- 27 Eylül 2008
- 1.425
- 4
- 42
bu sabırlı bir bekleyişin hikayesi. bilenler bilir, ne kadar da sabrettim minik meleğime kavuşmak için, nasıl da bekledim onun kokusunu duyabilmek için.. ama bilir miydim bu kadar da tatlı birşey olacağını. bu kadar güzel ve insanın içini ısıtan sımsıcak bir duygu olduğunu..
tam 9 ay 10 gün sürer diye düşünmüştüm hamileliğim. fakat Allah sabrımı denemek ve belki de beni bununla imtihan etmek istemişti belli ki.. çok şükür bu imtihandan geçtik ve 9 ay 10 günün üstüne bir 11 gün daha bekledik.
son adet tarihine göre 5 aralıktı normal doğum tarihim ve 6 aralıkta doktorum bayram tatili için izne ayrılıyordu. son ay kontrollerimde her hafta "inşallah bayramdan önce doğurursun"larla başlayıp, doğum gerçekleşmezse alternatif doktor kim olabilirlerle bitiyordu muayenelerimiz. nitekim 5 aralık geldi ve geçti doğum gerçekleşmedi. doktorum izne ayrıldı ve yoklugunda bizimle ilgilenecek doktorumuzla tanıştık, muayenemizi olduk beklemeye devam dedik. bayram tatili ve bebek bahanesi ile erkek kardeşim, kız kardeşim ve babam geldiler.zaten 25 kasımda da annem gelmişti. bütün aile nazlı pıtırcığımı bekliyorduk. hergün evde bebegin hangi gün hatta hangi saatte ve nasıl geleceği ile ilgili tatlı bahisler yapılıyordu. eşim çarşamba gelsin diyordu kardeşim c.tesi. komikti; fakat kızım gelmiyordu. telefonlarım hiç susmuyordu. her arayan artık hala doğurmadın mı diyordu. o kadar çok sıkılmıştım ki bu durumdan zaman zaman telefonları eşime ya da anneme açtırıyordum.. laf anlatmak beni çok yoruyordu, beklemekten ziyade..
en son 41 hafta 1 günlükken cuma günü telefon çaldı. doktorum "ben tatilden döndüm doğurdun mu?" diye merak ettim diyordu. hala doğurmadığımı öğrenince hadi gelin bi muyene edeyim dedi. telefonu kapatır kapatmaz yatak odasına koştum hüngür hüngür ağlamaya başladım. sezeryana almak isteyecekti beni diye. 9 aydır hep normal doğumun hayalini kuruyordum, kızımı normal doğurmayı çok ama çok istiyordum. eşimin ve annemin ısrarı ile hastanenin yolunu tuttuk. hastaneye gidene kadar hep ağladım ve içimden dualar ettim hayırlısını bana nasip et Allahım diye. doktorum muayenede "bebeğin plesentası gayet iyi, 1 cm açıklığın var, kalp atışları da gayet normal pzatesiye kadar bekleyebiliriz, olmazsa sunii sancı ile doğumu başlatırız" dedi. inanılmaz mutlu bir şekilde ayrıldık doktorun odasından. beklemeye devam dedik.
pazar gecesi artık bana stresten bi haller olmaya başladı. gerginliğim ertesi gün sunii sancı ile doğum yapacak olmamın verdiği stres bariz şekilde hissediliyordu. hem rahatlamak için hem de belki doğumun başlamasına yardımcı olur diye küveti doldurdum. bunu belçikada yaşayan bir arkadaşıma hemşireler söylemişler doğuma girmeden önce "rahim kaslarını yumuşatması için küveti doldurup biraz ılık suda kal" diye. neyse efendim yarım saat kadar küvette kalıp banyomu yaptım saat 23:30 gibi de yattım. bu arada ben bu bahsettiğim ana kadar hiç sancı çekmedim. yani hani hazırlayıcı sancım da olmadı, yalancı sancım da.. gece 2 gibi tuvaletim geldi pijamamda bir ıslaklık hissettim. bu da ne diye bakarken kontrol edemeğim bir şekilde tuvaletimi yaptığımı sandım. suyun gelmes, nişan bilmem ne, bunları birçok kere okumama rağmen çok şaşkındım, bunun ne olduğu hakkında bir fikir yürütemiyordum. ellerim titremeye başladı. eşimi uyandırdım, bir yandan da ağlıyordum ne olacak eyvah diye. çünkü gene hiç sancım yoktu. annemi de uyandırdık. doktorumuzu aradık. hemen hastaneye gelin bi muayene edelim dedi. hastaneye vardığımızda şu meşhur turnusol kağıdı kontrolünden yaptılar. nstye bağladılar. doktor bebeğin kalp atışları biraz düşük dedi, kordona baskı yapıyor olabilir ya da kötü ihtimalle kordon boynuna dolanmış da olabilir dedi. hemen sezeryana almalıyız seni dedi. yarım saate kadar ekibi toparlarız dedi. ben de bu esnada suni sancı verseniz, belki normal doğurabilirim diye doktora soruyorum yattığım yerden.tabi arada doktorum sezeryan konusunda bense normal doğum yapmak istediğim konusunda biraz gergin konuşmalar yaşadık. yalnız bu arada geçen şeyleri değil yazmak hatırlamak bile istemiyorum, bu sebeple ayrıntıya girmeyeceğim. doktorum biraz da istemeyerek suni sancı verilmesine izin verdi.
hala 1 cm açıklık ve sıfır sancım vardı. suni sancıyı alır almaz hayatım boyunca hiç çekmediğim bir sancı çektim. çok kötü demiyorum sakın yanlış anlamayın, hayatım boyunca hissetmediğim değişik, yoğun bir sancıydı bu. yani ben bişeye benzetemedim. sabaha karşı 05:25 civarıydı suni sancı takıldığında ve 07:00 gibi artık terlemeye başlamıştım. ebeyi çağırdık artık epidural yapmanın vakti gelmiştir herhalde, sancılarım çok sıklaştı dedim. gelip muayene etti ve gözleri faltaşı gibi açıldı ebenin. sonra sakin bir şekilde gülümsedi ve hadi gel güzelim seni biraz yürüteyim ben demeye başladı. annem bi yandan eşim bi yandan kaç cm olmuş, epiduralci gelicek mi filan demeye başladılar.. ebe de epiduralciye gerek yok bence, çünkü yaklaşık yarım saat sonra kızını kucaklarsın, doğum başlamış dedi. bir yandan da doğumhanenin yolunu tuttuk. doğum masasına geçtiğimde doktorum bana neler yapmam gerektiğini söyledi.. sancılarım geldiğinde 2 kere doğum masasında ıkındırdı beni. sonra yere çömelttirip bir kere de öyle ıkındırdı. benim heyecandan kollarıma kadar bütün heryerim titriyordu. son kez doğum masasında ıkınınca bebeğimin çıktığını gördüm. yavrumun boynuna kordonu dolanmıştı hem de 3 kere. ama allaha şükürler olsun ki sağlıklı bir şekilde kavuşmuştum kızıma. ağlayan bebeğimi yanağıma deydirdiklerinde susuvermişti. bense çok enteresan bir şekilde tıkanmış kalmıştım. yavrum demekten başka birşey diyemiyordum. tam 07:46 da bebeğim dünyaya gelmişti. dikişlerim olmuştu çünkü bebeğimin kordon dolanması olduğundan doktorum riske atmak istememişti. o dikişlerle uğraşırken ben bebeğimi izliyordum. bebek doktoru, hemşireleri bebeğimle ilgilenirlerken düşündüğüm tek şey bir an önce o masadan kalkmak ve canım eşimle bebeğimle birlikte olmaktı. nihayet hamdolsun onlar da oldu, çekilenler ise unutuldu gitti. bebeğim giyindikten sonra babasına gönderildi sonra ebeler beni giydirdiler ve ben de eşimeve bebeğime kavuştum.. doğum sonrası doktorum ve ebe ayrı ayrı beni methetmişler eşime. ne kadar da güçlü bir eşiniz var, gerçekten de tebrik edilmesi gerekli demişler. annem de maşallah çok metanetliydin. hiç bağırmadın valla ben bile bağırmıştım dedi.. bunları doğum sonrası duymak nedense ruhumu okşattı, hoşuma gitti. inşallah herkesinki benimki kadar kolay bir doğum olur, hatta daha da kolay olur inşallah.. normal doğum düşünenler ve doktoru normal doğuma elverişlisin diyenlere kesinlikle sonuna kadar normal doğumu tavsiye ederim. bu kadar rahmetli bu kadar güzel bir duygu hayatım boyunca hiç tatmamıştım. Rabbim her isteyene bu güzel duyguyu tattırsın, anneliği yaşatsın.
odamıza çıktığımızda bebeğimi ilk emzirmemi, eşimle ilk bakışımızı asla ama asla unutmayacağım. hastanede sadece 1 gece kaldık, dikiş yerlerim yalnızca ilk gece biraz ağrıdı onu da zaten ağrı kesici iğneler sayesinde çabuk atlattım..
Şimdi melek kızım kollarımda, onun kokusunu sanki yıllardır tanıyormuşum gibi hissediyorum..
biraz uzun oldu hikayemiz, sabredip okuyanlara teşekkür ederiz. a.s.
tam 9 ay 10 gün sürer diye düşünmüştüm hamileliğim. fakat Allah sabrımı denemek ve belki de beni bununla imtihan etmek istemişti belli ki.. çok şükür bu imtihandan geçtik ve 9 ay 10 günün üstüne bir 11 gün daha bekledik.
son adet tarihine göre 5 aralıktı normal doğum tarihim ve 6 aralıkta doktorum bayram tatili için izne ayrılıyordu. son ay kontrollerimde her hafta "inşallah bayramdan önce doğurursun"larla başlayıp, doğum gerçekleşmezse alternatif doktor kim olabilirlerle bitiyordu muayenelerimiz. nitekim 5 aralık geldi ve geçti doğum gerçekleşmedi. doktorum izne ayrıldı ve yoklugunda bizimle ilgilenecek doktorumuzla tanıştık, muayenemizi olduk beklemeye devam dedik. bayram tatili ve bebek bahanesi ile erkek kardeşim, kız kardeşim ve babam geldiler.zaten 25 kasımda da annem gelmişti. bütün aile nazlı pıtırcığımı bekliyorduk. hergün evde bebegin hangi gün hatta hangi saatte ve nasıl geleceği ile ilgili tatlı bahisler yapılıyordu. eşim çarşamba gelsin diyordu kardeşim c.tesi. komikti; fakat kızım gelmiyordu. telefonlarım hiç susmuyordu. her arayan artık hala doğurmadın mı diyordu. o kadar çok sıkılmıştım ki bu durumdan zaman zaman telefonları eşime ya da anneme açtırıyordum.. laf anlatmak beni çok yoruyordu, beklemekten ziyade..
en son 41 hafta 1 günlükken cuma günü telefon çaldı. doktorum "ben tatilden döndüm doğurdun mu?" diye merak ettim diyordu. hala doğurmadığımı öğrenince hadi gelin bi muyene edeyim dedi. telefonu kapatır kapatmaz yatak odasına koştum hüngür hüngür ağlamaya başladım. sezeryana almak isteyecekti beni diye. 9 aydır hep normal doğumun hayalini kuruyordum, kızımı normal doğurmayı çok ama çok istiyordum. eşimin ve annemin ısrarı ile hastanenin yolunu tuttuk. hastaneye gidene kadar hep ağladım ve içimden dualar ettim hayırlısını bana nasip et Allahım diye. doktorum muayenede "bebeğin plesentası gayet iyi, 1 cm açıklığın var, kalp atışları da gayet normal pzatesiye kadar bekleyebiliriz, olmazsa sunii sancı ile doğumu başlatırız" dedi. inanılmaz mutlu bir şekilde ayrıldık doktorun odasından. beklemeye devam dedik.
pazar gecesi artık bana stresten bi haller olmaya başladı. gerginliğim ertesi gün sunii sancı ile doğum yapacak olmamın verdiği stres bariz şekilde hissediliyordu. hem rahatlamak için hem de belki doğumun başlamasına yardımcı olur diye küveti doldurdum. bunu belçikada yaşayan bir arkadaşıma hemşireler söylemişler doğuma girmeden önce "rahim kaslarını yumuşatması için küveti doldurup biraz ılık suda kal" diye. neyse efendim yarım saat kadar küvette kalıp banyomu yaptım saat 23:30 gibi de yattım. bu arada ben bu bahsettiğim ana kadar hiç sancı çekmedim. yani hani hazırlayıcı sancım da olmadı, yalancı sancım da.. gece 2 gibi tuvaletim geldi pijamamda bir ıslaklık hissettim. bu da ne diye bakarken kontrol edemeğim bir şekilde tuvaletimi yaptığımı sandım. suyun gelmes, nişan bilmem ne, bunları birçok kere okumama rağmen çok şaşkındım, bunun ne olduğu hakkında bir fikir yürütemiyordum. ellerim titremeye başladı. eşimi uyandırdım, bir yandan da ağlıyordum ne olacak eyvah diye. çünkü gene hiç sancım yoktu. annemi de uyandırdık. doktorumuzu aradık. hemen hastaneye gelin bi muayene edelim dedi. hastaneye vardığımızda şu meşhur turnusol kağıdı kontrolünden yaptılar. nstye bağladılar. doktor bebeğin kalp atışları biraz düşük dedi, kordona baskı yapıyor olabilir ya da kötü ihtimalle kordon boynuna dolanmış da olabilir dedi. hemen sezeryana almalıyız seni dedi. yarım saate kadar ekibi toparlarız dedi. ben de bu esnada suni sancı verseniz, belki normal doğurabilirim diye doktora soruyorum yattığım yerden.tabi arada doktorum sezeryan konusunda bense normal doğum yapmak istediğim konusunda biraz gergin konuşmalar yaşadık. yalnız bu arada geçen şeyleri değil yazmak hatırlamak bile istemiyorum, bu sebeple ayrıntıya girmeyeceğim. doktorum biraz da istemeyerek suni sancı verilmesine izin verdi.
hala 1 cm açıklık ve sıfır sancım vardı. suni sancıyı alır almaz hayatım boyunca hiç çekmediğim bir sancı çektim. çok kötü demiyorum sakın yanlış anlamayın, hayatım boyunca hissetmediğim değişik, yoğun bir sancıydı bu. yani ben bişeye benzetemedim. sabaha karşı 05:25 civarıydı suni sancı takıldığında ve 07:00 gibi artık terlemeye başlamıştım. ebeyi çağırdık artık epidural yapmanın vakti gelmiştir herhalde, sancılarım çok sıklaştı dedim. gelip muayene etti ve gözleri faltaşı gibi açıldı ebenin. sonra sakin bir şekilde gülümsedi ve hadi gel güzelim seni biraz yürüteyim ben demeye başladı. annem bi yandan eşim bi yandan kaç cm olmuş, epiduralci gelicek mi filan demeye başladılar.. ebe de epiduralciye gerek yok bence, çünkü yaklaşık yarım saat sonra kızını kucaklarsın, doğum başlamış dedi. bir yandan da doğumhanenin yolunu tuttuk. doğum masasına geçtiğimde doktorum bana neler yapmam gerektiğini söyledi.. sancılarım geldiğinde 2 kere doğum masasında ıkındırdı beni. sonra yere çömelttirip bir kere de öyle ıkındırdı. benim heyecandan kollarıma kadar bütün heryerim titriyordu. son kez doğum masasında ıkınınca bebeğimin çıktığını gördüm. yavrumun boynuna kordonu dolanmıştı hem de 3 kere. ama allaha şükürler olsun ki sağlıklı bir şekilde kavuşmuştum kızıma. ağlayan bebeğimi yanağıma deydirdiklerinde susuvermişti. bense çok enteresan bir şekilde tıkanmış kalmıştım. yavrum demekten başka birşey diyemiyordum. tam 07:46 da bebeğim dünyaya gelmişti. dikişlerim olmuştu çünkü bebeğimin kordon dolanması olduğundan doktorum riske atmak istememişti. o dikişlerle uğraşırken ben bebeğimi izliyordum. bebek doktoru, hemşireleri bebeğimle ilgilenirlerken düşündüğüm tek şey bir an önce o masadan kalkmak ve canım eşimle bebeğimle birlikte olmaktı. nihayet hamdolsun onlar da oldu, çekilenler ise unutuldu gitti. bebeğim giyindikten sonra babasına gönderildi sonra ebeler beni giydirdiler ve ben de eşimeve bebeğime kavuştum.. doğum sonrası doktorum ve ebe ayrı ayrı beni methetmişler eşime. ne kadar da güçlü bir eşiniz var, gerçekten de tebrik edilmesi gerekli demişler. annem de maşallah çok metanetliydin. hiç bağırmadın valla ben bile bağırmıştım dedi.. bunları doğum sonrası duymak nedense ruhumu okşattı, hoşuma gitti. inşallah herkesinki benimki kadar kolay bir doğum olur, hatta daha da kolay olur inşallah.. normal doğum düşünenler ve doktoru normal doğuma elverişlisin diyenlere kesinlikle sonuna kadar normal doğumu tavsiye ederim. bu kadar rahmetli bu kadar güzel bir duygu hayatım boyunca hiç tatmamıştım. Rabbim her isteyene bu güzel duyguyu tattırsın, anneliği yaşatsın.
odamıza çıktığımızda bebeğimi ilk emzirmemi, eşimle ilk bakışımızı asla ama asla unutmayacağım. hastanede sadece 1 gece kaldık, dikiş yerlerim yalnızca ilk gece biraz ağrıdı onu da zaten ağrı kesici iğneler sayesinde çabuk atlattım..
Şimdi melek kızım kollarımda, onun kokusunu sanki yıllardır tanıyormuşum gibi hissediyorum..
biraz uzun oldu hikayemiz, sabredip okuyanlara teşekkür ederiz. a.s.