Muhteşem Yüzyıl Star Tv

Eski Hürrem Sultan Meryem Uzerli diziden ayrılması sizi nasıl etkiledi ?

  • Bir daha bu diziyi izlemem

    OY: 54 23,3%
  • Gelen gideni aratacak gibi ama izlerim

    OY: 45 19,4%
  • Kimse vazgeçilmez değildir. Emeğe, ekibe saygı aynı keyifle izlemeye devam

    OY: 65 28,0%
  • Kararsızım ama eski tadı kalmadı. İzlesem de olur izlemesem de.

    OY: 84 36,2%

  • Ankete Katılan
    232
türk tarihinin en tanınmış devlet adamını her 2 bölümde bir haremde göstersinler , 3-5 asker yanına alıp savaşa giden biri gibi göstersinler sizde bunu makul bişey gibi karşılayın . Ne kadar kolay. Sıkıyosa inönü nün evinde hayatını anlatan bir film çeksinler . Inönününde özelini çeksinler. Bakalım o zmn sessiz kalınabiliyor mu. Ona da mı belegesel denilecekti acaba

nefret ediyorsunuz ama diziyi iyi takip ediyorsunuz...osmanlı döneminde yaşamış gibi kati konuşuyorsunuz...

geçmişi ancak kitaplarda bilebiliriz ne kadar doğru ne kadar yanlış bunu o dönem yaşayanlar bilir...bu dizi sayesinde bir çok insan internette gereksiz yerlere girmek yerine tarihi merak etmeye ve araştırmaya başlamıştır...dizi yanlışsa araştırıp doğruyu bulurlar herhalde...

En Büyük TÜRKİYE En Büyük TÜRKİYE En Büyük TÜRKİYE En Büyük KK En Büyük KK En Büyük KK
 
ELBETTE izlemiyorum ama reklamlarda bile görünce tahammül edemiyorum normal bir insan olarak :KK34::KK34::KK34::KK34::KK34:
 
nefret ediyorsunuz ama diziyi iyi takip ediyorsunuz...osmanlı döneminde yaşamış gibi kati konuşuyorsunuz...

geçmişi ancak kitaplarda bilebiliriz ne kadar doğru ne kadar yanlış bunu o dönem yaşayanlar bilir...bu dizi sayesinde bir çok insan internette gereksiz yerlere girmek yerine tarihi merak etmeye ve araştırmaya başlamıştır...dizi yanlışsa araştırıp doğruyu bulurlar herhalde...

En Büyük TÜRKİYE En Büyük TÜRKİYE En Büyük TÜRKİYE En Büyük KK En Büyük KK En Büyük KK

işte cevap geldi..
beklediğiniz için teşekkür ederiz,yine bekleriz...:KK1:
 
dizinin başında şu cümle yer alıyor bu dizi kurgudur yani bire bir tarihi anlatmıyor tarihten alıntı yapılarak yazılmış. ki abartılacak ir durum yok memnun olmayan izlemesin boşa reyting vermesin. kimse tarihi araştırmıyor yada geçmişte çekilen dizi filmlere bakmıyor direk gzete, internet ve tv den duymuş olduğu başkalarının yorumlarnı ortaya sunuyor madem tarih hakkında bu kadar bilgilisiniz bence kendi yorumlarınızı yapın ama önce o tarihi gerçekten araştırn.. üstelik benim etrafımda olan bir çok kişi bu diz sayesinde tarihe merak saldı tarihimizi geçte olsa sevdi..
 
türk tarihinin en tanınmış devlet adamını her 2 bölümde bir haremde göstersinler , 3-5 asker yanına alıp savaşa giden biri gibi göstersinler sizde bunu makul bişey gibi karşılayın . Ne kadar kolay. Sıkıyosa inönü nün evinde hayatını anlatan bir film çeksinler . Inönününde özelini çeksinler. Bakalım o zmn sessiz kalınabiliyor mu. Ona da mı belegesel denilecekti acaba

Çoğu insan tarihteki devlet adamlarına peygamber gibi bakıyor. Bu yüzdende Türkiyede tarih dizisi yapmak zor zaten yapıldığıda pek söylenemez. Böyle bir çalışma için ne kadar emek harcandığını hiç oturup düşündünüzmü? Bu şekilde yorum yapmak kolay. O kıyafetler, dekor ( dekor okadar başarılıki çoğu kişi dizinin Topkapı Sarayı’nda çekildiğini zannediyordur eminim ), kostümler, oyuncuların gösterdikleri performansa hiç girmeyeceğim bile. Bu dizi sadece Kanuniyle alakalı bir dizi değil. Öyle olsaydı ismi Muhteşem Yüzyıl yerine daha başka bir şey olurdu. Bu dizi Hürrem Sultan ile olan aşklarının ve o dönemin ele alındığı bir dizi. Harem ise o dönemin bir gerçeği. Harem yokmuydu? Vardı. Neden sanki yokmuş gibi davranıpta bu tarz yorumlarda bulunuluyor anlamış değilim. + Dizide öpüşme sahneleri dışında herhangi gayriahlaki bir sahne olmadı. O dönemin hukuk anlayışıyla birden fazla kadınla evlenmek normal olarak karşılanıyor. Hanedanın devamını garanti altına almak adına padişahların çok çocuğunun olması gerekir. Buda dizide usturuplu bir şekilde çok güzel olarak izleyiciye yansıtılıyor. Harem kurumuna bugünün penceresinden baktığınız için bu sizin hoşuna gitmiyor ve rahatsız oluyorsunuz. Bu çok yanlış. Padişahların çok kadınla beraber olması sadece onların arzularından dolayı olan birşey değildir. Bu devletin devamı açısından gereklidir. Türkiyede tarih dizisi çok çekilmedi bu yüzdende böyle bir çalışma ortaya atıldığı zaman belgesel gözüyle bakılıyor. Tarih denilince akla hemen tarih kitapları geliyor. Tarih kitaplarındaysa sadece savaşlar var. Özel hayatlar anlatılmıyor. Bu dizide izleyiciye yansıtılan tarihi olaylar,karakterle hepsi birebir ve gidişata uygun şekilde bizlere aktarılıyor. Fakat padişahın özel hayatı ve haremde olan diyaloglar elde mevcut olan az bilginin dışında. Bu yüzdende bizlere kurgulanarak aktarılıyor. Bu dizi sayesinde bir çok kişi tarihe merak saldı ve tarihimizi araştırmaya başladı. Çoğu kişi bu dizi sayesinde belkide bilmediği bir şeyler öğrendi. Sonuç olarak bu dizi bize birşeyler kattı. Bu yüzdende ben çok başarılı olduğunu savunuyorum.
 
Çoğu insan tarihteki devlet adamlarına peygamber gibi bakıyor. Bu yüzdende Türkiyede tarih dizisi yapmak zor zaten yapıldığıda pek söylenemez. Böyle bir çalışma için ne kadar emek harcandığını hiç oturup düşündünüzmü? Bu şekilde yorum yapmak kolay. O kıyafetler, dekor ( dekor okadar başarılıki çoğu kişi dizinin Topkapı Sarayı’nda çekildiğini zannediyordur eminim ), kostümler, oyuncuların gösterdikleri performansa hiç girmeyeceğim bile. Bu dizi sadece Kanuniyle alakalı bir dizi değil. Öyle olsaydı ismi Muhteşem Yüzyıl yerine daha başka bir şey olurdu. Bu dizi Hürrem Sultan ile olan aşklarının ve o dönemin ele alındığı bir dizi. Harem ise o dönemin bir gerçeği. Harem yokmuydu? Vardı. Neden sanki yokmuş gibi davranıpta bu tarz yorumlarda bulunuluyor anlamış değilim. + Dizide öpüşme sahneleri dışında herhangi gayriahlaki bir sahne olmadı. O dönemin hukuk anlayışıyla birden fazla kadınla evlenmek normal olarak karşılanıyor. Hanedanın devamını garanti altına almak adına padişahların çok çocuğunun olması gerekir. Buda dizide usturuplu bir şekilde çok güzel olarak izleyiciye yansıtılıyor. Harem kurumuna bugünün penceresinden baktığınız için bu sizin hoşuna gitmiyor ve rahatsız oluyorsunuz. Bu çok yanlış. Padişahların çok kadınla beraber olması sadece onların arzularından dolayı olan birşey değildir. Bu devletin devamı açısından gereklidir. Türkiyede tarih dizisi çok çekilmedi bu yüzdende böyle bir çalışma ortaya atıldığı zaman belgesel gözüyle bakılıyor. Tarih denilince akla hemen tarih kitapları geliyor. Tarih kitaplarındaysa sadece savaşlar var. Özel hayatlar anlatılmıyor. Bu dizide izleyiciye yansıtılan tarihi olaylar,karakterle hepsi birebir ve gidişata uygun şekilde bizlere aktarılıyor. Fakat padişahın özel hayatı ve haremde olan diyaloglar elde mevcut olan az bilginin dışında. Bu yüzdende bizlere kurgulanarak aktarılıyor. Bu dizi sayesinde bir çok kişi tarihe merak saldı ve tarihimizi araştırmaya başladı. Çoğu kişi bu dizi sayesinde belkide bilmediği bir şeyler öğrendi. Sonuç olarak bu dizi bize birşeyler kattı. Bu yüzdende ben çok başarılı olduğunu savunuyorum.

aynn size katılıyorum üstelik dizinin asıl adı ''muhteşem yüzyıl aşk-ı derun'' yani asşkı anlatıyor bunada dikkat edilse güzel olurdu
 
tabiiiiii doğru söylüyorsunuz MİLLETİ BÖYLE TARİHE MERAK SALDIRIYORLAR.çok komik yaaa .hakikatten komik, Tarihe adını kazımış olanlara biraz daha saygı gerekmezmi ne dersin?? o sahnelerle mi millet tarihe merak salıcakmış. benim çocuğum böyle tanıyacaksa kanuniyi büyüyünce hiç adını bile öğrenmesin daha iyi
 
tabiiiiii doğru söylüyorsunuz MİLLETİ BÖYLE TARİHE MERAK SALDIRIYORLAR.çok komik yaaa .hakikatten komik, Tarihe adını kazımış olanlara biraz daha saygı gerekmezmi ne dersin?? o sahnelerle mi millet tarihe merak salıcakmış. benim çocuğum böyle tanıyacaksa kanuniyi büyüyünce hiç adını bile öğrenmesin daha iyi

Siz yaptığımız yorumları algılamak istediğiniz gibi algılayın. Beğenmiyorsanızda izlemeyin. Zaten izlemediğinizi söylemişsiniz. Fragmanını gördüğünüz zamanda kanal değiştirin. Çocuğunuzada izletmeyin. Gidin Fatmagülün suçu neyi Ferihayı falan izleyin. Sakin kalın mutlu yaşayın. :KK9:
 
Çoğu insan tarihteki devlet adamlarına peygamber gibi bakıyor. Bu yüzdende Türkiyede tarih dizisi yapmak zor zaten yapıldığıda pek söylenemez. Böyle bir çalışma için ne kadar emek harcandığını hiç oturup düşündünüzmü? Bu şekilde yorum yapmak kolay. O kıyafetler, dekor ( dekor okadar başarılıki çoğu kişi dizinin Topkapı Sarayı’nda çekildiğini zannediyordur eminim ), kostümler, oyuncuların gösterdikleri performansa hiç girmeyeceğim bile. Bu dizi sadece Kanuniyle alakalı bir dizi değil. Öyle olsaydı ismi Muhteşem Yüzyıl yerine daha başka bir şey olurdu. Bu dizi Hürrem Sultan ile olan aşklarının ve o dönemin ele alındığı bir dizi. Harem ise o dönemin bir gerçeği. Harem yokmuydu? Vardı. Neden sanki yokmuş gibi davranıpta bu tarz yorumlarda bulunuluyor anlamış değilim. + Dizide öpüşme sahneleri dışında herhangi gayriahlaki bir sahne olmadı. O dönemin hukuk anlayışıyla birden fazla kadınla evlenmek normal olarak karşılanıyor. Hanedanın devamını garanti altına almak adına padişahların çok çocuğunun olması gerekir. Buda dizide usturuplu bir şekilde çok güzel olarak izleyiciye yansıtılıyor. Harem kurumuna bugünün penceresinden baktığınız için bu sizin hoşuna gitmiyor ve rahatsız oluyorsunuz. Bu çok yanlış. Padişahların çok kadınla beraber olması sadece onların arzularından dolayı olan birşey değildir. Bu devletin devamı açısından gereklidir. Türkiyede tarih dizisi çok çekilmedi bu yüzdende böyle bir çalışma ortaya atıldığı zaman belgesel gözüyle bakılıyor. Tarih denilince akla hemen tarih kitapları geliyor. Tarih kitaplarındaysa sadece savaşlar var. Özel hayatlar anlatılmıyor. Bu dizide izleyiciye yansıtılan tarihi olaylar,karakterle hepsi birebir ve gidişata uygun şekilde bizlere aktarılıyor. Fakat padişahın özel hayatı ve haremde olan diyaloglar elde mevcut olan az bilginin dışında. Bu yüzdende bizlere kurgulanarak aktarılıyor. Bu dizi sayesinde bir çok kişi tarihe merak saldı ve tarihimizi araştırmaya başladı. Çoğu kişi bu dizi sayesinde belkide bilmediği bir şeyler öğrendi. Sonuç olarak bu dizi bize birşeyler kattı. Bu yüzdende ben çok başarılı olduğunu savunuyorum.

yine başarılı bir cevap daha geldi,hala bekliyorsanız,tatmin olamadıysanız bekleyiniz,çıkmak için esc tuşuna basmanız yeterlidir,iyi akşamlar dileriz...:KK53:
 
ben de anlamıyorum bu diziye bu kadar büyük tepki gösterilmesini..bu bir dizi, belirli bir kurgusu var, hiç kimse %100 gerçekleri yansıtıyor demiyor ki..tarihten alıntı yapılıp kurgulanmış..beğenen de olur beğenmeyen de elbette ama özellikle bu diziye tepki beni şaşırttı..türk geleneklerine ve aile yapısına uygun olmayan onca dizi var, herkes bayıla bayıla izliyor oysaki..şimdi kimseye haksızsın demiyorum sadece anlam veremiyorum..Dizinin konusu Kanuni'nin yaptığı savaşlar değil, Hürremle aşkı ..e konu hürrem olunca elbet harem anlatılacak..bilemedim ben:26:
 
merakla bekliyorum ben bu haftaki bölümü :86:
 
dizinin senaristi meral okay röportajı

Osmanlı Balyoz’u…


Meral Okay: “Muhteşem Yüzyıl için, Wikileaks’e benzeyen bazı balyoz raporlarının çevirisini yaptırdık.”

Yazdığı yeni dizisi “Muhteşem Yüzyıl” için zorlu bir araştırma sürecinden geçtiğini söyleyen Okay, iki yıl çok çalışmak zorunda kaldığını ve başta konunun kendisine bu kadar ağır geleceğini tahmin etmediğini söyledi. Dizi için tarih danışmanları ile çalıştığını açıklayan Okay, ilginç bir benzetme yaptı:

“O zamanın İstanbul’unda resmi elçiliği olan iki tane devlet var: Venedik, Lehistan. Venedik Sarayı ve büyükelçiler var. Bu büyükelçilerin sarayla ilişkileri var. Biraz Wikileaks aslında. Bunların o dönemin imparatorluğu, saray ve gündelik hayatla ilgili Venedik Cumhuriyeti’ne, krallığa yolladıkları raporlar var. Bunlara balyoz raporları deniyor. O raporlar yurtdışında yayınlandı. Ama Türkçeye de çevrilenler var. Hatta tarih danışmanlarımdan biri olan Doç. Dr. Erhan Afyoncu sayesinde bazı belgeleri biz yeniden çevirttik. Oradan da bir tarih okuması yapıyoruz. Bir taraftan onların tarih içerisinde aldıkları pozisyonlara bakıyorsun. Bildiğimiz resmi tarihin dışında da bir tarih var tabii ki… Belgelerle ortaya çıkan, daha asık yüzlü bir tarih… Ama öbür tarafta o tarihi yapan, o tarihi şekillendiren insanların bir de kendi hayatları, kimlikleri var.”

Tarihi erkekler yazdığı için, erkeklerle ilgili daha fazla şey bilindiğini vurgulayan Okay, haremin kapalı bir kapalı kutu olduğunu belirtti ve “Harem ancak oryantalistlerin ‘olsa olsa böyledir’ diyerek yazdıkları bir şey. Bir diğer danışmanım sanat tarihçisi Doktor Deniz Esemenli, 22 yıl Topkapı’da çalışmış. Onun aktardığı ve getirdiği belgelerde ve arşiv çalışmalarında da müthiş bir zenginlik ortaya çıktı. Dizideki kadın dünyasını kurarken bu çalışmalardan da yola çıktık” dedi.

“Her idealist gibi Kanuni de büyük bir romantik”

Kanuni’nin müthiş bir şair olduğunu ve 3500 tane şiirinin bulunduğunu söyleyen Okay, dizide Kanuni’nin şiirlerine de yer verileceğini belirtti. Kanuni’nin Muhibbi mahlasıyla yazdığı şiirlerin dizide birebir yer alacağını söyleyen Okay, bazı şiirlerin de kendi kaleminden çıktığını söyledi.

Çalışırken Kanuni’nin çok farklı yetenekleriyle karşılaştığını belirten Okay şunları söyledi: “Kanuni aynı zamanda bir mücevher tasarımcısı. Olağanüstü bir tasarımcı aslında… Dizide de göreceğiz, müthiş bir zümrüt yüzük yapıyor. Kolyeler yapıyor. Çizime çok meraklı… Çok yetenekli olan adamlar bunlar. Ve okudukça görüyorsun, çocukluktan itibaren o kadar iyi eğitilmişler ki, çok iyi hocaların elinden geçmişler. Dil biliyorlar, dünyayı biliyorlar, felsefe biliyorlar. Eski Yunanca, Latince biliyorlar. Müthiş bir entelektüel aynı zamanda… Etrafındaki kadrolara da baktığınızda onların da çok iyi eğitilmiş insanlar olduğunu görüyoruz. Sadece savaşçı değiller.”



 
Muhteşem Yüzyıl” dizisinin yaratıcısı Meral Okay: “Akıllı insanlar korkar. Bu ülkede böylesine tahriklerle neler olacağını biliyoruz. Hâlâ kaldırımda yatan arkadaşlarımız var”

Yaklaşık beş haftadır milletçe “Muhteşem Yüzyıl” dizisiyle; dolayısıyla Kanuni Sultan Süleyman’la, Hürrem’le, Pargalı İbrahim’le yatıp kalkıyoruz. Daha fragmanlar dönerken isyan çıktı, “Vay, ecdadımıza ha” diye ayaklandı kimileri. Hem yapımcılar, hem oyuncular, hem de senarist Meral Okay zor zamanlar geçirdi. Deli gibi emek harcadıkları bir işle, tarihe ihanet etmekle suçlandılar. Acaba bu onlara ne yaptı?

Projenin yaratıcısı Meral Okay ile buluşup haleti ruhiyesini konuştuk. Şaşkın ve bir miktar kırgın. Ama yoluna hiçbir şey olmamış gibi devam ediyor. “Bu benim çocuğum, elini bırakmayacağım” diyor.

* İşe başlarken başınıza gelecekleri kestirdiniz mi?
Hayır. Nasıl kestirebilirim? Elbette eleştiriler olacağını biliyorsun. Ama böylesine bir infialle, nesnellikten uzak bir tavırla karşılaşacağımı gerçekten hesap etmedim. Hangi birimiz hesap edebiliriz ki? Ne ben, ne yapımcımız Timur Savcı, ne yönetmenlerimiz ne de Show TV. Daha fragmanlar dönmeye başladığında, dizi seyredilmeden bir bombardıman başladı. Öfke nöbeti halindeydi.

* Bunlar karşısında hissiniz neydi?
Şaşkınlık. Ben belki de fazla iyimser olduğum için bu ülkede hâlâ şaşırıyorum. “Allah Allah bunu da yaptılar” noktasındayım.

* Ya öfke, üzüntü, vazgeçme duygusu?
Hayır. Nasıl vazgeçersin ki? 2, 5 yıl emek verdiğim çocuğum bu iş. Çocuğumdan vazgeçmek olur. Öyle veya böyle büyüyecek bu çocuk, ben onun elini bırakmayacağım. Ama kırgınlıklarım oldu tabii. İzlemeden, bilmeden, anlamaya çalışmadan, kontrolsüz ve herhangi bir nesnelliğe dayanmayan öfke nöbeti karşısında kalakalıyorsunuz. Şunu anlamaya çalışıyorsunuz: Nedir bunları oraya sevk eden duygu? Nasıl ateşlendi?

“Hanedan benim gibi ölümlü bir serf tarafından nasıl anlatılır, ne haddime!”
* Anlayabildiniz mi?
Anladım tabii, anladım. Büyük ölçüde organize. Zaten verileri de elimizde var. Nerelerden, hangi dershanelerden tetiklendiği...

* Doğrudan tehditler geldi mi size?
Evet. Şirkete gelen bir sürü tehdit var. Şimdi bu tehditleri ciddiye alabilirsiniz ya da almayabilirsiniz. Ama akıl ciddiye almayı öngörür. Korkmuyorum dersem yalan söylemiş olurum. Akıllı insanlar korkar. Çünkü bu ülkede böylesine tahriklerle neler olacağını çok iyi biliyoruz. Hâlâ kaldırımda yatan arkadaşımız var bizim.

* Tedbir aldınız mı?
Evet, hukuki ve polisiye müracaatlarımızı yaptık.

* Bu tepkilerden sonra elinizi tutan bir şey oldu mu?
Hayır. Ben zaten çekimler başlamadan sekiz bölümü teslim etmiştim. Ki yapım da alacağı yola hazırlansın. Bizim çok ciddi animasyonlarımız var, önden onlara başlarına neler geleceğini bildiren senaryoların gitmesi lazım. Zaten herkesin elinde bu sezon sonuna kadar nelerin olacağı var.

* Hanedan üyelerinden gelen tepki sizi nasıl etkiledi?
Hanedan değil de, hanedan üyelerinden bir hanımın NTV’deki konuşmasını izlediğimde şaşkınlığa uğradım. Hele ki o konuşmanın alt metnine baktığımda... Bizim, dramacıların işi aynı zamanda alt metni okumaktır.

* Neydi o alt metin?
O hanedan, o ölümsüz kast, benim gibi ölümlü bir serf tarafından nasıl anlatılır? Benim ne haddimedir? Bunu hanedanın tümü için değil, o hanımefendi için söylüyorum.

* Sizinle iletişime geçen bir hanedan üyesi oldu mu?
Hayır. Bana bir eleştirileri varsa zaten bir telefon mesafesindeyim.

“Tarihi karakterler uçsuz bucaksız bir yolculuk, insanın ağzını sulandırıyor”
* Kanuni gönlünüze ne zaman düştü?
Çok tarih okurum. Kanuni’yi, o dönemleri okurken dramatik karakterler Kaşıkçı Elması gibi parlıyorlardı. Kanuni, Hürrem, İbrahim, Mustafa, Beyazıt, Cihangir, Selim... Bütün o aile... O kadar güçlü ve dramatik karakterler ki, bir yazar olarak oradaki ışıltıyla gözünüzün kamaşmaması mümkün değil.

* Resmi tarihin görmediği ne gördünüz?
Bir televizyon yazarı olarak baktığımda, oradaki o dramatik kahramanların gücünü bir tarihçi gibi göremem. Mümkün değil. Elbette tarihten ilham alıyoruz, tarih algısıyla yola çıkıyoruz; ama resmi tarih ve olağan savaşlar ve zaferler benim için fon. Öne koymak istediğim şey, bütün o büyük başarıları kazanan karakterlerin psikolojileri, hayatla çatışmaları, aşkları, tutkuları, nefretleri, iktidar oyunları.

* Bir yanda da en az malzeme olan alan...
Öyle. Ama bir yandan da tarihin içindeki rollerine baktığınızda uçsuz bucaksız bir yolculuk var. İnsanın ağzını sulandırıyor. O kadar dişi ve renkliler ki, onları görmezden gelmek mümkün değil. Halbuki resmi tarih bize kazananları kaybedenleri ve hainleri anlatır. Ama onlar insan. Bir de Kanuni’nin aşkı çok deklare tarih nezdinde de. Hürrem’e olan tutkusu, aşkı gizli saklı değil. Bilinen en önemli kadın figürlerden biri.

* Bu gücü nereden geliyor?
Çok iyi bir âşık olmasından değil. Fazla miktarda yaptığı doğumlar, yani şehzade sayısı. Aşk ve iktidara ortaklık. O güç oyununu birlikte oynuyorlar. O oyunun içerisinde kendi bireysel ilişkilerinin de iktidar çatışması var. Yani kadınla erkeğin arasındaki güç oyununun, elbette onlar arasında daha görkemli ve şiddetli olduğunu hayal ettim. Yıllardır hayranlıkla okuduğumuz Shakespeare karakterlerinden daha az güçlü değiller. Bence her birini beşe katlarlar.

* Araştırırken “Vay be” dediğiniz bir şey oldu mu?
Oldu; Kanuni’nin romantizminden büyülendim. Muhibbi mahlasıyla yazdığı şiirlerini ilk okuduğumda bir iki gün kendime gelemedim. Büyük bir romantikle karşılaştım çünkü. Tutkulu, öfkeli, âşık, mahzun ama büyük bir romantik...

* Öyle bir anlatıyorsunuz ki, Kanuni’ye hafif âşık olmuş olabilir misiniz?
Yok ama hayranlık duyuyorum. Hürrem’e ve İbrahim’e de hayranlık duyuyorum. Sıfırın altından gelip iktidarın ortağı oluyorlar. İkisinin de paylaşamadığı Süleyman.

“Kanuni ile Hürrem’in diyalogları sütüme kalmış”
* Kanuni ile Hürrem’in baş başa olduğu diyaloglarda ilhamınız nereden? O konuşmalar kimsenin bilemeyeceği bir şey...
İşte o benim sütüme kalmış! Elimde Hürrem’in aşk mektupları var, Kanuni’nin şiirleri var. Onlar benim referans noktalarım. Bunun dışında bir kadınla erkek iktidar oyununda hangi kavgayı yaparlar, kim kimin tutsağıdırı hesap ediyorum. İkili ilişkilerde bu hep vardır. İnsan kocasına da karısına da yüzde yüz teslimiyet içinde değildir. Bu iktidar oyunu, aşkı diri tutan çok önemli bir şey. Efendi ile köle her zaman yer değiştirir.

* Yazarken kendi yaşadığınız aşkı hatırlayarak mı yazıyorsunuz?
Benim hiç imparator sevgilim olmadı. Gayet sıradan kullardı onlar. Evet, sanatla ilgileri vardı ama sonuçta temiz yürekli, büyük bir iktidarın ortağı olmayı hayal bile etmeyen, üstelik hep muhalif olarak ezilen ölümlülerle beraber oldum ben. Benden oraya bir şey akmaz. Tabii ki şunu biliyorum var, birbirini zapt etme oyunudur bu. Sadece size ait olsun istersiniz. Tabii ki içgüdüsel olarak oralarda taraf tutuyorum bazen.

* Kimin tarafını tutuyorsunuz?
Duruma göre kadının duruma göre erkeğin tarafını tutarım. Yazar bu abi, güvenilmez!

* Favori karakteriniz hangisi?
Kanuni ve Hürrem tabii. Ama Pargalı İbrahim, my man (adamım)! Çok seviyorum.

“Eski solcudur, Allahsızdır, gitsin Stalin’i yazsın” dediler
* “Muhteşem Yüzyıl”la ilgili yaratılan infialde sizi en çok ne etkiledi?
İçinde neler patlıyor. Ne bilimsel ne de insani kalibrelerine güvenmediğim, vasat bulduğum, ahlaklı bulmadığım bir sürü insan seni büyük bir ahlaksızlıkla suçluyorlar. Oralarda sükunetini koruman zor.

* Nasıl koruyabildiniz?
Zamana inanarak. Yaptığım işe güvendim. Bir tek ben değilim ki, 200 kişi aylardır çalışıyor bu projede. Ama bize öyle şeyler söylendi ki, kilitlenip kalıyorsun. Bana yok “eski solcudur, allahsızdır, Stalin’i yazsın”, neler dediler... Bunlara katlanırım, benim için değeri yok. Ben oralardan yara almam. Bana hakaret olarak yönettikleri her şey, benim gururla taşıdığım gençliğim.

“İlk sezonda beş yıl geçecek. E, iktidar 46 yıl!”
* Yapımcıyı nasıl ikna ettiniz? Büyük prodüksiyon demek, büyük risk demek.
Timur Savcı ile çok eski arkadaşlığımız var. “İkinci Bahar”da, “Asmalı Konak”ta, “Bir Bulut Olsam”da birlikte çalıştık. Daha projeyi ona anlattığımda Timur, “Biz bu işi yaparız” dedi. Hiç tereddüt etmeden.

* “Ya tutmazsa” diye korkmadınız mı?
Gerçekten bunları düşünmedik. Sadece hayalimizi gerçekleştirmek istedik. Tabii ki bu sektörde uzun yıllardır iş yapan biriyim, olmayacak duaya amin demeden yazıyorum. Böyle yapmazsan zaten hem prodüksiyona hem senin kalbine yazıktır. İçin acır. Bambaşka bir dünya hayal etmişindir ve bunu gerçekleştirmek imkansızsa, baştan hayaller kurmamaya terbiye edersin kendini. O anlamda terbiyeli bir ruhum vardır.

* Senaryonun danışmanları da var. Nasıl bir çalışma yöntemi izliyorsunuz?
İki çok değerli tarih danışmanıyla çalışıyorum. Doç. Dr. Erhan Afyoncu’nun konusu zaten 16’ncı yüzyıl. Diğer danışmanımızı da İlber Ortaylı önerdi. 22 yıl Topkapı Sarayı’nda hizmet vermiş bir sanat tarihçisi, Dr. Deniz Esemenli. Saraydaki her taşın öyküsünü bilen bir uzman. Dersimi çalıştım, hocalarımın karşısına geçtim. Onlar bazen bana sopa attılar, gittim bir daha çalıştım.

* Dersinizi hangi kaynaklarla çalıştınız?
Çok defalar elime kahvemi alıp Topkapı Sarayı’nın avlusunda uzun uzun oturdum, ellerinden tutup dolaştırdım karakterlerimi. Hem kendi okuma programım vardı hem de bana tarihçilerimizin getirdiği belgeler, doktora tezleri. Balyos raporlarını okudum. O dönemin Wikileaks belgeleri gibi, elçi raporları. Onlardan özel çeviriler yaptırdık, hatta şimdi kitap olarak da çıkacak.

* Kaç bölüm tasarladınız?
İlk sezonda, beş yılı anlatacağız. E, iktidar 46 yıl! Tabii ki zaman atlamaları olacak ama dört sezon gibi, kısmet olursa.

* Kardeş ve evlat katli başlayacak ileriki yıllarda. Oralara da gireceksiniz değil mi?
Evet, Tanrı ve iktidar izin verirse...

“Evlatları ile ilgili meseleleri yazmak heyecan verici”
* Senaryonun hangi bölümü sizi en çok ne heyecanlandırıyor?
Evlatlarıyla olan meseleleri. O çocuklar doğup büyümeye başladıktan sonra bir tarafıyla çok hüzünlü bir tarafıyla çok güçlü, sarsıcı bir hikayeye dönüşüyor. Oraları yazmayı bekliyorum.

* Henüz konuya ısınıyoruz değil mi?
Tabii. Daha Kanuni tahta çıkalı sekiz ay oldu, ilk seferine çıkıyor. Kronolojiyi takip ediyoruz. 1521’de Belgrad, 1522 Rodos seferlerini bu sezon içinde göreceğiz.

* Sizi zorlayan şeyler oldu mu?
Kanuni’yi konuştururken zorlandım. Şimdiye dek hiç imparator konuşturmadım. Hayatın içinde karşılaştığımız, bugünün insanlarını yazdım. İlk defa bir imparator dili kurmanın sancılarını çektim aylarca. Bir üst perde olmalı ama üslup insanları uzak mesafelere atmamalıydı. Dili seçerken zorlandığımı itiraf ediyorum. Çünkü o üst perdeyi bilmiyoruz. İngiliz dizilerinde “your highness” dediğinde anlıyoruz. Ama bizde bir tek kelimeyle bitmiyor ki. Hünkarım var; padişahım, hanım, haşmetlum, devletlum var...

Miraç Zeynep Özkartal / Milliyet

 
tabiiiiii doğru söylüyorsunuz MİLLETİ BÖYLE TARİHE MERAK SALDIRIYORLAR.çok komik yaaa .hakikatten komik, Tarihe adını kazımış olanlara biraz daha saygı gerekmezmi ne dersin?? o sahnelerle mi millet tarihe merak salıcakmış. benim çocuğum böyle tanıyacaksa kanuniyi büyüyünce hiç adını bile öğrenmesin daha iyi

kim yaptı o saygısızlığı aboooww ne yapmışlar saygısızlık olarak ben anlamadım şimdi..hhiiii :KK52:
 
X