Ogretmenin cocuguma bağırması

Tamam ama başkasının eşyasını izinsiz alamayız ı öğretmek için kreş veya okulu mu beklemek gerek? Öğretmen öğretir nasılsa mı diyelim? Kreş yaşına gelmiş çocuğa bunu ailesinin öğretmesi gerek. Havadan konuşmuyorum 2 çocuk büyüttüm. Zor ve çok sabır gerekiyor, sağlam sinir olması lazım.

Mürebbiye katılığından bahsetmiyorum, devamlı parmak sallayıp yapma etme diye diklenmeyelim ama hayır ve onu yapamayız bunu yapamayız çünkü sebebi bu diyebilmeliyiz.

Benmerkezciliğin ve işlem öncesi dönemden bahsediyoruz. Ben 3 yaşında diye hatırlıyorum çocuğu. O yaştaysa çocuğun "izinsiz alamayız" kuralını anlık esnetmesi çok normal. Tabi ki uyarılmalı orası ayrı konu. Ama evden okula tüm kuralları, ahlaki değerleri öğrenmiş full + full paket gelmiyor bu çocuklar. Gelse bile okul öncesi sınıfı farklı ortamdır. Kuralları esnetmeyi deneyebilirler. Her şey yaş ve gelişim seviyesine uygun anlatılmalıdır.

Siz alaylısınız. Ben ise okul öncesi eğitim alanında dr.öğr üyesiyim. Siz iki çocuk görmüş büyütmüşsünüz. Ben bir tanesini büyütüyorum, yüzlercesini eğittim. Son birkaç yıldır da okul öncesi öğretmen adaylarını yetiştiriyorum. Öğretmenliğe dair her dersi veriyorum. Kısacası bence ben de havadan konuşmuyorum💓
 
İyi günler arkadaşlar. Çocuğumu Yarım günlük özel kreşe verdim. İlk hafta zorladı sonra alıştı ama bu hafta tekrar baştan okula gitmek istemedi. Bugün okul çıkışı günün nasıl geçti diye sorduğumda. Hiç iyi geçmedi dedi neden diye sordum Öğretmenim bana bağırdı dedi. Bende neden bağırdı yaramazlık mi yaptın dedim. Arkadaşımın tokasini aldım. Bakmak istedim dedi. Bu konuyu arkadaşıma anlattım öğretmenle konuşsam mı diye. Arkadaşım olabilir bagirabilir kaç tane çocukla uğraşıyor. Yeri geliyor bizde bağırıyoruz dedi. Konuşmalı miyim öğretmenle siz ne düşünüyosunuz bu konuda
Yaaa küçücük çocuğa "tamamen" inanılmaz ki.
Durumu eksik anlatabiliyorlar, kendi hayal dünyalarından ekleyebiliyorlar, olayları birleştirebiliyorlar.
Bağırdı dediği avazı çıktığınca uzun uzun değilse, uyarı amaçlı ses yükseltmeyse sıkıntı yok bence bu da var çünkü hayat akışında.
Konu sadece bu değildir diye düşünüyorum birde...
 
Benmerkezciliğin ve işlem öncesi dönemden bahsediyoruz. Ben 3 yaşında diye hatırlıyorum çocuğu. O yaştaysa çocuğun "izinsiz alamayız" kuralını anlık esnetmesi çok normal. Tabi ki uyarılmalı orası ayrı konu. Ama evden okula tüm kuralları, ahlaki değerleri öğrenmiş full + full paket gelmiyor bu çocuklar. Gelse bile okul öncesi sınıfı farklı ortamdır. Kuralları esnetmeyi deneyebilirler. Her şey yaş ve gelişim seviyesine uygun anlatılmalıdır.

Siz alaylısınız. Ben ise okul öncesi eğitim alanında dr.öğr üyesiyim. Siz iki çocuk görmüş büyütmüşsünüz. Ben bir tanesini büyütüyorum, yüzlercesini eğittim. Son birkaç yıldır da okul öncesi öğretmen adaylarını yetiştiriyorum. Öğretmenliğe dair her dersi veriyorum. Kısacası bence ben de havadan konuşmuyorum💓
Havadan konuşmuyorum derken, en çok ben bilirim tarzında yazmadım. Yani çocuğu olmayan konuşmasın denmesin diye belirttim yoksa bir iddiam yok. Akademik eğitime her zaman saygı duyarım ve asla karşı çıkmam.
Nedense bu yazdıklarınız sadece bizde var. Ben başka bir ülkede yaşıyorum, hatta bir çok ülke değiştirdim, çocuklarım nedeniyle de kreşten liseye kadar bütün seviyede okullara çocuklara şahit oldum. Emzikli bebekle bile konuşuyor yaptığının yanlış olduğunu anlatıyor aileleri. Göz teması kuracak pozisyonda, hiç ses yükseltmeden sakince anlatıyorlar. 3 yaş altı üst diye bir kuralları yok. Yanlış davranış varsa müdahale ediyorlar çocuklarına. Bizde ille öğretmenler mi yapmalı bunu? Okula gidince öğretmen uğraşsın mı deniyor?
Yaptıysa uyarılmalı yazdınız, sorun da o işte. Kim uyaracak, öğretmen mi aile mi? Bunu bilmek için doktoraya yüzlerce çocuk eğitmeye gerek yok. Aynı şeyi söylüyoruz bence. Eğitim ailede başlar, anne baba öğretecek. Bu çocuk okulda yaşamıyor, evde yaşıyor.
Belki devamlı yapıyor ya da tek seferlik yaptı, ben de bilmiyorum. Sadece yapan değil yapılan çocuğun da hakkı aranmalı korunmalı, o da 3 yaşında. Çocuğunun saçından tokasının çekilip alınmasını da kimse istemez.
 
Son düzenleme:
Derste yemek yiyemezsin demiş öğretmeni, ortaokulda. Annesi okula geldi. "Nasıl çocuğuma böyle der rencide olmuş çocuğum". Acıkmış yiyebilirmiş. Eee sen sıcak yatağından kalkıp çocuğu doyurmuyorsun diye benim Dersimde öğrenci yemek mi yiyecek.
öğretmen asla haklı olamaz!
Ah ah ellerimizin beş parmağını birleştirip sınıfça cetvelle vurulduğu zamanlarda okuduk biz.

Hiç onayladığım bir durum değil yanlış anlaşılmasın

Diz üstü eteğin ,saçların dağınık , makyajlı , küpeli gelmenin yasak olduğu zamanlar

Hiç bizi pamuklara sarmadılar.

Öğretmen hep haklıydı ailelere göre

o zamanlar öğretmenlerimizden ne çok korkardık

saygı sonsuzdu belki korkudan bilemiyorum.

Annem babam hiç okula gelmedi söylediğimide hatırlamıyorum zaten

Şimdi en küçük bir şeyde öğretmene koşuyor veli

Eeee hayat öyle değilki ...

Aile hiç mi bağırmıyor ?

Hiç mi kızmıyor çocuğuna?

Hakaret olmadığı sürece öğretmen ikaz için çocuğa sesini yükseltebilir bence

Büyütülcek bir konu değil
 
Aynen öyle Mune. Mesela tuvalet eğitimine çok önem veriyoruz, hatta misafirliğe oraya buraya gitmeye ara veriyoruz. Evde bezlemiyoruz, gittiğimiz yerde de altına yapmasın, çocuğun kafası karışmasın diyoruz. Ortalama 3 yaş civarı çocuğa bunu öğretirken başkasının eşyasını sormadan izinsiz alamayız ı da öğretmeliyiz. Evet çocuk bu, bazen hiç yapmadığı şeyi yapabiliyor ama bu istisna olmalı. Paylaşmayı zor öğreniyorlar, empati yapmayı bilmiyorlar. Sabırla öğretmek anlatmak zorundayız. Kimse çocuğa ilk temel kuralları evde öğretmezse öğretmen hangi biriyle başa çıksın?
Katılıyorum, altını çizeyim direkt konuda geçen olay, konu sahibi, çocuğu ve öğretmeni üzerinden yazmıyorum genel bir paylaşım yapıyorum o yüzden kimse alınmasın, ikimizin de yazdıkları çocuk büyütmüş anne tecrübesi, küçük yaş çocuklarından elbette yetişkin gibi davranmasını beklemiyoruz ama çocuklar doğduğu andan itibaren eğitime açıklar, daha 1-2 aylıkken agu demeyi öğretmeye çalışarak bebeklere yavaş yavaş konuşmayı, belli saatlerde uyutup belli saatlerde uyandırarak gece-gündüz kavramını öğreten biziz, bebekler konuşmaya başlamadan evvel anlamayı öğreniyorlar, siz bir hareket gösterirsiniz mesela bay bay deyip el sallama hareketi diyelim, çocuk önce o hareketi anlamaya çalışır, bir yerden bir yere giderken bu hareket yapılıyoru algılar, bir süre sonra bay bay dediğinizde bebek otomatik olarak el sallamaya başlar, bunların hepsi eğitimdir.

Kavramları öğretirken zaten algıları açık olan ve doğduğundan itibaren çevresinde gördüğü her şeyi önce belleğine kaydedip sonra taklit etmeye başlayan ve kişilik gelişiminin evdeki eğitime göre şekillendiği çocuklarımızı önce evde eğitmeliyiz dışarıda uyum sorunu yaşamasın, okul kısmını bir kenara bırakalım, evde başka dışarıda başka davranmasını beklediğimiz çocuk çok zorlanıyor, anneanne babaanneye gidince bile farklı davranılması çocuğu etkiliyor, o yüzden bana göre bebeklikten itibaren kurallı ve istikrarlı bir eğitim şart.
 
Ben cidden aşırı sabırlı ve çok yumuşak bir öğretmenim. Ama mesela bir çocuk ( ilkokul veya ortaokul) tuvalet için izin istiyor. "Hayır" diyorum. Yine istiyor " hayır" diyorum. Yine istiyor bu sefer sert bir şekilde ama bağırmadan "hayır" diyorum, o zaman pes ediyor. Bu arada çocuğun gerçekten tuvaleti olsa izin veririm ama sırf muziplikten gitmek istiyor .

Başka bir örnek; çocuk derste çok konuşuyor, arkadaşlarını rahatsız ediyor diye en az 3 kez uyarmışım. Dinlemeyip yine aynı şeyleri yapıyor. O zaman epey kızıyorum. Çocuk napıyor dersiniz? Gülüyor. 🤦
Çok zor her kesim tarafından mobinge uğruyoruz velisi ayrı müdürü ayrı hademe bile mobing yapacak fırsat bulsa. Hayır denildiğinde esneme payı olduğunu düşünmeleri de bizle alakalı değil muhtemelen anne pes edip kabul ediyor sonunda çocuk da bizi deniyor.
 
Ben biraz disiplinli bir anneyim, yani yeri gelir suratimi kızgın yapar sert bir sekilde hayir bunu yapamazsin da derim. Buyuk kizim anane ve dedesinden cok yuz buluyor bu sebeple kimi zaman anane ve dedeyle catistigimiz oluyor, bu durum benim disiplinimi de kiriyor. Simdi krese gidiyor 1.5 ay oldu, daha bir kez soz dinlemedigine dair sikayet almadim.

Ama mesela evde yemek ve etkinlik saatlerinde onluk takmaya asla hayir demeyen kizim, okulda takmıyormuş, ogretmeni acik acik soyledi sinifta 2 tane cocuk bu konuda olay cikartacak boyutta direnis gostermis ve o gun bugundur hicbiri onluk takmiyormus, simdi ben bu konuda ogretmene icten ice kizdim ama ona da hak verdim 15 cocuk var elinde, hepsi farkli kulturlerden, farkli ailelerden, farkli disiplinlerden gelen cocuklar, ya kizarak disipline edecek ya da cocuklari sevgiyle neden onluk takması gerektigini öğretecek, her yolu denedim asla yola gelmediler ben de biraktim, omur boyu onluk takmayacaklar, onluksuz yemek yemeği ogretmeye karar verdim dedi, bence hakli.

Yani cocuguma kizmasindansa bunu firsata cevirip onluksuz yemek yemeği ogretmesini olumlu buldum.

Birakalim cocuklar biraz hayati ogrensin sevgili anneler, birakalim kirlensinler, birakalim sosyal hayatta ayakta kalmayi öğrensinler tamam cok seviyoruz, neredeyse tapiyoruz cocuklarimiza ama dis dunyada kimse bizim kadar sevmeyecek bunu unutmayalim.
 
Nedense bu yazdıklarınız sadece bizde var.
Sadece şu kısmı alıntıladım. Bu kısım sadece bizde yok. Ben de bu Türk aileleri gömme sevdasından muzdaribim mesela. Bilişsel gelişim düzeyine ait neredeyse tüm teoriler Avrupa Amerika ve Rusya'da çıkıyor. Acı gerçekle yüzleştirmek istemezdim ama kültürel farklılıklar ve çevre etkili olsa bile gelişim basamakları olarak yabancı ülkedeki çocuk da aynı sıralamayı izliyor. Yani onlar da işlem öncesi dönemdeler. 🤷

Bu arada evet aynı şeyi savunuyoruz. Öğretmen de uyarmalı aile de uyarmalı ama bunu yaparken yaş ve gelişim seviyesine göre yapmalı. Yoksa ben de arada çıldırıyor ve oğluma yüksek sesle dikte edebiliyorum. Burada bağırma nasıl bağırma o önemli. Son 2 haftadır oğlum ısrarla öğretmenin parmak sallayarak Kes sesini Sus artık diye arkadaşına bağırdığını söylüyor. 3 yaş olduğu için soru işareti bırakarak gözlemliyorum. Çünkü bunun yolu bu değil.


Ben evde tüm kuralları, değerleri ve erdemleri öğretsem bile çocuk okula girdiğinde çok farklı kültür, kural ve sosyal normlarla karşılaşıyor. Bu sebeple davranış değişikliği çok normal. Önemli olan anında müdahale ve aile ile işbirliği yaparak bu durumu çözüme kavuşturmaktır. Yoksa bizde biliyoruz bağırıp çağırıp hakaret ederek çocuk sindirmeyi. Ben 20 yaşındaki öğrencime bile bağırmıyorum ama hepsi derste beni dinler.

Zaten anaokulu öğretmenlerine de bu yüzden sınıf yönetimi dersi veriyoruz.
 
Sadece şu kısmı alıntıladım. Bu kısım sadece bizde yok. Ben de bu Türk aileleri gömme sevdasından muzdaribim mesela
Bakın o kısma kesinlikle girmek istemedim. Bir çok yerde yazıyor bu ve ben de üzülüyorum bunları okurken. Akademik bilgiye eğitime saygı duyduğumu ve her zaman bilimden yana olduğumu tekrar ediyorum. Ama bizde akademik bilginin uygulamasında sorun var çünkü aileler eğitmenlerle paralel değil. Siz istediğiniz kadar tüm iyi niyetinizle eğitmeye çalışın, aile iş birliği yapmazsa gram ilerlenmiyor.

3 kıtada bir sürü ülkede yaşadım, TC vatandaşıyım ve TC pasaportum var, hiç düşünmedim bile değiştirmeyi. Ama bazı gerçekleri de göz ardı edemem. Hakkımızda olumsuz konuşanlara gereken cevabı verdiğim çok oldu ama okul öncesi eğitim konusunda malesef haklıya hakkını vermek zorunda kalıyorum. İsviçre'de 3 yaşında çocuğa kütüphane kartı veriliyor. Hatta kitapları kendi seçiyor, kütüphane kartını kendi veriyor görevliye. Ebeveyni izah ediyor anlatıyor burada neden gürültü yapılmaması gerektiğini. İsterse yerde uzanarak okusun baksın önemli değil, kural sessiz olmak. Trende sessiz vagonlar var, kulaklıkla bile yüksek sesle müzik dinleyemezsiniz hemen uyarır görevli. O vagonlarda çok kez küçük çocuk gördüm. Boya yapıyor, dışarıyı seyrediyor veya ebeveyniyle fısıltıyla konuşuyor. Niye o çocuklar sessiz kalıyor kütüphanede veya trenlerde? 4 yaşında çocuk çöp ayrıştırmayı biliyor. Kendisine gelen hediye paketlerini, doğum günü vs kutlaması bittikten sonra kağıt plastik diye ayırıyor. Annesi diyor ki yırtabiliyorsan kağıt, yırtamıyorsan plastik. Çocuk hiperaktifse, okulda fazla hareketli okup arkadaşlarına rahatsızlık veriyorsa hemen çözüm arıyor ailesi. Napim benim çocuğum böyle demiyor, çocuk bu yapacak tabi sus pus otursun mu demiyor, rahatsızlık vermesini ciddiye alıyor.

3 sene Singapur'da yaşadım, orada da aynı. Çocuk eğitimi her şeyden önce tutuluyor. Bu nedenle Pisa testinde 1. olmaları da tesadüf değil. Kurallar sınırlar var, disiplinliler. Çocuklarını küçük yaşta eğitiyorlar. Bir çocuk diğerine bir kez zarar verebilir, ikinciyi yapamaz. Şu anda da Avusturalya'dayım. Burada da 3 yaş ve altı çocuk var. Niye ailesinin uyarısını dinliyor sakin davranıyor? Bebek bile köpeği sevmek isterken önce bana bakıyor. Onay verirsem elliyor. Çünkü ailesi üşenmeyip nedenini anlatıp söyler. Köpek arkadaşça olmayabilir, hasta olabilir, dokunulmasından hoşlanmayabilir, ebat olarak kendinden küçüğe saldırgan olabilir... Önce sormamız izin almamız gerek diyorlar.

Bizde eksik olan şu; yukarıda da yazdığım gibi aile ve okul sistemli paralel çalışmıyor. Sorunlu çocuğu kazandırmak için sadece okulun öğretmenin performansı yetmiyor. Siz bir sürü madde saydınız, o var bu var şu var yazdınız. Bunlar diğer ülkelerdeki çocuklarda yok mu, sadece bizim çocuklarda mı var? Finli den tut İtalyana, Güney Afrikalıya bir sürü milletten arkadaşım oldu, çocuklarımız beraber oynadı. Robot değiller, mutlaka uyumsuz taşkın davranış sergileyen oluyor ama ailesi hemen müdahale ediyor ve tekrarlanmaması için önlem alıyor. Teoride iyi olabiliriz ama pratikte değiliz. Küçük çocuk davranışlarına ve karşı davranışlara eğitim yöntemlerine çok defa gözümle ve kulağımla şahit oldum, o nedenle aksine ikna olamam. Bu yorumların tartışmaya dönmemesi adına ben konudan çıkıyorum. Size de akademik hayatınızda başarınızın devamını dilerim. Birilerinin, toplum sağlığı ve eğitimi adına ipin ucunu bırakmaması lazım.
 
Son düzenleme:
Bakın o kısma kesinlikle girmek istemedim. Bir çok yerde yazıyor bu ve ben de üzülüyorum bunları okurken. Akademik bilgiye eğitime saygı duyduğumu ve her zaman bilimden yana olduğumu tekrar ediyorum. Ama bizde akademik bilginin uygulamasında sorun var çünkü aileler eğitmenlerle paralel değil. Siz istediğiniz kadar tüm iyi niyetinizle eğitmeye çalışın, aile iş birliği yapmazsa gram ilerlenmiyor.

3 kıtada bir sürü ülkede yaşadım, TC vatandaşıyım ve TC pasaportum var, hiç düşünmedim bile değiştirmeyi. Ama bazı gerçekleri de göz ardı edemem. Hakkımızda olumsuz konuşanlara gereken cevabı verdiğim çok oldu ama okul öncesi eğitim konusunda malesef haklıya hakkını vermek zorunda kalıyorum. İsviçre'de 3 yaşında çocuğa kütüphane kartı veriliyor. Hatta kitapları kendi seçiyor, kütüphane kartını kendi veriyor görevliye. Ebeveyni izah ediyor anlatıyor burada neden gürültü yapılmaması gerektiğini. İsterse yerde uzanarak okusun baksın önemli değil, kural sessiz olmak. Trende sessiz vagonlar var, kulaklıkla bile yüksek sesle müzik dinleyemezsiniz hemen uyarır görevli. O vagonlarda çok kez küçük çocuk gördüm. Boya yapıyor, dışarıyı seyrediyor veya ebeveyniyle fısıltıyla konuşuyor. Niye o çocuklar sessiz kalıyor kütüphanede veya trenlerde? 4 yaşında çocuk çöp ayrıştırmayı biliyor. Kendisine gelen hediye paketlerini, doğum günü vs kutlaması bittikten sonra kağıt plastik diye ayırıyor. Annesi diyor ki yırtabiliyorsan kağıt, yırtamıyorsan plastik. Çocuk hiperaktifse, okulda fazla hareketli okup arkadaşlarına rahatsızlık veriyorsa hemen çözüm arıyor ailesi. Napim benim çocuğum böyle demiyor, çocuk bu yapacak tabi sus pus otursun mu demiyor, rahatsızlık vermesini ciddiye alıyor.

3 sene Singapur'da yaşadım, orada da aynı. Çocuk eğitimi her şeyden önce tutuluyor. Bu nedenle Pisa testinde 1. olmaları da tesadüf değil. Kurallar sınırlar var, disiplinliler. Çocuklarını küçük yaşta eğitiyorlar. Bir çocuk diğerine bir kez zarar verebilir, ikinciyi yapamaz. Şu anda da Avusturalya'dayım. Burada da 3 yaş ve altı çocuk var. Niye ailesinin uyarısını dinliyor sakin davranıyor? Bebek bile köpeği sevmek isterken önce bana bakıyor. Onay verirsem elliyor. Çünkü ailesi üşenmeyip nedenini anlatıp söyler. Köpek arkadaşça olmayabilir, hasta olabilir, dokunulmasından hoşlanmayabilir, ebat olarak kendinden küçüğe saldırgan olabilir... Önce sormamız izin almamız gerek diyorlar.

Bizde eksik olan şu; yukarıda da yazdığım gibi aile ve okul sistemli paralel çalışmıyor. Sorunlu çocuğu kazandırmak için sadece okulun öğretmenin performansı yetmiyor. Siz bir sürü madde saydınız, o var bu var şu var yazdınız. Bunlar diğer ülkelerdeki çocuklarda yok mu, sadece bizim çocuklarda mı var? Finli den tut İtalyana, Güney Afrikalıya bir sürü milletten arkadaşım oldu, çocuklarımız beraber oynadı. Robot değiller, mutlaka uyumsuz taşkın davranış sergileyen oluyor ama ailesi hemen müdahale ediyor ve tekrarlanmaması için önlem alıyor. Teoride iyi olabiliriz ama pratikte değiliz. Küçük çocuk davranışlarına ve karşı davranışlara eğitim yöntemlerine çok defa gözümle ve kulağımla şahit oldum, o nedenle aksine ikna olamam. Bu yorumların tartışmaya dönmemesi adına ben konudan çıkıyorum. Size de akademik hayatınızda başarınızın devamını dilerim. Birilerinin, toplum sağlığı ve eğitimi adına ipin ucunu bırakmaması lazım.

Siz bence ne demek istediğimi ısrarla anlamıyorsunuz.
Tüm dedikleriniz doğru olmakla beraber o saydığınız mükemmel çocuklar da bilişsel gelişim gereği kuralları unutabilir, esnetebilir. Çünkü 3 yaş ve altından bahsediyoruz. Sizin şahit olmamanız yapmadıklarını göstermez. İster evde ister okulda. Yapar. İllaki yapar.
Konunun çıkış noktasını da unutmayın lütfen. İzinsiz almamayı öğretmek gerekir aile denildi. Ben de dedim ki aile mükemmel öğretse bile çocuk o an o kuralı esnetebilir. Tekrar anlatmak gerekir. Ya da dövelim en iyisi hayatı boyunca tokalardan uzak dursun. Aileyi de bu kadar lanet bir çocuk yetiştirdiği için hücreye atalım.
 
Ben de ayrıca, kafasına göre psikolog aile uzmanı mi ne diyor kendine. Sen kimsin ki bunu diyorsun. Bunun üzerine bir çok eğitim almış,master yapmış insanlar ne oluyor o zaman. İfrit oluyorum kadına.
Yıllarca psikolog olmadan psikolog gibi programlara çıktı akıl verdi insanlara , daha yeni yeni psikoloji okuyor, bunları başımıza bela edenler yine bizim insanlarımız...
 
Bakın o kısma kesinlikle girmek istemedim. Bir çok yerde yazıyor bu ve ben de üzülüyorum bunları okurken. Akademik bilgiye eğitime saygı duyduğumu ve her zaman bilimden yana olduğumu tekrar ediyorum. Ama bizde akademik bilginin uygulamasında sorun var çünkü aileler eğitmenlerle paralel değil. Siz istediğiniz kadar tüm iyi niyetinizle eğitmeye çalışın, aile iş birliği yapmazsa gram ilerlenmiyor.

3 kıtada bir sürü ülkede yaşadım, TC vatandaşıyım ve TC pasaportum var, hiç düşünmedim bile değiştirmeyi. Ama bazı gerçekleri de göz ardı edemem. Hakkımızda olumsuz konuşanlara gereken cevabı verdiğim çok oldu ama okul öncesi eğitim konusunda malesef haklıya hakkını vermek zorunda kalıyorum. İsviçre'de 3 yaşında çocuğa kütüphane kartı veriliyor. Hatta kitapları kendi seçiyor, kütüphane kartını kendi veriyor görevliye. Ebeveyni izah ediyor anlatıyor burada neden gürültü yapılmaması gerektiğini. İsterse yerde uzanarak okusun baksın önemli değil, kural sessiz olmak. Trende sessiz vagonlar var, kulaklıkla bile yüksek sesle müzik dinleyemezsiniz hemen uyarır görevli. O vagonlarda çok kez küçük çocuk gördüm. Boya yapıyor, dışarıyı seyrediyor veya ebeveyniyle fısıltıyla konuşuyor. Niye o çocuklar sessiz kalıyor kütüphanede veya trenlerde? 4 yaşında çocuk çöp ayrıştırmayı biliyor. Kendisine gelen hediye paketlerini, doğum günü vs kutlaması bittikten sonra kağıt plastik diye ayırıyor. Annesi diyor ki yırtabiliyorsan kağıt, yırtamıyorsan plastik. Çocuk hiperaktifse, okulda fazla hareketli okup arkadaşlarına rahatsızlık veriyorsa hemen çözüm arıyor ailesi. Napim benim çocuğum böyle demiyor, çocuk bu yapacak tabi sus pus otursun mu demiyor, rahatsızlık vermesini ciddiye alıyor.

3 sene Singapur'da yaşadım, orada da aynı. Çocuk eğitimi her şeyden önce tutuluyor. Bu nedenle Pisa testinde 1. olmaları da tesadüf değil. Kurallar sınırlar var, disiplinliler. Çocuklarını küçük yaşta eğitiyorlar. Bir çocuk diğerine bir kez zarar verebilir, ikinciyi yapamaz. Şu anda da Avusturalya'dayım. Burada da 3 yaş ve altı çocuk var. Niye ailesinin uyarısını dinliyor sakin davranıyor? Bebek bile köpeği sevmek isterken önce bana bakıyor. Onay verirsem elliyor. Çünkü ailesi üşenmeyip nedenini anlatıp söyler. Köpek arkadaşça olmayabilir, hasta olabilir, dokunulmasından hoşlanmayabilir, ebat olarak kendinden küçüğe saldırgan olabilir... Önce sormamız izin almamız gerek diyorlar.

Bizde eksik olan şu; yukarıda da yazdığım gibi aile ve okul sistemli paralel çalışmıyor. Sorunlu çocuğu kazandırmak için sadece okulun öğretmenin performansı yetmiyor. Siz bir sürü madde saydınız, o var bu var şu var yazdınız. Bunlar diğer ülkelerdeki çocuklarda yok mu, sadece bizim çocuklarda mı var? Finli den tut İtalyana, Güney Afrikalıya bir sürü milletten arkadaşım oldu, çocuklarımız beraber oynadı. Robot değiller, mutlaka uyumsuz taşkın davranış sergileyen oluyor ama ailesi hemen müdahale ediyor ve tekrarlanmaması için önlem alıyor. Teoride iyi olabiliriz ama pratikte değiliz. Küçük çocuk davranışlarına ve karşı davranışlara eğitim yöntemlerine çok defa gözümle ve kulağımla şahit oldum, o nedenle aksine ikna olamam. Bu yorumların tartışmaya dönmemesi adına ben konudan çıkıyorum. Size de akademik hayatınızda başarınızın devamını dilerim. Birilerinin, toplum sağlığı ve eğitimi adına ipin ucunu bırakmaması lazım.
İşte bu yüzden bu ülkeden gitmek istiyorum, belki bir gün ...
 
Bir de Mihrimah çok takipçisi var. Yani uyuz oluyorum desem yeri.
Evet , ya bir de kendi evinde asçıları, hizmetcileri birsürü gelmiş çilekeş ,mağdur kadınlara akıl veriyor , kadınlara psikolojik şiddet uyguluyor kendilerini yetersiz hissetmelerine sebebiyet veriyor, din , psikoloji , sosyoloji her alanda yargı dağıtıyor alakasızca, saçma sapan fetvalar vermeye kalktı bir ara linçlendi, aşırı aşırı samimiyetsiz ve ukala bir kadın, aşırı egolu...
 
Evet , ya bir de kendi evinde asçıları, hizmetcileri birsürü gelmiş çilekeş ,mağdur kadınlara akıl veriyor , kadınlara psikolojik şiddet uyguluyor kendilerini yetersiz hissetmelerine sebebiyet veriyor, din , psikoloji , sosyoloji her alanda yargı dağıtıyor alakasızca, saçma sapan fetvalar vermeye kalktı bir ara linçlendi, aşırı aşırı samimiyetsiz ve ukala bir kadın, aşırı egolu...
Bizim insanımız sever böyle biri gelsin eziklesin üstüne falan bassın.
 
Regl olmayı kız çocuğuna annelik üzerinden anlatmayı öneriyordu bir kere denk geldim.
Tövbeler olsun yani. Kime göre ve kimlere kanaat önderiyse üzüldüm valla.
Herkes anne olabiliyor muymuş. Bir sürü kadın hastalığı var. Kendisi bilmiyor muymuş. Mimikleri vs çok samimiyetsiz. Bir de üstüne kitapları var. Onun kitaplarını alanın aklından şüphe ediyorum.
 
Evet , ya bir de kendi evinde asçıları, hizmetcileri birsürü gelmiş çilekeş ,mağdur kadınlara akıl veriyor , kadınlara psikolojik şiddet uyguluyor kendilerini yetersiz hissetmelerine sebebiyet veriyor, din , psikoloji , sosyoloji her alanda yargı dağıtıyor alakasızca, saçma sapan fetvalar vermeye kalktı bir ara linçlendi, aşırı aşırı samimiyetsiz ve ukala bir kadın, aşırı egolu...
Bu yoruma 👏👏 atıyorum. Çünkü bu konuda bu şekilde eleştirenler sayısı yabana atılmayacak kadar çok. Ben olumsuz yorum yazdım diye kocası engelledi beni😅 bunu ticarete döküp dinden para devşirip sonra eski haline dönen insanlar çok. Bunlardan biri de Hikmet Anıl Öztekin. Hiçbir şekilde takip etmedim. Kitaplarını bilmem. Ama bir ara çok popülerdi. Ondan da hiç hazetmiyordum. O da köşeyi dönünce özüne dönenlerden oldu.
Bunlar böyle kendince kendini bir yere koyan tipler. Bunlara alkış tutanlara da ayrı sinir oluyorum😅 sanırım ben hep gıcık oluyorum😅
 
X