Konuya çözüm sunabilecek bir mesaj değil yazdığım ama sizin gibi kalbi güzel öğretmenleri gördükçe her zaman duygulanırım.
Genelde ilkokul öğretmenleri güzel hatırlanır ama maalesef benim için öyle değil.
Babam taş fırın ustası, iş oldukça çalışır (65 yaşında, dördüncü evre kemik iliği kanseri atlattı, kök hücre nakli oldu, hala çalışıyor)
Annem ev hanımıyken baktı geçim zor oluyor, o dönem (1995-2005 yılları arası) istanbuldan toplu mal alıp valizle sırtında kapı kapı gezerek eşya satarak para kazanırdı, babam da fırın yapmadığı zamanlarda sepete balon oyuncak vs koyar sahilde satış yapmaya giderdi. Niye anlattım asla tembel geçimi başkasının üstüne atan insanlar değiller ama yetmeyince yetmiyor işte.
İkizimle aynı sınıftaydık, sınıfça minik bir geziye gidilecekti ilçe içinde, küçük bir miktar toplanıyordu, babam sadece birimizin parasını verebildi, öğretmeninden rica edin ikinizin de adını yazsın dedi.
Sınıfta para toplanırken kardeşimle gittik masaya, parayı verdik durumu açıkladık, öğretmen bu paraya ikinizin adını yazamam birinizi yazıyorum para gelmezse biriniz gelirsiniz dedi ikizimin adını yazdı bizi de yerimize gönderdi, o gün çok ağlamıştım, 32 yaşındayım hala aklıma geldikçe gözlerim dolar.
O zamanlar kırmızı kolej kitabı denilirdi, kaynak kitap alınıyordu, pahalıydı da. İkimize bir kitap alındı, annem öğretmenden rica etti hocam aynı sıraya otursunlar birlikte baksınlar dedi öğretmen suratını astı geçti.
Okul aile birliği yardım paketi ayarlamış, sınıfta herkesin içinde bizi çağırdı, bunu alın Eve götürün dedi verdi, Çocuk aklı o zaman herkes bizle dalga geçmişti siz fakir misiniz diye.
Sınıfta asker çocukları vardı, her Pazartesi veya her tatil dönüşü onları tahtaya çıkarır nereleri gezdiler nasıl eğlendiler neler yediler onları anlattırırdı, biz de dinlerdik...