Bilmem KanalD’de yayınlanan Seda Sayan’ın yeni program formatı SUSMA’yı izlediniz mi? Ben şu anda açtım karşıma, Münevver Karabulut cinayetinin konuşulduğu bölümü seyrediyorum. Şaşkınım.
Ben Seda Sayan’ı en son dobra konuşmaları ve pembe tuvaleti ile bir sabah rogramında bırakmıştım. Kadırgalı dobralığı ile bir göbek havası bir magazin formatında şahane programlar yapıyordu.
Oysa şimdi, pempe tuvalet çıkmış yerine lacivert pantolan takım gelmiş. Sesindeki kadırgalı dobralık tonu, yerini vakur bir tona bırakmış. Sözcüklerini tek tek seçerek soruyor. Konuklar zıt görüşlerde, dengeli bir hava, lacivert ışıklar stüdyoya ayrı bir hava katmış. Tanıtımlar bir eğlence programından çok uzak, daha çok bir haber programını andırıyor.
Yahu Seda Sayan ne zaman haberci oldu, bizim haberimiz yok!!!
Kuşkusuz Seda Sayan’ın kulağındaki ses çok iyi. Yani ekran arkasında iyi bir ekip kurulduğu belli. Seda Sayan replikleri çok iyi ekrana taşıyor. Anchorman’lere taş çıkartacak kadar iyi.
ınanın ciddiyim...
Bu vesile ile bir konuya açıklık getirmek de yarar var. Süreyya Karabulut’un helallik olarak istediği 3 milyon Euro meselesi vesilesi ile bugüne kadar kimseyle paylaşmadığımız bir konuya paylaşmak isterim.
Süreyya Karabulut çekinmeden para lafını ağzına aldığına göre bizim de artık bu konuları konuşmamızda sakınca yok anlaşılan.
Karabulut cinayetini ilk günden beri yakından takip ediyoruz. Hatta Süreyya Karabulut’u bir kaç kez programımıza konuk da ettik. Yani dava dosyasına da çok hakimiz. Bizce cinayet konusunda herhangi bir tereddüt yok. O yüzden spekülasyon haberleri ile çok fazla ilgilenmiyoruz. Ama Münevver’in hikayesi yani cinayete kadar olan süreç çok daha önemli ve ilginç. Zengin çocuk, fakir kız filmlerini aratmayacak ve binlerce genç çocuğu yakından ilgilendirecek sosyal bir durum mevcut.
Perihan Mağden’in daha bu olay olmadan yazdığı “iki genç kızın romanı” kıvamında farklı bir bakış açısı ile yazdığı romana benzeyen Münevver’in özlemleri, hayata bakışı ile ilgili bir kitabın yazılabileceğini düşündük. Hatta filminin de ilginç olabileceği fikri geldi.
Konuyu ailesinin konuk olduğu bir program öncesi Karabulut ailesi ile paylaştık.
Babasının ilk tepkilerniden biri ‘bu kitaptan elde edilecek parayı nasıl paylaşacağız?’ oldu. Donduk kaldık. Annesi ise ‘böyle bir iş olacaksa gelirinin Münevver adını yaşatacak bir projede değerlendirilmesi gerek’ şeklindeydi.
Evet sonuçta ortada ticari bir iş var değil mi? Bu konuları da konuşmak lazım elbette!!! Yine de kendileri ile ilk görüşmede böyle bir para konusu konuşmaktan rahatsız olduk. Şaşırdık. Bizim aklımız fikrimiz kitabı nasıl yapabileceğimizdi.Gelir kısmının ne olacağını düşünmemiştik. Daha ilk toplantıda bunu konuşmaktan rahatsız olmuştuk. Hatta ben kendilerine ‘bu konuyula siz değil avukatlarınız ilgilensin...” tavsiyesinde bulundum.
Program bitti, dağıldık.
Eve gittim uyuyamadım.
Sabaha kadar düşündüm. Ertesi sabah baktım bizim yapımcımız Cihan Yavuz’un da suratı bir karış.
‘Biz bu işe hiç bulaşmayalım’ dedim. Cihan, Süreyya Karabulut’u aradı, buluşup ‘Biz bunu ticari bir iş olarak görmüyoruz ve hiç girmeme kararı aldık” dedi. Süreyya Bey aynı konuşmada "bu kitap yazılırsa büyük paralar kazanılacağını ve nereye kanalize edileceğini” merak ediyordu. Cihan ‘ortada bir cinayet varken bu kadar çok paranın konuşulduğu bir ortamda bulunmak istemediğimizi” söyledi ve kendisine ‘teşekkür’ etti.
Bir kaç ay sonra Süreyya Karabulut’un kardeşi cep telefonumdan beni arayıp ‘Kitap meselesi ile hala ilgileniyor musunuz?’ diye sordu.
‘ılgilenmiyoruz.’ deyip telefonu kapattım.
Aramızda o günlerde bu konuyu gündeme getirip getirmemeyi de konuştuk. Münevver cinayeti böylesine önümüzde durup dururken konuyu gündeme getirmemeye karar verdik.
Bugün gazetelerde Süreyya Karabulut’un 3 milyon Euro helallik istediğini duyunca haber toplantımızda bu konu bir kez daha gündemimize geldi.
Konuyu farklı açılardan ele almaya karar verdik.
Baktım Seda Sayan meseleyi direk babaya soruyor. Bir tuhaf pazarlıklar ekranlarda yayınlanıyor.
Biz böyle bir pazarlığı bırakın ‘çekmeyi’ düşünmeyi, ‘yapmayı’ bile düşünmedik.
Seda Sayan ile aramızdaki fark bu sanırım.
Ama bu da kapatılmayacak bir fark değil!!!
Yarın birgün bir haber kanalında ya da anahaber bülteninde Seda Sayan’ı görürsem şaşırmayacağım.
Ona içten bir Helal Olsun diyeceğim.
Ama Münevver Karabulut cinayeti ile ilgili haddime düşmeyerek birisi benden dünyaları verip helallik isterse cevabım net;
haram olsun!
cüneyt özdemir
ben gercekten bu yaziyi okuyunca sok oldum yani ne bileyim bu kadar kolay demek ki..cüneyt özdemirin 5n1k da birkac defa konuk olmustu baba ama ne bileyim tv karsinda aglayan sizlayan bir adam bu kadar kötü niyetli olamaz özelllikle bir baba..
bu adamin paraya ne kadar önem verdigi ortada ben bilseydim cem den ayririm diyor ya baba hic inandirici degil daha cok para gelsin diye hic sesini cikarmazdi...
babam adama sinir oluyordu biraz düzgün konus diye sonrada adamin ici yaniyor ama diye kendi kendien dediginden pisman oluyordu...dün 3 milyon euro istedigini söyledim yalandir dedi konusmusmu bi yere kendi mi demis diyor bir insan evladi icin yasar,evladi icin calisir eger evladi yoksa bu dünyada para icin kosturmanin ne anlami var dedi..olan o kiza oldu baska birseyde degil..yavrum kesildi bicildi kesen kacti baba para derdine düstü yaziklar olsun cok sinir oldum..bu hayatta kimsenin icini bilemiyor insan cikiyor benim kinali kuzum gitmis ben ne yapayim parayi diyor ama disi baska ici baska söylüyormus..yaziklar olsun