• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Müge Anlı'yla Tatlı Sert - Atv

Bi başlasın , normalde geç kalkarım sırf müge için erken kalkcam,
O şimdi münevverden başlar, dilberi, yusufu herkeslerden bilgi verir bence, sinanın intiharını felan söyler, dilberin durumunuda kesin araştırmıştır müge, cezaevine gidip görmek istiyorum diyordu..
 
sorumu geri aldım geçmişi biraz okuyunca gördüm:)
seda sayanı izleyen saçma sapan bir kitle oluşacaktır..bence o artık sadece sahnelerde idame ettirsin hayatını..valla yani baydı çünkü.esra da öyle.
yeni yüzlere daha bilinçli sunuculara ihtiyaç var..
 
bu program 10 da başlarsa kaçta biter kısalttılar herhalde süreyi arkadaşlar..2-3 saatlik birşey olacak galiba..yarın herkes 10 toplansın..yoklama yapalım :sm_cool:
 
Program pazartesi günü başlıyor, değişiklikler olacak mı?
Kimse üzülmesin, izleyicilerimizi yadırgatacak köklü değişiklikler olmayacak. Zaten buna gerek de yoktu. Yalnızca Ramazan ayı dolayısıyla saat 10.00'da başlayacağız. Elbette televizyonun olmazsa olmazı görsel yeniliklerimiz var. Mesela geçtiğimiz yıl koltukların araları dar olduğu için stüdyodaki seyircilerin yayına gidemiyordum. Oysa zaman zaman yanlarında oturmak istiyorum, içimden sarılmak geliyor… Bu yıl stüdyo bu isteğime göre dizayn edildi. Stüdyonun kapısına gelenleri geri çevirmiyoruz. Sonuçta dertli insanlar… Daha özel ilgi gösterebilmem için bir yer ayırdık. Akşam evden kızı kaçan, yaşlı annesi babası kaybolan, sabah fotoğrafını alıp stüdyoya koşuyor. Herkesle ayrı ayrı ilgilenmek gerek. ıçeriğe gelince; bir programda katil zanlısının yakalandığı haberini alınca stüdyoda sevinç çığlıkları kopmuştu. Canlı yayın aracı hareket etti, herkes telaş içinde koşturuyor, yerimizde duramıyoruz. Anlatılmaz, yaşamak gerek… Sayın Arif Verimli "ınanılmaz dakikalar… Müge Hanım, sizin yaptığınız canlı yayın değil, anlık yayın" demişti. Ortam daha güzel ifade edilemezdi herhalde… Anlatmak istediğim şu; yaşayan, üreten, yaptığı işe inanan her insan gibi daha tecrübeliyiz, ayaklarımız yere daha sağlam basıyor ve çok heyecanlıyız. Oturduk, konuştuk… Geçtiğimiz yılın bilançosunu çıkardık. Hedefimiz bu yıl daha fazla insanımızın derdine çare bulabilmek… Eğer yıl sonunda da bu hedefimize ulaşabilirsek, başarılı olabilmişiz demektir. Allah yardımcımız olsun.

Geçen sezonun genel bir muhasebesini yaparsak, nasıl bir tablo çıkar önümüze, sizi tatmin eden bir dönem miydi?
Allah'a şükürler olsun. Ancak benim için her zaman hep daha iyisi vardır. Bu yıl daha iyi olmak zorunda… Mesela yarın yardım TIR'ımız yola çıkacak. Bu yıl içini, geçen yıldan daha fazla doldurmak, daha fazla eve yardım götürebilmek için ekibimizdeki herkes sesleri kısılıncaya kadar, ulaşabildikleri hayırseverlerle tek tek konuştu. Aslında birçok kişi bu kez "Yardım etmek istiyorum" diye bizi kendisi aradı. Yapımcım Reyhan Şan ve Haber Koordinatörümüz Kebriye'den ulaştırma ekibimize kadar sadece televizyon programı yapmıyorlar, tıpkı bir yardımlaşma kurumu gibi çalışıyorlar. Çünkü geleceğimizin Türkiye'sinde çağdaş, Atatürkçü, laik gençlerin yetişebilmesi için elimizden geleni yapmak, bu çabayı göstermek zorundayız. Bu benim çocukluk hayalimdi. Eskiden kendi gücümle yakın çevremizde ihtiyacı olanların derdine çare olmaya çalışıyordum. Şimdi koskoca bir TIR'la bir çok mahalleye girebiliyorum. Aslında yapmaya çalıştığım, veren elin cömertliğiyle, alan elin duasına aracı olmak… ınanılmaz bir duygu… Öyle evlere giriyorum ki öyle yüzlerle karşılaşıyorum ki… Sanmayın program bitiyor, her şey bitiyor… Asıl her şey ondan sonra başlıyor… Aslında ondan sonra yaşananlar, daha özel… Çok azını yansıtıyoruz, o da sadece yardımlar artsın diye. Geçtiğimiz yıl bir hanımefendi, elinde torbalar 20 tane çocuk montu getirmişti Balmumcu'daki binamıza "Hayır yapmak için size getirdim, biliyorum mutlaka yerine ulaştırırsınız" dedi. Kendi ellerimle götürdüm çocuklara…

Programda günlerce katil anne yanınızda oturdu. Kahrolduğunuz anlar oldu. Bunun gibi olaylar psikolojinizde çok yaralar açtı mı?
Hakkımda çıkartılan "Katilin Dilber olduğunu öğrenince sinir krizi geçirdi" saçmalığına inanmadığınızı umarım. Bizler okuduklarımızı, izlediklerimizi önce akıl süzgecinden geçirmeli ondan sonra inanmalıyız. Ben niye durup dururken sinir krizi geçireyim canım? Elbette çok üzüldüm. 6 yaşında bir çocuk ölmüş, kim üzülmez? Ayrıca Dilber ne beni, ne de izleyiciyi kandırdı. Yalan söylediğini herkes biliyordu. Hemen hepimiz çocuğu para karşılığında ya da gerçek babasına verdiğine inanıyorduk. Bir annenin evladının öldüğünü bilerek, bu denli soğukkanlı duracağını kim düşünebilir ki… Bu yüzden öldüğünü öğrenince şoke oldum. Ama kendimi size şirin göstermek için üzüntüden yataklara düştüm, sinir krizleri geçirdim diyemem. Zaten ertesi gün yayına çıktım. Herkesin psikolojisi ne kadar etkileniyorsa benimkisi de o kadar etkileniyor. Yaptığım işin ruhuma çok iyi gelen tarafları da var. Bana dua eden insanlar var. Belki o tarafları olmasaydı daha karamsar olabilirdim. Bir de karakter olarak çabuk değişmem ben, inatçıyımdır. Bir hedef koydum mu ilerlerim, topla tüfekle yıkamazsın, yeter ki Allah sağlık, sıhhat, ömür versin…

Programın ilk gününde 6 yaşındaki oğlu Muhammet Fırtına'yı öldürdüğü iddiasıyla cezaevine konan Dilber Fırtına'nın neler yaşadığı konuşulacak. Dilber'le ilgili şok gerçekleri de yine ilk kez Müge Anlı açıklayacak. Canlı yayında stüdyoda ise Dilber'in eşi Ümit Fırtına ve diğer zanlıların yakınları olacak. Programda ayrıca zanlıların cezaevinden yazdıkları mektuplara da yer verilecek.

ılk bölümden bir tüyo verebilir misiniz? Yaz boyunca kadın-erkek, genç-yaşlı, karşıma çıkan herkes Dilber'i sordu. Herkes çok etkilenmiş ve geçen süre içinde ne olduğunu çok merak ediyor. Program rahmetli küçük Muhammet'in ölümünün ardından yaşananlarla başlayacak. Ve sezon sonuna denk geldiği için yarım kalan bir konumuz vardı. Oldukça varlıklı bir hanımefendi, anneler günüden bu yana kayıp… Kızı ve kardeşleri kendisini arıyor… Bu konuyla başlıyoruz.

ızleyici beni kendine yakın buluyor
Katil hep kurbanın yakın çevresinden çıkıyor. Yeni bölümlerde kurbanın yakınlarını stüdyoda ağırlarken, çok daha temkinli çok daha şüpheci mi olacaksınız?
Düşmanını uzakta aramayacaksın sözü çok acıklı ve bir o kadar da doğruymuş. Yaşadık, gördük… Olayı kendi çevresi içinde değerlendirmek gerek. Önyargılı olmak doğru değil… Fakat özellikle faili meçhul cinayetlerde hiçbir anlatılana inanmıyorum. Eğer birine inanırsan ve inandığın kişi seni yanlış yönlendirirse olay kördüğüm oluyor. Yanlış yönlendirmeler her zaman kötü niyetle de yapılmıyor. Olayın heyecanıyla insanlar gördüklerini ya da yaşadıklarını doğru değerlendiremiyorlar. Konu sadece tek bir olayın çözümlenmesi değil aslında… ızleyicinin de bu olayı izlerken hayata karşı daha tedbirli daha temkinli yaklaşmayı öğrenmesi… Biz çok iyi insanlarız. Ama kötüler de maalesef sınır tanımıyor. Hem kendimizi hem de çocuklarımızı korumak zorundayız. Başka çaremiz yok.

Çok fazla reyting alan bir program, neden seyirci bu kadar sevdi, nesi yakın geldi insanlara?
Sanırım onlardan biri olmam…
 
Yarın gelde izleme şimdi... Demek cezaevlerınden mektuplar var... Dilber ne halt yıyomus ya da yıyebılıyor muymus onu da ögrences...

kaç milyonu kandırmaya çalışan dilber hiç orda rahat durabilir mi hiç..
ahh ahh o cezaewine girer girmez keşke bi sopa atsalardı onakötükedihüso
 
evet canlı değilmiş geçen hafta bursada bir köye gelmiş hatta, kimseyle muhatap olmamış hanımefendi. bir de güya yardım programı yapıcak eyvah yani.
 
Back