Ne umdum ne buldum.. ( eğitm sektörü )

Ve sende eğitim sistemi kurbanlarından sadece biri oldun işte :KK43: Allah kimsenin emeğini kimsede bırakmaz hiçkimseye değil de ona havale et O en iyisini bilir..

Haklısınız. Umarım her şey yoluna girer. Yorumunuz için teşekkür ederim.


Cevabınız için ben teşekkür ediyorum asıl.
Bir öğretmen için ciddi bir hata diye düşünüyorum.
Anlam bozuklukları da var yazınızda.
Öğretmen olmam insan olmadığım gerçeğini değiştirmiyor.
'İnsan olduğum' olacak doğrusu.
Ayrıca maalesef iki a ile.
Ben öğretmen değilim hem.

Hatalarımı incelemek için mi burdasınız? Ben öğretmenim asla yanlış yapmam gibi bir şey söylemedim. Burada sıkıntımı paylaşmak istedim. Neden bu sıkıntım hakkında yorum yapmak yerine hata arama peşine düştüğünüzü anlamış değilim.

Lutfen umitsizlige kapilmayin. Bence bir gun atanip kendi sinifiniz oldugunda iyi ki bu meslegi secmisim diyeceksiniz. Sozlesmeli olmasi durumuna da takilmayin daha neler degisir. Cok guzel saygin bi mesleginiz var

Yorumunuzu okuyunca çok mutlu oldum. Ufacık umut bile mutlu etmeye yetiyor. Umarım herkes mutlu olduğu işi yapabilir.:dua:

Bana çok mantıksız geldi bu yazdıklarıniz,yanlis anlamayın size satasmiyorum ama öğretmenler burda anlatım bozukluklarına imlaya dikkat ederek yazmak zorunda mı ?Ben de öğretmenim imla kurallarını yazım kurallarını çok iyi de bilirim ama burda yazarken dikkat etmiyorum.anlasilir olması yeterli .mesela noktada sonra büyük harfle baslamadim önemi yok bence

Katılıyorum. Yorumunuz için teşekkür ederim
 
Bana çok mantıksız geldi bu yazdıklarıniz,yanlis anlamayın size satasmiyorum ama öğretmenler burda anlatım bozukluklarına imlaya dikkat ederek yazmak zorunda mı ?Ben de öğretmenim imla kurallarını yazım kurallarını çok iyi de bilirim ama burda yazarken dikkat etmiyorum.anlasilir olması yeterli .mesela noktada sonra büyük harfle baslamadim önemi yok bence
Branş farklılığı da olabilir. Mesela matematik branşı ile dil eğitimi bir değildir diye düşünüyorum. Yani herkes alanında hassaslaşıyor. Ha şu var, evet "fotokobi" biraz bariz bir hata olmuş, ama bağlaç ayrımı gibi konulara müsamaha gösterilebilir. Ki harfleri yutup yazan bir nesil gördükten sonra buna da şükür diyoruz ya orası da ayrı bir mesele.
Her neyse ben de öğretmen adayıyım ve gül bahçesine adım atmadığımın farkına varmış bulunuyorum. Elimden de bir şey gelmeyeceği aşikar. Bilmiyorum neler olacak...
 
Turkce ogretmeni olmadigin surece sorun yok. Yalniz arkadaslarin duzeltmesine de sinirlenme.:KK66:

Ben daha cok yazi rengine takildim. Daha koyu bir renk secebilirsin.

Sektor degisimi(ni) bende dusunuyorum.Ogretmen degilim. Fikirlere acigim. :halay:
 
Çok haklısınız umarım en kısa zamanda emeklerinizin karşılığını alırsınız.

En azından sizin 100 tl fazla.
Ben işe girsem direkt asgari ücret alacağım, 2 yabancı dilimle.
İletişim fakültesi mezunları 1, öğretmenlikler 2.sıradadır bu ülkenin harcanan gençleri sıralamasında.
Bir de kolejleri deneyin derim, en azından iyi bir referans ve kendinizi yükseltmek için adım olabilir.
Etüt merkezinde 10 yıl da çalışsanız sonuç değişmeyecektir.
İletişim Fakülteleri hangi akla hizmet hala açık tutuluyor ve hızla yeni fakülteler kuruluyor şimdiye kadar harcananlar yetmedi de sanki.. Lisans, yüksek lisans iletişimci olarak kanayan yaram direk mesajınıza dayanamadım yorum yazdım ama...
 
Ben de yazım kurallarına dikkat ederim elimden geldiğince ve kötü yazımlardan hoşlanmıyorum hatta bazen okumadan geçiyorum. Bununla beraber bazen kişinin bir derdi varken "Düzgün yazmamışsın" demek, kusura bakmayın ama, itici oluyor. Yani kişinin derdine yorum yaptıktan sonra en altta dipnot olarak yazım kurallarına dikkat etmesi gerektiği belirtilebilir. İnsanlar telefondan yazıyorlar bazen mesela benim telefonum ENG klavye yani Türkçe harfler yok, ı/ö/ü falan yazarken ekstra çaba sarfetmem gerekiyor. Kimisi aceleyle yazıyor mesela, yani kalp kırmaya gerek yok bunun için.

Konu sahibi, sizi anlıyorum. Ben de yeni mezun sayılırım ve hemen işe başladım ama ne başlamak. Çok az maaşlarla çalıştım, iş yükümün üzerine ekstra işler bindirdiler. Şu anda daha iyi bir yerde çalışıyorum, siz ne kadar süredir çalışıyorsunuz bilmiyorum ama deneyim kazandıkça maaş da yükseliyor. Bir de tek bir yerle kalmayın başka yerlere de başvurun bu arada. Belki daha iyi bir fırsat yakalarsınız.

İş hayatında ilk yılım. Geçtiğimiz sene kpss ye hazırlandığım için çalışmayı düşünmedim. Sadece özel derslerim vardı. Bu sene özel derslerim devam ediyor. Aslında dediğim gibi tek sorun maaş değil.

Mesela farklı bir şey söyleyeyim. Çalıştığım kurum 2 katlı ve doğalgaz faturası 150 lira bile gelmiyor. Çocuklar koşuşturmacadan, veliler dışarıdan geldiği için soğuk olduğunu hissetmiyolar ama çok soğuk oluyor. Benim aklım almıyor bu durumları. Kendi çocugu geldiği zaman odasına götürüp klimasını açıyor.
 
Çok haklısınız umarım en kısa zamanda emeklerinizin karşılığını alırsınız.


İletişim Fakülteleri hangi akla hizmet hala açık tutuluyor ve hızla yeni fakülteler kuruluyor şimdiye kadar harcananlar yetmedi de sanki.. Lisans, yüksek lisans iletişimci olarak kanayan yaram direk mesajınıza dayanamadım yorum yazdım ama...
Açık tutulması bir yana, sürekli yeni fakülteler açılıyor.
Ben mezun olurken 48 adetti, şimdi 60 küsürlerde.
Trt desek, 12 senedir kadro açmaz.
Özel sektör zaten karın tokluğuna staj adı altında her yıl yeni mezunları alarak köle işçiliği yaptırır.
Bir ara formasyonla medya okur yazarlığı için adım atılacak denildi, o da yalan dolan.
Boşuna verilmiş emekler, harcanan yıllar, full donanımlı hukuktan tutun da iktisata kadar her şeyden az buçuk anlayan, bu kapasiteyle yetiştirilen iletişim bilimciler, ya işsiz ya da başka sektörlerde ekmek peşinde.
Yazık halimize...
 
Açık tutulması bir yana, sürekli yeni fakülteler açılıyor.
Ben mezun olurken 48 adetti, şimdi 60 küsürlerde.
Trt desek, 12 senedir kadro açmaz.
Özel sektör zaten karın tokluğuna staj adı altında her yıl yeni mezunları alarak köle işçiliği yaptırır.
Bir ara formasyonla medya okur yazarlığı için adım atılacak denildi, o da yalan dolan.
Boşuna verilmiş emekler, harcanan yıllar, full donanımlı hukuktan tutun da iktisata kadar her şeyden az buçuk anlayan, bu apasiteyle yetiştirilen bu iletişim bilimciler ya işsiz ya da başka sektörlerde ekmek peşinde.
Yazık halimize...
Ben okula yerleşeli 3 yıl oldu. Valla biz geldiğimizden beri en az 20-30 kişi eklemişlerdir o kontenjana. Bizden önce 40 kişi falan alan okul bizle beraber 60 olmuştu gerisini siz hesap edin. Bu eğitim fakültesinin hali. Bir de fen edebiyatların formasyon işi var ki...
Yani hesaplar tutmuyor. Ondan da sonuç böyle oluyor.
 
Turkce ogretmeni olmadigin surece sorun yok. Yalniz arkadaslarin duzeltmesine de sinirlenme.:KK66:

Ben daha cok yazi rengine takildim. Daha koyu bir renk secebilirsin.

Sektor degisimi(ni) bende dusunuyorum.Ogretmen degilim. Fikirlere acigim. :halay:

Türkçe öğretmeni değilim . Ayrıca düzeltmelere sinirlenilecek bir şey yok. Sadece arkadaşın söyleme tarzı hoş olmadı. Sonuçta söylemeden söylemeye fark var.
Tekrar üni okumayı göze alabilsem ebelik bölümünü tercih ederdim:KK16:
 
Açık tutulması bir yana, sürekli yeni fakülteler açılıyor.
Ben mezun olurken 48 adetti, şimdi 60 küsürlerde.
Trt desek, 12 senedir kadro açmaz.
Özel sektör zaten karın tokluğuna staj adı altında her yıl yeni mezunları alarak köle işçiliği yaptırır.
Bir ara formasyonla medya okur yazarlığı için adım atılacak denildi, o da yalan dolan.
Boşuna verilmiş emekler, harcanan yıllar, full donanımlı hukuktan tutun da iktisata kadar her şeyden az buçuk anlayan, bu apasiteyle yetiştirilen bu iletişim bilimciler ya işsiz ya da başka sektörlerde ekmek peşinde.
Yazık halimize...
Çok haklısınız, çok severek okudum ben yine olsa yine İletişim derim ama bizde değeri bilinmiyor ya da herşey de olduğu gibi torpil, liyakat vs dolayı yazık oluyor hepimize...
 
Ben okula yerleşeli 3 yıl oldu. Valla biz geldiğimizden beri en az 20-30 kişi eklemişlerdir o kontenjana. Bizden önce 40 kişi falan alan okul bizle beraber 60 olmuştu gerisini siz hesap edin. Bu eğitim fakültesinin hali. Bir de fen edebiyatların formasyon işi var ki...
Yani hesaplar tutmuyor. Ondan da sonuç böyle oluyor.
Bu ülkenin en büyük sorunlarından biri diplomalı işsizlerdir zaten.
Halbuki genç nesil oranı bu kadar yüksekken, bunu başarabilmek büyük beceri.
Emeklilik yaşını 65 e çekersen, kadroları doldurur ve istihdam sağlamadan yeni üniversiteler ve fakülteler açarsan olacak sonuç budur.
Ben ve benim gibi olanlara diplomalı açlar diyorum, ağlanacak halimize gülüyorum.
 
İş hayatında ilk yılım. Geçtiğimiz sene kpss ye hazırlandığım için çalışmayı düşünmedim. Sadece özel derslerim vardı. Bu sene özel derslerim devam ediyor. Aslında dediğim gibi tek sorun maaş değil.

Mesela farklı bir şey söyleyeyim. Çalıştığım kurum 2 katlı ve doğalgaz faturası 150 lira bile gelmiyor. Çocuklar koşuşturmacadan, veliler dışarıdan geldiği için soğuk olduğunu hissetmiyolar ama çok soğuk oluyor. Benim aklım almıyor bu durumları. Kendi çocugu geldiği zaman odasına götürüp klimasını açıyor.
Çok mide bulandırıcı böylelerine inat siz inş atandığınızda gerçekten manevi değerini yüksek tutarak işinizi yaparsınız...
 
Çok haklısınız, çok severek okudum ben yine olsa yine İletişim derim ama bizde değeri bilinmiyor ya da herşey de olduğu gibi torpil, liyakat vs dolayı yazık oluyor hepimize...
Torpiliniz yoksa veyahut tercih etmiyorsanız bizim mesleğimizde bir hiçsiniz.
O sebeple ben hiçler arasında yerimi aldım ve bebeğimi büyütüp kendi işimi kuracağım.
Size de sağlıklı doğumlar dilerim, inşallah bizlerin çocukları bu sıkıntıları çekmez, ne diyelim...
 
Türkçe öğretmeni değilim . Ayrıca düzeltmelere sinirlenilecek bir şey yok. Sadece arkadaşın söyleme tarzı hoş olmadı. Sonuçta söylemeden söylemeye fark var.
Tekrar üni okumayı göze alabilsem ebelik bölümünü tercih ederdim:KK16:

Bu bolumu sevdigin icin mi yoksa is imkani daha fazla oldugu icin mi? Yasinin kucuk oldugunu dusunuyorum. Ozel derslerle birlikte okuyabilirsin hala.

Bana gelince ben yeterince okudum. Okumayi dusunmuyorum ama okumanin disinda baska fikirler varsa degerlendirebilirim.
 
Bu ülkenin en büyük sorunlarından biri diplomalı işsizlerdir zaten.
Halbuki genç nesil oranı bu kadar yüksekken, bu baraşabilmek büyük beceri.
Emeklilik yaşını 65 e çekersen, kadroları doldurur ve istihdam sağlamadan yeni üniversiteler ve fakülteler açarsan olacak sonuç budur.
Ben ve benim gibi olanlara diplomalı açlar diyorum, ağlanacak halimize gülüyorum.
Büyümek hiç de güzel bir şey değilmiş filmdelisi, bu dank ettikçe hiç de hoş duygular içerisine girmiyorum. :KK14:
Keşke her şey üniversite sınavı öncesindeki bölüm seçme heyecanı gibi olsa, ama maalesef okul bitmeden o kayboluyor. Keşke paraya, iş bulma ihtimaline göre seçimler yapmak zorunda olmasak... Tek derdimiz hangisinin bize göre olduğunu bulmak olsa... Ama mevcut durum ortada. :110:
 
Branş farklılığı da olabilir. Mesela matematik branşı ile dil eğitimi bir değildir diye düşünüyorum. Yani herkes alanında hassaslaşıyor. Ha şu var, evet "fotokobi" biraz bariz bir hata olmuş, ama bağlaç ayrımı gibi konulara müsamaha gösterilebilir. Ki harfleri yutup yazan bir nesil gördükten sonra buna da şükür diyoruz ya orası da ayrı bir mesele.
Her neyse ben de öğretmen adayıyım ve gül bahçesine adım atmadığımın farkına varmış bulunuyorum. Elimden de bir şey gelmeyeceği aşikar. Bilmiyorum neler olacak...

Fotokobinin yanlış yazım olduğunu biliyorum. Dısarıda sürekli gördüğümüz kelime sonuçta. O şekilde yazdığımın bile farkında değildim.
Ayrıca dediğinize katılıyorum . Branş olarak ilgilendiğim alan değil.
Umarım mezun olduktan sonra benim gibi hayal kırıklığına uğramazsın.
 
Fotokobinin yanlış yazım olduğunu biliyorum. Dısarıda sürekli gördüğümüz kelime sonuçta. O şekilde yazdığımın bile farkında değildim.
Ayrıca dediğinize katılıyorum . Branş olarak ilgilendiğim alan değil.
Umarım mezun olduktan sonra benim gibi hayal kırıklığına uğramazsın.
Benimki bile isteye oldu açıkçası. Benim kumaşım, ruhum öğretmenlik. Ancak bu kadar oturur diyebilirim. Ama, işte aması var... Atanma sorunu olmasa, kendimi geliştirmeye daha çok odaklanabilirdim. Eğitim alanında ilerici çalışmalar, projeler yapsak kötü mü olurdu? İşte...
 
Büyümek hiç de güzel bir şey değilmiş filmdelisi, bu dank ettikçe hiç de hoş duygular içerisine girmiyorum. :KK14:
Keşke her şey üniversite sınavı öncesindeki bölüm seçme heyecanı gibi olsa, ama maalesef okul bitmeden o kayboluyor. Keşke paraya, iş bulma ihtimaline göre seçimler yapmak zorunda olmasak... Tek derdimiz hangisinin bize göre olduğunu bulmak olsa... Ama mevcut durum ortada. :110:
Ben iletişimciyim ve inanır mısın o bölüme başladığım an bütün hevesim kayboldu.
Bu sebeple zaten uzata uzata bitirdim.
Çünkü daha ilk gün bütün hocalarımız acı gerçekle yüzleştirdi bizi.
Mesleğimizde dönen pis oyunları, torpil cilvesini, bedenen ve ruhen yaşayabileceğimiz zorlukları anlattıklarında ağladım ülkenin haline.
Biz hala ekranlarda sübyancı olan haber spikerlerinden dünyada ne olup bitiyor dinleriz, başkalarına bedenlerini sunarak bir yere gelen oyuncu-sunucu ve haber muhabirlerini izleriz.
Para uğruna atılan taklaları, yandaşlıkları ve başka ideolojilerin maşasını olmayı saymıyorum bile.
Basılı medyaya hiç değinmiyorum, gerek yok.
Yani benim mesleğimi özetleyen şu 'taraf olmayan bertaraf olur' sözü.
Bu taraflığınızı da bazen bedenen bazen ruhen bazen de madden göstermeniz lazım.
İşte bunları öğrendiğim gün, ben de büyümüştüm ve gerçekten büyümek hiç güzel değil dediğin gibi.
İnşallah senin gibi güzel eğitimcilerle önümüz açılacak, genç nesiller farklı olacak.
 
Bu bolumu sevdigin icin mi yoksa is imkani daha fazla oldugu icin mi? Yasinin kucuk oldugunu dusunuyorum. Ozel derslerle birlikte okuyabilirsin hala.

Bana gelince ben yeterince okudum. Okumayi dusunmuyorum ama okumanin disinda baska fikirler varsa degerlendirebilirim.

Öğretmen olmak istiyordum. MF den sınava hazırlandım. Ya matemetik öğretmenliği ya da fen bilgisi öğretmenliği okumalıyım diye düşündüm. Daha doğrusu diğer düşündüğüm bölümler etrafımda bulunan insanlar tarafından kötülendi.
Ebelik o zamanlar aklımdaydı . Annem hemsire oldugu için öğretmenliğin daha uygun olabilcegini anlattı. Öğretmenlik içimde olduğu için bu mesleğe yöneldim.
Yaşım 24. Ama 4 yıl daha okumayı göze alamıyorum :KK12:
 
Simdi oncelikle yazinizin rengi gozlerimi bozuyordu nerdeyse.

Etut merkezi, dersane, kolej egitim verilen bir yer olabilir ama sonuc olarak orasi bir isletme. Oncelikli amaci gelir elde etmek.
Ozel hastanelerde oyle.. Ben saglik yonetimi okuyorum ve derslerde hocalar cogu zaman "hasta" degil de "müşteri" kavramini kullaniyorlar. Ilk basta cok tuhaf gelmisti ama sonradan mantikli geldi. Nasil ki bir market, magaza gibi yerlerin oncelikli amaci musterilerin ihtiyacini karsilamak degil de gelir elde etmekse ozel hastane, kolej, etut merkezi gibi yerlerde ayni sekilde...

Sakın bosa okudugunuzu dusunmeyin. 100 tl icin mi okudum demeyin. Elbet bir gun emeklerinizin karsiligini alacaksiniz.
 
Ben kadrolu ogretmenim.sandığın gibi toz pembe degil hersey.idare her kosulda bizi haksiz buluyor keza velilerde öyle.maaslar senden 1000tl fazla.kaloriferler subatta gaz bitti dendi.milli egitim ödenek vermemis sogukta ders yaptik gecen yil.bu yilda gecen hafta bitti gaz durum yine ayniymis.ben başka okuldayim bu yil(norm fazlasiyim ek ders filan yok) okullar leş gibi.hizmetli 2tane.okul 2000 öğrenci olan bir okul.yetisemiyorlar.guvenlikcinin ödemesini yapmak icin idare kermes duzenletti gecen yil.bu yil onu milli egitim ödüyor.fotokopi mak.sifre koymuslar herkes cebinden ödüyor.ogrenciden toplayin fotokopi parasini deniyor.öğrenciden para isteyemiyorum.bu ve bunun gibi bircok sorun.Allah yardimcimiz olsun.
 
X