Profil mesajlarından biri:
"Benim evladım olmuyor 1.5 senedir. Görümcem de hamile bu gün kalp atışlarını duymuş eşime söyledi. Bunu duyunca benim de yüzüm düştü. Eşim bağırdı bana sen çok fesatsın bizim çocuğumuz olsa öyle mi yapacaktı o, annem ablam olumsuz birşey söylesin hemen boşarım seni bıktım artık 1.5 senedir falan dedi. Çok üzüldüm ne yapacağımı bilemiyorum şu an."
ailesi işin içinde olmasa bana güzel davranan biri. yanında mutlu hissediyorum kendimi.
Yaşadığın o üzüntüyü hepimiz yaşadık, yaşıyoruz.
Kendinde olmayan bir şeye insan heves etmez mi?
Arkadaslarimin hamilelik mujdesi videolarini gözyaşlarıyla izledim hep. Daha 2 saat önce yine izledim agladim. İmrenmedim mi, imrendim.
Ama bu, esinin tabiriyle "fesatça" degildi.
Doguramasin düşük yapsin demedim asla.
Allah saglikla kucagina almayi nasip etsin dedim. Bana da nasip etsin dedim.
Sen de üzülmüşsün ne var bunda? Gayet normal bir duygu.
O anda senin üzüldüğünü görüp sarılabilirdi. Ama yapmadi.
Kalbi pis bir insan, bu saf üzüntüyü fesatlık olarak adlandırır.
Emin ol gerçekten seven her koca, hatta seven demeyeyim saygi duyan, esini insan yerine koyan her koca o anda sarılır destek verirdi eşine.
Sen bu hayata sevilmemek, hırpalanmak için mi geldin?
Hiç mi degerin yok senin?
El üstünde tutulmayı, pamuklara sarılmayı haketmiyor musun?
Niye mücadele eden taraf oluyorsun?
Niye çekyatın sağlam tarafina oturmayı tercih ediyorsun?
Gençliğin gittikten sonra mücadeleyi ben kazandim diyemeyeceksin bile.
Ömür gitmiş, ben bir gün olsun sevilmemişim diyeceksin.
Ve dönüşü olmayacak.