oksuz kiz

seyran

Nirvana
Kayıtlı Üye
28 Şubat 2007
842
7
55
Gözlerinde yaşlarla ‘Giysimi beğendiniz mi? ‘ diye sordu yoldan geçen bir yabancıya. ‘Annem onu benim
için özel olarak dikti.’
Yoldan geçen yaşlı bayan, kendisine seslenen küçük kıza gülümseyerek baktı.
‘Evet, çok güzel bir elbisen var yavrum’ dedi ve sordu:
‘Ama söyler misin, neden ağlıyorsun? ‘
Küçük kız, sesi titreyerek yanıtladı:
‘Çünkü… Bu elbiseyi bitirdikten sonra annem gitmek zorunda kaldı.’
Yaşlı bayan, küçük kızı avutmak istedi:
‘Anlıyorum, yavrum’ dedi. ‘Fakat üzülme… Eminim, annen senin gibi küçük ve sevimli bir kızı uzun
süre bekletmeyecek, hemen dönecektir…’
Küçük kız başını iki yana salladı:
‘Hayır teyzeciğim, anlamıyorsunuz’ dedi. ‘Babam, annemin bir daha gelmeyeceğini söylüyor. O şimdi
cennette, büyükannemle dedemin yanındaymış.’
Yaşlı bayan, küçük kızın ağlama nedenini anlayınca eğildi, kolunu onun omuzuna doladı ve ‘giden
anne’ için o da ağlamaya başladı.
Sonra küçük kız, yaşlı bayanı şaşırtan bir davranışla ağlamasını birden kesti, ondan bir iki adım
geri çekildi ve yavaş bir sesle şarkı söylemeye başladı. O denli yavaş bir sesle söylüyordu ki
şarkısını, neredeyse fısıldıyor sanırdınız.
Şarkı, bir yavru kuşun şarkısıydı ve küçük kızın sesi, yaşlı bayanın o güne değin duyduğu belki de
en güzel sesti…
Şarkısı bittikten sonra küçük kız, yaşlı bayana küçük bir açıklama yaptı:
‘Bu şarkıyı bana annem, gitmeden önce öğretmişti ve kendi de sık sık söylerdi’ dedi. ‘Benden,
kendisine söz vermemi istemişti. Ağladığım zaman, hemen bu şarkıyı söylememi istemişti benden. Çünkü
ne zaman ağlarsam, bu şarkıyı söylediğimde gözyaşlarımın hemen dineceğini söylemişti.’
Küçük kız, bunları söyledikten sonra gözlerini gösterdi:
‘Bakınız’ dedi. ‘Gözyaşlarım hemen kurudu bile! ‘
Yaşlı bayan gitmek üzere kalktığı zaman küçük kız neredeyse yalvarırcasına eteklerinden tuttu onu.
‘Bayan, bir dakika daha kalır mısınız lütfen? ‘ dedi. ‘Size birşey göstermek istiyorum.’
Sonra parmağının ucuyla, giysisinde bir noktayı gösterdi: ‘Bakın, annem işte tam burayı öpmüştü’
dedi. Sonra bir başka noktayı gösterdi:
‘İşte burada da bir öpücüğü var, sonra burada da ve şurada da… Şurada da, burada da, burada da…
Buralar hep, öpücük, öpücük, öpücük dolu… Bu giysimin her yeri, annemin öpücükleriyle dolu. Beni
ağlatabilecek her neden için annem bu giysimin bir yerine bir öpücük koydu.’
Yaşlı bayan, o anda yalnızca bir giysiye bakmadığını anladı. Dönmemek üzere gideceğini bilen ve
annesiz kalacak kızının karşılaşacağı acıları hafifletebilmek için onun yanında olamayacağını, ona
öpücük veremeyeceğini düşünen bir anneye bakıyor ve o anneyi görüyordu küçük kızın giysisinde…
Anne, küçük kızına duyduğu tüm sevgisini, şimdi onun giymekten gurur duyduğu bu giysiye işlemişti.
‘Giysimi beğendiniz mi? ‘
Yaşlı bayanın aklına o an, küçük kızın sorduğu bu ilk soru geldi.
O güne değin böylesine gösterişsiz, böylesine anne sevgisiyle donanmış ve böylesine çok sevdiği bir
giysi görmemişti.
 
Ya!..Seyrancığım hep üzmek zorunda mısın?Aklıma bişey geldi.Bir zamanlarMetin Akpınar ve Zeki Alasyanın oyununda şöyle bir replik vardı.Artık hangisi diyorsa unuttum.Bu milleti ağlatacaksın arkadaş diyordu(Çekilen filimlere atıf yaparak).Bu milleti ağlatacaksın.....
Biz ne kadar kolay ağlayabilen bir toplumuz böyle!...
Seyrancığım yeter artık GÜLMEK İSTİYORUM!...
 
X