Yani izzet bey iyi güzel yazmışta, beyinde ki kimyasal değişikliklerden kaynaklandığını unutmuş, millet başarabilse zaten ilaç kullanmaya çok hevesli değiller.
OKB diye bir hastalık yok!
OKB de serotonin sorunu değildir; şartlama sorunudur sadece!
Sizi şartladılar (koşulladılar); siz de koşullandığınız yönde etkileniyorsunuz!
Bir yerde sizi köpek ısırsa oradan her geçtiğinizde korku atakları gelir.
Niye?
Oradan her geçerken serotoniniz mi dişer, beyin kimyanız mı bozulur?
Geçip gidince de kendiliğinden (birden) tamir mi olur?
Oradan geçerken korkarsınız; çünkü o yerle psikolojiniz arasında koşullanma oluşmuştur.
ÇÖZÜM ALGI EĞİTİMİNDE, ÇÖZÜM İKNA TERAPİSİNDE
OKB ve panik atakta da durum böyledir; mekanizma aynen budur!
Sorunun, etkilenmenizin nedeni beyin kimyanızdaki bozulma değildir; şartlanmadır! Bunun böyle olduğunun bir diğer ispatı ilaçsız, sadece ikna terapisiyle bile düzelen OKB ve panik atak vakalarıdır. İkna ile serotonin mi artmıştır yahut bozulan beyinsel yapı tamir mi olmuştur? Elbette ki hayır!
OKB denilen sorunda seni etkileyen "serotonin azalması" değil; "şartlanma fazlalığıdır!"
Sorun; senin düşünceyi olumlu ve olumsuz düşünce diye kategorize etmende (bunu statüko yapmıştır), sonra da, "Olumsuzdüşünce aklıma gelmemeli" şeklinde bir inanç geliştirmendedir.
Bir düşünceye olumlu diğerine olumsuz dersen olumsuz dediğin düşüncenin zihnine gelip gitmesini istemezsin haliyle. İstemediğin bir düşünce gelip gittiğinde ise rahatsız olursun doğal olarak! Bunun nedeni düşüncenin kendisi değildir; o düşünceyi olumsuz bulmak ve gelmesini istememektir! Burası bu işin bam telidir.
Seni OKB etkilemiyor; "Olumsuz düşünce kötü ve kötüyse gelmemeli" düşüncen - inancın etkiliyor.
Tıpkı gelmemesi gerektiğine inandığın bir misafirin gelince seni olumsuz etkilemesi gibi.
Misafir etkilemiyor; "Bu misafir kötü / olumsuz, öyleyse gelmemeli" düşüncen ve beklentin üzerine gelmesi etkiliyor seni!
"Hiçbir misafir olumsuz değildir. Her misafir misafirdir. Öyleyse eve her türlü misafir gelebilir" diye düşün, beklentini bu yönde kurgula; bakalım aynı misafir gelince seni etkileyecek mi daha!
SONUÇ
Sorun hatalı algılarda; sorun yanlış inançlarda.
Bu hatalı algıyı ve yanlış inancı statükokuruyor. Bilerek, kasıtlı olarak! Sorun "algı" dese ilaç veremeyecek; ama sorun "kimya" deyince ilaç en mantıklı ajan olarak devreye girecek!
Dolayısı ile çözüm size hastasınız muamelesi çeken ve belirtileri (hastalık işareti sayarak) yok etmeye çalışan, böylece bir yandan tedavi ediyor görünürken öbür yandan hasta ve hastalık algısı inşa ederek sürecinizi körükleyen, sonraki benzer psikolojilerin tohumunu eken klasik ekollerde değil; algı eğitiminde!
Çözüm algı tamirinde; çözüm ikna terapisinde!
Kuşkusuz ki her ikna çabası bir ve aynıdeğildir! Her ateş suyu 100 dereceye çıkaramaz! Mikroplar ancak su kaynadığındaölür.
Ne kadar iyi ikna; o kadar hızlı çözüm!
İkna ise akademik bir eğitim meselesi değil; bir sanat ve ustalık işidir!
Öyleyse çözüm; usta ellerden alacağınız ikna desteklerinde, bu yönde verilecek algı eğitimlerinde!
Not: Bu site bunu fazlasıyla yapıyor!
SİZİN OKB, PANİK ATAK, DEPRESYON VB. SORUNLARINIZIN ÇÖZÜM İPUÇLARI BUSİTEDEKİ YÜZLERCE YAZININ SATIR ARASINDA SAKLI. ÇÖZÜM ONLARI ARAYIPBULMAKTA VE KULLANMAKTA...
Kendi sitem diye söylemiyorum; inanın bu site tam bir hazine! Ben bu siteye yüzlerce hazine gömdüm. Haydi arayın sizler de... Unutmayın: Hazine kazma ve kürekle çabalayıp onaulaşabilenlerindir sadece! Toprak altındaki hazine istediği kadar değerli olsun; birilerince çıkarılmadığı ve kullanılmadığı sürece neye yarar?
Psikolog
İzzet Güllü