametine aşık olup her şeye göğüs gerdiğim o adam meğer ani öfke krizleri geçiren bir insanmış. Ben bu süreçte hem evlilik öncesi hem sonrası duygularımı kontrol etmeye çalıştım . Gereksiz kavgalar olmasın diye uğraştım. Ama benim tarafımdan söylenen en küçük hoşuna gitmeyen kelimede bile kavgalar çıkmaya başladı. Hem de kontrolsüz kavgalar. Kendini öldürmekle tehdit etmeler,intihar etmeye yönelik davranışlar,bağırmalar, çağırmalar,hakaretler,gözünün hiçbir şeyi görmeyişleri. Buna karşılık benim girdiğim ağlama krizleri ve çaresizlik. Normalde çok sakin bir insanım. Ama ben de kaldıramaz hale geldim.
Bir süre bu durumlar karşısında düzeltmeye,toparlamaya çalıştım. Şiddetle büyümüş bir kadın değildim ama psikolojik şiddete maruz kalıyordum. Olayın en çok tırmandığı anlardan birinde eşim bana ne kadar zarar verdiğini anladı. Ve durumları düzelteceğine dair sözler verdi. Çünkü ciddi anlamda gitmeye karar vermiştim. O da bu durumdan korktuğu için toparlamaya çalıştı . Bu süreçte iki defa psikolojik destek aldım. Sürekli olumlu şeyler için çabaladım. Ama küçücük olumsuzluklarda aksiliklerde gene öfkesini kontrol edemiyor. En basitinden dün bir sorun yaşadık . İkimiz de bu konuyla ilgili konuştuk. Kısacık sürdü. Sonra seccadenin başına geçti namaz kılmak için. Moralini bozuk görünce az önceki konudan dolayı canını sıkmasın ve beni anlasın diye ona iki şey söyleyip ben de namaz kılmaya gidecektim. Ona bak beni kıran nokta bu oldu diyerek sakince açıklama yapmaya çalıştım. Daha 30 saniyesini bitiremeden delirdi. Seccadeyi fırlattı.Çok gereksiz konuştuğumu,uzatmamamı,gereksiz şeyler dememi söyledi.
Bütün kavgalara benim sebeb olduğumu,naza tuza hakkımın olmadığını,gereksiz davranmamamı söylüyor.
Çok konuşuyormuşum ona göre,tek derdim kavga çıkarıp uzatmakmış. Açıklamalar gereksizmiş.
Sabah işe giderken tekrar sakin bir şekilde konuşmak istedim ama gene olmadı. Gözlerimin içi yanıyor ağlamaktan.
Şimdi soruyorum cümle hesabı kurarak,korkarak bir ilişkinin içinde daha ne kadar var olabilirim?
Sürekli kendimi anlatmaya açıklamaya çalışmaktan çok yoruldum.
Vallahi anlamıyorum ben sizi mutsuzsunz ve bunu devam ettirebilmek için bahane arıyorsunuz... Ayrılmam ayrılamam demeyin, kurtarın kendinizi... Mis gibi hayatınızı yaşayın ... Ne adamlar var buna kalmadınız bnce..
 
eşinizle umarım sorunları çözersiniz. benim size tavsiyem her şeye kırılmayın her şeyi dert etmeyin. hayat o kadar sert ki depremde gördük. 10 saniyede ölüm işini kaybetme evini kaybetme sakat kalma neler yaşandı. dünya ayrı dert iş ayrı dert. sizin gibi hassas insanlar çok kolay yıpranır. elbette insan evladı hassas olur ama maalesef sanatçı değilseniz hassas olmanız size yaratıcılık olarak geri dönmüyorsa genelde insan ilişkilerinde sorun olarak geri döner. çünkü insanların büyük kısmı sizin kadar hassas değil. katı terbiyesiz iki yüzlü. araba kullanıyor musunuz bilmiyorum beş saniye için birbirine küfür eden insanlarla çevriliyiz. siz böyle bir şey yaşasanız o gününüz alt üst olur. çalışıyor musunuz bilmiyorum iş arkadaşınızın hainliği ile bir ay depresyona girersiniz.hayatla bir şekilde baş etmenin yolunu bulmak zorundasınız. bence bunun yöntemi de duygularla değil mantık temelli yaşamak. duygular sizi üzüyor çünkü overdoze yaşıyorsunuz. başkasına akıl verir gibi yaşayınca inanın kolaylaşıyor.
 
Olumsuzluğa tahammülü olmayan demişsiniz. Durup dururken çıkarılan olumsuzluğa kimsenin tahammülü olmaz. İnsan neye bakarsa onu görür. Ve sen bayağı olumsuz görünüyorsun. Namaza duran adama bile söylenme derdindesin Ben sürekli dırdır eden, alınacak, kırılacak şey arayan insanlara 'ortama limon sıkıp durma' derim. Adamın kabı dar orası belli ama sen de o kabı sürekli dolduruyorsun. Şuna kırıldım buna kırıldım diye sürekli konuşup duran insanlar aşırı yorucu. Eski sevgilim senin erkek versiyonundu. Onda öfkelendiğim kadar hayatımın tamamının toplamında öfkelenmemiştim. Sürekli mutsuz olacak bir şey bulur, dır dır sürekli başımın etini yerdi., sen bir gün mutlu olursan ölürsün' demiştim. Sonra da terk edip huzuru buldum. Adamı sen delirtmissin. Okurken bana bile fenalık geldi. Birbirinize uygun değilsiniz. Hayata başka pencereden bakan birisi ile o çok daha sakin ve mutlu olacaktır sen de kendine uygun biri ile daha mutlu olabilirsin ama herkesin dırdıra ve söylenmeye tahammülü bir noktaya kadar.
 
Sen neden tedaviye gidiyorsun ki?
Evdeki gitmeli. Anasının babasının düzeltemediğini sen düzeltemezsin. Daha 9 aylık evlilikte bu kadar şiddete maruz kalmak korkunç. Sakın çocuk yapma. Tedavi olmazsa da sen yoluna bak.
 
Mutlu olmak istiyorsanız beklentilerinizi düşürün. Bazen özel hissetmek istiyoruz ama karşımızdaki bunun farkında bile olmayabiliyor. Ona sıradan gelen bi durum bizim beklentimizi karşılamamış oluyor. O sebeple beklentiyi düşürün, fazla önemsemeyin. Siz olumlu olunca belki o da değişir.
 
şunu belirtmek istiyorum ki ne kadar okul öncesi öğretmeni tanıyorsam hepsi fazla nazenin, hassas "ama ben duygusalım" insanları

(not: ataması yüksek diye mantık çerçevesinde yazıp atananları kast etmiyorum)

şunu da çıkça şöylemem gerekir ben kadın olarak bu kadın tipine katlanamıyorum...valla mallesef öyle biraz fazla rasyonel olduğum doğrudur.(çünkü dünya öyle bir yer değil güzel kardeşim, olsa da yesek ama değil....)

erkek olsam hiç katlanamazdım sanırım. erkekler düz çünkü. çoğu da öküz. ben de az-çok öküz olurdum herhalde erkek olsam.

şimdi anlaşılan muhfazakar/dindar (etiketlemek için değil de işte dinin önemli olduğu mahalle diyelim) insanlarsınız. muhafakazar erkek sizin gibi şirincik, hoşcuk kadına hemen evlenilecek, tam anne olacak kadın hem de maaşlı ve işyerinde yetişkin erkek bile yok...vuhuuuu şahane ! diye bakar ve direkt evlenir. ama sonra çekemez.

erkekler böyledir, ben de erkek olsam katlanamazdım (dolayısıyla sizin gibi biriye baştan evlenmemiş olurdum) dememden meramım şu: seviyorum, evlendim, geçinmek de istiyorum diyorsanız 2 tarafın da karşılıklı adımlar atması lazım. tek taraflı ol-du-ra-maz-sı-nız. olmaz.

ben böyle sürdüremiyorum. intihar mintihar demeye hiç kalkma, çözüm bulalım diye ağlamadan ve en fazla 1-2 dakika sürecek şekilde hiç konuştunuz mu?
 
Merhabalar…
Ben bu konuyu kiminle nasıl konuşacağımı bilemediğim için buraya açıyorum. Konu benim içim çok yıpratıcı ve yorucu.
Okul öncesi öğretmeniyim. Mesleğimle bir bütün olduğumu düşünüyorum. Hem çocuklara olan sevgimden hem de sabrımdan dolayı.
9 aylık evliyim.
Eşimle de öğretmenlik yaptığım bir ilçede tanıştım. Önceden olan tanışıklığımız daha sonra ilişkiye dönüştü ve evlilik niyetiyle görüşmeye başladık. Merhameti,hassasiyeti çok hoşuma gidiyordu. Annem ve babamı erken kaybettim. Bu yüzden onlar gibi sevgi dolu bir insanı bulduğum için kendimi şanslı hissediyordum.
Ben duygusal bir insan olarak çabuk kırılabiliyordum. Neye kırıldığımı söylemeden küsebiliyordum. Sonra bu aramızda sorunlara sebeb olunca bana neye kırıldığımı söylememi bu şekilde kırılacaksam kırılmamı en azından sebebini anlamak istediğini söyledi. Bir süre bu şekilde devam ettik. Evlilik şu bu hazırlığı derken benim tarafımdan çıkan en küçük olumsuzlukta sorunlar yaşanmaya başladı. “Şu konu beni üzdü,şu konu canımı sıktı.” dediğim her konu için sanki aldattım mı sanki ne yaptım ne kadar abartıyorsun diyerek bastırıldım. Tavır,naz,tuz çekemez bir haldeydi.
Evlilik stresine verip birçok şeyi görmezden geldim. Tüm yükü en çok ben sonra ikimiz sırtlanıp evlendik. Evlendikten sonra görmezden gelinen her sorun dağ olup önümüze çıktı. Merhametine aşık olup her şeye göğüs gerdiğim o adam meğer ani öfke krizleri geçiren bir insanmış. Ben bu süreçte hem evlilik öncesi hem sonrası duygularımı kontrol etmeye çalıştım . Gereksiz kavgalar olmasın diye uğraştım. Ama benim tarafımdan söylenen en küçük hoşuna gitmeyen kelimede bile kavgalar çıkmaya başladı. Hem de kontrolsüz kavgalar. Kendini öldürmekle tehdit etmeler,intihar etmeye yönelik davranışlar,bağırmalar, çağırmalar,hakaretler,gözünün hiçbir şeyi görmeyişleri. Buna karşılık benim girdiğim ağlama krizleri ve çaresizlik. Normalde çok sakin bir insanım. Ama ben de kaldıramaz hale geldim.
Bir süre bu durumlar karşısında düzeltmeye,toparlamaya çalıştım. Şiddetle büyümüş bir kadın değildim ama psikolojik şiddete maruz kalıyordum. Olayın en çok tırmandığı anlardan birinde eşim bana ne kadar zarar verdiğini anladı. Ve durumları düzelteceğine dair sözler verdi. Çünkü ciddi anlamda gitmeye karar vermiştim. O da bu durumdan korktuğu için toparlamaya çalıştı . Bu süreçte iki defa psikolojik destek aldım. Sürekli olumlu şeyler için çabaladım. Ama küçücük olumsuzluklarda aksiliklerde gene öfkesini kontrol edemiyor. En basitinden dün bir sorun yaşadık . İkimiz de bu konuyla ilgili konuştuk. Kısacık sürdü. Sonra seccadenin başına geçti namaz kılmak için. Moralini bozuk görünce az önceki konudan dolayı canını sıkmasın ve beni anlasın diye ona iki şey söyleyip ben de namaz kılmaya gidecektim. Ona bak beni kıran nokta bu oldu diyerek sakince açıklama yapmaya çalıştım. Daha 30 saniyesini bitiremeden delirdi. Seccadeyi fırlattı.Çok gereksiz konuştuğumu,uzatmamamı,gereksiz şeyler dememi söyledi.
Bütün kavgalara benim sebeb olduğumu,naza tuza hakkımın olmadığını,gereksiz davranmamamı söylüyor.
Çok konuşuyormuşum ona göre,tek derdim kavga çıkarıp uzatmakmış. Açıklamalar gereksizmiş.
Sabah işe giderken tekrar sakin bir şekilde konuşmak istedim ama gene olmadı. Gözlerimin içi yanıyor ağlamaktan.
Şimdi soruyorum cümle hesabı kurarak,korkarak bir ilişkinin içinde daha ne kadar var olabilirim?
Sürekli kendimi anlatmaya açıklamaya çalışmaktan çok yoruldum.
Sürekli kendimi anlatmaya çalışmaktan çok yoruldum diyorsunuz da adamda anlatma artık diyor duymuyor musunuz
Şuna kırıldım buna kırıldım ona kırıldım kırıldım da kırıldım, ben okurken bezdim, kırılmayın sürekli bir zahmet kırılırsanızda anlatmayın içinizde kalsın
 
Vakit ayırıp yorum yapan herkese çok teşekkür ederim. Mizacım daha çok içe dönüktür konuşmaktan çok yazmayı ve dinlemeyi severim. Evlenmeden önce ilk görüştüğümüz dönemlerde kırılganlığım yüksekti. Ama yazıda da eksik yazmışımdır belki kötü oluşumdan dolayı. Ama bunu zaman içinde toparlayıp düzenlemeye çalıştım. Hala da bunun için gayret ediyorum. Çünkü eşimiz dahi olsa kimseye sınırsız kapris hakkımız yoktur. Bunun farkında ve bilincindeyim.
İntihara yöneltecek kadar küçük şeyler konusu ise; özel bir gündür mesela kırıcı davranmıştır. Suratımı asınca kıyamet kopmuştur. Doğum günümü,öğretmenler günümü hep ağlayarak geçirdim. Ya da bir konuda bir eleştiride bulunmuiumdur altından bir sürü şey çıkarıp saldırıda bulunmuştur.
Eşim ona karşı iyiyken herhangi bir pürüz yokken çok iyi bir insan. Ama en ufak bir olumsuzlukta gözleri kararıyor.
Öfke hepimizde var yoksa. Ama öfkenin bile merhametli ya da merhametsiz oluşu var. Kastettiğim bu. Yoksa yakasına yapışıp her şeyi eleştiren,her şeye laf eden bir kadın değilim. Susup köşeme çekildiğim de çok oluyor ama o köşemde susmamam konusunda üstüme gelindiği de çok oluyor. Bunu da belirtmek isterim.
Kimse evliliğini bitirmek için uğraşmaz sadece artık ne yapacağımı bilmiyorum.
Terapistin dediklerine göre borderline kişilik bozukluğu özellikleri gösteriyor ama tedavi ya da teşhis konusuna bile sıcak bakmıyor.
Yorumlarınız için teşekkür ederim tekrar.

Bu süreçte iki defa psikolojik destek aldım.

Terapistin dediklerine göre borderline kişilik bozukluğu özellikleri gösteriyor ama tedavi ya da teşhis konusuna bile sıcak bakmıyor.

Psikolojik desteği siz aldınız; terapistte sizi dinleyerek eşinize teşhis mi koydu ? Hangi terapist bu ?
 
Merhabalar…
Ben bu konuyu kiminle nasıl konuşacağımı bilemediğim için buraya açıyorum. Konu benim içim çok yıpratıcı ve yorucu.
Okul öncesi öğretmeniyim. Mesleğimle bir bütün olduğumu düşünüyorum. Hem çocuklara olan sevgimden hem de sabrımdan dolayı.
9 aylık evliyim.
Eşimle de öğretmenlik yaptığım bir ilçede tanıştım. Önceden olan tanışıklığımız daha sonra ilişkiye dönüştü ve evlilik niyetiyle görüşmeye başladık. Merhameti,hassasiyeti çok hoşuma gidiyordu. Annem ve babamı erken kaybettim. Bu yüzden onlar gibi sevgi dolu bir insanı bulduğum için kendimi şanslı hissediyordum.
Ben duygusal bir insan olarak çabuk kırılabiliyordum. Neye kırıldığımı söylemeden küsebiliyordum. Sonra bu aramızda sorunlara sebeb olunca bana neye kırıldığımı söylememi bu şekilde kırılacaksam kırılmamı en azından sebebini anlamak istediğini söyledi. Bir süre bu şekilde devam ettik. Evlilik şu bu hazırlığı derken benim tarafımdan çıkan en küçük olumsuzlukta sorunlar yaşanmaya başladı. “Şu konu beni üzdü,şu konu canımı sıktı.” dediğim her konu için sanki aldattım mı sanki ne yaptım ne kadar abartıyorsun diyerek bastırıldım. Tavır,naz,tuz çekemez bir haldeydi.
Evlilik stresine verip birçok şeyi görmezden geldim. Tüm yükü en çok ben sonra ikimiz sırtlanıp evlendik. Evlendikten sonra görmezden gelinen her sorun dağ olup önümüze çıktı. Merhametine aşık olup her şeye göğüs gerdiğim o adam meğer ani öfke krizleri geçiren bir insanmış. Ben bu süreçte hem evlilik öncesi hem sonrası duygularımı kontrol etmeye çalıştım . Gereksiz kavgalar olmasın diye uğraştım. Ama benim tarafımdan söylenen en küçük hoşuna gitmeyen kelimede bile kavgalar çıkmaya başladı. Hem de kontrolsüz kavgalar. Kendini öldürmekle tehdit etmeler,intihar etmeye yönelik davranışlar,bağırmalar, çağırmalar,hakaretler,gözünün hiçbir şeyi görmeyişleri. Buna karşılık benim girdiğim ağlama krizleri ve çaresizlik. Normalde çok sakin bir insanım. Ama ben de kaldıramaz hale geldim.
Bir süre bu durumlar karşısında düzeltmeye,toparlamaya çalıştım. Şiddetle büyümüş bir kadın değildim ama psikolojik şiddete maruz kalıyordum. Olayın en çok tırmandığı anlardan birinde eşim bana ne kadar zarar verdiğini anladı. Ve durumları düzelteceğine dair sözler verdi. Çünkü ciddi anlamda gitmeye karar vermiştim. O da bu durumdan korktuğu için toparlamaya çalıştı . Bu süreçte iki defa psikolojik destek aldım. Sürekli olumlu şeyler için çabaladım. Ama küçücük olumsuzluklarda aksiliklerde gene öfkesini kontrol edemiyor. En basitinden dün bir sorun yaşadık . İkimiz de bu konuyla ilgili konuştuk. Kısacık sürdü. Sonra seccadenin başına geçti namaz kılmak için. Moralini bozuk görünce az önceki konudan dolayı canını sıkmasın ve beni anlasın diye ona iki şey söyleyip ben de namaz kılmaya gidecektim. Ona bak beni kıran nokta bu oldu diyerek sakince açıklama yapmaya çalıştım. Daha 30 saniyesini bitiremeden delirdi. Seccadeyi fırlattı.Çok gereksiz konuştuğumu,uzatmamamı,gereksiz şeyler dememi söyledi.
Bütün kavgalara benim sebeb olduğumu,naza tuza hakkımın olmadığını,gereksiz davranmamamı söylüyor.
Çok konuşuyormuşum ona göre,tek derdim kavga çıkarıp uzatmakmış. Açıklamalar gereksizmiş.
Sabah işe giderken tekrar sakin bir şekilde konuşmak istedim ama gene olmadı. Gözlerimin içi yanıyor ağlamaktan.
Şimdi soruyorum cümle hesabı kurarak,korkarak bir ilişkinin içinde daha ne kadar var olabilirim?
Sürekli kendimi anlatmaya açıklamaya çalışmaktan çok yoruldum.
Evliliğimin başlarında aynı sorunlarla cebellestim. Kendimi aciklayacagim diye anlaşılmak uğruna neler denemedim ama bende aynı tepkileri gördüm neye suratın asik neye bozuldun neden bukadar buyuttun neden kustunlerle bir yılım geçmiştir. Ama sonradan anladım ki eşim düz mantık biri. Yani bazı şeylerde hak vermeye başladım. Sorunun üstünü örtüp kendimi huzursuz edip eşime belli etmeden suratımı asarsam beni anlamayacgini anladım. Buyuzden her ne yaşarsam o anda tepki verdim bu biyle olmaz bu hareketin bana ters geldi şuna kırıldım şuna sinirlendim falan gibi net bisekilde kendimi ifade ettim. Eşimde ona göre hal aldı tabi. Davranışları değişti benimle bişey konuşurken kırmamak için düşünerek konuşmaya çalıştı. Eşimde tahammülsuz biridir. Bana hep dediği şey aynı evin içindeyiz biseylere kızıp sinirlenebiliriz ama bunu tartışarak konuşarak cozmemiz lazım aynı evin için küsmek bana çok saçma geliyor. Eve geliyorum bana kusmussun ama ben bana küsen karımın yaptığı yemeğe muhtacım o yemeği yiyeceğim falan derdi. Yani sorunun neyse kendini uzun uzun anlatma inan bu bir işe yaramaz erkekler çok dinlemez sen 5. Cümleyi kurarken o ilk kurduğun cümlede kalır. Net ol. Kirildigin şeylerin üzerini örtüp zaman geçtikten sonra kendini anlatmaya çalışma bu şekilde olursa evet sonuç kavgaya varır.
 
Genelde benzeri yorumlar olduğu için toplu olarak cevap vermek istedim yazıda da yazdığım gibi ben kendimdeki bu durumu düzeltmek için çabaladım. Çoğunlukla da ilerlediğimi düşünüyorum. Çünkü zaman zaman eşim bile der eskisi gibi değilsin daha olgunsun benden diye. Ama herhangi bir pürüz karşısında öfkesini kontrol edemiyor. Her şey mükemmel ve düzgün olsun istiyor. Namaza kalktığında ben de namaza gidecektim moralini bozuk görünce bak sadece konu şundan ibaretti vs şu tarz bir cümle kuracakken cümlenin girişinde delirdi. Sık sık dönüp özeleştiri yapmaya da çalışıyorum. Kendi karanlığımı bulup onunla savaşmaya da çalışıyorum. Sadece sabırsız bir eşle ya da böyle durumları yaşayan varsa önerileri almak için yazdım. Ne yapacağımı bilemediğim için. Çünkü sürekli acaba şuna kızar mı buna kızar mı diye tetikte yaşamak da çok zor.
Eşinin öfkesi hoş değil ama sanki sende açıklama yapacağım diye çok mu uzatıyorsun konuları?Namaza duracak adama hala açıklama yapma derdi de pek normal değil yalnız, bazen çok konuşmak iki tarafı da gereksiz yere hırslandırabiliyor.

Olumsuzluğa tahammülü olmayan sizsiniz gibi geldi.

Hayatta olumsuzluklar olabilir ancak hepimizin kalbi taştan mı da kırılmıyoruz sizce?

Sadece bunu yansıtmak, içimizde büyütmek hayatımızın akışını olumsuz etkileyeceği için görmezden geliyoruz yada kendiniz çözüyoruz.

Ancak eşinizin de psikolojik rahatsızlıkları var belli ki davranışları normal bir insandan beklenen davranışlar değil.

Olumsuzluğa tahammülü olmayan demişsiniz. Durup dururken çıkarılan olumsuzluğa kimsenin tahammülü olmaz. İnsan neye bakarsa onu görür. Ve sen bayağı olumsuz görünüyorsun. Namaza duran adama bile söylenme derdindesin Ben sürekli dırdır eden, alınacak, kırılacak şey arayan insanlara 'ortama limon sıkıp durma' derim. Adamın kabı dar orası belli ama sen de o kabı sürekli dolduruyorsun. Şuna kırıldım buna kırıldım diye sürekli konuşup duran insanlar aşırı yorucu. Eski sevgilim senin erkek versiyonundu. Onda öfkelendiğim kadar hayatımın tamamının toplamında öfkelenmemiştim. Sürekli mutsuz olacak bir şey bulur, dır dır sürekli başımın etini yerdi., sen bir gün mutlu olursan ölürsün' demiştim. Sonra da terk edip huzuru buldum. Adamı sen delirtmissin. Okurken bana bile fenalık geldi. Birbirinize uygun değilsiniz. Hayata başka pencereden bakan birisi ile o çok daha sakin ve mutlu olacaktır sen de kendine uygun biri ile daha mutlu olabilirsin ama herkesin dırdıra ve söylenmeye tahammülü bir noktaya kadar.
 
eşinizle umarım sorunları çözersiniz. benim size tavsiyem her şeye kırılmayın her şeyi dert etmeyin. hayat o kadar sert ki depremde gördük. 10 saniyede ölüm işini kaybetme evini kaybetme sakat kalma neler yaşandı. dünya ayrı dert iş ayrı dert. sizin gibi hassas insanlar çok kolay yıpranır. elbette insan evladı hassas olur ama maalesef sanatçı değilseniz hassas olmanız size yaratıcılık olarak geri dönmüyorsa genelde insan ilişkilerinde sorun olarak geri döner. çünkü insanların büyük kısmı sizin kadar hassas değil. katı terbiyesiz iki yüzlü. araba kullanıyor musunuz bilmiyorum beş saniye için birbirine küfür eden insanlarla çevriliyiz. siz böyle bir şey yaşasanız o gününüz alt üst olur. çalışıyor musunuz bilmiyorum iş arkadaşınızın hainliği ile bir ay depresyona girersiniz.hayatla bir şekilde baş etmenin yolunu bulmak zorundasınız. bence bunun yöntemi de duygularla değil mantık temelli yaşamak. duygular sizi üzüyor çünkü overdoze yaşıyorsunuz. başkasına akıl verir gibi yaşayınca inanın kolaylaşıyor.
Çok haklısınız… Depremin merkezindeydim. Ve ölümle burun buruna geldim. Ama yaşıyorum ve hala iyiyim . Bu yüzden daha kıymetli geliyor alınan her nefes bile. Ölümle burun buruna olduğumuz bir hayatın içinde anlamsızca kırmak da kırılmak da öfke de üzüyor insanı. Gereksiz geliyor.
 
Diliniz bana cok sıkıcı geldi, okurken atlaya atlaya okudum. Eşinizede böyle konuşursanız adam sıkılır ya hu biraz salın. Adam namaz kılacak eşi gelip saçma sapan konuşuyor. Olumsuzluğa sabretmeyen sizsiniz sanki
 
Okul öncesi öğretmenleri mesleği gereği çocuksu davranışlar gösterebiliyor. Bir kadın olarak ben bile küsen birine tahammül edemiyorum. Eşinizin yerine kendimi koydum bir süre sonra benim de tahammül seviyem aşılırdı. Sert tepkiler verirdim. Bence siz de bu davranışlarınızı değiştirmelisiniz. Küsmek, ima etmek, trip atmak yerine açıkça ve kısa yoldan neye üzüldüğünüzü anlatın.
 
Back