Valide Sultan: Validem bu sefer cidden nefis oldu konuşmalarınız. Özellikle 'gözlerine baktıkça babanı, Sultan Selim Han'ı görüyorum' ifadenizle rahmetli padişahın aslında ne kadar gaddar biri olduğunu çok güzel vurguladınız. Ama İbrahim Paşa'nın Anadolu isyanı için görev almasında bir sakınca göremedim ben. Sadrazam olan o sonuçta. Ayrıca Hatice Sultan yalnız değil ki bir sürü insan var, siz varsınız yanında. Kızınız için endişelerinizde haklısınız ancak çocuk değil o da.
Mahidevran: Yine Hürrem'in nazikçe de olsa terslenmesinden ne kadar haz duyduğunu gösterdin ezik Mahi. Sen iki çeşme yaptır bunlarla avun. Sultan Süleyman dolaylı olarak bir ayar verdi sana aslında Mustafa üzerinden. Çocuğun pek bir suçu yoktu ama işte.
Nigar Kalfa: Göz banyon güzeldi Nigarcığım onu söylemem lazım. Bak bak, oh mis.
İbrahim Paşa: Hatice Sultan'a hayatının ayarını verdin paşam. Al aşağı ediverdiniz sultanlığını valla. Ağzım açık izledim ve dinledim. Bir de bu bölümde çıldırmayacaktın sanıyordum ama yanıldım. Sinir yakışıyor sana ama o ayrı. Nigar'ın seni izlediğini anlar gibi oldun ama bir şey deme kıza. Hürrem'e teşekkür etmen güzeldi bir de. Gerçi etmek durumundaydın, dediğin gibi oğlunun hayatını ona borçlusun bir yerde.
Hatice Sultan: Bir diğer ezik şahsiyet Hatice; az önce paşaya da anlattım ama sana daha açık konuşacağım, anca anlarsın. Hürrem olmadan bir hiçsiniz, sok bunu aklına. Ayrıca kocanın da üzerine gitme. Çıldırttın adamı. Hem madem devlet-i âliye sensin, git abine direkt söyle İbrahim gitmesin başkası gitsin diye. Noldu, abine sökmezdi değil mi o atarların? Validen de olmazsa yandın ki ne yandın. Sultanmış pehhh... Başlatma lohusa triplerinden de diyecektim ki, bebek ölümle pençeleşiyor olduğu için daha fazla üzerine gelmiyorum.
Hürroşum: O nasıl bir kurtarma operasyonuydu kutlarım seni hayatım. Ama, o zehirli defteri geri bıraktırırken, paşanın oğluna dokunacağını nasıl hesap edemedin be Hürroşum. İbrahim'den nefret ediyorsun ama bebeğin suçu yok işte.