Öldürmeyen acı güçlendirir mi ?

Aynen öyle oldu aslında. Kesinlikle haklisiniz. Artık ona karar verdim zaten. Mesela ya hamile kalırsam diye Saçımı boyatmıyordum, sosis sucuk yeniyordum, tuzu tamamen kesmiştim. Yağsız tuzsuz besleniyordum. Hamile kalacağım diye doğru dürüst kıyafet almıyordum kendime. Alırsam kilo alırım giymem diye. Artık hepsine rest çektim. Bunun gibi hayatımı kısıtlayan her şeye son verdim. Canım ne isterse onu alıyorum onu yiyorum. Saçımı da boyattim valla. Kendimi çok iyi hissediyorum
İhtiyacınız olan bu zaten.
Size ne iyi gelecekse onu yapmalısınız.
 
Lorentz düşünme demek çok zor. O kadar zor ki çok kızardım burada düşünme akışına bırak diyenlere.her önüme çıkan çocuk sorarken nasıl düşünmeyim yahu ben hayatımdan memnundum olmasa da tamam nasip zamanı var derken sürekli millet sorunca insan düşünüyor olsun artık kurtulayım diyor. Evlilik artık evlilik olmaktan çıkıyor çünkü takvim takipleri filan derken işler ödeve dönüşüyor. Herkesten çok duymuşsundur aynısı bende de oldu biz artık tamam dedik doğal yoldan olmuyor tüp bebek yaptıracaktık geçen sene bu vakitler ramazan bitsin gidelim diyorduk. Hiçbir sorun yokken olmuyordu hamilelik.sonra ramazanda hamile olduğumu öğrendim. Stres gerçekten hamileliğe engel. Sen her yolu denemişsin artık inşallah en kısa zamanda hayırlısıyla kucağın dolsun
 
Her şeyi yapmışsınız ama ‘kabul etmek’ dediğimiz en önemli şeyi yapmamışsınız. Kabul etmek, asla pasif bi tutum değildir aksine çok güçlü bir duruştur. Kabul etmek, yaşadıklarını ve kendini olduğu gibi görmektir. Kaçmamak ve yüzleşmektir. Bu yaptıklarınızın hepsi aslında bir nevi acıdan kaçış ve yüzleşmeme yoludur. Bazen yaşadıklarımızı içtenlikle olduğu gibi kabul edip, kendimize nefes alma fırsatı vermeliyiz. Biraz rahatlayın ve akışa güvenin. Herzaman şuna inanmışımdır ve bu beni çok rahatlatır: Bir yerlerde benden daha yüksek bir zihin var ve onun planı gayet güvenilir sisyphe sakin ol..
 
Benim de dogal yollardan cocugum olmadi. Gecen sene koruyucu aile olmaya karar verdik. Eger cocugum olursa kafam rahat eder hamile de kalabilirim diye dusunuyordum. Esimi zorla ikna edip kuruma gittik,gorusmemizi yaptik. Hersey olumluydu ancak biz 0 3 yas arasi kiz cocuk talep etmistik. Kendim de doğurmayı planladigimiz icin kurum bize 6-7 yas cocugu uygun gördü. Boyle olunca biz biraz olumsuz dusunmeye basladik. Cunku o yaslarda bir cocugun karakteri oturmus ve herseyin farkindadir. Gorusmemiz olumlu gecmisti evrak toplamamiz istendi. Ama biz yas konusuna takilinca bir kac yil koruyucu ailelik olayini ertelemeye karar verdik. Ben hastane hastane gezmektense careyi bi baska cocukta aramistim. Kurumun onerisi bize uymadigi icin simdi tup bebekte karar kildik. Ama kendime sözüm var. Esimin de bana sözü var. Ilerde mutlaka bir cocuga ailemi evimi acicam.

Size de koruyucu aile olmanizi önerebilirim. Belki size iyi gelir. Kafaniz rahat eder. Lutfen arastirin koruyucu aileligi. Kendinizi üzmeyin,yuklenmeyin kendinize.

Esime hep diyorum su hayatta bombos bir insanim. Mutlaka bir cocuga kalbimi acip ona bir gelecek verip bir ise yarayacagim. Hayatta 1 dikili agacim olacak.
 
Aynen öyle oldu aslında. Kesinlikle haklisiniz. Artık ona karar verdim zaten. Mesela ya hamile kalırsam diye Saçımı boyatmıyordum, sosis sucuk yeniyordum, tuzu tamamen kesmiştim. Yağsız tuzsuz besleniyordum. Hamile kalacağım diye doğru dürüst kıyafet almıyordum kendime. Alırsam kilo alırım giymem diye. Artık hepsine rest çektim. Bunun gibi hayatımı kısıtlayan her şeye son verdim. Canım ne isterse onu alıyorum onu yiyorum. Saçımı da boyattim valla. Kendimi çok iyi hissediyorum
Çok doğru bir adım atmışsınız. Psikoterapiye de devam etmelisiniz bence. Ama işinin ehli bir psikologla ve görev edinmeden, hayatın akışında var gibi düşünerek. Bu süreçte bakabileceksiniz yardıma muhtaç bir evcil hayvan edinebilir, çocuk esirgemede gönüllü çalışabilirsiniz. Hayatınızda gerçekleşebilecek her şey için en kötü durumu kabullenip onaylamanız gerekiyor.
 
Allah kalbinize göre versin sizin gibi annellik hissini besleyenlere inş yüzünüz güler sizi okurken içimdeki kendimi gördüm bu yasıma kadar hep anne olmak istedim güzel evlilik hayalleri kurdum sonra hep göz yaşı döktüm kısmet dedim bıraktım
 
Evlendikten 5 sene sonra tedavilerle zar zor hamile kaldım. Bebeğim doğduktan 10 gün sonra beyin kanaması geçirdi ve vefat etti.

Bu olayın üzerinden 3 sene geçti. Hâlâ hamile kalmak için uğraşıyorum ve artık çok YORULDUM vazgeçtim bu sevdadan.

En son tüp bebek denemem bu ay oldu. Transfer istemedim çünkü psikolojik ve fiziksel olarak o kadar çökmüş durumdayım ki.

Şuan geçmiş 3 senemi düşünüyorum. Çok harcamışım kendimi. Önce bebeğimin ölüm sebebini ve hamileyken yaşadığım hastalikligi takıntı haline getirdim. Hastane hastane dolaştım. Yüzlerce tez, makale okudum. Bu konudaki bütün forumları üşenmedim gece gündüz okudum. Karşıma çıkan bütün genetik testleri yaptırdım sonuç çıkmadı. En son sürekli test yaptırmak için gittiğim ramotoliji doktoru, " bir sonuç çıkmayacak yeter artık didikleme" dedi. Tamamen vazgeçtim uğraşmaktan.

Sonra hamile kalabilmek için alternatif tıpla ilgilendim. Böyle koca karı ilaçları yapan birinden kürler satın aldım midem bulana bulana kullandım bir ise yaramadı. Hâlâ mesela dolabımda var o kürlerden. Kullanmak içimden gelmiyor.

Sonra dualar yazan bir hoca buldum. Ona dualar okuttum, kendime dua yazmasını istedim 2 sene boyunca taktım falan ama düşüklerimi önleyemedi.


Bir ara işime inanılmaz kafayı taktım. Sabah 8 de derse giriyordum eve geldiğimde akşam 8.30 oluyordu. Kafamı dağıtmak ve başka bir şeye konsantre olmamak için bir etüt merkezine de başvurdum. Nefes alacak düşünecek zaman bırakmadım kendime. Bu sene de mesela o kadar çok çalıştım ki okulda, ders dışı zamanlarda bile öğrencilerin çalışmalarını takip ettim, materyal konusunda maddi bir sürü harcama yaptım, bir sürü yarışmaya katıldık, falan inanılmaz yorgun bir dönemi bitirdim.

Sonra psikologlara sardım bir ara. O kadar çok para harcadım kı, hatta dolandırıldim bile. Şuan davam devam ediyor.

Sonra ruh sağlığı kişisel gelişim kitaplarına sardım. Didikledikce didikledim kendimi. Sürekli bir yerde bir hata aradım düzeltmek için ama bulamadım.

Bir ara ev işleri için inanılmaz efor sarfettim artık halsiz kaldım hiçbir şey umrumda değil.

Bi ara Kuran öğrenmeye karar verdim. Çünkü o kadar çok arkadaşım hatim indirdi duasını yaptı benim için salat-ı tefriciyeler bitirdi yine düşük yaptım.

Dedim bu sefer ben öğreneyim kendi kendime okuyum. Her gün meryem süreleri okudum falan.

Sonuç olarak artık çocuk istemiyorum. Vazgeçtim yoruldum. Transfer bile istemiyorum hazır hissetmiyorum hiçbir şeye kendimi. Artık rahatlamak istiyorum.

Öldürmeyen acı beni güçlendirdi mi yoksa beni daha mi dibe çekti karar veremiyorum. Şuan hayattan tek beklentim var huzurlu olmak, her şeyi akışına bırakmak, hiçbir şeyi önemsememek...

Tevekkül etmeye ihtiyacım var.

Içim dökmek için yazdım ve çok rahatladım .
Ben her zaman vazgecmenin hayatta verilebilecek en zor karar oldugunu düsünürüm.. Bence güclü kılmış bu acı sizi..
 
Evet...belki cok cok gucleneceksin yavrunu oyle gonderecek Rabbim.. gecikiyosa guzellesiyor diyolar.. yurekten diliyorum sana anne olmayi ve tum anne olmayi dileyen bekleyenlere dua ediyorum
 
Lorentz Lorentz yaşımız aynı canım. 5 yıllık evliyim ve ben de 5 aylık hamileyken bebeğimi kaybettim. Tüp bebekti. Seni o kadar iyi anlıyorum ki. Ben de kıyafet almazdım pek, hamile kalacağım ya güya. O kadar yorgunum ki. Kendimi 80 yaşında bir nine gibi hissediyorum. Hiç beklentim yok hayattan. Kendimi ölmek isterken buluyorum bazen. Sonra da mahcup hissediyorum böyle düşündüğüm için.
 
Evlendikten 5 sene sonra tedavilerle zar zor hamile kaldım. Bebeğim doğduktan 10 gün sonra beyin kanaması geçirdi ve vefat etti.

Bu olayın üzerinden 3 sene geçti. Hâlâ hamile kalmak için uğraşıyorum ve artık çok YORULDUM vazgeçtim bu sevdadan.

En son tüp bebek denemem bu ay oldu. Transfer istemedim çünkü psikolojik ve fiziksel olarak o kadar çökmüş durumdayım ki.

Şuan geçmiş 3 senemi düşünüyorum. Çok harcamışım kendimi. Önce bebeğimin ölüm sebebini ve hamileyken yaşadığım hastalikligi takıntı haline getirdim. Hastane hastane dolaştım. Yüzlerce tez, makale okudum. Bu konudaki bütün forumları üşenmedim gece gündüz okudum. Karşıma çıkan bütün genetik testleri yaptırdım sonuç çıkmadı. En son sürekli test yaptırmak için gittiğim ramotoliji doktoru, " bir sonuç çıkmayacak yeter artık didikleme" dedi. Tamamen vazgeçtim uğraşmaktan.

Sonra hamile kalabilmek için alternatif tıpla ilgilendim. Böyle koca karı ilaçları yapan birinden kürler satın aldım midem bulana bulana kullandım bir ise yaramadı. Hâlâ mesela dolabımda var o kürlerden. Kullanmak içimden gelmiyor.

Sonra dualar yazan bir hoca buldum. Ona dualar okuttum, kendime dua yazmasını istedim 2 sene boyunca taktım falan ama düşüklerimi önleyemedi.


Bir ara işime inanılmaz kafayı taktım. Sabah 8 de derse giriyordum eve geldiğimde akşam 8.30 oluyordu. Kafamı dağıtmak ve başka bir şeye konsantre olmamak için bir etüt merkezine de başvurdum. Nefes alacak düşünecek zaman bırakmadım kendime. Bu sene de mesela o kadar çok çalıştım ki okulda, ders dışı zamanlarda bile öğrencilerin çalışmalarını takip ettim, materyal konusunda maddi bir sürü harcama yaptım, bir sürü yarışmaya katıldık, falan inanılmaz yorgun bir dönemi bitirdim.

Sonra psikologlara sardım bir ara. O kadar çok para harcadım kı, hatta dolandırıldim bile. Şuan davam devam ediyor.

Sonra ruh sağlığı kişisel gelişim kitaplarına sardım. Didikledikce didikledim kendimi. Sürekli bir yerde bir hata aradım düzeltmek için ama bulamadım.

Bir ara ev işleri için inanılmaz efor sarfettim artık halsiz kaldım hiçbir şey umrumda değil.

Bi ara Kuran öğrenmeye karar verdim. Çünkü o kadar çok arkadaşım hatim indirdi duasını yaptı benim için salat-ı tefriciyeler bitirdi yine düşük yaptım.

Dedim bu sefer ben öğreneyim kendi kendime okuyum. Her gün meryem süreleri okudum falan.

Sonuç olarak artık çocuk istemiyorum. Vazgeçtim yoruldum. Transfer bile istemiyorum hazır hissetmiyorum hiçbir şeye kendimi. Artık rahatlamak istiyorum.

Öldürmeyen acı beni güçlendirdi mi yoksa beni daha mi dibe çekti karar veremiyorum. Şuan hayattan tek beklentim var huzurlu olmak, her şeyi akışına bırakmak, hiçbir şeyi önemsememek...

Tevekkül etmeye ihtiyacım var.

Içim dökmek için yazdım ve çok rahatladım .

Sevgili Lorentz,

Hayat sahip olamadıklarımızı arzulayıp üzülecek kadar inan çok kısa. Yıllarca çocuk için savaşmış durmuşsun. Nasipten öteye yol yok. 50 yaş civarı insanlara bakıyorum, çolukları çocukları başkaca yerlerde karı koca takılıyorlar. Kiminin çocuğu ekmek parasına bilmem kaç saat uzakta, kimisi bayramı seyranı tatil bilip tatil köylerinde... Kısacası eninde sonunda yine EŞ kişisi yanında oluyor... Tamam istemişsin hatta bir bebeğin melek olmuş... İnşallah Allah kucağını boş bırakmaz. Ama hayat inan çocuk olmadan da çok güzel. Sağlığın var mı aşkın var mı kurulu düzenin var mı oh mis... Gez toz iş güç derken zaten zaman geçiyor.. Keşke senin kadar anaçlık olabilseydi içimde, inan bende şuan hamileyim belki kızacaksın nankör diyeceksin ama resmen depresyona girdim ve ilk çocuk olmasına rağmen mutsuzum. Bebek iyi güzel ancak uykusuz geceler, aman hastalandı mı aşısı doktoru ek gıdası eğitimi Vs.. Bilmiyorum inanılmaz büyük sorumluluk.... Ölmeye bir canımız varken, zamanı mutlu geçirmek varken sende kendine çok eziyet etme... Çok afedersin ama eşinle korunmadan korkusuzca birlikte olabilme şansın var :) kimisi korunurken gebe kaldım bir küçük çocuğum var diyor, kimisi en etkili korunma yöntemi hiç birlikte olmamak diyor tabiki şakasına :) hem yaşında genç daha... En rahatı hayatına bak, anın tadını çıkar, gebe kalırsan da başının gözünün üstüne olur...
 
Sevgili Lorentz,

Hayat sahip olamadıklarımızı arzulayıp üzülecek kadar inan çok kısa. Yıllarca çocuk için savaşmış durmuşsun. Nasipten öteye yol yok. 50 yaş civarı insanlara bakıyorum, çolukları çocukları başkaca yerlerde karı koca takılıyorlar. Kiminin çocuğu ekmek parasına bilmem kaç saat uzakta, kimisi bayramı seyranı tatil bilip tatil köylerinde... Kısacası eninde sonunda yine EŞ kişisi yanında oluyor... Tamam istemişsin hatta bir bebeğin melek olmuş... İnşallah Allah kucağını boş bırakmaz. Ama hayat inan çocuk olmadan da çok güzel. Sağlığın var mı aşkın var mı kurulu düzenin var mı oh mis... Gez toz iş güç derken zaten zaman geçiyor.. Keşke senin kadar anaçlık olabilseydi içimde, inan bende şuan hamileyim belki kızacaksın nankör diyeceksin ama resmen depresyona girdim ve ilk çocuk olmasına rağmen mutsuzum. Bebek iyi güzel ancak uykusuz geceler, aman hastalandı mı aşısı doktoru ek gıdası eğitimi Vs.. Bilmiyorum inanılmaz büyük sorumluluk.... Ölmeye bir canımız varken, zamanı mutlu geçirmek varken sende kendine çok eziyet etme... Çok afedersin ama eşinle korunmadan korkusuzca birlikte olabilme şansın var :) kimisi korunurken gebe kaldım bir küçük çocuğum var diyor, kimisi en etkili korunma yöntemi hiç birlikte olmamak diyor tabiki şakasına :) hem yaşında genç daha... En rahatı hayatına bak, anın tadını çıkar, gebe kalırsan da başının gözünün üstüne olur...

Canım yazdıkların için çok teşekkür ederim. Rabbim sağlıcakla kucağına almayı nasip etsin inşallah. O kaygılar her hamile kadına ait bir tek sen yaşamıyorsun o korkuyu.

Ben artık tamamen vazgeçtim zaten umudum kalmadı. Şimdi evimdeki odalardan birini meditasyon odası olarak dekore edeceğim. Bir hobi edinip o konuda uzmanlaşmayı düşünüyorum. Bu hafta ici zumbaya başlayacağım. Yani artık kısacası hiçbir şeyi umursamadan hayatıma devam edeceğim. Her yolu denedigimden olsa gerek içimde bebek konusunda hiçbir şey kalmadı.
 
Lorentz Lorentz yaşımız aynı canım. 5 yıllık evliyim ve ben de 5 aylık hamileyken bebeğimi kaybettim. Tüp bebekti. Seni o kadar iyi anlıyorum ki. Ben de kıyafet almazdım pek, hamile kalacağım ya güya. O kadar yorgunum ki. Kendimi 80 yaşında bir nine gibi hissediyorum. Hiç beklentim yok hayattan. Kendimi ölmek isterken buluyorum bazen. Sonra da mahcup hissediyorum böyle düşündüğüm için.

Ben çözdüm olayı. Tamamen kendine yatırım yap kendini mutlu et. Bu düşünceler kendiliğinden kayboluyor. Kaybettiğimiz bebeğimizin acısı hiç geçmeyecek bir ukte gibi kalacak içimizde ama güçlü kadınlarız biz. Küllerimizden yeniden doğacağız.
 
Her şeyi yapmışsınız ama ‘kabul etmek’ dediğimiz en önemli şeyi yapmamışsınız. Kabul etmek, asla pasif bi tutum değildir aksine çok güçlü bir duruştur. Kabul etmek, yaşadıklarını ve kendini olduğu gibi görmektir. Kaçmamak ve yüzleşmektir. Bu yaptıklarınızın hepsi aslında bir nevi acıdan kaçış ve yüzleşmeme yoludur. Bazen yaşadıklarımızı içtenlikle olduğu gibi kabul edip, kendimize nefes alma fırsatı vermeliyiz. Biraz rahatlayın ve akışa güvenin. Herzaman şuna inanmışımdır ve bu beni çok rahatlatır: Bir yerlerde benden daha yüksek bir zihin var ve onun planı gayet güvenilir sisyphe sakin ol..

Artık kabul ediyorum, vazgeçtim uğraşmaktan. Yorumunuz harikaydı. Teşekkür ederim
 
Link paylaşmak yasak mi bilmiyorum ama
Sadece bu gecemizi rahatlatmak için bu konuşmaya bi sans verin lütfen .



Gece 2 oldu ve ben şimdi tamamını izleyebildim. O kadar mükemmel bir paylaşım oldu ki benim için. Beni çok sakinleştirdi ve bende ciddi ciddi ozsefkat yoksunluğu var. Bu meditasyonu en yakın zamanda deneyeceğim. Paylaşım için çok teşekkür ederim.
 
Ahh seni çok iyi anlıyorum
Kayıplar, yıkım, son sanıyor insan
Ölmüyoruz ama üzülüyoruz
Hele bebek kaybı çok acı
2 defa yaşadım
Rabbim sabırlar versin
İnanıyorum doğru zamanda gelecekler
ummadığımız anda
 
Sizi çok iyi anlıyorum. 5 tüp bebek 1 kürtaj ve ben artık yeter dedim ama gerçekten yeter; istemiyorum dedim ve kendimi sürekli işime verdim artan zamanlarımı hobiler edinerek geçirdim. Bunları sırf Yeter dediğim için sindirmek,kabul etmek için yaptım. zaten doktor hamile kalmamın çoookk zor olduğunu soylemisti kendimi anne olmama fikrine alıştırmaya calistim.Canım cok yandı,çok ağladım,çok uykusuz kaldım.
Bazen yok saydım ,bazen kabullendim.
Noldu dersiniz?Hamile kaldım ve 42 yasinda sağlıklı bir bebek dünyaya getirdim.
Daha çok gençsiniz hayatın ne getireceğini bilemiyorsunuz nefes aldıkça umut olsun diyorum:KK200:
Dualarım ve iyi dileklerim sizinle
 
Ben de 30 yaşında boşanma sürecinde bir insanım sizi anlıyorum çünkü benim de bir zamanlar takıntılarım arzularım vardı.
Şimdi yukardaki videolar kişisel gelişim kitapları derken hayatımın en güzel zamanlarını yaşıyorum.
İnanın zor akışa bırakmak kendimizi ama başka da yapılabilecek birşey yok ki. Hayat iyi kötü hep sürprizlerle dolu. Bir haftadır hastanelerdeyim.Öyle hayatlar gördüm ki...
Ama siz kendinizi sevin, şefkat duyun ve kabüllenin kendinizi.
Her bireyin içindeki güç ve hayata gelme sebebi farklıdır. Siz bence kendinize zaman ayırın ve bunu keşfedin insanın kendine şefkat duyması sevmesi affetmesi kadar güzel bir şey yok inanın.
İçimdeki ses siz tüm hücrelerinizle bundan vazgectiğinizde ve rabbimin ol dediği zamanda olacağıdır.
Cevremde 40 yaşına yakın çocuk sahibi olan çok insan var. Onlar bu imtihanı isyan etmeden geçirip bebek sahibi oldular.
Siz de tevekkül edin. Hayat bu Öyle bir gün gelir ki sen bakmazken herşey hallolur.
 
X