Tarım Bakanlığı damgalı diş parlatıcıları kullanın
Kansere karşı korunmak istiyorsanız, kimyasallarla vücudunuzu fazla nemlendirmeyin. Daha tabii yolları tercih edin. Başınızı zeytinyağlı sabun ya da defne yaprağı gibi doğal ürünlerle yıkayın. Zeytinyağlı veya diğer bitkisel türevli sabunları kullanın. Vücudunuzu yıkadığınız zaman, mutlaka bu grubu tercih edin. ABD'de yapılan bir araştırma; yumuşatmak için çocukların saçlarına biryantinin, göğüslerin büyümesine yol açtığını gözler önüne serdi. Çünkü bu tür kimyasal ürünlerin içinde hormon bulunuyor. Kadınların kullandığı diş parlatıcıları, tırnaklarınıza sürdüğünüz ojeler ve vücudunuz için kullandığınız güneş yağları da kansorejen olabilir. Bunlar kullanılırken, çok dikkatli olunmalıdır. Bunların bir kısmı Tarım Bakanlığı tarafından kontrol ediliyor. Üzerinde Tarım Bakanlığı damgası olmayan kaçak ya da ithal ürünleri kesinlikle kullanmamak gerekiyor.
Bulaşıklarınızı sirkeli sudan geçirerek temizleyin!
Unutmayın; kanserde bir koruma bin tedaviden evladır! Yarın 'keşke' dememek için bugünden kansere karşı tedbirinizi almanız gerekir. Mutfaklarınızdan plastiği, alüminyumu ve kalaylanmamış bakır kapları atmalısınız. Doğrudan doğruya çelik, cam ve porselen kaplar kullanmalısınız. Mutfakta kullandığınız deterjanı da çok iyi seçmelisiniz. Özellikle bulaşık deterjanlarında zeytinyağı türevi olanları tercih etmelisiniz. Eğer bunu yapamıyorsanız, bulaşık deterjanlarınızı biraz ıslah etmeli ve zehirden uzak durmak için bulaşık makinasından çıkardığınız kapları sirkeli sudan geçirmelisiniz.
Kanser kalkanı gıda reçetesi!
Doğru beslenirseniz; mide kanserinden yüzde 60 korunabilirsiniz. Her gün brokoli, karnabahar, kıvırcık salata, beyaz lahana, kabak ve domatesi bol bol tüketin.
Kalın bağırsak ve meme kanserinden korunmak için kırmızı eti kesin. Beyaz et, zeytinyağı ve soya gibi yağlarla beslenin. Böylece kanser nedeni olan obeziteye karşı da önlem almış olursunuz.
Siyah üzümü çekirdeğini atmadan bol bol tüketin. Çünkü kabuğunda ve çekirdeğinde 'vesibretrol' dediğimiz çok özel bir madde vardır. Bu madde vücudu doğrudan doğruya kansere karşı korur.
Kekik, çörek otu ve keten tohumu da vücudu kanserden korur.
İlaçlara direnci arttırdığı için kanserde ilaç tedavisi sırasında, bitkisel ilaç kullanmayın.
Kanser tedavisi sırasında bulantınız olursa, zencefilden yararlanabilirsiniz.
Papatyanın kanser hastalarının ağzında oluşan aftı önleyici bir etkisi olduğunu aklınızda bulundurun.
Karaciğer hastalıklarında yıllardır kullanılan deve dikeni, karaciğer kanserlerini de tedavi edebiliyor ve tümörleri küçültebiliyor.
Isırgan yıllardır kanser tedavisinde kullanılıyor. Ancak bu bitkinin kökü yararlı. Amerika'da kökü ilaç haline getirildi.
Havuç suyu, nar suyu, domates, ev yoğurdu, peynir, kayısı, kara üzüm, brokoli, kırmızı ve beyaz lahana, karnabahar, kıvırcık salata, semizotu, şalgam suyu, acı biber, keten tohumu, çörekotu, muz, ananas, soğan ve özellikle de sarmısak kanserden koruyucu gıdalardır.
Araştırmalara göre; antioksidanlar, bitkilerdeki fitokimyasal maddeler ve Omega-3 gibi bazı yağ asitleri de kanser riskini azaltıyor.
Çocuklarınıza bir öğün et 5 öğün sebze-meyve verin
Kanserden korunmada beslenmenin büyük önem taşıdığını söyleyen Prof. Dr. Topuz, aileleri uyarıyor: Çocuklarınıza doğru beslenmeyi öğretin, onlara 'yeşil terbiye' verin. Yani bir öğün ete karşılık beş katı sebze ve meyve yedirin. Ama Türkiye'de hormonu 'bastıkları' için her zaman sebze ve meyvenin organik olanını tercih edin!..
Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi Kanser Hastanesi Onkoloji Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz, giderek daha çok görülen kanser hastalığıyla mücadelede; tedaviden önce korunmanın, sonra da erken teşhisin önemli olduğunun altını çiziyor. Topuz, kanserin nedenlerini ve korunma yollarını anlattı:
Kanserden korunmak mümkün mü?
Kansere yakalananların sayısı her geçen gün artıyor. Ancak rakamlar korkutucu da olsa; erken tanı ve koruyucu tedbirler sayesinde birçok kanser türü yüzde 90-95 oranında önlenebiliyor veya iyileştirilebiliyor. Bunun için yapılması gereken; kansere yakalanmadan koruyucu tedbirleri almak, düzenli aralıklarla kanser taraması yaptırmak ve en kötü ihtimalle, bu taramalarla tümörü erken evrede yakalayarak henüz ilerlemeden yok etmektir. Sonuç olarak kanser, önlenebilir ve erken teşhisle tedavi edilebilir bir hastalıktır. Kanserden değil, geç kalmaktan korkmalı; dolayısıyla kanser sizi bulmadan siz onu bulmalısınız. Yani düzenli check-up yaptırmalısınız.
ÖNCE KORUNUN
Korunma, erken teşhis açısından da önem taşıyor mu?
Erken teşhis hakikaten hayat kurtarır. Ama bir sıralama yaparsak; önce korunma, sonra erken teşhis, en sonunda da tedavi gelir. Biz ise inadına tersinden başlıyoruz; kanser tedavisine çok büyük önem veriyoruz, en gelişkin kanser cihazlarını alıyoruz, kanserden korunmaya yönelik ise maalesef çok fazla bir şey yapmıyoruz. Oysa Sağlık Bakanlığı tarafından ülke çapında hastanelerde taramalar, kanser check up'ları gerçekleştirilmeli, çocukların beslenmesi konusunda eğitimler verilmeli, herkese kişisel olarak alabilecekleri önlemler öğretilmeli.
BALIK TERBİYESİ DE VERİN
Kanserojen etkenlerle bu kadar kuşatılmışken çocukları nasıl koruyacağız?
Manzara ürkütücü de olsa her şeyin çaresi var. Yeter ki biz önlem almayı bilelim, bu işi önemseyelim. En başta da çocuklarımıza 'yeşil terbiyesi' verirsek kanser riskini büyük oranda azaltmış oluruz. Yani; yeşil, yeşil, yeşil! Yeşil terbiye; her yediği kırmızı ete karşılık 5 veya 7 kat yeşil (sebze ve meyve) alması anlamına geliyor. Çocuklarımıza balık terbiyesi de vermeliyiz, balık yemeyi öğretmeliyiz. Ama tabii doğru balığı seçmeliyiz! Mesela, Marmara denizinden çıkan dip balığı yememeliyiz. Çocuklarımızı fast food'dan uzak tutmalıyız, spor yaptırmalıyız. Meyve yemeye alıştıralım. Ama onları hormondan korumak için, bunların organik olanlarını tercih edelim. Bol miktarda sebze ve meyve tüketmeyi öğrensinler.
Bağışıklığımızı artırmak için neler yapalım?
Mesela beyaz undan uzak duralım, esmer una dönelim. Yani başta şeker olmak üzere rafine olmuş gıdalardan kaçalım. Kanserin en büyük nedeni, kanseri besleyen en önemli gıda beyaz şekerdir. Sonra da tuz gelir. Küçük yaştan itibaren çocuklarımıza bu terbiyeyi de verelim. Çocuk ekmek yesin ama organik olanı, esmer olanı yesin.n.
Kızartmalar çocukları zehirliyor!
Maalesef çocuklarımızın beslenme şartları çok kötü. Özellikle fast food! Fast food yiyenler üzerine yapılan bir çalışmada; haftada üç kereden fazla fast food yiyen çocuklarda beyin tümörü, lenfoma ve lösemide üç kat artış olduğu tespit edilmiş. Mesela kızartılmış yağlar... Çocuğun yediği patates kızartmasını adam, yedinci kez kullandığı yağda kızartıyor. Bir kullanımda atılması gereken yağ, doğrudan kanserojene dönüşüyor ve kızartmalarla çocukları zehirliyor. Böylelikle kanser riski, daha çocukluktan itibaren artmaya başlıyor.
Gazoz ve şeker vermeyin
Obezite de kanser riskini artırır mı?
Evet, obezite kansere zemin hazırlar. O nedenle çocuk, şekerli gıdalardan uzak dursun. Mesela gazozların, kolaların içine bol miktarda şeker konuluyor. Bunlarla beslenen çocuklarda obezite oluyor. Her içilen gıdanın içine tatlandırıcı atılıyor. Amerika o kadar modernken; her şeye şeker atıyor. Onun için Amerika'da çok obez var. Obezite de kanserin hazırlayıcı faktörlerinden biri. Çocuklara lıkır lıkır içirdiğimiz şekerli gazozlar, çocuğu obez yapıyor ve dolayısıyla onu kansere hazırlıyor. Aile olarak dikkat edin.