Ahmet Altan - En Uzun Gece
"Birbirini seven iki insanin düsebilecegi en kötü duruma düstüklerinin farkindaydi, sevgi asla kaybolmayacak bir bicimde canliydi ama aralarindaki iliski cürüyüp eski bir köprü gibi yikilmisti. Bir nehrin iki kiyisinda kalmislardi. Birbirlerini görüyorlar, rüzgarin kelimelerin cogunu ugultusuyla bogdugunu bile bile birbirlerine sesleniyorlar ama birbirlerine ulasamiyorlardi. Bütün hissettiklerine ragmen o köprünün bir daha kurulamayacagina inaniyordu, bunu denemeye bile gücü kalmamisti, o kavgalar, kiskancliklar, dinmeyen kuskular, iylesmesi imkansiz bicimde iliskilerini de ruhlarini da hastalandirmisti."
"Aglarken aslinda selim’den (baskarakterlerden birisi) cok masalini, aska olan güvenini kaybettigi icin üzülüyordu, o aski hayatin bütün kötülüklerine karsi onu koruyacak büyülü bir siginak gibi görmüstü hep, simdi kötülükler siginaginin icine sizmis, o signagi ele gecirmis, eskitmis, duvarlarini yikmis, onu hayatin karsisinda cirilciplak birakmisti."
Ahmet Altan - Isyan Günlerinde Ask
"Belki de en hakiki ask kölenin askidir.."
"Eger hayatim, kirilacak bir esya, bir bardak ya da bir vazo, ne bileyim öyle bir sey olsaydi eger, bunu tutmasi icin Hediye’ye (Kitapda karakterlerden birisi) verirdim. Ondan baska herkes, bir dalginlik aninda onu bir yerde birakabilir, düsürebilir, bir aci duydugunda elinden atabilirdi ama o, hicbir zaman, hicbir sartta onu elinden birakmazdi..."