okul-bebek-evlilik-sinir-stres

geçiş veya okul değiştirmek adına elinden geleni yap öncelikle. baktın olmuyor o zaman mecburen devam. patinaj çekerken aynı yolda inat etmenin anlamı yok.
 
yazında belirtmişsin zaten. sanırım anı kurtarmak istiyorsun. uzun vade için bence bunu bitirmelisin
Aslında uzun vade için düşününce daha çok şüphe ediyorum okuduğum okuldan.
Nerede okuyorsun diye sorulduğunda cevap verdiğim zaman birçok kişi olsun, önemli olan kendini geliştirmek gibi acıyan, teselli eden ifadelerle yanıt veriyor. Halbuki oldukça iyi bir dereceyle girdim okula ama benim girdiğim sene henüz oldukça yeni ama arkası sağlam, iddialı, akademisyenleri iyi olan bir okuldu. Şu anda akademisyenlerin birçoğu ayrıldı, güzel destekleri kaybetti, okul batıyor gibi. Yani ileride nereden mezun oldun diye sorduklarında çok gururla söyleyebileceğim bir okul değil.
Hem de bu yıl mezun olacak arkadaşlarım bile henüz psikoloji adına gerçekten bir şeyler öğrenemediklerini, ezberleyerek geçtiklerini söylüyor. Bunun gibi yönlerden bakınca da sanki İstanbul Üniversitesi daha avantajlı gibi.
 
Bunu bilmiyordum. O zaman geçmen daha avantajlı. İsim yapmış olması avantaj.
 

Ya lys puanım konusunda şüphem yok. 2 bin civarı bir sıralamam vardı ve İstanbul Üniversitesi'nin taban sıralaması 10 bindi o yıl. Yani sadece lys puanıma bakacaklarsa hiç endişem olmaz ama transkript falan da istiyorlar galiba, o konuda çok endişelerim var. Ortalamam çok kötü, çok defa derslerden dönem ortası çekilmişliğim var vs vs.
Okulumdaki derslerin isimleri de genelde tuhaf. Yani inkılap tarihi olduğunu tahmin ettiğim dersin bile adı modernleşen Türkiye'nin tarihi şeklinde ve İngilizce. Bunları saydırabilir miyim konusundan emin değilim. Sanırım en iyisi İstanbul Üniversitesi ile görüşmek bu konuyu.
 
Ben 3 aynı dersten 2sini saydirabilmistim isim farklı olunca öğrenci işleri de bilgili olmayınca ders içeriği gostermistim ama birini yine de aldım tekrar..
Kaç dersiniz var sayılabilecek az ise çok dert etmeyin derim..
 

Önümüzdeki dönem alacaklarımla 8-9 ders diye düşünüyorum, umuyorum.
 
simdi soyle anlatayım: 2 farkli yatay gecis var, biri merkezi yerlestirme puani ile diğeri akademik ortalama ile. siz ilkine basvuracaginiz icin ders basarinizin kabul edilmenize etkisi sıfır. kabul edildikten sonra ise bölümün icinden bir ıntibak komisyonu kurulur, en az 3 hoca ders içerik ve akts değerlerini inceler. genellikle isim benzerligine bakilmaz, dersin haftalik planina, yani icerigine bakilir. ornegin teknolojik sistemler ve psikoloji diye bir ders aldiniz, bilgisayar 1 dersiyle icerigi ayniysa ve kredileri uyumluysa birbirinin yerine sayilir. bu intibak işlemleri de bircok kurala dayanarak yapılıyor, gitmek istediginiz üniversitenin öğrenci isleri daire baskanligindaki mevzuattan intibak yonergesine ulasabilirsiniz, bu size biraz fikir verir. ornegin kimi universite yuzde 80 uyum arar her ders icin, kimi yuzde yuz.
 
Hangi okulda olduğunuzu tahmin ettim az çok. Bence biraz daha direnin, gerçekten yapılmayacak bir durum değil. Ben de bölümümü ingilizce okudum, çok zor evet ama mümkün. Unuttuğunuz akademik terimleri bazı kitaplardan metinler okuyarak telafi edebilirsiniz. En azından verebildiğiniz dersleri verin, gerisi için okul uzarsa da ders yükünüz hafifler.

Bence sonra bölümünüzün ve bildiğiniz dilin ekmeğini çok yersiniz. Biraz daha sabredin.
 

Çok teşekkür ettim, bu yorum çok yardımcı oldu.
 

Hangi okulda olduğumu tahmin ettiğiniz halde mi bunu bitirmem gerektiğini düşünüyorsunuz? :)
Benimse en çok kafamı kurcalayan konulardan biri bu. Okulumun güzel burs imkanları ve ingilizce eğitim veren bir okuldan mezun olmuş olma durumu dışında bir avantajı yok gibi düşünmeye başladım ben birkaç gündür.
Ve kaldı ki dili tam olarak unutmuş değilim, okurken de devamlı canlı tutmaya çalışma niyetindeyim. Güzel bir hazırlık eğitimi aldım ve bu lisansta 3. yılım. Yani ingilizceyi zaten biliyorum ama benim okulun bu konudaki beklentisi çok çok fazla, ona yetemiyorum. Yoksa açar bi akademik metin okurum da anlarım da. Bölümü değiştirmeyi de düşünmüyorum zaten, okulu değiştirmeyi düşünüyorum. Hatta İstanbul Üniversitesi mezunu olmak daha prestijli olur gibi geliyor psikoloji bölümü için.
 

Tabi bu benim bakış açım, ama mezun olduktan sonra ingilizce konusunda çok fazla avantaj yaşadım ben. Ki henüz akademik kariyere başlamadım, öğretmenlik yaptım. Ama bu işe alınma sürecinizde size çok katkı sağlayacak. Beklentisi iyi olan okul yorar evet, ama getirisi çok olur. Ben son senemde depresyona girdim çünkü profesörlerim hep baskı yaptı öğretmen olmamam ve akademiye devam etmem için. Ama üstesinden gelirseniz, faydasını görürsünüz. Şahsi fikrim
 

Akademisyen olma gibi bir niyetim hiç olmadı, olacağını da sanmam. O nedenle okulumdan memnun değilim, bu kadar zorlanıyorum zaten. Hayattan beklentilerim farklı. Bir okulda gece gündüz çalış, oku, yaz, çalış... şeklinde yaşamak istemiyorum. Hatta sabah git akşam gel şeklinde bir iş de istemiyorum. Eğitimimi biraz daha gönüllü olarak, yetimhaneler, huzurevleri gini ortamlarda değerlendirmek istiyorum. Bunun için de böyle yoğun bir akademik eğitimden ziyade daha pratiğe dönük bir eğitimin daha faydalı olacağı görüşündeyim. Ve dediğim gibi, buradan mezun olmasam da İngilizce biliyor musun sorusuna evet diye cevap verebilecek, cv me yazabilecek durumdayım.
 

Bu arada yanlış anlamayın, fikirleriniz için minnettarım. Çok büyük ihtimalle İstanbul Üniversitesi'ne geçiş yapma yönünde mantığım, duygularım fakat bu şekildeki okulumda devam etmem durumunda yaşayacaklarım yönünde fikirler de aklımda soru işareti kalmamasını sağlar. Böylelikle devam etsem şöyle mi olurdu, daha mı iyi olurdu gibi şüphelerim kalmadan gönül rahatlığıyla geçiş yaparım.

Bir de bu yorumlarınızı ilk mesajımdki evlilik, bebek, okula uzak ev gibi durumları da göz önünde bulundurarak mı yapıyorsunuz; onu merak ediyorum. Çünkü dediğiniz gibi bekar ve fulltime öğrenci olan biri için bile İngilizce eğitim almak oldukça zor. :)
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…