sana tavsiyem iyi düşün, emin ol. Bir anlık olabilir bu soğuma hissin. Eğer okumak istersen şu yazı da belki kendini bulabilirsin;
Uzun zamanın ardından eve erken gelmiştim. Evde vakit geçirmeyi özlemişim. Oysaki hiç umursamazdım böyle şeyleri. Ilk yaptığım şey bilgisayarı açmak olmuştu, her zamanki gibi. Oysa bilgisayara değildi ki benim hasretim.
Sofra kurup annemin hazırladığı şeyleri yemeyeli çok olmuş, yiğenimi doya doya sevemeyeli ve ablamla kavga etmeyeli.
Ben güçlü bir insanım, belli etmem duygularımı karşımdakine ya, atarım içime hep, işte…
Çay keyfi yaparken babam geldi. Bir sure havadan sudan bahsettikten sonra ‘ben şimdi kurban mı keseyim, ne edeyim’ dedi anneme, ben hemen atladım gülümseyerek ‘ne oldu ki baba’ !? hiç beklemediğim bir cevabın ardından, buruk bir gülümseme daha yaşadım…
‘ee kızım eve erken gelmiş, bir de soruyorsun. Özlüyoruz seni’
Yine belli etmedim ama, yutkunmakta zorlandım oysa ‘baba’ …bilmiyorsun ki.
Henüz 10 aylık olan yiğenimi kokladım, mis gibi… yürümeye başlamış bile ve bir tane de diş çıkarıyor. Bense bunları tam anlamıyla onunla paylaşamamıştım. Yarım bir sevgi vermiştim ona, içimde sevgi seli beslerken oysa. Prenses diye severdim ve her prenses diyişimde gülümserdi bana, şimdi ise sadece bakıyor, gülümsemeyişi dokunuyor kanıma.
‘Seni seviyorum ben Piiyeeensseesss…’
Balkona çıkmayı, annemle şakalaşmayı, mahalledekileri izleyimeyi bile…
‘Iımmm oohhh’ nefes aldığımı hissettim uzun zaman sonra. Babam sofrayı kaldırmamı ve bulaşıkları yıkamamı söyledi, annemle, O ise kuru çamaşırları toplayıp, yenilerini asıcaklarmış… ‘yaaaa off dedim babama,gülümseyerek ekledim; şunun şurasında azıcık eğleniyoruz yaa‘
…iki dakika sonra baktım ki sofrayı kaldırmış babam, ben annemlerle muhabbete dalmışken. Mutfağa gidip bulaşıkları yıkadım ‘evimde bulaşık yıkamayı bile özlemişim’
……………………………………………………………………………………………………
Müzik açtım son ses… bağıra bağıra şarkılar söyledim… şarkıların sözleriyle kendimi anlatabiliyordum sadece… bilgisayarın başına oturdum, içeriden herkes beni çağırırken yanlarına… gitmedim… alışmalıydım…
Ablam yanıma geldi bir sure sonra ve şöyle dedi, yüzünde masum ve üzgün bir ifadeyle;
- hiç evi özlemiyor musun? Şeyy yani muhabbetti, bizi…
öylece kaldım, şaşırdım once…
- özlüyorum tabi özlemem mi, ama çalışıyorum genelde o yüzden böyle oluyor.
- Ama çalışmasan bu kadar geçe kadar, sonra eve gelip direk yatıyorsun yada şimdiki gibi bilgisayar başındasın….
Kısa bir sessizliğin ardından; gözlü dolarak devam etti sözlerine;
- şunun şurasında birşey kalmadı… evleneceksin… o zaman çok özliyeceksin ve şu zamanlarını böyle geçirdiğin için pişmanlık duyacaksın.
- Evet dedim, birşey kalmadı… ;(
Gitti sonra odamdan…
…………………………………………………………………………………………………..
Ben çok zayıf bir kızdım, hiç kilo alamıyordum. Annen veya babam bana her gece yatmadan ballı süt veya pekmezli su verirlerdi, kilo almam için. Işe yaramıştı da. Ama artık vermiyorlar. Biraz once kendim almaya gittim sütümü, çok acıdı canım.
Onlar söylemiyorlar ama biliyorum, beni alıştırmaya çalışıyorlar böyle… Yarın birgün ‘el adamı’ yapmazsa zorluk çekmiyeyim diye… ama ben şimdiden zorluk çekiyorum. Ne zormuş kendime süt doldurmak, gece başımı sıvazlayıp ‘haydi kızım kalk, iç sütünü güzelce’ demiyorlar artık. Dokunuyor canıma bu yaralar… Gelecek düşüncesi kaygılandırıyor içimi. Oysa ben hep toz pembe bakmışım hayata diyorum ve ağlıyorum…
Her şey o kadar kolaydı ki bana gore, herşeyi başarırdım. Başardım da hep, ama bunu aşmak çok olacak sanırım. Ellerim titriyor, benedimden kopmuş gibi yüreğim. Kendime itiraf edemiyorum ama KORKUYORUM. Hayat neleri getirecek ve kimleri götürecek bilmiyorum. Hep güzelliklerden bahsetmiştim ben oysa ve hep cıvıl cıvıl görünmüştüm etrafıma. Herkes benim üzülebileceğim ihtimalini göz ardı ederdi çünkü; Pozitifdim… ‘öyle görünürdüm, şuan olduğu gibi…’ Dedim ya güçlüyüm ya hani… İşte böyle başardım kendi kendimi yenmeyi. Yada kendime yanilmeyi…
Pişmanlık demicem, zaten pişmanlıkla tanımlanması yanlış olur bu duyguların…
Ben sanırım henüz büyüyemedim…
Ben sanırım henüz korkularımı yenemedim…
Ben sanırım hep ‘pempe panjurlu ev’ diye hayal ettim, öyle gördüm. Ailemden ayrılmayı hiç düşünmedim… Düşünemedim belki de, öyle bir ihtimal mi vardı ki ? yoktu bana gore…
Ama varmış işte…
Ve ben sanırım henüz hazır değilim …
Içimden onlara sarılıp öpesim geliyor oysa, ama ben yapamam ki ;(
Hem yanlış anşılmaktan korkarım ben, eskisinden farklı bir tavır sergilesem, hemen kaygılanırlar çünkü… Bişey oldu sanıp gözlerine uykular girmez, sürekli kafalarında binbir soru işaretleri oluştururlar çünkü… ‘Kızımız mutsuz mu?’ yoksa diye… ben üzülsünler istemiyorum ama… Güçlü ve Soğuk Kız olmaya devam ediyorum. Dış Dünyamda…
Ben sanırım henüz büyüyemedim…
Ben sanırım henüz korkularımı yenemedim…
Ben sanırım hep ‘pempe panjurlu ev’ diye hayal ettim, öyle gördüm. Ailemden ayrılmayı hiç düşünmedim…
Ve ben sanırım henüz hazır değilim …
Zor olacak ama bunuda aşacağım kendimden eminim…
Chilek