nur hayat / Sevdiği Şiirler

--------------------------------------------------------------------------------

ben geleceğim aklına ağlayacaksın

--------------------------------------------------------------------------------

Gün baterken bir akşam üstü
Hayalim taılacak gözlerine
Bir rüzgar vuracak saçlarına
Ben geleceğim aklına ağlayacaksın...
Dilin varmasada adımı anmaya
Boşver çalışma beni anmaya
Nasıl olsa bir gün tatlı uykuda
Ben geleceğim aklına ağlayacaksın

--------------------------------------------------------------------------------
 
senden vazgeçebilirmiyim hiç

--------------------------------------------------------------------------------

Senden Vazgecebilirmiyim Hic
Beni bazen arayip sormasanda
Sana arada bir kizsamda
Söyle sana küs kalabilirmiyim hic

Aramizda mesafeler olsada
Yollar bizi ayirsada
Söyle seni unutabilirmiyim hic

Gözlerine bakip “Seni Seviyorum” diyemesemde
Sana sarilip öpemesemde
Baskasina gönül verebilirmiyim hic

Günlerim sensiz gecsede
Hasretinden ölsemde
Söyle senden vaz gecebilirmiyim hic

--------------------------------------------------------------------------------


--------------------------------------------------------------------------------
 
yoksun

--------------------------------------------------------------------------------

ansızın karanlık çöker şehre
Sokaklar sensizliğimi haykırır
Islak kaldırımlara yığılır kalır yüreğim
Sonra havalanır çığlık çığlığa kuşlar
Bir tek hayalin kalır donuk gözlerimde

Bedenimde vurgun
Anılarım suskun

Yağmur yağar ateşli alnıma
Kısık çığlığını duyarım çınarların
Bir rüzgar seni fısıldar yüreğime
Üzerime savrulur sararmış yapraklar
Tek damla gözyaşımda kopar fırtınalar

Hayallerim süzgün
Düşüncelerim göçkün

Labirent olur en bildik yerler
Her köşe başı titretir yılgın ruhumu
Tek sığınağım olur tahta bir kanepe
Sorular dizilir zihnimin pamuk ipliğine
Düğümlenir boğazımda kor ateşten sözlerim
Şehir uyur, bir ben kalırım uyanık

Gözlerim yorgun
Ruhum suskun
Ve
Sen yoksun
Ben, yoksun

--------------------------------------------------------------------------------


--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

Ben değil, Ölümüm terk eder seni

--------------------------------------------------------------------------------

bir gün sessizce gidersem
sessiz sedasız seni terk edersem
meraklanma bensizsen
ben değil, ölümüm terk eder seni.

rüzgar kokumu getirir sana
hatırlatır beni şarkılarsa
saklanmadım! sakın arama
ben değil, ölümüm terk eder seni.

yağan yağmurda tenin ıslanınca
fırlama sokaklara, ben geldim sanma
gözlerimi mi gördün, rüya aldanma
ben değil, ölümüm terk eder seni.

içlenme, telaşlanma, ağlama
ölüyorum diye feryadımı duyurmayacağım sana.
ismimizi kazıdım Başkent'in tüm ağaçlarına
ben değil, ölümüm terk eder seni.
ben değil ölümüm terk eder seni.

--------------------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------------------



--------------------------------------------------------------------------------
 
Boşuna Mıydı Bu Gönül Sancıları

Sevgi damlalari duser yuregimden sensiz
Dumani tuten ocaklar soner bir bir sensiz
Bunca zamandir bosuna miydi sevmeler
Bosuna miydi bu gonul sancilari ve korkular

Neye ozlem neye hasret bu belirsizlikler
Sirf sensizlikten korkmak mi kaybetmek mi
Yoksa tutunacak baska dali olmamak mi
Bosuna miydi bu gonul sancilari ve korkular

Hani hep derdinya zamana birakalim herseyi
Zaman ama ne kadar zaman sonsuz mu
Yoksa kisa ve tarihi belli sayili birgun mu
Bosuna miydi bu gonul sancilari ve korkular

Gul yapragi gibi titrerken yuregim korkudan
Sensiz kalmayi basarabilecek mi ne dersin
Bu heybetli beden ayakta durabilecek mi
Bosuna miydi bu gonul sancilari ve korkular

Gozlerim yorgunken aglamaktan nerdesin
Ellerim bosken ellerin kimlerin elinde simdi
Basimi koyacagim dizlerinde kimler uyuyor
Bosuna miydi bu gonul sancilari ve korkular

Adini yazdigim gokyuzu agliyor benimle
Aradigim odalarda izin carsaflarda kokun
Canimda can bulan tenin yasiyor benimle
Bosuna miydi bu gonul sancilari ve korkular

Omur derbeder gecerken yanliz ve sensiz
Zamani dolacak kapanacak gozlerim sensiz
Bunca aci bunca cile bosuna miydi gözyaslari
Bosuna miydi bu gonul sancilari ve korkular

Yaz kalbine gonlune hatiralari yasananlari
Gunleri nasil gecirdik hatirlarsin aglarsin
Vakit gec olacak ne fayda feryatlarin
Bosuna miydi bu gonul sancilari ve korkular

Alin yazimdin canimdin canimdan da ote
Gonlumun tum sayfalari yanliz seni yazdi
ilk sayfasinda onsoz son sayfasinda imzasin
Bosuna miydi bu gonul sancilari ve korkular...
 
Kaç Gece

Soğuk bir kış gününde
Penceremin kenarında
Batan güneşin kızıllığıyla
Yanan tek tek sokak lambalarının
Işıltısını seyrediyorum…..

Senin için seçtiğim
Karanlığa inat ışıl ışıl parlayan yıldızım
Bu gün de doğmadı,
Bu gün de senin için bir dilek
Tutamadım..

Gündüzden uzak, gecelere atmışken kendimi
Avuturken hayallerle gönlümü
Bu günde gözümden
Sevinç gözyaşları akmadı
Bu günde odam sensiz
Bu günde bom boş…

Senin için yazdığım şiirler var elimde
Her kıtası sen kokan
Gözyaşlarımla ıslanan
Mürekkepleri dağılmış
Senin için okurum her gece penceremden
Biliyorum duymazsın ve benden çok uzaktasın

Umutlarım isyanım olmadan
Kaç gece uykularım seninle uyanacak
Kaç gece pencerem beni ağırlayacak
Daha kaç gece sokak lambaları
Umutlarımı aydınlatacak
Daha kaç gece sensizliğe dayanacak, bu yürek…

Abdullah Ramazan

--------------------------------------------------------------------------------
 
Hadi..... Kapat gözlerini

--------------------------------------------------------------------------------

aymış olmak.....

yaşamın aralıklarından

yalnızlığın uzaklarına……

gözlerini kapatıp

saçlarını,

bıraktığında omzuma....

ve

gözyaşların düştüğünde

yaşanmamışlıklarıma….

kapat gözlerini…………

örterim üzerini…..



sıyrılır acılar...

yoldaşın yüreğinden...

hareler kırılır gözlerinden...

sarılır hayat,

bir dilim ekmeğin savaşına…..

ağır bir işçinin,

yorgun bedeninden filizlenir

umuda benzer,

bekleyişimiz….

dön sırtını uyu……

örterim üzerini……



hayallerin ardından

koşarken düşlerim…..

dışlayıp,

yeni dünyanın sahipliğini

ve

tüketmeden insana ait olanı

tüm

giydirilmişlikleri yakıp

sararım seni…….



hadi uyu,

inanmalarına omuz verip

örterim üzerini……
 
--------------------------------------------------------------------------------

O Gidişin

--------------------------------------------------------------------------------

O GİDİŞİN
Boynu bükük bir duruş
Kalbe inen isabetli vuruş
Sence kurtuluş bence yok oluş
Gibiydi o gidişin
Annesini kaybeden bir çocuk
Boğaza düğümlenen son soluk
Damardan akan kan oluk oluk
Gibiydi o gidişin
Bir ülkeye felaket getiren savaş
İnsanı ölüme götüren hastalık yavaş yavaş
Sığınıp dost bildiğin hain bir arkadaş
Gibiydi o gidişin
Gizli oyunların oynandığı bir diyar
Mazlumun ağladığı zalimin bahtiyar
Sebebinin aşk dendiği bir intihar
Gibiydi o gidişin
 
--------------------------------------------------------------------------------

Bu Akşam

--------------------------------------------------------------------------------

Bu Akşam

Hiç Keyfim Yok Bu Akşam
Umutlarım Bitmiş
Acılarım Son Haddine Gelmiş
Dertler Kederler Hep Beni Bitirmiş

Dokunmayın Bana Bu Akşam
Hayatımın Sonundayım
Anlamsız duygularla Bir Başımayım
Çekip Çıkarmayın Beni Kalsın

Beni Bana Bırakın
Zamansız Geldi Herşey
Üstüme Geliyor Düşler
Bunlara Alışmalıyım

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

Unutamiyorum

--------------------------------------------------------------------------------

UNUTAMIYORUM

Unut demek kolay gel bana sor bir de
Unutamıyorum işte unutamıyorum
Bir şey var şuramda beni kahreden
Şuramda tam yüreğimin üstünde
Çakılı duran bir şey var
Elimde degil söküp atamıyorum

Dalıp dalıp gidiyor gözlerim derinlere
Kimi görsem biraz sana benziyor
Seni hatırlatıyor şu bulut şu gökyüzü
Şu kayalaıi döven deniz
Şu hüzünüu melodi şu napoliten şarkı

Bir zamanlar beraber dinlediğimiz
Boyuna seni düşünüyorum durmadan usanmadan
Şimdi diyorum o ne yapıyor acaba
O güzelim gözleri kime bakıyor
O canım elleri nerde
Oysa günler o günler değil
Akşamlar o akşamlar değil

Ve kalan şimdi sadece özlemin gecelerde
Durup durup seni büyütüyorum içimde
Seninle acılar büyütüyorum
Yeni yeni kederler büyütüyorum dayanılmaz
Kirli sular yüruyor iliklerime
Bir zehir karışıyor kanıma anlıyor musun ?

Bir daha görsem seni diyorum bir daha görsem
Bir gün olsun bir dakika olsun
Unut demek kolay, gel bana sor bir de
Hatırladıkca gözyaşlarımı tutamıyorum
Dilimin ucunda sen
Başımın içinde sen
Kader misin, ecel misin nesin sen
Unutamıyorum işte unutamıyorum

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

Yaşayan ölü

--------------------------------------------------------------------------------

YAŞAYAN ÖLÜ

Bir ölü gelecek evine yarın
Gözlerinde yarım kalmış arzular
Dalıp hayaline hatıraların
Duracak kapıda sabaha kadar
Duyunca kapının çaldığını
Korkulu gözlerle dışarı bakma
Bütün odaların yak ışığını
Bir benim kaldığım odayı yakma.
Siyahlar giyin de pencereye çık
Aç kapıyı korkma yabancı değil
Bir ölü ki yaşıyor, gözleri açık
Ölüm seni sevmekten acı değil
Aradı bu ölu hayatı sende
Öldü artık, sevsen de sevmesen de

--------------------------------------------------------------------------------



--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

Dokunamam Ki.....

--------------------------------------------------------------------------------

boz bulanık bir hayat, kar altında
avuçlarıma demir ayazı düşüren

intiharlar kuşanıyorum
belki bir kaçış, soyunarak sürgüne
gitmek ömrümün arka sokaklarına
bu bendeki göçebe ıssızlığı kimliksiz adreslerde

yazgıdır o küçük dünyama
yalnızlığı ölümsüz kılan, yarası saklı düşlerim
ördü ömrümün ağlarını acıyla
yaralarım demlendi kül rengi mahzenlerde

yitik mutluluklar diyarında
anılarımı, iklimsiz mevsimlere
tutkularımı, gölgelerin kanadına
sesimi, gecenin alaca karanlığına gömdüm

döküldü gözlerimden
her biri çiy tanesi umutlarım
şimdi üşüyorlar bir yerlerde
zemheridir bedenim

dokunamam ki...

yazdım adımı kumlara
dalgaları bekliyorum

gitmelere çeyrek var
haydi...

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

Nasihat

--------------------------------------------------------------------------------

Nasihat 1

Hak haktan gelir hakkını yeme kimsenin
Hesabı sorulur elbet ahir zamanda
Hakkını yedilersede eğer ki senin
Hesabı sorulur elbet ahir zamanda
***
Günahı ve sevabı biliyorsan eğer
Gün gelir de birgün lehine olur değer
Hak yiyenin iki gözü durmadan seğer
Hesap sorulur elbet ki ahir zamanda
***
Taşıdığın bu beden emanettir sana
Dikkatli ol iyi bak verilen bu cana
Saçıp savurursan dökersen dörtbir yana
Hesabı sorulur elbet ahir zamanda
***
Haram ile helali birbirinden ayır
Hakkın fazlasıyla yoksulları kayır
Yoksula yaptığın her iyilik ve hayır
Hesabı verilir elbet ahir zamanda
***
Rüyadayız bu alemde değiliz gerçek
Uzakta olsakta gösterir bizi mercek
Hayaldir bu dünyamız değildir ki gerçek
İzimizinde hesabı ahir zamanda

--------------------------------------------------------------------------------
 
Ayrilik Ne Biliyormusun

--------------------------------------------------------------------------------

Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte... İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık. Ödünç sesle konuşan bir kalabalık içinde kendi sesiyle silinmek. (...) Saçına rüzgar, sesine ışık düşürememek kimsenin. Işıklı vitrinlere bakmadan geçmek çarşılardan. Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun. Evlerle sokaklar arasında bir ayrım kalmaması. Ayrılık yağmurdan vazgeçiş, sudan üşüme; yalnızca gölge vermesi ağaçların. İyiliğin küfre dönmesi ayrılık. Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya. Başını alıp gitmek gibi bir geri dönüş. İki adımından biri insanın. Sevincin kundakçısı, hüznün arması. Süreğen korkusu inceliğin. Ayrılık o küçük ölüm, usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan. (...)

Ne mi yapacağım bundan sonra? Ayak izlerimi silmek için sana gelen yolları tersinden yürüyeceğim önce. Şiir okumayacağım bir süre. Hediyelik eşya satan dükkanların önünden geçmeyeceğim. Senin için biriktirdiğim yağmur suyunu bir gül ağacının dibine dökeceğim. (...) Ardı kuş resimli aynalar arayacağım mahalle pazarlarında, gençliğimi anımsamak için. Emekli kahvehanelerinde yaşlılarla konuşarak sonumu görmeye çalışacağım. Fotoğraflarını güneşe koyacağım bir an önce solsun diye. (...) Geleceğe ışık düşüren bir gülüşle gülmeyeceğim kimseye. (...) Şaşırma yetimi korumak için yeni aşklar bulacağım kendime.

Ne yapacağımı sanıyorsun ki, (&#8230 ömrüm azala azala akarken önümde; gittiğin gerçek bu kadar herkese benzerken... Senin korkularını, benim inceliğimi doldurup yüreğime, bıraktığın boşluğu yonta yonta binlerce heykelini yapacağım.

--------------------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

Bir Bahar

--------------------------------------------------------------------------------

BİR BAHAR

Bir bahar öleceğim ben yıpranmış hırpalanmış bir çiçek gibi solacağım.
Beklide sığmayacağım o toprağa,
Böylesine cılız ve çelimsiz kalmışken,
Bu gönlümdekilerle sığmayacağım o toprağa.

Bir bahar öleceğim ben! ,
Göz yaşlarım bu defa akmayacak! ,
Yakılacak bir ağaç gibi,
Ayaklarıma kadar kuruyacağım! .

Bir bahar öleceğim ben! , önce nefesim kesilecek! ,
Sonra gözbebeklerim küçülecek! ,
Ardından bir titreme saracak beni,
Soğuk bir rüzgar esecek,toprağa düşeceğim şiddetinden! .

Akşam olunca buz kesecek bedenim! ,
Artık toprakta anlayacak! ,
Benim çimlere uzanıp, gök yüzü seyretmediğimi! .
Yavaş yavaş beni ceset sayacak! .

Ve bir küçük ormanda bir bahar sabahı,
Cesedime rastlayacaklar! ,
Oysa mutluluk istemişti yüreğim,
Benden önce ölen umutlarımdı.

Çiçeklere kattığım kelimeler,
Toprakta ben ceset,
Kolay kolay ölmez şairler,
Bir bahar ölüp öbür bahara yeşerirler.

Dostlarımdan seçip seçip ayıkladığım,
Birkaç kişi benim için ağlayacak! ,
Mezarımda iki ayaksesi sürekli olacak,
Biri o sarı çiçek biride gönlüne sığamadığım o deli

--------------------------------------------------------------------------------
Burdayim

--------------------------------------------------------------------------------

BURDAYIM

Ben kimim? ,gerçekmiyim? ,
Gerçek diye bir şey varsa! , neden? hayaller‘deyim.
Bir piyonum belki! ,gözden çıkartmışsın beni! ,
Bir hamlelik sayende ömrüm,sessiz denizimi sen! Böldün! .

Saat kaç? ! , bugün günlerden ne? ,
Yıl kaç? i aylardan hangisindeyiz? ,
Her şeyden bihaberim sanki! ,
Zaman her geçişinde sersemletti beni!

Faydasız oldum beni yaratana! ,
Tek faydam lekelere tozlara! ,
Bir deterjan gibi ben! ,
Köpürüp,köpürüp dolanmaktayım! .

Aklıma geldikçe sinirlendiğim biri varsa oda sen! ,
Bir duvarı yıkıp yenisini,dizdirmeyensin!
Dilerim anlık mutlu ol! ,tıpkı benim gibi!
Bir kucakla dünyayı, bir uzaydasın sanki! .

Yorgun bu eller,bu ayak taşımıyor parmaklarımı! ,
Bir enkazın altında eziliyor ruhum! ,
Şu hayat tyatrosuna bende uydum! ,
Nedenler niçinler içinde boğuldum durdum! .

Buradayım kemiksiz bir et! ister ince,ince kıyın beni!
İster bir tencerede, haşlayın gitsin!
Buradayım canımdan habersiz dünya! ,
Bu dünya üzerime soğan doğramakta! .

Buradayım başka nerede olabilirim ki!
Tutuklamışlar beni F' tipi ceza evi! ,
Bir adım ötede oysa özgürlük! ,
Ölmek yok mühebbetim,sadece bir sıfat var üzerimde,gardiyan gibi beklemede!

--------------------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------------------
--------------------------------------------------------------------------------

Mazi

--------------------------------------------------------------------------------

Şimdi saat sekize geliyor,
Güneş batmak üzere kızıllaşmış,gönlümde bir yangın var,
Bu hava beni hüzne boğuyor,
Sana bu satırları sanki başka alemden yazıyorum.

Bir balkon küşesinde,gözyaşlarım kalem,
Rüzgar mektubunu çekiştiriyor,
Elimden alacak kadar kararlı,
Bense rüzgara şu kırıklarla dolu gönlümü vermek isterdim.

Karşımda sokağım,ruhum o sokaktan tam üç kez geçiyor.
Çocukluğum,gençliğim,liselim,
Üç kez ölüp üç kez diriliyorum sanki!
Karşımda tonlarca anı dolu asfalt, taş, toprak san ki! .

Artık benimde düşmanlarım var.
Sadece gözleriyle ateş gibi kin kusan düşmanlarım.
Ve dostlarımda var,o sert bakışların ardında bile dost bir yan var.
İyiyi kötüyü ayırt eden var.

Sen masallardaki gibi,en umutsuz anımda çıkıp gelen,
Geleceğime ve mazime imzasını çizen,
Bir ünlem gibi her zaman önemli,
Ve virgüllerle dolu sözlerin,noktasız cümlelerinle sen! .

İçimden şu kağıda girmek ve en insafsız cümlesinde kaybolmak geçti
Bir soru işareti sadece,neden ben neden sen neden mutsuzum hala neden?
Çocukluk saflıktı, gençlik delilik,
Şimdi nekadarda durgunum,yerinden oynamayan bir kaya parçası misali.

O! mazimdi,küçülmüştür gömleği,büyüyen artık dertleri,
O! mezara gömüpte, sonradan otopsi yaptığım,
Defalarca kesip parçaladığım,fakat ne bir ipucu ne ölüm nedeni,
O! hapsolma sebebim,hangimiz katil,hangimiz katliam maznunu bilemediğim.


--------------------------------------------------------------------------------çekiyorum Olmuyor

--------------------------------------------------------------------------------

Çekiyorum Olmuyor

yaralanmış gönlümü avutmak dile kolay
Hüznümü mısralara döküyorum olmuyor
Ezber ettim adını unutmak dile kolay
yollarına gözyaşı ekiyorum olmuyor

Aradaki mesafe iki dudak arası
Hasrete alışmanın çoktan geçmiş sırası
Yokluğun yüreğimde sanki kurşun yarası
Yalnızlıktan boynumu büküyorum olmuyor

Hep kışları yaşadım görmedim baharları
Soğutmadı içimi Erciyes’in karları
Sırdaş ettim kendime zifri karanlıkları
Gözlerimi maziye dikiyorum olmuyor

Bir anlam veremedim şu kuru inadına
Sevdim sevilemedim kader diyorlar buna
Yanlış çıktı hesaplar geldi ucu ucuna
Gün be gün daha beter çöküyorum olmuyor

Hep içimde sakladım yıllarıhasretini
İstemem bu âlemin zevkini mihnetini
Ömrümce yaşatmadın aşkın muhabbetini
Şerefine her akşam çekiyorum olmuyor
 
--------------------------------------------------------------------------------

Mahşere Kaldi Senle Hesabimiz.....

--------------------------------------------------------------------------------

Durma git yüreğim ikimize dar,
Benden ayrı kaldığın hergün sana kâr,
Bir ömür sürecek hesabımız var.
Sitemim sanadır,bil bundan sonra.

Gittiğin gecenin sabahında yattım.
Şu kafamda nelerin tozunu attım.
Kendimi avuttum, biri benle çarptım.
Hesabım tutmadı,bil bundan sonra.

Artık dilimde canhıarş feryatsın.
Sensiz bu bedeni bu can ne yapsın.
Toplamı tutmayan birtek hesapsın.
Kelamım olmaz ki,bil bundan sonra.

Hapsettim yüreğime tutuklu kaldın.
Hükümü ben yedim,müebbet aldım.
Yaşadığım hergünü idamdan saydım.
Kalemim kırıldı, bil bundan sonra.

Hassastan hassas olur severse,
Ayrılığa dayanamaz, düşerde yasa,
O düşündüğün manevi hesapsa,
Mahşere bıraktım, bil bundan sonra.

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Birak Gurbet Yakami

--------------------------------------------------------------------------------

Ordan oraya sürüp durdun
Sevdiklerime hasret koydun
Hep bana dertle keder oldun
Bırak gurbet yakamı benim

Yaktın içimi bir kor gibi
Birgünün geçer bir ay gibi
Sanki bana kastın var gibi
Bırak gurbet yakamı benim

Ömrüm geçti senin elinde
Hep hasretlik oldun dilimde
Vefanı görmedim seninde
Bırak gurbet yakamı benim

Hiç bilmedin benim derdimi
Sanamı adadım kendimi
Zalim görmedim senin gibi
Bırak gurbet yakamı benim

Yeter artık düşsen yakamdan
Sevdiklerim ağlar arkamdan
Mutlumu oldun göz yaşımdan
Bırak gurbet yakamı benim

-------------------
a.s.a.s.a.s.a.s.a.s.a.s.a.s.
 
--------------------------------------------------------------------------------

bir gül olsaydım

--------------------------------------------------------------------------------

Bir gül olsaydım
Yaprağım olur muydun?
Kırmızı yapraklarıma kan veren
Toprağım olur muydun?

Bir gül olsaydım
Sende bulut olur muydun?
Benden uzak olduğun için
Ağlar durur muydun?

Bir gül olsaydım
Beni dalımdan koparır mıydın ?
Odandaki vazoya kor
Herzaman yanımda olur muydun ?

Eğer bir güle bu kadar değer verirsen
Onu candan çok seversen
Bırak bu gülün bir yaprağı olayım
Ve gözlerinin önünde yavaş yavaş solayım.

Sende benim gibi gül olmayasın
Hasret acısı ile sararıp solamayasın
Güller tek değildir bir birine benzer--------------------------------------------------------------------------------

------------------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------------------
 
Agladinmi Sen

--------------------------------------------------------------------------------

Ağladın mı Sen
Bir gece yarısı uyanıp uykudan
Göz yaşlarını sildin mi sen
Rüyalarında beni görüp
Benim için ağladın mı sen

Bir gece yarısı kalkıp sıcak yatağından
Benim yokluğuma ağladın mı sen
Pencerenin önünde oturup
Yağmurla birlikde benim için ağladın mı sen

Bir gece yarısı bırakıp tatlı uykunu
Oflar çekerek bensizliğe isyan ettin mi sen
Yanaklarından yaşlar süzülüp
Sensizim deyip göz yaşlarına boğuldun mu sen

Yanarken ben hasretinle
Düşündün mü beni bir kere
Sevdiğim

----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Sen.........

--------------------------------------------------------------------------------

Sen................ Şair
sen kocaman bir yara
bitmeyen bir sızıydın sol yanımda
kanasada sızlasada sabrettiğimsin.

sen hayal ettiğim
ve hayaller gerçek olmuyor
diyip vazgeçtiğimsin.

sen her baktığımda
karnımın doyduğu
aklımın kaybolduğusun.

sen sevmeye doyamadığım
üzmeye kıyamadığım
bir bebek gibi içime saklamaya çalıştığımsın.

sen gözümden kıskandığım
herkezden sakındığım
arkadaşımın benden çaldığısın.

sen sevmeyi bilipte
unutmayı bilemediğim
sen beni bırakıpta
hayatımı mahvedensin.

ben
 
--------------------------------------------------------------------------------

Ayağin Bir Kaydimi

--------------------------------------------------------------------------------

Dikkatli ol, ayık ol, doğru yaşa hayatı,
Ayağın bir kaydımı sakın dost most arama.
Hiç kimse tercih etmez taze varken bayatı,
Ayağın bir kaydımı sakın dost most arama.

Namus asla değildir hayatta bir gün için,
Düşman insanı sever menfaya sürgün için,
Bütün ömrünü sarfet namusun, görgün için,
Ayağın bir kaydımı sakın dost most arama.

İşde demir değnek ol, hiylen, hurdan olmasın,
Arandımı tek zerre ayıbın bulunmasın,
İş işten bir geçtimi saç, sakal yolunmasın,
Ayağın bir kaydımı sakın dost most arama.

Herbir yakın utanır ayıplı yakınından,
İğrenip utanarak kaçar gider yanından,
Silip atman gerekir onları umudundan,
Ayağın bir kaydımı sakın dost most arama.

Terkeder anan baban, uzaklaşır evladın,
Beklersen yollarını gözde kalır muradın,
Tükenir yavaş yavaş her geçen gün takatın,
Ayağın bir kaydımı sakın dost most arama.

Dosdoğru git yolunda, eğriliğe özenme,
Düşersen koşar diye dostlarına güvenme,
Bugünkü kazancının hepsini bugün yeme,
Ayağın bir kaydımı sakın dost most arama.

Kaldıran sen olursun düştüğünde kendini,
Ayağını sağlam bas, düzenle ahengini,
Kulaç kulaç giderek öyle tuttur engini,
Ayağın bir kaydımı sakın dost most arama.

Dost bulunur varlıkta, el neylesin düşmüşü?
Herkes birlikte ister fındık ile kişmişi,
Düşene hayal olur azametli geçmişi,
Ayağın bir kaydımı sakın dost most arama.
tebessum

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

Sensizlikten Yoruldum Inan

--------------------------------------------------------------------------------

Yoruldum İnan Sana
Kapamadım kalbimin kapısını
Gülüşlerini unutmadım
Sen Düşlerimde olmadan nefes alamam ki

Rüzgârın yön değiştirdiği yerdeyim şimdi
Sensizlikteyim
Dudaklarımı aralayıp
Hep söylediğim kelimelerdesin
Özlemlerimde, hasretimde, yalnızlığımdasın
Uykularımın en yorgun zamanlarında
Uyanıp ansızın gece yarıları
Yüzüme düşen sensizliğin hüznündesin
Unuttum sanma,
Ben nerde yaşıyorsam sen ordasın

Sana ne yazsam
Ve ne kadar anlatamasam dostlarıma
Bir o kadar büyürsün içimde
Ve bir o kadar gizemli

Şimdi
Hüznümün başa çıkılmaz anında
Bir sigara yakmalıyım önce
Kuytu akşamların
Senli vakitlerini düşleyip
Sesini anımsamalıyım yine
Tebessüm etmeliyim
Ve dünyanın en şanslı şairi olmalıyım
Sırf seni sevdiğim için
ve sana yazılan her duygum okunduğu için
Onur duymalıyım

Gittin biliyorum
Beni yiyip bitiren bir merak,
Yüzünü göremediğim günlerin acısı kalbimde
Ellerinde olamamamın çaresizliği
Ve yalnızlığımın baki kalması
Hep acı verecek biliyorum

Gündüzlerin aydınlığında
Kısıp gözlerimi semaya bakıp
Bir parça bulut arayacak gözlerim
Umut ederek yağmurun değmesini tenime
Bekleyeceğim.
Senin için yanan tenime
Biliyorum,
Dokunmayacaksın

Kayıp şehirlerin
Karanlık sokaklarında çaresiz kaldım
Ayaklarımda umudumun ağır prangaları
Ellerimde yokluğunun kelepçeleri
Kimselerin bulamayacağı bir yerdeyim
Sendeyim

Sana en az pencerene gelen bir serçe
Yolda gördüğün bir çocuk
Sahilde tek başına oturduğun bir bank
Gizli gizli ağladığını gören bir ayna
Ellerinden dudaklarına değen bir sigara
Üzerine alelacele giydiğin bir elbise
Uyumak için
Ellerinle bir sevgiliyi sardığın gibi sardığın bir yastık
Gözlerine düşen uykusuzluk
Okuduğun bir kitap
Canını sıkan bir insan
Öpülesi dudaklarınla ısırdığın bir erik
Ve hep beklediğin
Hayallerini süslediğin o sevgili kadar yakın olmak istedim
Biliyorum ben sana dokunamadan
Avuçlarında bir hayatı tadamayacağım
Biliyorum
Sensizliğin karanlıklarında şiirler yazıp
Her şeye rağmen içimde yaşayacaksın
Senin yerin orası biliyorum

Sokağımdan geçmesen de
Kokunu duymasam da en güzel çiçeklerde
Sırf yakın olmak adına
Balkonundaki bir kaktüsün dikenlerinde
Küçük ellerine batmak için
Her zaman dua edeceğim

Yoruldum inan
Düşler kurmaktan
Nefessiz kalmaktan
Boş bir evde
Yalnızlığın şarkılarını söylemekten bıktım
Yoruldum inan
Yoruldum sensizlikten

Her sabah soğuk suyu vurup yüzüme
Aynada kendimi mutsuz görmekten
En güzel günlerinde baharın
Sahillerde boş boş gezmekten
Durup durup sana yazdığım şiirleri
Duvarlara okumaktan
Ve cevap beklemekten bıktım inan..


Seni seviyorum
Seni özlüyorum
Diye söyleyemediğim
Telefonumun çalmasını beklerken
Yüreğimin sesini duyamadığım
Her an için kendime kızıyorum inan
Sana da kızıyorum
Beni bu boş âlemde
Sevgisiz bıraktığın
Yüzümü güldürmediğin için

Sesinin kulaklarımı okşamasını
Dokunamadığım teninde
Olabilmeyi
Şiirlerime güzelliğini yazmayı her fırsatta
Ne kadar istiyorum bilsen

Oysa
Yoksun
İçinde sana dokunamadığım
Seninle olamadığım bir dünyada
Bahar gelmiş
Çiçekler açmış
Gülmüş, ağlamışım ne önemi var
Ben yokluğunda geçen zamanı
Hiç yaşanmamış saydım

Biliyorum
Ölümüm seni düşünürken
Ve yanımda olmadığın bir vakit
Ansızın gelecek
sen hiç acısını çekmediğin yokluğumda...
Bilmeyeceksin bile öldüğümü
Ben hiç tamamlanmamış sayacağım
Gözlerimi kapattığım hayatımı
Ve verdiğim son nefeste bile
Acılar çekerken
Seni arayacağım
Biliyorum
Gözlerimin baktığı
Dudaklarımın seni sayıkladığı hiçbir yerde olmayacaksın
Ölümün acısı hafif kalacak
Sesini duyamadan çıkan canımdan

Sen bensiz bir hayatı
Bensiz geçen zamanı sevdin
Hep gizemli kalmayı
Kaçmayı
Ve sevilmeyi sevdin
Hiç çaba sarf etmedin
Bir nebze olsun
Cesaret edemedin sevmeyi beni
Düşlerde bir masal
Rüyalarda bir gizem kalmayı seçtin
Olamadın benimle
Bir kez yüzüme bakıp
İçinden geldiği gibi
Seni seviyorum
Seni özlüyorum diyemedin

Ben senli zamanların içinde
Hep sevinçten gülen
Heyecandan ne yaptığını bilmeyen
İçi içine sığmayan koca bir adam değil de
Oyuncağı eline verilmiş bir çocuk gibi
Hep gülücükler saçtım
Ağlayarak geçen koskoca bir zamana inat
Dünyanın en güzel yeri gözlerinin içinde saklı
Baharın yemyeşil dallarında artık hüzün var şimdi
Rüzgârlar sesini kesmiş
Ve yağmurlar boşa ıslatıyor kaldırımları
Gözlerimin uykuya düştüğü
Ve karanlığın aydınlığa hasret kaldığı yerdeyim
Sensizlikteyim.

--------------------------------------------------------------------------------
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…