Bakın o kısma kesinlikle girmek istemedim. Bir çok yerde yazıyor bu ve ben de üzülüyorum bunları okurken. Akademik bilgiye eğitime saygı duyduğumu ve her zaman bilimden yana olduğumu tekrar ediyorum. Ama bizde akademik bilginin uygulamasında sorun var çünkü aileler eğitmenlerle paralel değil. Siz istediğiniz kadar tüm iyi niyetinizle eğitmeye çalışın, aile iş birliği yapmazsa gram ilerlenmiyor.
3 kıtada bir sürü ülkede yaşadım, TC vatandaşıyım ve TC pasaportum var, hiç düşünmedim bile değiştirmeyi. Ama bazı gerçekleri de göz ardı edemem. Hakkımızda olumsuz konuşanlara gereken cevabı verdiğim çok oldu ama okul öncesi eğitim konusunda malesef haklıya hakkını vermek zorunda kalıyorum. İsviçre'de 3 yaşında çocuğa kütüphane kartı veriliyor. Hatta kitapları kendi seçiyor, kütüphane kartını kendi veriyor görevliye. Ebeveyni izah ediyor anlatıyor burada neden gürültü yapılmaması gerektiğini. İsterse yerde uzanarak okusun baksın önemli değil, kural sessiz olmak. Trende sessiz vagonlar var, kulaklıkla bile yüksek sesle müzik dinleyemezsiniz hemen uyarır görevli. O vagonlarda çok kez küçük çocuk gördüm. Boya yapıyor, dışarıyı seyrediyor veya ebeveyniyle fısıltıyla konuşuyor. Niye o çocuklar sessiz kalıyor kütüphanede veya trenlerde? 4 yaşında çocuk çöp ayrıştırmayı biliyor. Kendisine gelen hediye paketlerini, doğum günü vs kutlaması bittikten sonra kağıt plastik diye ayırıyor. Annesi diyor ki yırtabiliyorsan kağıt, yırtamıyorsan plastik. Çocuk hiperaktifse, okulda fazla hareketli okup arkadaşlarına rahatsızlık veriyorsa hemen çözüm arıyor ailesi. Napim benim çocuğum böyle demiyor, çocuk bu yapacak tabi sus pus otursun mu demiyor, rahatsızlık vermesini ciddiye alıyor.
3 sene Singapur'da yaşadım, orada da aynı. Çocuk eğitimi her şeyden önce tutuluyor. Bu nedenle Pisa testinde 1. olmaları da tesadüf değil. Kurallar sınırlar var, disiplinliler. Çocuklarını küçük yaşta eğitiyorlar. Bir çocuk diğerine bir kez zarar verebilir, ikinciyi yapamaz. Şu anda da Avusturalya'dayım. Burada da 3 yaş ve altı çocuk var. Niye ailesinin uyarısını dinliyor sakin davranıyor? Bebek bile köpeği sevmek isterken önce bana bakıyor. Onay verirsem elliyor. Çünkü ailesi üşenmeyip nedenini anlatıp söyler. Köpek arkadaşça olmayabilir, hasta olabilir, dokunulmasından hoşlanmayabilir, ebat olarak kendinden küçüğe saldırgan olabilir... Önce sormamız izin almamız gerek diyorlar.
Bizde eksik olan şu; yukarıda da yazdığım gibi aile ve okul sistemli paralel çalışmıyor. Sorunlu çocuğu kazandırmak için sadece okulun öğretmenin performansı yetmiyor. Siz bir sürü madde saydınız, o var bu var şu var yazdınız. Bunlar diğer ülkelerdeki çocuklarda yok mu, sadece bizim çocuklarda mı var? Finli den tut İtalyana, Güney Afrikalıya bir sürü milletten arkadaşım oldu, çocuklarımız beraber oynadı. Robot değiller, mutlaka uyumsuz taşkın davranış sergileyen oluyor ama ailesi hemen müdahale ediyor ve tekrarlanmaması için önlem alıyor. Teoride iyi olabiliriz ama pratikte değiliz. Küçük çocuk davranışlarına ve karşı davranışlara eğitim yöntemlerine çok defa gözümle ve kulağımla şahit oldum, o nedenle aksine ikna olamam. Bu yorumların tartışmaya dönmemesi adına ben konudan çıkıyorum. Size de akademik hayatınızda başarınızın devamını dilerim. Birilerinin, toplum sağlığı ve eğitimi adına ipin ucunu bırakmaması lazım.