• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Neden kadınların merkezinde erkekler var?

Ev hayatınız sizi 7/24 meşgul edebilicek kadar sorunlumu?
Bir kadinin hayatinin merkezi kendi HAYATIDIR. Bu hayatin icine neyi kattığınız size bağlıdır...
Cocuk zaten örnek olarak yetiştirilir...
Evet efendim. Çocuğunuz yaninda... biz niye uzaya gidemiyoruz diye beyin çatlatin... hangi cif markasi yerleri parlatira fazla yormayin kendinizi
Biraz ağır olmamış mı sizce bu yorum
Ben akademisyenim
Çalışan ve çalışkan bir kadınım
Ama huzurum, mutluluğum, eşim, cocuğum kısacası ailem hayatımın merkezidir
Yorumu yazan arkadaşı bilmiyorum istisnalar vardır elbet
Öyle çok parmakla gösterebilecek ev hanımı yoktur etrafımda ama yine de yorumunuz ağır bence
 
Az
Siyaset bilimi fakulteleri genelde kadin ogrenci dolu

Edebiyata kadinlar daha merakli

Muze ve sergi gezenler daha cok kadin

Yeni yerler gorme istegi olanlar ve yeniliklere acik olanlar genelde kadin. (Esime kalsa her sene ayni bildigimiz yere ultra hersey dahil otele gider havuz basinda bira iceriz, cevremdeki bir cok ciftte durum ayni)

Fizikte genelde erkekleri daha on planda goruyoruz ki tum bilimlerin babasidir kabul. Ama biyoloji ve kimyada kadinlar gayet bilgili.

Is hayatinda kadinlar daha hirsli. Erkekler karni doyuyorsa faturalar odeniyorsa baska pek bir seyi dert etmiyor.

Ben mi yaniliyorum bilmem. Konu sahibi bence de ortamini degistirmeli. Tabi ki ters ornekler de vardir ama benim cevremde daha cok erkekler hangi telefonu alsam arabaya ne modifikasyon yapsam veya su arabayi nasil alsam bir de kari kiz dusurme derdinde.
Aynen yaa şu tatil konusuna çok takılmış durumdayım erkeklere göre tatil deniz havuz otel yerin ne önemi var aynı yer olsa da olur. Bende her sene şunu diyorum bu nasıl bir düşüncedir tatil illa deniz değil değişik yerler görmek istiyorum ben tarihî yerleri gezip görmek tanımak bana daha heyecanlı daha güzel geliyor diyorum :)
 
Şöyle birşey de var bu konulardan şikayet eden bayanların da daha çıkıp bi sanat üstüne konu açıp tartıştığına şahit olamadım
 
Ben anlayamıyorum hemcinslerimi?Konu sahibi hayatının merkezine erkekleri neden koyuyoruz ve kv kp sorunları haricinde neden başka şeyler konuşamıyoruz diyor?Bir tanesi çıkıp ev hanımlarını yuhalıyor,aşağılıyor.Yahu ben bilemedim ki kaç kuşak kadın getirdi buraya sizi 1 tanesi bile ev hanımı değil miydi? ona da mı saygınız yok?cif miş?
 
Hayatımızın merkezinin evliliğimiz , eşimiz , aşkımız , çocuklarımız olması diğer şeylere ilgi duymadığımız anlamına gelmez.

Bdv de yada kadınlar biraraya geldiklerinde genelde dertleşme amacıyla ve herkesin ortak noktası olması sebebiyle bu konular konuşuluyor olabilir. Napalım yani ? ' Çocuğumu nasıl yetiştirebilirim ' sorusu dururken , ' neden uzaya çıkamıyoruz ' diye mi soralım?
Sanat , bilim , siyaset ve diğerleri elbette ilgi duyulması güzel şeylerdir. Ama ben bir kadının hayatının merkezinin evi ve ailesi olması gerektiğine inanıyorum. Bu sebeple de ev hanımıyım.
ben buna katılmıyorum. Bence kadının merkezi ev ve aile olmamalı. Kadının merkezi kendisi ve çocukları olmalı. Kadın kendini sevmeli önce. Ne istediğini bilmeli :)
 
Biraz ağır olmamış mı sizce bu yorum
Ben akademisyenim
Çalışan ve çalışkan bir kadınım
Ama huzurum, mutluluğum, eşim, cocuğum kısacası ailem hayatımın merkezidir
Yorumu yazan arkadaşı bilmiyorum istisnalar vardır elbet
Öyle çok parmakla gösterebilecek ev hanımı yoktur etrafımda ama yine de yorumunuz ağır bence

Ağır olduğunu zannetmiyorum.
Dediğim gibi, bir kadinin merkezi hayatidir... bu hayatin icine sadece "ev hanımlığı, koca" sığıyorsa ya evde bir sorun vardir yada insanin kendinde...

Bir insanin sevdiği insanlarda ve yuvasinda huzur bulmasi dünyanın en normal ve sağlıklı hissidir. Bu durum zaten normal olandir.
Huzurlu, mutlu, sevgi dolu bir aile icin bir kadinin "ev hanimi" olmasi gerektiğini sanmiyorum ama
 
Kadın-erkek diye girişte ayırmayayım da; yakın tarihten, nesillere yön verilmesi kısmından gireyim, başka bir bakış daha olsun konunun içinde.
Bizim kuşak, gençlerin siyasetten koparıldığı kuşak. Öncesindeki olaylar sebebiyle "Siyasetten nasıl koparırız?" diye üzerine düşünülmüş kuşak... Tv, çok kanallı döneme girdiğinde, rtük daha bebeyken; bir anda dünya ile tanıştırılan kuşak...
(80li yıllara tekabül ediyor)

O dönem çoluk çocuk hepimiz genel izleyici kitlesiydik, her oynayan genel izleyiciye oynardı.
Öyle ki tv kapanıp yatıldığında, uykuya dalan anne babalarının ardından kırmızı noktalı yayınları izleyen çocukların sayısı az değildir. (Bi tuttufurutti vardı ki :KK70: :KK70:)

Bir anda istilaya uğradık. Fark ettik ki dünya oyun parkımızdan ibaret değil.
Ekstra siyasetten uzak tutma çabası + tvnin çok kanallı döneme geçişi öyle güzel denk geldi ki... Siyaset, özel ilgi alanı olmayan gençler, henüz çocukken, o dönem ayıklandı.

Ve fakat görmek demek, sınırları da aşmak demek.
Taklitle başladı millet, orijinal fikirlerin de ortaya atıldığı süper doksanları yaşadık.
Müziklere bakarsanız görürsünüz. Zaten bir ülkeyi net görebileceğiniz en sağlam üç penceresi var: Sanat, eğitim yöntemi ve bilim.

Milenyumla beraber kültür çatışması-sentezi karman çorman bir yere doğru sindirememe hali başladı. Çünkü internet de biz bir şey anlamadan hayatımıza girdi.
Bilim de sanat da ayıplar(!) ile ayıklandı. Eğitim sistemi yap-boz olmaya o zamanlardan başladı.

Bu dönemde de dökülen döküldü, uzaklaştı.

Aslında bu 2-3 sayfa ile anlatılacak bir konu değil.
Bizim ülkede işler "Kaza olur, ölen ölür, aynı yerde ölenler çoksa bakarlar, sonra üstgeçit yapılır" şekilde işlediğinden; her dönem bi kayıp insanlar oluyor. Bu dönemin kayıpları da bunlar...
 
Ortamına göre davranırım ben..
Evliyim ama şuradan örnek vereyim; Annem siyaset konuşur bir nebze. Futbolu da sever sağolsun sayesinde fanatik büyüdük.. Ama kalkıp da onun komşularının yanında bilim ve teknoloji, tıptaki yenilikler, siyaset, sinema, tiyatro konuşmaya kalkarsak muhabbet tıkanır.
Çok bilgiliyim demem az çok konuşurum işte. Siyasetten de son 3 yıldır aşırı soğudum. Konuşmuyorum.. He yeri gelir magazin de konuşurum tabi orası ayrı.

Toplumsal olayları (kadın erkek ilişkileri, aldatma/aldatılma, şiddet vs.) konuşmak istediğin zaman hemen bir feminist yaftası yapıştırılıyor sinir harbi yaşayıp muhabbeti kapatmak zorunda kalıyorsun.

Kadın erkek farketmez karşında bir bilgi birikimine sahip birey bulmak zorlaşıyor artık. Herkes bir goygoy havası tutturmuş gidiyor. Bazen kendimden şüphe ediyorum "ciddi konular hiç bir zaman konuşulmamalı mı?" diye..

Bir de kendini bilgili zanneden, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan tipler var ki o ortamda hiç kendimi yorasım gelmiyor sadece susuyor veya başka şeylerle ilgileniyorum. :KK14:
Ne yapayım ben de bukalemun gibi takılıyorum işte.. :olamaz:
 
Zorla polemiğe mi sokmaya çalışıyorsunuz :)
Siz ne derseniz deyin. Gördüğünüz ya da göremedikleriniz de sizin olsun. Herkes saygıyı hakeder. Ben de size saygı duyuyorum.

Niye polemik olarak algiladiniz? Fikir alışverişi olarak algilasaniz?

Size karşı saygisiz bir laf denilmedi.
Neyse...
 
Her kadın bunlara ilgili olmak zorunda mı? Kendisi ilgilenmez, ilgilenecek hatta dünya çapında büyük işlere imza atacak bir çocuk yetiştirir. Noldu çocuğunu merkeze koyunca hata mı etmiş oldu? Merkeze koymakta değil bu, öncelik vermek. Bir tarafta hayatımızda var olan en önemli insanlar, diğer tarafta hobiler. Nasıl kıyaslanabiliyor bunlar? Evine çok bağlı bir kadın sergiye gidemez mi? Siyaset konuşamaz mı?

Bu genellemeler bitsn artık. Niye erkeğin yapmadıkları konuşulmuyorda kadının her yaptığı her yapmadığı göze batıyor? Memnun olmayan arkadaş çevresini değiştirsin bence. Genel yargılardan da kurtulmuş olur.
 
benim hayatımın merkezinde çocuğum var . ama ondan önce eşimdi gerçekten de. gereksiz birçok fedakar karar almışım. şimdi pişmanım şimdi olsa yapmam.
 
O da aynı şeyi demiş sanki :)
merkezi evi ve ailesi olmalı demiş. Bence kendisi olmalı ve de çocuklar tabiki. Ama çocuk dediğimde çılgınlar gibi çocuğun üstüne düşmek değil sadece çocuğu da merkeze almalı. Çünkğ mutlu anne = mutlu çocuk ya da tam tersi. Kadın dediğimiz hele ki ülkemizde bencil olmalı. Kendini düşünmeli diye düşünüyorum. Bencil biraz abartı oldu sanırım ama ben böyle düşünüyorum. Merkeze ev ve aile komulduğunda çoğu kadın gereksiz yıpranıyor. Tamamı olmasa da
 
Ben çok üzülüyorum bazı insanlara.

Arkadaşımla oturuyoruz mesela ben çok başka şeylerden bahsetmeye çalışırken o sürekli eşim eşim eşim eşimi kıskanıyorum eşim bana küserse eşim beni aldatırsa.... yani başlarım kocana be arkadaş ne kocaymış diyorum :)
 
benim hayatımın merkezinde çocuğum var . ama ondan önce eşimdi gerçekten de. gereksiz birçok fedakar karar almışım. şimdi pişmanım şimdi olsa yapmam.
işte bunu demek istiyorum. Evet eşiniz merkezde olmamalı. Önce kendiniz ve çocuğunuz. Kendimizi sevmeliyiz kadınlar olarak en çok :KK49:
 
kültürel yetiştirmeden böyle.daha doğrusu bozulup yozlaşan kültürel yetiştirme ile.yozlaşma ile tam bir çorba olduk.bir yandan sanki kadınlar erkeklerin kölesi uşağı hizmetkarı gibi bir yandan okuyup meslek sahibi de olacak.yeni değerlerle kadınınn her yere yetecek enerjisi olması lazım.anneler oğullar kızlar hep rahat zengin rahat yere evlensin.şimmdi değişik anlayışlar yozlaşmadan karmaşa oluşunca;
-kadın okuyabilirse okuyor okumazsa da okusa da bir iş sahibi olup kendi ihtiyaçları ile erkekten bağımsız olmalı.kendini ezdirmemeli deniyor. bu bir yönüyle kadının ezdirmemesi için iyi olabiliyor fakat artık erkekler de v geçindirmeye sorumluluk sahibi olmaya korkuyor zor geliyor. sorumluluğun getirdiği strese dayanamıyor.
-erkekler kadınlar artık geç olgunlaştığı için evlilik yaşı yükseldi tabi.bazen olgunlaşsa da evlenmeye üşeniyor kadın erkek bekar hayat daha rahat geliyor.nasıl olsa herkes çalışınca kendine harcıyor dünyaya bir kere mi geldik diyorlar.kadın eğer artık aile kurmaya kalkınca sorumluluğu kaldıramayan kocasını da evini de geçindirecek işe sahip olup evin hem yemek bulaşık çocuklar ile ilgilenirken buluyor kendini.erkeklerde artık zamanın ev kadınları gibi evlerinde olup çalışmak istemeyebiliyor.
yada adam ordinaryus gibi bilgi sahibi yetişmiş iş sahibi dışardan tam bir adam dersin fakat adamın içinden odun gibi bir karakter, kadın döven bir zorba çıkabiliyor.
roller biraz değişti sanki ondan erkekler merkezde gibi daha doğrusu bizim yozlaşan karmaşıklaşan kültürümüzde daha bir kadınların rolü artsa da eğitimi artsa da eskiden eğitimsizlikten değersizleştirildi kadınlar şimdide eğitimli ökz erkekler yüzünden değersizleştirildi. değersizleştirildikçe daha bir erkek muhabbeti bitmez oldu.sanki sevgililer için kocalar için yapılan herşeyi milletin gözüne sokmak moda oldu.tabi erkeklerin de karakterleri daha boşaldı.sorumsuzlukları arttı maddi hevesleri kullan at halleri arttı...beklentileri arttı...
benim fikrim bu kırsal metropol ortaya karışık olarak değerlendirdim.
 
Back