• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

nur hayat / Sevdiği Şiirler

sana dair

--------------------------------------------------------------------------------

Senden uzak bu şehirde
dünya çöküyor üstüme
hatıralar yakamı bırakmıyor
sensizliğin denizinde
dalgalar yutuyor beni..

Kaybettim sen biliyorum
bir daha dönmeyeceksin
yemin ettin belki de
artık sevmeyeceksin
unutacaksın beni
döktükten sonra birkaç damla yaşı
hatırladıktan sonra birkaç anıyı
sonra kapatacaksın kalbinin kapılarını
sevmemiştim zaten, farkı yoktu diyeceksin diğerlerinden
adını bile unuttum diyeceksin
o an güleceksin..

Yalnız kalınca bir an
gözlerin birden dolmaya başlayacak
yüreğin acıyla sızlayacak
birkaç anı seni yakacak
sanki dilin tutulacak
kahredeceksin !

Tutamadım ellerini,saramadım seni
sevemedim doyasıya
oysa o kadar istemiştim ki
o sevda yeşili gözlerinde kaybolmayı
sonsuzluğa seninle uzanmayı
unutmak ne zormuş bir kez daha anlayacak yüreğin
ellerin bir gelip bir gidecek telefona
yüreğin dolacak derin bir ıstırapla
kalp atışlarını duyacaksın kulaklarında
çekeceksin elini
zaten o hak etmedi diyeceksin sevgimi

canından can alsa da bu aşk
dilinden düşmese de hiç ah
kalbinde bir ateş gibi yanacak
benden sana sadece bir hatıra kalacak
bir an açacak bir an solacak
aradan geçince o her derde deva denen zaman
yüreğin başka sevdalar peşine düşecek
işte o zaman
unutacaksın bir tanem unutacaksın

hiç unutamam dediğin beni de maziye katacaksın...

--------------------a.s.a.s.a.s.a.s.a.s.a.s.------------------------------------------------------------
 
sensiz ağladım

--------------------------------------------------------------------------------

bu akşam ağladım
Seni düşünüp yalnızlığıma ağladım
Sensizliği taa yüreğime kazıyıp ağladım

Bir demlik çay bir paket sigara içip ağladım
Doyasıya ağladım şeytan için melek için
Bunlar yetmedi birde ağaran saçlarım için ağladım
Demlikte azalan çaya küllükte çoğalan izmarite
İstemediğin halde çektiğim o resmine bakıp bakıp doyasıya ağladım
Elimde kırılan bardağa radyoda çalan şarkıya
Sabahın beşinde kapıyı çalayan komşuya
Aldırmadan senin için ağladım doyasıya ağladım
Kalem kaşlarına mavi gözlerine gülümseyen yüzüne
Resimdeki asaletine yanında duran çılız kızın haline
Teyipte çalmayan eski kasete kızıp kızıp ağladım doyasıya ağladım
AŞKIMIN HALİNE, GÜLMEYEN KADERİME BİTMEYEN ÇİLEME, ARTIK AKMAYAN GÖZ YAŞIMA DALIP DALIP AĞLADIM; DOYASIYA...!

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

senin yüzünden

--------------------------------------------------------------------------------

Senin yüzünden?
terk edersem bu diyarı?
geri gelmezsem;
senin yüzünden,
yüreğimdeki sızılar,
döktüğüm gözyaşları.

İçimde sönmeyen yangın
saklandığım sır
olduğum; her şeye, herkese kırgın
ve sürekli dalgın?
senin yüzünden
yapmışsa sevdâ canımda salgın.

Söylemişsem hüzünlü şarkılar
ve yazmışsam hasret şiirleri
senin yüzünden
suçlu değil birileri.

Dile düştüğüm
tanınamaz hâle düştüğüm
senin yüzünden
kul olduğum, köle düştüğüm.

Değişmez hayat rotamı,
değiştirmem;
tepeden tırnağa giyimimi, kuşamımı
yürüyüşümü, gülüşümü, düşünüşümü
yeniden şekillendirmem;
ve terk etmem bütün güzel alışkanlıkları?
senin yüzünden;
yapmaya başlamam,
yapmayı hiç düşünmediğim yanlışları.

Nefret etmişsem sevdiklerimden,
sevmeye başlamışsam nefret ettiklerimi
kimsiz, kimsesiz kalmışsam,
senin yüzünden
çekiyorum
bütün çektiklerimi.

Bir çırpıda unutmam,
silip atmam gerekirse,
geçmiş unutulmaz ânları,
senin yüzünden;
binlerce kez tepelemem,
ayaklarımı kanatan,
içimi acıtan,
ayrılığa götüren kahırlı yolları.

meğer ne kadar yanlış tanımışım
ve ne kadar hatâ etmişim
sana inanmakta,
hakkında ne denli yanılmışım,
zorlansam da kabullenmekte ve anlamakta,
eğer yüksünüyorsam canı taşımakta?
bil ki sensin tek sebebi
ve senin yüzünden
ölmekte?
yaşamakta?

-------------:nazar::nazar::nazar::nazar::nazar:
 
Susma

--------------------------------------------------------------------------------

Sana Derdimi Nasil Anlatsam
Nereden Başlayip Nasil Bitirsem
Inanirmisin Bana
Sende Sevebilir Misin
Bitmiyor Ki Herşey Dinlemekle
Susmak Ki En Aci şey
Hiçbir şey Söyleyememek
Hadi Anlat Artik Gerçekleri
Biraz Olsun Konuş
Susma!
Sende Söyle
Mutlu Olduğunu Söyle Bana
Benimle Geçen Her Dakikan Için
Bensiz Yaşiyamayacağini
Benim Gibi
Susma Hadi Anlat.
 
--------------------------------------------------------------------------------

Bir Eylül Sabahi

--------------------------------------------------------------------------------

Hava Yine Yagmurlu
Ve Ben
Yine Sensiz Bu Yollarda
Hazar Mevsimini Yasiyorum
Bir Eylul Sabahi
Seni Dusluyorum
Basimi Bugulanmis Cama
Yaslayip Seni Hayal Ediyorum
Evet Biliyorum Ki
Sen Cok Uzaklarda
Ve Benden Habersiz...
Olsun Ama
Ben Bir Eylul Sabahi
Cisileyen Yagmur Altinda
Sensiz Yururken Bile
Hazan Mevsimini Senle Yasiyorum

--------------------------------------------------------------------------------
a.s.a.s.a.s.a.s.a.s.
 
Kendine iyi bak

Ayrılık ince bir sızıdır
Son sözler hep incitir
Sözler biter
Müzik bir müddet kalır
Unutulmaz..
Denilen unutulur gider
O eski heyecan ölür
Geride son sözler
Kendine iyi bak kalır
Bir de hüzünlü yıllar

Burhan KÜÇÜK
ŞenizŞenizŞenizŞeniz
 
--------------------------------------------------------------------------------

Gittiyin Gün

--------------------------------------------------------------------------------

Acıyla kıvrandım günlerce.
Geceleri uyumazdım düşünmekten.
Sabah olmakta bilmezdiki zaten
Sevgin yüreğimden,yüzün aklımdan,
Çıkmadı yıllarca,
Çok aradım çok.
Ay ışığında yürüyorum,bir gece,
Dalmışım gidiyorum.
Nereye bende bilmiyorum,öyle gidiyorum işte.
Hüzün bastı gene içimi,
Bir kendimi dinliyorum,bir sesliği.
Soğukmuş fark edemedim,
Ayazda çıkmış,üşümüş yüreğim.
Büzüşüp kalmışım köşe başında,
Sabah güneşle uyandım,
Aydınlandı yüreğim birden.
Öten kuşlar,açan güller gördüm.
Beyaz bulutlar ve gülen insanlar gördüm,
Yıllar sonra,
Ben o sabah yaşama geri döndüm.

--------------------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

Gitme

--------------------------------------------------------------------------------

Gitme Gitme!
Rüzagarı var sonbaharın dışarıda üşürsün!
Yağmurda yağacak birazdan
Gitme !
Bir gül kokusu sunacağım sana,
Kuşlar geçecek başının üzerinden.
Sessiz sakin denizler olacak yüreğinde,
Mutluluğu bırakacağım avuçlarına.
Ve hiç duyulmayan nota çalacak acıları,
Gitme !
Ağlamayı bilmiyorum,
Ağlamayı öğretme bana...
 
--------------------------------------------------------------------------------

Geçmiyor

--------------------------------------------------------------------------------

Geçmiyor Geçmiyor sen olmadan saatler
Geçmiyor sen olmadan günlerim
Olmaz
Yapamam
Sen olmadan
Yaşayamam
Geçmiyor ki olmuyor ki
Sen olmadan
Yaşayamıyorum
Günlerim gözüm kör gibi karanlık
Sen olmadan geçiyor .
Olmuyor Allahım
Olmuyor Allahım
Onsuz olmuyor
Yapamıyorum nedense
O olmadam
Neden ki bu ceza bana
Bu aci
Neden Allahım neden bu hayat bana
O olmadan olmuyor Allahım

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

kim duya sesimi

--------------------------------------------------------------------------------

Kim bakar kara gözlerime sen gibi
Gece çökünce, siyah siyaha el gibi
Kim tutar ellerimden sen gibi
Bu eller tutar mı başka elleri
Ellerim ellerinde kaldığından
Ben bana el sana sahip gibi
Şimdi ellerim bomboş yetim gibi
Kim sarar yüreğimi sen gibi
Yüreğim kapalı gittin gideli
Kör bir bıçak gibi kesip attı herşeyi
Kim duyar sesimi kalabalıklarda
Soğuk ve yalnız bir şehrin ortasında
Kulaklar sağır kime söyleyecek kalbim
Aşk şarkılarını ve şiirlerini
Dinleyenler bana yabancı, el gibi
Kim kurtarır beni harabelerden
kim sunar gözlerini gözlerime
Kim getirir seni gittiğin yerden
Yağmur yağarken boydan boya ruhuma
Kim şahitlik yapar bana
Yar leyla leyla yaramsa da
Kim sarar yaramı leyla nazarında
Acım sirayet edince sana
Kim tutar seni bana gelen yollarda
Kim bilir kalbimdeki çileyi
Kim sular gönül bahçemi
Kim dizer pencereme kırmızı gülleri
Kim seyreder kumruları güvercinleri
Bizim gözlerimizden yaşar gibi
Kıldızlarla kim sohbet eder
Gece siyaha bürününce
Kim yorganlık eder
Sana alışmış bir kere
Senden gayrısı yalandır gönlüme
Rüyalar yalan hayaller ziyan
Neydi seni benden alan
Neydi seni bana dirhem dirhem aratan
Sen yok, zaman yok neydi sunmayan
Hasret sendin sevda sen
Hangi güçtü seni aşktan alıkoyan
Kim anlar beni sen gibi
Sen ben gibiydin sanki
Kim yaşasın bu şehirde
Yüreği acılı ben gibi
Işıklarını sokakların
Denizlerini şehrimin alıp gitmişsin
Yokluğun yetmezmiş gibi
Ölsem kim kaldırır cenazemi
Kalbimde kim yar olur sen gibi...

--------------------------------------------------------------------------------
 
sensizde olur

--------------------------------------------------------------------------------

SENSİZDE OLUR





sensizde olur gülüm

sensizde olur

belki güneş biraz eksik ısıtır

belki kar fazla üşütür

yokluğun kutupları eritir

ama sensizde olur

sensizlik kara bir zulumdur

lakin sunulan budur

belki iliklerime kadar hissederim hüznü

ve acıyı en derininden bilirim

acısız bir aşk masalıda dinlemedim

hüzün aşkın yarenidir bilirim

sokak lambalarım

bir çok akşam karanlık olur

sokağın hoyratı

belki daha fazla üşüyecektir

yıldızlar şöyle bir görünüp belki kaybolur

gecenin nazında ruhum vurulur

ama gülüm sensiz olma zorunluluğumda

istemesemde

sensizde olur

yollarım bundan böyle hep yokuş

hep çetefelli

hep ırak yakınlarım

hem sıla yazğım

sokaklarım eski heyecanını taşımayacak

ayaklarımı yere vuruşum

artık başka hüznü soluyacak

kalbim dün gibi atmayacak

ellerim boş

ellerim yetim

ellerim senden sonra

tüm ellere yasak olacak

öyle kokun sonsuza kadar kalacak

gözlerim bir dalgın bakışta kalacak

gözlerim bir ama gibi karanlıkta kalacak

belki gülüşüm buruk belki hep eksik kalacak

ama gülüm sensizde olur!

tercihin budur

rıhtımda gemiler üşür

martılar ölür

dalğalar hayalini alıp götürür

gönlüm bir ömür sitemini sürdürür

çilem yüzümden okunur

alın yazımda sensizlik

çok belirgin durur

ancak sensizde olur

reva gördüğün budur

sararran yapraklar

içimdeki taze mezara

gölgelik yapar

o mezarki seni değil beni ağırlar

yokluğun içimin isyanlarına isyan katar

elden ne gelir

sensizde olur

herşey buyurduğun gibi olur

sel dinner durur derdimi

alır götürmüş gibi yapar çilemi

kime desem bilir halimi

ağlasa yüreğim ömrümce neki

seni bana getirmezki

sen gittin ben gitmedim

ben bittim seni bitiremedim

sensizde olur dedim

seni içimde yeşerttim

kendimin sararıp solduğunu görerek

sensizde olur dedim

sensiz de oldum

sensiz olmak

reva gördüğün zorumluluğumdur

tercihim değil sunduğundur........







aşk gözlerimin masum yanı

aşk ihtiyacımız olan yaşam kaynağı

ayrılık bir aşkın bitişi değil dirilişidir

hasret aşkın künyesi

sınanma gerekcesidir

aşk kaysa talip olmanın ön şartıdır

aşk dünyayı gül bahçesine çevirmenin adıdır

kirlenen herşey aşkla arınır

aşk yusufun aşk kaysın aşk leylanın mirasıdır.................



nuran mümine
 
GİDEBİLİRSİN



demek gidiyorsun

bir yanımın ebediyen eksik kalacağını bile bile

çöl yollarına döneceğini bile bile

sokaklarımın

demek gidiyorsun

içimi ısıtan tüm gülüşlerin

tüm masumiyetini alarak

beni bana bırakarak

yani kanatarak sızlatarak

aynalara dargın bir ömür sunuyorsun önüme

ihtiyarlamış bir gençlik

şimdi hayalimde

daha yokluğunun ilk saniyelerinde

demek gidiyorsun

aşkı bir benim omuzlarıma yükleyerek

bir bana mirasmış gibi

emanet yalnız benimmiş gibi

tek başıma yaşamam kolaymış gibi

demek gidiyorsun

kaç parçaya bölünmem

umrunda değil öylemi

karalar bağlamam zor değil demi

yanık bir sevdayı

bırakıp yangın yerine

beni kül edeceğini bile bile

iç çekmeden

gidiyorsun öylemi

suskunluğa döner içimin dilleri

ıssız bir gece garanlığında kalırım

dönemem geri

içimde koca bir sensizliğin ayak izleri

anlatamam yokluğunun derinliğini

bir çocuğun günahsız hali

ağlıyor aşk deli gibi

demek gidiyorsun

bana yetim bir güneş

öksüz yıldızlar

en garibinden solmuş bir bahar bırakarak

ve sensiz nasıl yaşandığını

anlatmayarak

öyle çekip gidiyorsun

derde salmışsın salmamışsın

beni ne çıkar

umursamayarak

yaralarıma basıp gidiyorsun öylemi

aşk merhemdir

bilirim bu kutsal bir öğreti

hasretin şimdiden

semanın sanki gövdesi

bilirim daha geridedir çilemin kalan süresi

demek gidiyorsun öylemi

alıp bir yanımı

can damarımı

kanımı

yani sen diye haykıran yanlarımı

beni bıraktın bırakmasınada

nasıl bırakırsın aşkını aşkı

nasıl bakarsın bir daha

aşkın yüzüne

naıl kıyarsın

kalbimizin bahçesine

unutulursa ardındaki tüm yaşananlar

unut gitsin

sile bilirsen aşkı

sil bitsin

söküp atabilirsen kalbini

at gitsin

gitmek niyetin

yollar mesafelerinse

ve gidiş senin gidişinse

git git

gitmek düşmüşse bir kalbe

yarı yolda bırakıp yari

kalsanda bu gün

yarın gideceksindir

bir aşka ikilik düşmüşse

zaten gitmişsindir

demek gidiyorsun öylemi

tamam

şimdi gide bilirsin........



nuran mümine bucak

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

Agla Agla Dostum

--------------------------------------------------------------------------------

Ben akşamların yıldızlarını toplayıp,
Tüm görkemiyle sana getirmiştim.
Meğer
Ay sırtını döndüğünde
Dünyaya kapanacakmış,
Parlayan titreyen yüreğim,
Çiçeğini yitirecekmiş gelincikler...
Sonra,
Üzerine çiğ damlaları düşecekmiş.
Biliyorum sende istemezdin
Bırak rüzgar olurunca essin
Gideceği yere ulaşır nasılsa
Dost elimi sana uzattım bir kere
Kalbim kırık olsada geri çekilmesin
Sana güveniyorum demiştim ya doğruydu...
Dün gece içimden birşeyler koptu,
Aldırma...
Sevgi tabloma seni de aldım
Şarkılar söylettim ak güvercinlere
Postacı benimde kapımı çalsın diye
Gönlümdeki yerin bitmedi
Üzülme demek ki;
Sana verdiğim
sevgi yetmedi,
Ağla ağla dostum?

Özlemli Şiir

Trenler mi götürmüyor
Yoksa ben mi kala kaldım
Ne cebimde biletim
Ne bavulum yanımda

Çivi gibiçakıldım
Kendime iyice şimdi
Ne gemilerde adım
Ne bir dostun yüreğinde
Ayrılığımın acısı

Artık yolcu değilim
Yüzde yüz buralıyım
Ne sen beklemektesin
Ne o uğurlamakta

Nicedir iğretiyim
Ama kalakalmışım
Hem burada yabancıyım
Hem yerim yurdum burası

Sensiz
Geçiyordu zaman sessizce
Geçiyordu Sensiz
Hayalin Geldi Aklıma
Şarkılardaydı hayalin belkide rüyalarda
Tanıyamadım seni şarkılarda
Göremedim seni rüyalarda
Dokunamadım sana
Yaşayamadım seni o güzel anda

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

elini vermiyor hayat

--------------------------------------------------------------------------------

Yerde kıvranan kalbimin üstünde dansediyor acılar
koparıp göğsümden yerlere fırlatığım kalbimin
kimse dönüp bakmıyor
görmüyor ateşler içinde kıvrandığını kalbimin
eğilip almıyor ateşler içinde
yanıyor kalbim!
kalbim ahhh!!!

Yaprakları acılı rüzgarlada ürperen
yorgun bir dağ lalesiyim bir yol başında
yaralı ceylanların gözlerinde inliyor bedenim
ruhum bir cellâtınki kadar soğuk ve tedirgin
kirli bir hayatın karanlık odalarında
mil çekiliyor gözlerime
kör oluyorum!
dost bildiklerim hançerini saplıyor göğsüme
yaralanıyor canevim
kan damlıyor her yerimden
yüreğimden
ellerimden
gözlerimden
dudaklarımdan...
ahhh!!!

Zifir karası gecelerin acısı zaptediyor ruhumu
kalbimin en ince sızısından vuruyor hayat
ne güneş ısıtıyor üşüyen anılarımı artık
ne de insanlardan kaçıp sığındığım tenhalar
çıkmaz sokaklarda yitirdim yolumu, şaşkınım
şimdi yüreğim çırpınan yaralı bir kuş gibi çaresiz
kış kadar soğuk bedenim şimdi
param parça her yerim
bir ihanet sisinde yitirdim herşeyimi
yıldızlar göz kırpmıyor , ay küs
sisli geçen her gecenin ardından yağmuru bekliyorum

Ah!!! Diyorum,
keşke bende duygusuz yaşamayı becerebilseydim
yalanlar sıralayabilseydim, yalanların ardından
aç çocukların gözlerine bakıp utanmasaydım
yanmasaydım bu kadar dünyanın acısına
gözlerime perde çekip, unutabilseydim her olup biteni
ihanetlere incitmeseydim yüreğimi bu kadar

Ey ömrüm ödedim borcunu acıların, azad eyle beni
anladımki söz geçmiyor yüreğe tufandan sonra
bağışlamıyor hayat yüreğiyle oynayanı
el yordamıyla yürüyorum şimdi yürüdüğüm yerde
yalanlardan örülmüş bir duvarın kenarından tutunarak,
onurlulara mahsus acılı taşlara yürüyorum...
bir sümüklüböceğin kabuğunu sürüklediği çaresizlikle
sürüklüyorum bölük pörçük hayatımı ardımdan.

Ey kalbe saplanan hançer
ey ciğere işlenen kurşun
bu yürek artık ağlamamalı,
yanmamalı acılara bu kadar
ağır geliyor onurlu bir ömrün çekilen yükü
bir yanım deniz, bir yanım uçurum, bir yanım ateş
yalnız bir yolcuyum meçhule giden dümensiz bir gemide
gözlerimde kaç bin yıllık ah!
yüzme bilmediğini bile bile denize atıyorum kalbimi
alıp götürsün diye upuzun yanlızlıklara dalgalar

Yorgun bir dağ lalesinin hazin hikayesi hayatım
yaşama sevincimi yıllar önce
çiçekleri çiğnenen bir bahçede yitirdim
ağrılar içindeyim şimdi ah! mavi kuş
yorgunum, bitkinim, dargınım!
elini vermiyor hayat!
bir uçurum kenarında
ha düştüm düşeceğim

her gece bir yıldız kayıyor gözlerimden
yüreğimden bir dilek sönüyor her gece
bu yüzden hep yetimdir bir yanım
bir yanım aşka ve acıya ayarlı

enkaz oldum, toz oldum, duman oldum
(*)"ben bu kahrı çeke çeke yoruldum"
kara bir dumanla boğuluyorum şimdi
şimdi kara gecelerin kör kelebeği gözlerim
karanlıklar içindeyim dipsiz bir kuyuda
dolunay
bulutların arkasından
bakar
bakar
darılır...

ben
dolunaya
bakar
bakar
utanırım...

--------------------------------------------------------------------------------
 
seni seven yüreğime sor

--------------------------------------------------------------------------------

her gece kan ter içinde uyanıyorsam eğer
hasretin ateş olup giriyorsa koynuma
seni düşünüp özlüyorsam, uyuyamıyorsam
ıslanıyorsa kirpiklerim seni her andığımda
yağmur olup yüreğime yağıyorsan her gece
her düşündüğümde hızla çarpıyorsa kalbim
sensiz bir kez olsun gülmüyorsam bu şehirde
savruluyorsam sokak sokak
ürperiyorsam yaprak yaprak
esip geçen rüzgarlara sor beni

Hasret ateşleri yağıyorsa üzerime her gece
kül ateş, ateş alev, alev kor olup yakıyorsa
kahroluyorsa kalbim seni andığımda
ve hiç bir kural tanımıyorsa artık
titreyen yüreğime söz geçiremiyorsam
kaçmak istedikçe sana dönüyorsam yine
ölüyorsam aşkından her gün dirhem dirhem
ateş - alev sevdalara sor beni

Seninle gözgöze her geldiğimde
ben lal olmuş bülbül, sen gül oluyorsan
düğümleniyorsa boğazım
çıkmıyorsa sesim, daralıyorsa nefesim
konuşamıyorsam tek bir kelime
depremsi bir titreme başlıyorsa bedenimde
ve çözülüveriyorsa dizlerimin bağı
şu deli - divane gönlüme sor beni

Sensiz böyle boynu bükük duruyorsam eğer
kirpiklerimden süzülen damlalar,
ıslatıyorsa yüreğimi her gece.
hep bulutlarda saklıyorsam gözlerini
içime düşüyorsan tane tane her yağmur yağıdığında
kirpiklerimin kıyısında martı olup uçuyorsan
sesinden başka ses duymuyorsa kulaklarım
susuyorsa denizler seni düşündüğümde
gelip seriliyorsan kıyılarıma sular gibi
gelip sokuluyorsan uykularıma
gelip sokuluyorsan rüyalarıma
sensiz geçen gecelere sor beni

Damarlarımda aşk olup dolaşıyorsan
şiir olup doluyorsan kulaklarıma
mavi bir coşku oluyorsan bedenimde aşkça
çıkıp ırmaklarla dertleşiyorsam her gece
ay gibi akıyorsan yüreğime beyaz tüller içinde
yalnız yıldızlarla paylaşıyorsam seni sevdiğimi
sana anlatamıyorsam
bir kır çiçeği hüzün saçıyorsa gözlerime
su olup akıyorsam, ateş olup yakıyorsam
ve beceremiyorsam sana aşkımı anlatmayı
beceremiyorsam sensiz yaşamayı ve ölmeyi
şu seni ölümüne seven yüreğime sor beni

--------------------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

Hoşçakal Gönlümün Nazlisi

--------------------------------------------------------------------------------

Gidiyorum buralardan yalınayak ve üzgün
önümdeki uçurumlara aldırmadan
varsın hayallerim kurduğum yerde kalsın
o gerçekleşmeyen hayallerim.
ardımda yaralı bir yürek
kederli bir ömür
ve yoksul anılar bırakarak
çekip gidiyorum sevdiğim
hoşçakal gönlümün nazlısı, bağrımın sızısı,
hoşçakal

Gidiyorum başım önümde, gözümde nem
duramam artık ey aşk, ey sevdiğim
hüzne ve kedere boğulduğum bu şehirde duramam
hiç bir anı kabul etmiyor beni
bedenim buz gibi soğuk
yüreğim param parça keder
kış kadar soğuk ellerim
ardımda yoksul bir sevda
ve bana ait ne varsa
bırakıp gidiyorum ardıma bakmadan
hoşça kal anlımın yazısı, kaderimin küskünü
hoşçakal

Bütün yaprakları dökülmüş
dalları kırılmış bir ağaç gibi hıçkırarak
ve bırakarak ardımdan sırtımı yasladığım
çınar ağacını yaslı
meçhule giden acılar yüklü bir gemide
uğuldayan rüzgarlara sarıp sesimi
şarkıların sustuğu, aşkların vurulduğu
limanlara gidiyorum sevdiğim
hoşça kal kırık sazım, sevdamın yaralı türküsü
hoşçakal

Bir yıldız daha kaymadan gözlerimden
yüreğimden bir arzu daha sönmeden
ıssız bir köşede bırakıp kırgın gülüşlerimi
sabah çiğlerine gözyaşlarımı,
hüzünlü bir fotoğrafta düşlerimi bırakıp
çekip gidiyorum buralardan ey aşk, ey sevdiğim

Bir daha yağmamalı bu ihanet yağmurları
ağlamamalı bu yürek bir daha
yüreğimdeki acıyı, başka bir acıyla sarıp
alıp dağların ve yıldızların gölgesini yanıma
yüzümde kış, bakışlarımda kar
yorgun akan bir ırmak misali
kimsesiz sokaklara bırakıp yanlızlığımı
çekip gidiyorum sevdiğim
hoşça kal gecelerimin yıldızı, karlı dağların yalnız kızı
hoşça kal

Bütün borçlarını ödedim bu sokakların, alacağımı aldım
geri dönmez bir mevsimdeyim artık duramam ey aşk
bu şehre sığamam bu hüzünle
yoksa acılar üşütür beni
kar kavurur anılarımı
donar bakışlarım
üşürüm... üşürüm ey aşk

Sorma nereye, hangi dağın ardına?
ne kadar uzağa varır yolum?
kim yoldaş olur bana ?
dönüp gelir miyim yine bahar geldiğinde ?
çiçek açtığında mor dağlar
sorma!...

Ey gönlümün sultanı, iki gözüm hosçakal
her sabah gülüşünden öptüğüm,
saçlarını okşadığım her gece
hoşçakal
artık vakit tamam
yıldızlara gözlerimi
ayışığna sessiz gölgelerimi bırakıp
sazımdaki hüznü, içimdeki sızıyı
boynu bükük karanfilimi
ve yüreğimin yangınını bırakıp rüzgarlara
sırılsıklam yalnızlığımı alıp yanıma
çekip gidiyorum işte
hoşçakal nazlı çocukluğum, sevdalı gençliğim
bağrımın ateşi, kalbimin ahı, mühür gözlü yar
hoşçakal…
 
--------------------------------------------------------------------------------

yok artık ömrümde

--------------------------------------------------------------------------------

yoksun işteömrümde şehrimde bundan böyle

bana yasak yeşil ömrümce

silip attım herşeyi

hemde bir bitiş yerine

ne mazimdir

ne geleceğimdir yeşil

bundan böyle

olmak isteyen olurdu

şehrimde

gitmek isteyen giderdi

gitti işte

vede bitti bundan böyle

yeşilim yok nisanım yok

yok işte

olmasın ne dünyamda ne öteler diyarımda

--------------------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

dün gece

--------------------------------------------------------------------------------

dün gece gölgenle karşılaştım
bir anda anılar canlandı gözümde
haykırmak için zor tuttum kendimi
ellerin ellerimi tutunca yüreğim yandı

duvar diminde dizlerimin üstüne çöktüm
hıçkırıklar içinde isyan ettim yalan aşklara
puslu anıların ardında gölgen kaldı şimdi
bambaşka hayat vardı hayellerde düşlerde

bitmiş bir romanın sayfalarını yırtıyor
gözyaşlarımı akıtıyorum yüreğime
anıları hayelleri özlemleri gömüyorum
karanlık kuytu adsız mezara.........

artık sen yoksun
 
Burdayim

--------------------------------------------------------------------------------

BURDAYIM

Ben kimim? ,gerçekmiyim? ,
Gerçek diye bir şey varsa! , neden? hayaller‘deyim.
Bir piyonum belki! ,gözden çıkartmışsın beni! ,
Bir hamlelik sayende ömrüm,sessiz denizimi sen! Böldün! .

Saat kaç? ! , bugün günlerden ne? ,
Yıl kaç? i aylardan hangisindeyiz? ,
Her şeyden bihaberim sanki! ,
Zaman her geçişinde sersemletti beni!

Faydasız oldum beni yaratana! ,
Tek faydam lekelere tozlara! ,
Bir deterjan gibi ben! ,
Köpürüp,köpürüp dolanmaktayım! .

Aklıma geldikçe sinirlendiğim biri varsa oda sen! ,
Bir duvarı yıkıp yenisini,dizdirmeyensin!
Dilerim anlık mutlu ol! ,tıpkı benim gibi!
Bir kucakla dünyayı, bir uzaydasın sanki! .

Yorgun bu eller,bu ayak taşımıyor parmaklarımı! ,
Bir enkazın altında eziliyor ruhum! ,
Şu hayat tyatrosuna bende uydum! ,
Nedenler niçinler içinde boğuldum durdum! .

Buradayım kemiksiz bir et! ister ince,ince kıyın beni!
İster bir tencerede, haşlayın gitsin!
Buradayım canımdan habersiz dünya! ,
Bu dünya üzerime soğan doğramakta! .

Buradayım başka nerede olabilirim ki!
Tutuklamışlar beni F' tipi ceza evi! ,
Bir adım ötede oysa özgürlük! ,
Ölmek yok mühebbetim,sadece bir sıfat var üzerimde,gardiyan gibi beklemede!

--------------------------------------------------------------------------------

--------------------------------------------------------------------------------
 
--------------------------------------------------------------------------------

Mazi

--------------------------------------------------------------------------------

Şimdi saat sekize geliyor,
Güneş batmak üzere kızıllaşmış,gönlümde bir yangın var,
Bu hava beni hüzne boğuyor,
Sana bu satırları sanki başka alemden yazıyorum.

Bir balkon küşesinde,gözyaşlarım kalem,
Rüzgar mektubunu çekiştiriyor,
Elimden alacak kadar kararlı,
Bense rüzgara şu kırıklarla dolu gönlümü vermek isterdim.

Karşımda sokağım,ruhum o sokaktan tam üç kez geçiyor.
Çocukluğum,gençliğim,liselim,
Üç kez ölüp üç kez diriliyorum sanki!
Karşımda tonlarca anı dolu asfalt, taş, toprak san ki! .

Artık benimde düşmanlarım var.
Sadece gözleriyle ateş gibi kin kusan düşmanlarım.
Ve dostlarımda var,o sert bakışların ardında bile dost bir yan var.
İyiyi kötüyü ayırt eden var.

Sen masallardaki gibi,en umutsuz anımda çıkıp gelen,
Geleceğime ve mazime imzasını çizen,
Bir ünlem gibi her zaman önemli,
Ve virgüllerle dolu sözlerin,noktasız cümlelerinle sen! .

İçimden şu kağıda girmek ve en insafsız cümlesinde kaybolmak geçti
Bir soru işareti sadece,neden ben neden sen neden mutsuzum hala neden?
Çocukluk saflıktı, gençlik delilik,
Şimdi nekadarda durgunum,yerinden oynamayan bir kaya parçası misali.

O! mazimdi,küçülmüştür gömleği,büyüyen artık dertleri,
O! mezara gömüpte, sonradan otopsi yaptığım,
Defalarca kesip parçaladığım,fakat ne bir ipucu ne ölüm nedeni,
O! hapsolma sebebim,hangimiz katil,hangimiz katliam maznunu bilemediğim.


--------------------------------------------------------------------------------
 
Back