- Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.
Kadınlar Kulübü'ne ücretsiz üye olmak için tıklayın...
Muhteşem Yüzyıl Star Tv
- Konu Sahibi nilim
- Başlangıç Tarihi
- 15 Eylül 2009
- 2.245
- 13
Padişahlarımızın zevke sefaya gösterişe içkiye aleme kadına düşkün olduklarını hepimiz biliyoruz... Bunu saklamak gizlemek ört bas etmeye çalışmakta mantıksız... yada onları cici bici insan görmeye çalışmakta saçma.. onlar savaştılar nam saldılar dünyaya hükmettiler... Lale devrini unuttunuzmu? Yada 1. ibrahimin sakalına inci dizdirdiğini? Bunlar oldu... Gösterişli ve abartılı yaşamayı seviyorlardı.. ... Gidip ruslarla evlendi birçoğu...
Bakın ben mesajınızda yazdığınız konuları nereden biliyorsunuz diye sordum.
1- Padişahların zevke sefaya, kadına düşkün olduklarını hangi kaynaktan okudunuz öğrenebilir miyim? Ben de yanlış biliyorsam düzelteyim yani. Ben Osmanlı'nın kurucusu Osman Gazi'nin gece rüyasında Osmanlı İmparatorluğunu kuracağını gördüğünü ve bunu şeyhinin -Şeyh Edebali- yorumuyla anlayan ve hatta o şeyhin kızıyla evlenen kamil bir müslüman olduğunu okudum. Ve hatta bir gece duvarda kur'an asılı diye yatakta yatmadığını biliyorum. Böyle bir insan sizin çizdiğiniz profile ters düşüyor zihnimde.
2- Ruslarla evlenmeleri tamamen siyasi sebeplere bağlıdır. Tarihi madem bu kadar okumuşsunuz, en büyük hasmımızın ruslar olduğunu, yapılan savaşların çoğunu onlarla yaptığımızı bilirsiniz. Akrabalık yoluyla dostane köprüler kurularak zor zamanların daha rahat geçmesini temine çalışmak her milletin başvurduğu bir yöntemdir. Bu illa ki ruslar çok güzel de ondan demek değildir.
3- Lükse çok fazla vurgu yapmışsınız. Siz de biliyorsunuz ki, Kanuni Devri Osmanlı'nın yıldızının en parladığı devirdir. Hazinelerinin dolu olduğu, ordusunun güçlü olduğu, teknolojide dünya devi olduğumuz bir dönemde gösterişli binalar yapmak şaşılacak bir durum olmasa gerek. Sonra o zamanın modası oydu yani. Şimdi bir Amerikalı kalkıp da 100 sene sonra bizim beyaz saray şöyle güzeldi, demek ki politikacılarımız lükse, zevke, sefaya düşkündü deseler saçma gelmez mi?
4- Harem dairesinin varlığından elbette ki haberdarım. Benim takıldığım nokta orada olduğunu düşündüğünüz alemlerin bütün padişahlarımızca yapıldığını nasıl iddia edebildiğiniz? Harem vardır, elbette kadınlara ayrılan bölümdür. Her padişahın elbette karısı, annesi, kız kardeşi, onların yardımcıları vardı. Harem de bunların yaşadığı yerdir. Aksini iddia eden belgeleriyle gelsin.
5- Osmanlı bizim ecdadımız. Yani o biziz. O'nu kötülersek kendimizi, kendi tarihimizi kötülemiş, kendimize iftira etmiş oluruz. Geçmişi olmayanın geleceği de olmaz.
Aynen katılıyorum.
- 7 Ağustos 2010
- 8.167
- 17
sevgili arkadaşım ben kötülemiyorum. nihayetinde onlarda insan ve erkekler.. böyle şaşalı bir hayatın bu kadar ucuzca anlatılması benide üzüyor ve dizilerle özellikle dünyanın önünde bunu yapmaları çok kızdırıyor. ülkeler zaten açığımızı arar hale gelmişken diyede yazdım devamında.. enişteyle sorunmu var :) kimsenin osmanlıyı kötülediği yok zaten yazılarda :) relax biraz arkadaşım :) ayağa düşürülüp çarpıtılıp saçmasapan bi hal almasını istemiyoruz sadece o kadar :) Padişahların tahttan düşürülme sebepleridir aradaki ekonomik farklılıkların halkın gözüne sokulması. Yeniçeriler kazan kaldırırlar bilirsiniz.. bunlar yaşandı ama bunları ucuzca anlatmaları ve sadece bunlara yogunlaşmaları hoş olmaz. diziyi izleyip görücez Harem konusu bir geçsin belli olur dizi
Sevgiler..
Peki arkadaşım, sen öyle diyorsan uzatmayacağım. Erkektir, yapar diyorsun ama gözümüze sokulmasından rahatsızsın ve yabancı gözlerden çekiniyorsun. Yanlış anlamadıysam. Ama ben de diyorum ki yapmamış adam yahu yazık günah. Mezarından kalkıp kendini savunacak değil ya.
Belki son dönemlerde birileri bişiler yapmışsa onu bilemem zaten o kadar karışık dönemler ki. Mason olduğu iddia edilen padişahlar bile var. Neyse konuyu dağıtmayalım. Sadece dikkatimi çekiyor son zamanlarda izlediğim dizilerde sanki bir oyun var gibi. İnce ince işlenmiş, sunuluyor. ACABA NEDEN?
-Şunu da söylemezsem çatlarım söuleyeyim de çatlamayayım, sonuçta 700 yıllık koca bir imparatorluk. Son dönemlerinde elbette ekonomi de bozuldu, yeniçerilerde. AMA KANUNİ DÖNEMİNDE DEĞİL. Yapmayın benim adamıma.:26:
- 7 Ağustos 2010
- 8.167
- 17
tamam tamam bende çatlıcam dicem sonra anlaşamıcaz senle :) gerek yok millet oynuyo dizi götürüyo cukkaları bizde burda birbirimizi yiyoruz :) tarihi öğrenmek için okumak daha yararlı :) diziyide masal izler gibi izleriz olur biter :)
- 26 Kasım 2008
- 6.833
- 86
- 42
Yaklaşık 800 sayfalık tüm detaylarıyla okuduğum "moskof cariye hürrem"kitabı da aynı şekilde ele alıyor olayları..
Ayrıca "engereğin gözündeki kamaşma"kitabı da saray entrikalarını çok güzel bir dille anlatıyor.
Hepsinde de cariye adı altında seks kölelerinin bulunduğu haremleri anlatıyor.Hünkar istediği zaman istediği cariyeyi hazırlattırıyor.
Ama bir tek Hürrem'i nikahına alıyor.Hürrem'de (kanuni'nin oğlu)şehzade Mustafa'nın annesiyle bir rekabet ortamına giriyor.Sadece kendi çocukları tahtın varisi olsun diye büyük bir hırsa kapılıyor
ama hiçbirine nasip olmuyor
sanırım dizi de böyle devam edecek gibi...
Ayrıca "engereğin gözündeki kamaşma"kitabı da saray entrikalarını çok güzel bir dille anlatıyor.
Hepsinde de cariye adı altında seks kölelerinin bulunduğu haremleri anlatıyor.Hünkar istediği zaman istediği cariyeyi hazırlattırıyor.
Ama bir tek Hürrem'i nikahına alıyor.Hürrem'de (kanuni'nin oğlu)şehzade Mustafa'nın annesiyle bir rekabet ortamına giriyor.Sadece kendi çocukları tahtın varisi olsun diye büyük bir hırsa kapılıyor
ama hiçbirine nasip olmuyor
sanırım dizi de böyle devam edecek gibi...
Bak burada anlaşıyoruz canım. Biz sayfa sayfa tartışıp zaman harcarken birileri malı götürüyor. Ama birbirimizi yemedik, seviyeli seviyeli tartıştık bence. Baktık olmuyor, boşver. Seni kırdımsa affet. Benim niyetim doğru bildiklerimi anlatmaktı sadece. Yanlış tanınmasın diye. Bir de şunu yapacağım, Kanuni dönemini tekrardan okuyacağım.
- 16 Ekim 2010
- 678
- 659
- 38
Dizinin başlayacağını duyduğumda "osmanlı özentisi toplumumuz bu işe çok sevinecek bakalım ne saçmalıklar anlatacaklar"diye söylenmiştim kendi kendime...
Yorumları okuduktan sonra aslında osmanlının gerçek anlamda GERÇEK yaşayışları diziye fazlasıyla yansıtılmış..Doğal olarak herkes tarihini koruma çabasına bürünmüş..
Osmanlıya doğru hızlı bir gerileme yaşıyoruz tam zamanında gündeme gelmiş bu dizi...
Oyuncularıda cesaretlerinden ötürü tebrik ediyorum...
Yorumları okuduktan sonra aslında osmanlının gerçek anlamda GERÇEK yaşayışları diziye fazlasıyla yansıtılmış..Doğal olarak herkes tarihini koruma çabasına bürünmüş..
Osmanlıya doğru hızlı bir gerileme yaşıyoruz tam zamanında gündeme gelmiş bu dizi...
Oyuncularıda cesaretlerinden ötürü tebrik ediyorum...
- 29 Kasım 2010
- 207
- 0
- 1 Şubat 2007
- 5.419
- 1.588
- 39
- 26 Ocak 2010
- 663
- 0
elbiselerde dar gelıyodu
bende olsam almam koynuma bööööööööööööööööööööööööööööö
- 2 Nisan 2010
- 3.236
- 14
Daha yayınlanmadan fragmanlarıyla bile tepki çeken ve dün akşam yayınlanmaya başlanan Muhteşem Yüzyıl dizisine, Batı'daki Doğu algısı üzerine Amerika'da doktora yapan akademisyen-yazar Beyazıt Akman'dan tepki geldi.
Akman, Osmanlı mirasının çok daha doğru anlaşılmaya başlandığı bir dönemde dizinin Hollywood'u gölgede bırakan harem fantezilerine yer vermesinin kasıtlı olduğunu, bunun, kendi tarihiyle barışan halka bir misilleme olduğunu söyledi.
Batı'daki Türk-İslam algısı ve Oryantalizm üzerine Amerika'da doktora çalışmalarına devam eden, son zamanların en çok konuşulan Fatih romanı "Dünyanın İlk Günü"nün yazarı da olan Beyazıt Akman, aslında dizinin fragmanlarının kırmızı sinyaller verdiğini, ancak hakkaniyetli olmak adına şimdiye kadar sessiz kalmayı tercih ettiğini belirtti: "Kılıçla başlayan, hayvan muamelesi gören kölelerle devam eden, çıplak cariyelerle biten dizi, 'Barbar Türkler' kavramının tüm klişelerine haiz. Kasım kasım kasılarak her akşam farklı bir cariyeyi yatağında bekleyen, beylik laflarla ahkâm kesen, dedikodunun bin türlüsünde uzmanlaşmış vasıfsız vezirleriyle poz kesen bu dizinin Süleyman'ının, tarihteki Kanuni ile uzaktan yakından alakası yok. Üstelik dizinin başındaki yarı Türk yarı Tartar bir kavmin Hıristiyan bir köyü yakıp yıkması ve dizinin asıl kahramanı olan sözde Hürrem'in dramını başlatması da ayrı bir çarpıklık."
Illinois State Üniversitesi'nde edebiyat ve sinemada Doğu medeniyetlerinin resmedilmesi üzerine ders veren, doktora çalışmasıyla dünyaca ünlü Smithsonian Enstitüsü'ne kabul edilen en genç akademisyenlerden olan Akman, Batı'nın harem fantezilerinin bizzat kendi insanımız tarafından tarihsel gerçeklik olarak alınmasına bir anlam veremediğini ifade etti. Orta Doğu imparatorluklarını 'egzotik, despot, barbar, buğulu bir seks cenneti' gibi göstermenin 18 ve 19. yüzyıldaki İngiliz ve Fransız sömürgeci devletlerinin başlattığı, gayet de etkili bir gelenek olduğunu ifade eden Akman, bunun arkasındaki amacın, pozitivist, bilimsel ve insani bütün değerleri kendi ipoteği altına almaya çalışan kurgusal bir "Batı" kavramının yaratılmasından ileri geldiğini belirtti. Hollywood'un bu geleneği hem kendi kamuoyunda, hem de dünyada "mistik, barbar Doğu" algısı olarak yıllarca pekiştirdiğini kaydeden Akman, "Bu sinemalarda, kadın haklarını hiçe sayan barbar erkekler, ya da Muhammed adını taşıyan teröristler olması da aynı geleneğin ürünleridir." dedi.
Durduk yerde bu geleneğin niçin tekrar hortlatıldığına bir anlam veremediğini ifade eden Akman, "Cumhuriyet dönemi ile Osmanlı tarihinin barışmaya başladığı, tarihimizin çok daha iyi anlaşıldığı bir dönemde, Türkiye'nin Osmanlı coğrafyasındaki etkisinin Wikileaks'te bile görüldüğü bir süreçte bu Oryantalist imgelerin kendi kendimize yeniden hortlatılmasının tek bir cevabı olabilir: Seks ile Osmanlı tarihi pazarlamak ve reyting yapmak. Daha da acısı, burada, son yıllarda Osmanlı tarihi üzerine oluşan sempatiyi kırma çabası da söz konusu olabilir. Ucuz yazarlık, araştırma ve derinlik olmadan işe koyulduğunda her zaman bel altına vurur. Elbette Doğu medeniyetleri kusursuzluktan münezzeh değildir. Ancak 15-16. yüzyıl gibi İslam Medeniyeti'nin altın çağlarından olan bir dönemi, Halil İnalcık hocanın deyimiyle Klasik Osmanlı Çağı'nı resmediyorsak insanın elini vicdanına koyması, kılı kırk yararak iş görmesi gerekir. Asmalı Konak'ın mutfak dedikodularıyla Osmanlı Sarayı senaryolaştırılamaz. Demokratik bir ülkede elbette isteyen istediği diziyi yapar, burada meydanı boş bırakmamak, gerekli kişilerin inisiyatif alarak daha sağlam yapımlara imza atmaları önemlidir." diye konuştu.
ROMANI DİZİ VE FİLM YAPILACAK
Beş yıllık bir araştırmanın ardından İstanbul'un fethini romanlaştırdığı "Dünyanın İlk Günü: İmparatorluk-1" isimli kitabının dizi yapılması görüşmelerinin devam ettiğini belirten Akman, "Yapım gerçekleştiğinde böyle fiyaskolar yaşanmasın diye çok uğraşıyoruz. Bir de şu var: Kasıntıyla edebiyat karakteri olmaz. Sultanın lakabı 'Muhteşem' diye hikâye de kendiliğinden muhteşem oluvermez; hakkaniyetli bir Fatih portresi için, hikâyenizin de gönülleri fethedecek kadar azimli ve derin olması gerekir. Aşk elbette olacak, ama Batı'nın harem fantezileri ile değil." diye konuştu.
Akman, Muhteşem Yüzyıl'ın senarist ve yapımcılarının büyük ihtimalle HBO'nun Rome ve Spartacus gibi pornografik ögeler içeren son dönem tarihi yapımlardan etkilendiklerini ama Osmanlı tarihinin bu ucuz oyunlara kaçmadan çok daha iyi hikâyelendirilebileceğini vurguluyor: "Oryantalist klişelere başvurmadan, bilgi ve belgeye dayalı olarak tarihi hikâyelendirmek, sekse ve şehvete kaçmadan da reyting rekorları kıracak hikâyeler kurgulamak perspektif ve donanım işidir. Bu yüzden Spielberg bile Abraham Lincoln'un hayatını film yapacağı zaman, ki en son projesi bu şekilde basına yansıdı, önce bir roman ya da arkasında araştırma yatan bir kitabın haklarını satın alır. Sit-com yazar gibi tarihî dizi ya da sinema yazamazsınız! İnşallah doğru insanlarla çalışarak Fatih yapımını gerçekleştirmek nasip olur."
Alıntı...
Akman, Osmanlı mirasının çok daha doğru anlaşılmaya başlandığı bir dönemde dizinin Hollywood'u gölgede bırakan harem fantezilerine yer vermesinin kasıtlı olduğunu, bunun, kendi tarihiyle barışan halka bir misilleme olduğunu söyledi.
Batı'daki Türk-İslam algısı ve Oryantalizm üzerine Amerika'da doktora çalışmalarına devam eden, son zamanların en çok konuşulan Fatih romanı "Dünyanın İlk Günü"nün yazarı da olan Beyazıt Akman, aslında dizinin fragmanlarının kırmızı sinyaller verdiğini, ancak hakkaniyetli olmak adına şimdiye kadar sessiz kalmayı tercih ettiğini belirtti: "Kılıçla başlayan, hayvan muamelesi gören kölelerle devam eden, çıplak cariyelerle biten dizi, 'Barbar Türkler' kavramının tüm klişelerine haiz. Kasım kasım kasılarak her akşam farklı bir cariyeyi yatağında bekleyen, beylik laflarla ahkâm kesen, dedikodunun bin türlüsünde uzmanlaşmış vasıfsız vezirleriyle poz kesen bu dizinin Süleyman'ının, tarihteki Kanuni ile uzaktan yakından alakası yok. Üstelik dizinin başındaki yarı Türk yarı Tartar bir kavmin Hıristiyan bir köyü yakıp yıkması ve dizinin asıl kahramanı olan sözde Hürrem'in dramını başlatması da ayrı bir çarpıklık."
Illinois State Üniversitesi'nde edebiyat ve sinemada Doğu medeniyetlerinin resmedilmesi üzerine ders veren, doktora çalışmasıyla dünyaca ünlü Smithsonian Enstitüsü'ne kabul edilen en genç akademisyenlerden olan Akman, Batı'nın harem fantezilerinin bizzat kendi insanımız tarafından tarihsel gerçeklik olarak alınmasına bir anlam veremediğini ifade etti. Orta Doğu imparatorluklarını 'egzotik, despot, barbar, buğulu bir seks cenneti' gibi göstermenin 18 ve 19. yüzyıldaki İngiliz ve Fransız sömürgeci devletlerinin başlattığı, gayet de etkili bir gelenek olduğunu ifade eden Akman, bunun arkasındaki amacın, pozitivist, bilimsel ve insani bütün değerleri kendi ipoteği altına almaya çalışan kurgusal bir "Batı" kavramının yaratılmasından ileri geldiğini belirtti. Hollywood'un bu geleneği hem kendi kamuoyunda, hem de dünyada "mistik, barbar Doğu" algısı olarak yıllarca pekiştirdiğini kaydeden Akman, "Bu sinemalarda, kadın haklarını hiçe sayan barbar erkekler, ya da Muhammed adını taşıyan teröristler olması da aynı geleneğin ürünleridir." dedi.
Durduk yerde bu geleneğin niçin tekrar hortlatıldığına bir anlam veremediğini ifade eden Akman, "Cumhuriyet dönemi ile Osmanlı tarihinin barışmaya başladığı, tarihimizin çok daha iyi anlaşıldığı bir dönemde, Türkiye'nin Osmanlı coğrafyasındaki etkisinin Wikileaks'te bile görüldüğü bir süreçte bu Oryantalist imgelerin kendi kendimize yeniden hortlatılmasının tek bir cevabı olabilir: Seks ile Osmanlı tarihi pazarlamak ve reyting yapmak. Daha da acısı, burada, son yıllarda Osmanlı tarihi üzerine oluşan sempatiyi kırma çabası da söz konusu olabilir. Ucuz yazarlık, araştırma ve derinlik olmadan işe koyulduğunda her zaman bel altına vurur. Elbette Doğu medeniyetleri kusursuzluktan münezzeh değildir. Ancak 15-16. yüzyıl gibi İslam Medeniyeti'nin altın çağlarından olan bir dönemi, Halil İnalcık hocanın deyimiyle Klasik Osmanlı Çağı'nı resmediyorsak insanın elini vicdanına koyması, kılı kırk yararak iş görmesi gerekir. Asmalı Konak'ın mutfak dedikodularıyla Osmanlı Sarayı senaryolaştırılamaz. Demokratik bir ülkede elbette isteyen istediği diziyi yapar, burada meydanı boş bırakmamak, gerekli kişilerin inisiyatif alarak daha sağlam yapımlara imza atmaları önemlidir." diye konuştu.
ROMANI DİZİ VE FİLM YAPILACAK
Beş yıllık bir araştırmanın ardından İstanbul'un fethini romanlaştırdığı "Dünyanın İlk Günü: İmparatorluk-1" isimli kitabının dizi yapılması görüşmelerinin devam ettiğini belirten Akman, "Yapım gerçekleştiğinde böyle fiyaskolar yaşanmasın diye çok uğraşıyoruz. Bir de şu var: Kasıntıyla edebiyat karakteri olmaz. Sultanın lakabı 'Muhteşem' diye hikâye de kendiliğinden muhteşem oluvermez; hakkaniyetli bir Fatih portresi için, hikâyenizin de gönülleri fethedecek kadar azimli ve derin olması gerekir. Aşk elbette olacak, ama Batı'nın harem fantezileri ile değil." diye konuştu.
Akman, Muhteşem Yüzyıl'ın senarist ve yapımcılarının büyük ihtimalle HBO'nun Rome ve Spartacus gibi pornografik ögeler içeren son dönem tarihi yapımlardan etkilendiklerini ama Osmanlı tarihinin bu ucuz oyunlara kaçmadan çok daha iyi hikâyelendirilebileceğini vurguluyor: "Oryantalist klişelere başvurmadan, bilgi ve belgeye dayalı olarak tarihi hikâyelendirmek, sekse ve şehvete kaçmadan da reyting rekorları kıracak hikâyeler kurgulamak perspektif ve donanım işidir. Bu yüzden Spielberg bile Abraham Lincoln'un hayatını film yapacağı zaman, ki en son projesi bu şekilde basına yansıdı, önce bir roman ya da arkasında araştırma yatan bir kitabın haklarını satın alır. Sit-com yazar gibi tarihî dizi ya da sinema yazamazsınız! İnşallah doğru insanlarla çalışarak Fatih yapımını gerçekleştirmek nasip olur."
Alıntı...
- 7 Ağustos 2010
- 8.167
- 17
ben hürremin nikahlı eşi oldugunu forumdaki arkadaşlarımın yazdıklarından ögrendim. demekki herşeyi tam olarak bilemiyoruz işte.. ne isterdim biliyormusun o zamana gidip birebir görmek . bende seni kırdıysam affet .. aslında hepimiz aynı şeye üzülüyoruz kızıyoruz. amacını aşmış roman çakmaları , tarihimizi saptıran filmler yeni yetişen cocuklarında beynini karıştırmaktan başka bişey değil ve dediğin gibi insan ister istemez altında farklı anlamlar arıyor. Neden?...
