beyazıtı öldürtüyormuş padişah, mustafayı öldüttrüya halk laf söylemesin diyedir herhalde, ibret olsun diyeymiş. mustafa çok sevilirmiş herkes tarafından. padişahta ölene kadar mustafa için vicdan azabı çekmiş.
çeksin tabi.ya inanamıyorum birden hürremci mahidevrancı diye ayrıldı herkes.
mahidevran kocası,aşkı,çocuğunun babası olan adamı padişah olur olmaz değişmesine ,uzak yoldan gelmesine rağmen hiçbir özlem ibaresi göstermemesine alınarak başlıyor can çekişmeye.hürreme kocasına onun aşkını unutturan kadın olarak bakıyor.sarayı karıştıracak bir yılan olduğunu hissediyor ki haklıda çıkıyor.
çünkü hürrem daha padişahın kadını olmadan başlıyor ,bağırarak padişahın dikkatini çekmeler(kim cesaret edebilir?)şehzade doğuracağım bu saray benim olacak demeler.bu saray benim olacak ne demek.asıl o başlatıyor .hem valide hanımın kulağına kadar gidiyor bu cümleleri.
kadın olarak başımıza gelse günümüzde boşar geçeriz.mahidevranın böyle bir şansı var mı?padişah boşanır mı?yada diyelim bakım yapsa güzel elbiseler işve cilve yapsa.padişahın yanına yaklaşma fırsatı bile bırakılmıyor ki.her perşembe birlikte oluyorlarmış.hürrem ne ediyor yapıyor o gün de odasından çıkmıyor.belki mahidevran o gün yanına gidebilse farklı olurdu.yada uzun süre ayrı kaldığı eşine çocuğunun annesine bir hoşgeldini çok görmemiş olsa padişah bukadar kırılmazdı.ömür boyu sevgisiz eşsiz kalmaya mahkum ediliyor genç yaşında.hem de entrika çevirmeye meyilli,hırslarını açık açık dile getirmekten korkmayan bir rus var karşısında.hem de şehzadelerin çoğalması kendi çocuğunun öldürülme ihtimalinin göstergesi.kardeş katli vacip diye fetva verilmiş o devirde.oğul katli yapmış kanuni.çok büyük ihtimal diğer cariyeler böyle bir cüret göstermemiş ki hürrem dikkat çekmiş.
Hürrem de kölelikten kurtulma güç elde etme adına tüm hünerini gösteriyor.evet o durumda ne gerekiyorsa yapıyor.kadınların mevki ve güç savaşı var.mahidevran akıllı değil.acısıyla saçma sapan kararlar veriyor.hürrem ise çok akıllı padişaha sunacağı aşkıyla herşeyi kadınca halledebileceğinin farkında.hem de mahidevrandan hevesini almış padişah.o çocuk doğurmuş 5 yıl birlikte olduğu bir kadın .hürrem ise genç taze ve çok çok akıllı.mahidevran paçavra gibi kenara atılmanın verdiği acıyla eriyor.hürrem ise zengin ve güçlü aşkının yanında,onca kişi arasından seçilmenin verdiği gururla parlıyor.
ne hürremi ne mahidevranı tutuyorum.bu düzen baştan yanlış bence.iki kadının düştüğü durumda yaşamak isteyeceğim türden değil.ne kadınlığımın hiçe sayılarak her yeni gelen güzel de bir kenara atılmak,söz hakkımın olmaması,sohbet edecek bir hayat arkadaşımın olmaması,çocuğumun ölümünü görebilme ihtimalimin olması,ne de yurdumdan koparılıp bir saraya köle olarak getirilmek.tamamen bir erkek hegemonyası.buna rağmen biraz işve cilve tatlı sözle kanacak ve suçsuz mükemmel yetişmiş oğlunu öldürecek kadar da basitlik barındıran.kendi çocukluk arkadaşı pargalının canı da önemli değil.önemli olan aşk.bitebilecek bir aşk.yarın yenisine başlanabilecek bir aşk.koskaca bir imparatorluğun geleceği,pırlanta gibi bir evlat,can yoldaşı bir arkadaş ,çocuğunu doğurmuş bir kadının tüm ömrü feda edilmiş bunun için.bu aşk ikisinin de gözünü okadar kör etmişki ikinci bir çocuk da gitmiş .neymiş ibreti alem olsun diye.
sonuç olarak mahidevran nerdeyse fakir bir şekilde oğlunun mezarı başında sonlandırmış hayatını.osmanlı yeteneksiz bir padişaha teslim edilmek zorunda kalmış.halkın geleceğiyle oynanmış.cihan padişahı dedikleri kanuni bunu görememiş.ne adamın karısı olmak ne de gözde cariyesi olmak istemezdim. ne baba olarak ,ne padişah olarak ne de insan olarak başarılı olamamış.dönen entrikayı çözecek zekaya bile sahip değilmiş.a ihanet mi ediyor tiz vurun kellesini.tiz vurun. tiz vurun.bi zahmet vicdan azabı çeksin.öbür tarafta da gözünü kör eden aşkından 7 cellata boğdurduğu çocuğunun hesabını baya uzun bir süre verir.