Diğer yazdıklarınıza katılmakla beraber "ev yoğurdu" konusunda mesleki açıdan sektörü bilen birisi olarak şöyle bir düzeltme yapmak isterim.Çünkü bu tarz forumlarda ya da tv deki neye hizmet ettiği belirsiz ve alanı dışı gıda artistlerinin sürekli bunların ciddi risklerinden bahsetmeden ev yoğurdu,ev bilmemnesi gibi tavsiyelerini çok fazla görüyoruz.Hazır burada bir tavsiye verilmişken sizin yorumunuz üzerinden en azından burada bazı şeyleri aktarma gereği hissediyorum.
Eğer kendinize ait bir mandıranız yoksa ya da sütü temin ettiğiniz ayşe teyzenin süt sağımından size sütü getirdiği zaman içerisindeki tüm süreci adınız gibi bilmiyorsanız ve görmüyorsanız; ev yoğurdu dediğimiz şey o kadar da sağlıklı değildir.Hatta büyük çoğunlukla çok daha zararlıdır.
Neden?
Çünkü hasan emminin sütünü sağıp bana getirdiği zaman aralığında o sütün nasıl koşullarda elde edilip hangi koşullarda bana ulaştırıldığı ,içerisine neler katıldığı/katılabildiği hakkında en ufacık bir fikrim yok.genellikle tek bildiğim şey "hasan emmiden süt alıyorum çünkü çok güzel südü var ve yoğurdu güzel oluyor" bu kadar..
Bakın ciddi bir araştırma yapılsa en fazla kandırmaca ve hile sokak sütlerinde çıkar.Nitekim kayıtdışı oldugu için yakalanıp da yapılabilen bazı denetlemelere göre en yaygın hile sokak sütüne su katılması ,ikincisi antibiyotik katılması ile ekşiyen sütlerin asidik oranının normale getirilmesi..he bunu hazır yoğurtlarda vs.görmüyor muyuz?evet ama onlar genelde ayşe,fatma,hayriye marka olup genelde işletme kayıt belgesi olmayan merdivenaltı firmalar fakat konumuz onlar değil.
Şöyle bir örnek vereyim,staj yaptığım dönemlerde çalıştığım süt firmasına her sabah çeşitli mandıralardan sağılan sütler gelirdi.sırf bu süreci görebilmek için 9 da başlayan mesaim yerine 6:45 de firmada olduğum çok olmuştur.
işletmeye alınan sütlere ilk olarak çeşitli testler uygulanır.orada ak la kara belli olur.kimin su kattığı,antibiyotik kattığı,hastalıklı memeden süt sağdığı vb. gibi durumlar net ortaya çıkar bunun sonucunda o sütler derhal geri gönderilir o mandıralarla sözleşme bitirilir.Belli dönemlerde üreticinin inekleri,ahırları vb. veteriner hekimlere kontrol ettirilip rapor istenir.Denetimden geçemeyen üretici mandıracıya ciddi yaptırımlar uygulanır. Eeee böyle yollara başvuran adamlar sütlerini fabrikaya satamayınca ne yapacak?Çare büyükşehirlere her sabah süt taşıyıp halka satmak.. E peki o sütler gelirken kaplarda doğru şekilde taşınıyor mu?Ya o kaplar doğru düzgün yıkandı mı?Sabah düzgün olan süt taşırken gerekli koşullar sağlanmayınca ne kadar bakteri üretti..?Ya sağım ortamı?.. çok büyük bir bilinmezlik..
Evde sütü kaynatınca mikrobu ölür... mü acaba? Sütte bulunan bazı mikroorganizmalar ev ortamında ocakta asla ölmezler.Çünkü yok olma dereceleri bünyelerine göre değişkenlik gösterir.Bu dediğim normal süt bakterileri.Varın sağlıksız koşullar sebebiyle halka satılan sütlerdeki patolojik mikroorganizmaları...En basiti Hatice yenge wcden çıktı,elini doğru düzgün yıkamadan sağımın başına geçti..Ellerindeki fekal (bildiğiniz dışkı) kaynaklı bakterilerde süte bulaştı..Hatice yengenin ellerini hijyenik bir ortamda yıkadığının garantisini kim verebilir ki?
Lafı fazla uzatmak istemiyorum,fakat hanımlar ülkemizde güzel şeyler de oluyor.Hazır yoğurtlar,sütler vs. tvdeki bazı halk panikleticilerinin yarattığı korku ortamı gibi değil.işlerini çok düzgün yapan firmalar da var.Bu durumda kandırmacanın büyük kısmı sokak sütü satanlardadır maalesef.