- 16 Şubat 2015
- 202
- 77
başta kendi adıma korkuyorum annemin bana ihtiyacı var bana birşey olursa annem acımı yaşamamalı diye korkuyorum. sonra annem için korkuyorum. onu kaybedersem ben de yaşayamam demiyorum, ama zor yaşayarım diyorum. defalarca söz etmişliğim var önceki forum konularımda. 7 yıldır hastalıklar uğraştık. ve ben tek çocuk iki hastamla koşturdum durdum. annem akciğer ca hastası oldu. doktorlar ölecek dediler. radyoterapi alacak, ama arter damarının hemen yanında kitlesi anneni ansızın kaybedebilirsin arteri yırtılırsa diye uyardılar. aylarca en ufak öksürmesinde öğürmesinde öldüm korkudan. bir dünya branşlarla tanıştım. aylarımız yıllarımız hastanelerde geçti. o zamanlar babam sağlıklıydı. arada da rutin kontrollerinden doktordan onay aldıktan sonra 3-4 günlüğüne bir değişiklik olsun diye, içimde kötü bir his ile nefes almak enerji toplamak için şehir dışına çıkıyordum. ama devamlı da arıyordum. babam da aynı hastalığa yakalanınca sil baştan herşey yeniden başladı. annemi götürüp getirip babamı götürüyordum. bir gün kemoterapi alamadı kan değerleri düşük olduğu için eve döndük. annem aynı zaman da da diabet hastası. zavallım oturmuştu tek başına mutfakda, kıpkırmızı olmuş, su şeklinde şıp şıp başından saçından terler damlarken buldum yemek yemeğe çalışıyordu. hemen normal değil diye şekerine bakmadan yedirdim bulduğum tatlıları. bilincide gitmiş gibiydi. yatırdım ambulans çağırdım hop hastaneye gittik aynı gün içinde. bu gibi durumları çok sık yaşadım. ikiye bölünmek istedim çoğu zaman, çünkü yetişemiyordum ikisine. Allahın annemi koruduğunu düşünüyor şükürler ediyordum. ya o gün babamın kan değeri düşük olmasaydı ve kemoterapisini alsaydı ne olacakdı?
herkes durumumu biliyordu, kimse ihtiyacın olduğunda ara demiyordu. hiç kimse olmadı yanımızda. kimse destek çıkmadı bize. hep tek başına bendim koşturan. şükür bundan şikayetim asla olmadı. iyiki ben varım dedim hep. ama bir hastam ile gitiğimde diğeri yalnız kaldığı için hiç mutlu olmuyor aklım evde kalıyordu.
babam yürüyemez hale geldi. yatağından kalkıp düşüyordu, gözü yüzü vücudu morluk içinde oluyordu. evimiz dubleks olduğundan merdivenden düşecek korkusu yaşıyordum ben yokken evde diye. en son kilitlemeye karar verdim biz hastaneye gittiğimizde üst katta korumalık taktırdık. aklıda bulanıyordu evden çıkıp gide bilicek duruma da gelmişti beynine koruma amaçlı ışın verildiğinden babama. bir sene abim yurt dışından geldiğinde ona ben bir kaç gün tatile gideyim dinleneyim dedim. beni tersledi. sen taksilerle gidip geliyorsun eve ne yorulması yaşıyorsunda tatile ihtiyacın var asıl ben çalışıyorum benim tatile ihyiyacım var dedi. çok kırıldım buna. zaten ailemi ona bırakıp gidemezdim asla. ama yine de bir abimi deneyeyim dedim hayal kırıklığına uğradım. kuzenimi çağırdım şehir dışından gelsin yanıma yardıma diye. gelmedi. oysa bize geldiğinde aylarca kalırdı bizde. kimse ama kimse yokdu. sokağa dahi çıkıp nefes alamıyordum. çok bunalıyordum. babacımı bezlemeye başladım. düştüğü için ve çarpıp kafa göz yardığı için evin içinde yatağınıda kapadık kalkamasın habersiz diye. yemeklerini ben yediriyordum. tek tesellim çekmedi babam ağrısı sızısı hiç olmadı. kıvranmadı 3 gün fenalaştı zaten o sırada uyutuldu ve hastaneye bile gidip kalamadım annem ile kalacak kimse olmadığı için. bu sefer başka bir kuzenim geldi ve hastanede kaldı babam ile abim geldi. geldiği gün vefat etti babam. ölüm her eve girecek diye bilirdim hep. çok acı bir duygudur bu. annem bir defa beni ağlarken görmemiştir babam için. hep gizlemişimdir benim içinde üzülmesin diye. hala babana bir kere ağlamadın der. halbuki gerçeği bilmez. yatağında yatıp ağladığım geceleri. annem ile yalnız kaldık. yılbaşı günü kalp krizi geçirdi. yine hastanelere gittik. ameliyat da olamadığı için stent takıldı anneme. ondan evvelinde siyami ersek hastanesine sevk edildik. orda annen ameliyatlık ama riskli bir ameliyat kabul ediyormu diye srdular. annem istemedi. bende stent takamazmısınız diye sorduğumda. hayr damarları zayıf biz takamazsak başka da hiç bir yer takamaz dediler. 6 gün hastanede yattıktan sonra kendi özel hastanedeki doktorumuz ile iletişimdeydim ve ordan çıkıp doğrudan ona götürdüm annemi. şükürler olsun balon ile hayırlısıyla gerekeni yapıp 3 stent taktı anneme. uzun bir süre iyiydi. hatta tasiyon ilaçlarına dahi gereksinim duymuyordu. ama şeker hastası olduğu için tatlıya düşkünlüğü var. diabet olmadan öncede çok severdi tatlıları. şekerinin düşmesinde kendisine şerbetli tatlılar yapıp yiyor. bende defalarca o yapıyor çöpe döküyorum tatlıları. ekmek yemediğimiz için buzluğa ekmek atıyorum, gelenlere ekmek çıkarta bileyim diye. bu sefer o ekmekleri alıp tatlı yapmaya başladı kendisine. tansiyonu başladı yine oynamaya. korkularım dev boyutta. şekeri çıkıyor. tansiyonu tekrardan oynamaya başladı. demekki damarları yeniden zorlamaya başladı annemi diye düşünmeye başladım. anlatamıyorum tehlikelerini sanki oturup bir tencere tatlı yesem kendime gelicem diyor. üstelik geçen sene bir de pıhtı attı beynine. dediğim gibi Allah anacımı koruyor. insanlar pıhtıdan felç kalabiliyorken anacım atlattı o durumu yaşamadı. değerini bil anacım yapma etme diye dil döküyorum, korkuyorsun değilmi ben ölücem yalnız kalacaksın sana evlen bul artık birini kimseyi beğenmiyorsun diyor. beni kahr ediyor. neye üzüleceğimi şaşırdım. bugünde nefes darlıkları çekti. sırt ağrıları çekti. saatlerce devam etti. nefes darlığı zaten kış aylarında devamlı yaşıyor. öyle işte kimselere yaşadığımı anlatmıyorum. çünkü kimsenin de ilgilendiği yok. insanlar menfaat dünyası olduğunu her defasına belli ediyorlar. öyle ki annemin yiğeni bile annemin 7 yıldır kontrollerini olduğu hastaneyi bu sene öğrendi. evlerine 10 dakika mesafede olmasına rağmen. insanlara inancım kalmadı. kırgınım sonsuz kırgınım insanlara. ve kimsem yok bu dünyada annemden başka. Allah annemi bana bağışladığı için hep şükrediyorum. ama korkuyorum ölümden. annem için kendimden. benim için annemin beni bırakıp da gideceğinden. çok savaş verdik. annem hayatın bana adamış. benim için çalışmış didinmiş ömrünce. ben nasıl annemsiz yaşarım. böylede demek istemiyorum inançlı birisiyim. öylede bir yaşar ki insan ama yarım yaşar, acı yaşar, ölür yaşarken. korkuyorum annemsiz kalmaktan. bu korku bende çocukluğumdan bu yana da hep var olan bir korkuydu. anneniz sağlıklıyken sıkı sıkı sarılın babanızada. bir gün birden bir hastalık gelip kapınızı çalabiliyor. ve hayatınız değişiyor. asosyal bir hayatım var, kimse benimle onlara zaman ayıramadığım için görüşmüyorlar eskisi kadar. çok nadir. ama bundan şikayetçi değilim. bu benim seçimim. öyle olması geekiyordu öyle oldu. tek korkum annem. bazen deprem olsa hepimiz ölsek diyorum. ben ne yapıcam ki tek başıma bu dünyada... sanırım biraz da güçsüzleştim onca yaşadıklarımın yanında. sizce ben iyi durumda mıyım dışardan nasıl bir izlenim bıraktım sizlere sevgili kadnlar kulübü üyeleri?
herkes durumumu biliyordu, kimse ihtiyacın olduğunda ara demiyordu. hiç kimse olmadı yanımızda. kimse destek çıkmadı bize. hep tek başına bendim koşturan. şükür bundan şikayetim asla olmadı. iyiki ben varım dedim hep. ama bir hastam ile gitiğimde diğeri yalnız kaldığı için hiç mutlu olmuyor aklım evde kalıyordu.
babam yürüyemez hale geldi. yatağından kalkıp düşüyordu, gözü yüzü vücudu morluk içinde oluyordu. evimiz dubleks olduğundan merdivenden düşecek korkusu yaşıyordum ben yokken evde diye. en son kilitlemeye karar verdim biz hastaneye gittiğimizde üst katta korumalık taktırdık. aklıda bulanıyordu evden çıkıp gide bilicek duruma da gelmişti beynine koruma amaçlı ışın verildiğinden babama. bir sene abim yurt dışından geldiğinde ona ben bir kaç gün tatile gideyim dinleneyim dedim. beni tersledi. sen taksilerle gidip geliyorsun eve ne yorulması yaşıyorsunda tatile ihtiyacın var asıl ben çalışıyorum benim tatile ihyiyacım var dedi. çok kırıldım buna. zaten ailemi ona bırakıp gidemezdim asla. ama yine de bir abimi deneyeyim dedim hayal kırıklığına uğradım. kuzenimi çağırdım şehir dışından gelsin yanıma yardıma diye. gelmedi. oysa bize geldiğinde aylarca kalırdı bizde. kimse ama kimse yokdu. sokağa dahi çıkıp nefes alamıyordum. çok bunalıyordum. babacımı bezlemeye başladım. düştüğü için ve çarpıp kafa göz yardığı için evin içinde yatağınıda kapadık kalkamasın habersiz diye. yemeklerini ben yediriyordum. tek tesellim çekmedi babam ağrısı sızısı hiç olmadı. kıvranmadı 3 gün fenalaştı zaten o sırada uyutuldu ve hastaneye bile gidip kalamadım annem ile kalacak kimse olmadığı için. bu sefer başka bir kuzenim geldi ve hastanede kaldı babam ile abim geldi. geldiği gün vefat etti babam. ölüm her eve girecek diye bilirdim hep. çok acı bir duygudur bu. annem bir defa beni ağlarken görmemiştir babam için. hep gizlemişimdir benim içinde üzülmesin diye. hala babana bir kere ağlamadın der. halbuki gerçeği bilmez. yatağında yatıp ağladığım geceleri. annem ile yalnız kaldık. yılbaşı günü kalp krizi geçirdi. yine hastanelere gittik. ameliyat da olamadığı için stent takıldı anneme. ondan evvelinde siyami ersek hastanesine sevk edildik. orda annen ameliyatlık ama riskli bir ameliyat kabul ediyormu diye srdular. annem istemedi. bende stent takamazmısınız diye sorduğumda. hayr damarları zayıf biz takamazsak başka da hiç bir yer takamaz dediler. 6 gün hastanede yattıktan sonra kendi özel hastanedeki doktorumuz ile iletişimdeydim ve ordan çıkıp doğrudan ona götürdüm annemi. şükürler olsun balon ile hayırlısıyla gerekeni yapıp 3 stent taktı anneme. uzun bir süre iyiydi. hatta tasiyon ilaçlarına dahi gereksinim duymuyordu. ama şeker hastası olduğu için tatlıya düşkünlüğü var. diabet olmadan öncede çok severdi tatlıları. şekerinin düşmesinde kendisine şerbetli tatlılar yapıp yiyor. bende defalarca o yapıyor çöpe döküyorum tatlıları. ekmek yemediğimiz için buzluğa ekmek atıyorum, gelenlere ekmek çıkarta bileyim diye. bu sefer o ekmekleri alıp tatlı yapmaya başladı kendisine. tansiyonu başladı yine oynamaya. korkularım dev boyutta. şekeri çıkıyor. tansiyonu tekrardan oynamaya başladı. demekki damarları yeniden zorlamaya başladı annemi diye düşünmeye başladım. anlatamıyorum tehlikelerini sanki oturup bir tencere tatlı yesem kendime gelicem diyor. üstelik geçen sene bir de pıhtı attı beynine. dediğim gibi Allah anacımı koruyor. insanlar pıhtıdan felç kalabiliyorken anacım atlattı o durumu yaşamadı. değerini bil anacım yapma etme diye dil döküyorum, korkuyorsun değilmi ben ölücem yalnız kalacaksın sana evlen bul artık birini kimseyi beğenmiyorsun diyor. beni kahr ediyor. neye üzüleceğimi şaşırdım. bugünde nefes darlıkları çekti. sırt ağrıları çekti. saatlerce devam etti. nefes darlığı zaten kış aylarında devamlı yaşıyor. öyle işte kimselere yaşadığımı anlatmıyorum. çünkü kimsenin de ilgilendiği yok. insanlar menfaat dünyası olduğunu her defasına belli ediyorlar. öyle ki annemin yiğeni bile annemin 7 yıldır kontrollerini olduğu hastaneyi bu sene öğrendi. evlerine 10 dakika mesafede olmasına rağmen. insanlara inancım kalmadı. kırgınım sonsuz kırgınım insanlara. ve kimsem yok bu dünyada annemden başka. Allah annemi bana bağışladığı için hep şükrediyorum. ama korkuyorum ölümden. annem için kendimden. benim için annemin beni bırakıp da gideceğinden. çok savaş verdik. annem hayatın bana adamış. benim için çalışmış didinmiş ömrünce. ben nasıl annemsiz yaşarım. böylede demek istemiyorum inançlı birisiyim. öylede bir yaşar ki insan ama yarım yaşar, acı yaşar, ölür yaşarken. korkuyorum annemsiz kalmaktan. bu korku bende çocukluğumdan bu yana da hep var olan bir korkuydu. anneniz sağlıklıyken sıkı sıkı sarılın babanızada. bir gün birden bir hastalık gelip kapınızı çalabiliyor. ve hayatınız değişiyor. asosyal bir hayatım var, kimse benimle onlara zaman ayıramadığım için görüşmüyorlar eskisi kadar. çok nadir. ama bundan şikayetçi değilim. bu benim seçimim. öyle olması geekiyordu öyle oldu. tek korkum annem. bazen deprem olsa hepimiz ölsek diyorum. ben ne yapıcam ki tek başıma bu dünyada... sanırım biraz da güçsüzleştim onca yaşadıklarımın yanında. sizce ben iyi durumda mıyım dışardan nasıl bir izlenim bıraktım sizlere sevgili kadnlar kulübü üyeleri?