Müge Anlı'yla Tatlı Sert - Atv




vereliniortak

benimde aklıma gelen Cemin ailesi olurda evdeki görüntüleri görürse,münevver hakkında iyi düşünmemelerinden mi korktu acep...CADIARZU
hani yanlış anlaşılmasın da basit bir kız demelerinden mi korktu CADIARZU
(münevvere basit demiyom yanlış anlaşılmasın)
 
Son düzenleyen: Moderatör:

canım bu ayşe fatma meselesi değil kim olsa oğluya bir kızı evinde görse öyle düşünür onlarda evlilik düşünüyorlarmış kızda kendi hakkında farklı şeyler düşünülsün istememiş.
 
bende onu düsündümde ne sacmalik ya evde kemara olmasinin...belkide cok samimi davranislarda bulunmus olabilirler o yüzden istememistir...birde bu msn konusmalarini yayinlamayi ne zaman kesecekler böyle birsey olabilir mi özel diye biseyi kalmadi kizin,bence ailesi buna engel olsa güzel olur, ayrica bu konusmalardan cem in katil oldugu anlasilmiyor hayir desek ki iste su konsumada su vardi filan burada seven biri gibi davraniyor...birde bunuda sik sik koymaya basladilar o faceteki gruptada iste münnever parasi icin söyle yapti böyle yapti diyolar yani bu msn konusmalrinin amaci bence bu münnever hakknda negatif düsünceye sevk etmek
 

:uhm::uhm::uhm:
 

canım buna bende katılıyorum vıcığını çıkardılar işin sanki dizi film izler gibi olduk bu kayıtların bize değil polise faydası var biz bunları bilmesekde olur
 
ya aslında msn kayıtlarına bende kızıoruım..hernekadar münevverin hareketlerini tasvip etmesemde..yaşları küçük bile olsa nihayetinde sevgililermiş..konuştukları çok daha özel şeyler olabilir cinsel anlamda yani ve bunların gündeme getirilmesini bende mantıklı bulmuorumm...sonuç ne olursa olsun özeldir o...
 
kızlar az önce haberlerde verdiler emniyetten üst düzey iki kişi yurt dışına gitmiş cemin bulunduğu ve getirilmek için gitmiş olabileceklerinin düşünüldüğünü söylediler
 
kızlar haberleri izledinizmi bilmiyorum ama cem amerikada olabilirmiş çünkü annesi ve ablası amerikaya gitmiş. o gördüğünü söyleyen adamda amerikadaydı..
 
ayy umarım bulunur ya :sinifsinif: ama ben bu caninin öle rahat rahat dünya turu attığına inanmıyorum bi türkiye bi rusya bi moskova bi japonya bi çin şimdide amerika hani ne oldu bir tır şoförüde çıkıp ben götürdüm ellerimle teslim ettim demişti şimdide bu konuşma uzun sürmüş ve ertesi gunde görmüş ama bu kadar haber izleyen herşeyden haberi olan biri nasıl olurda bu kadar uzun konuşmadan sonra cem elinden kaçınca cem olduğunun farkına varır daha öncedende biri kanadada cafede yemek yerken gördüm demişti madem eminsin o olduğuna neden yemeğini bitirip gitmesini bekliosun ara polisi ihbar et saçmalık hepsi kandırmaca hedef şaşırtıolar o çocuk ölmediyse öle şaşırtıcı bir yerde bulunacakki hepimizin ağzı açık kalacak
 
Son düzenleme:
bugün Hürriyet gazetesinde Ayşe Arman Avukat Faruk ZORBa ile röportaj yapmış ...buraya alıntı

yapacağım ...ben şaşkınlık içinde kaldım.....bunu söylemek istemezdim ama gerçekten polis tarafından

bile korunma ihtimalleri çook yüksek
 
Son düzenleme:
"Kamuoyu neyin ne olduğunu bilsin: Kamera kayıtlarını polis değil ben buldum

VALı MUAMMER GÜLER, POLıSıN ISRARLA “KAMERA KAYITLARI YOKTUR” DEDıĞı, BıZıM ARAŞTIRIP ÇIKARDIĞIMIZ KAYITLARLA ıMAJ TAZELıYOR

Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili gelişen olaylar neticesinde her gün bir kere daha şaşırmaya devam ediyoruz. Bu seferki, skandal bir gelişme. Avukat Faruk Zorba’nın anlattıklarını okuyun ne demek istediğimi anlayacaksınız...
*** Biz Münevver Karabulut cinayetinde neredeyiz? Hangi noktadayız?

Çok ilerlemiş sayılmayız, hâlâ şiddetin pornografisindeyiz. ıçimizdeki “ahlak”ı yitirdiğimizden beri, hepimiz biraz günahkârız. Bu işin bir medya boyutu var, bir de soruşturma boyutu. ıki boyutuna da biraz yukarıdan baktığımız zaman, gerçekten de içimizdeki “ahlak yasası”nın ne denli dejenere olduğunu görüyoruz. Basın boyutunda bu cinayette kullanılan testerenin fotoğrafı yayınlandı. Bu artık işin şahikasıydı! Düşünün, testereye maktûlun kanı ve saçları yapışıktı. Ve hiçbir sansüre uğramadan bir gazetenin manşetinden verildi. Basın rekabetinin ve habere karşı aç gözlülüğün, insanları ne derece insanlıktan çıkarabileceğini gördük...
*** Bir cinayet aletinin fotoğrafının basılmasının nesi bu kadar kötü?

Yapmayın! Bunun haber değeri yok ki. Neticede, Emniyet’ten alınmış bir suç aletinin fotoğrafı bu. Bunu insanlara göstermenin ne alemi var? Hem cinayetle ilgili yeni bir gelişme de değil ki. Dosyada resmi zaten duruyor. Bunu görmek, insanlara bir şey de katmıyor. Dahası bu tür ilkel duygulara hitap eden haberler, özendirici olabiliyor. Siz de farkındasınızdır, bu ülkede artık her gün tüyler ürpertici cinayetler işleniyor. Basında bu tür şeyler olurken, işin bir de soruşturma boyutu var. ıstanbul Valisi açıklama yaptı: “Ailenin, şüpheli çocuğu teslim etmesi boyunlarının borcudur!” Vali, devlet adına konuşuyor ve bir şüpheliyi, diğer şüpheliye rica ediyor. Orada bir yakarış var, bir yalvarma var. Düşünebiliyor musunuz, devlet yalvarıyor. Oysa, devlet yalvarmaz! Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir adi suç şüphelisini yakalamaktan aciz değildir....
*** Ama yine de kamera kayıtları ortaya çıktı ve MSN yazışmaları... Bunlar, emniyet birimlerinin iyi çalıştığını göstermiyor mu?

Ben bunun sadece bir imaj düzeltme olduğunu düşünüyorum...
*** Haksızlık etmiyor musunuz? Bu delillere ulaştılar ve bizimle paylaştılar. Çok üzerlerine gidiyorduk, “Hiçbir şey bulamıyorlar, bir işe yaramıyorlar!” diye. Sonunda buldular!
Keşke öyle olsaydı...
KAMERA KAYITLARINI 36 GÜN SONRA BULDUK

*** Bildiğiniz bir şey varsa söyleyin lütfen, lafı ağzınızda gevelemeyin...

Kamera kayıtları, cinayetten tam 36 gün sonra bulundu ve dosyaya girdi. Kamera kayıtlarına, normal şartlar altında ulaşılamayacaktı. Bence ıstanbul Valisi Muammer Güler’in bu konuda hiç konuşmaması gerekiyordu.
*** Niye?

Kamera kayıtlarını ele geçiren ve savcılığa teslim eden bu ülkenin emniyet birimleri değil de ondan...
*** Siz nereden biliyorsunuz?

Biliyorum. Çünkü ben teslim ettim.
*** Nasıl yani?

Cinayetin işlendiği Bahçeşehir Şelale Villaları’nın neredeyse her yerinde kamera var. Tam 16 kamera, cinayetin işlendiği evi görebiliyor. Ama ilk günden beri, “Kamera kayıtları yok” dendi. Polisin, bu kayıtların olmadığına dair tuttuğu üç tutanağı görünce de, gerçekten yok zannedildi. Biz araştırdık, olay yerine defalarca gittik...
*** Biz kim?

Mağdurun avukatı olarak ben ve bilgisayar konusunda teknik bilirikişi. Bir de ne görelim, hayır kameralar bal gibi kayıt yapıyor, o günler zarfında da yapmış! Biz o kayıtları ele geçirip savcılığa teslim etmeseydik, bu cinayetin en önemli deliline hiçbir zaman ulaşılamayacaktı!
*** Bu bir skandal!

Öyle.
*** Peki, polis niye ‘Kamera kayıtları yok’ diye tutanak tutmuş...

Bu sorunun cevabını ben veremem. Ben size olanı anlatıyorum. Biz oraya gittiğimizde, bu kameraların kayıt yaptığı, polisin de bildiğini öğrendik. Buna rağmen kayıtları almamışlardı. Üstelik cinayetin üzerinden 36 gün geçmişti. Tabii sebebini merak ettik. Bizim alabileceğimize dair umudumuz da yoktu. O günün görüntülerinin üzerine mutlaka yeni kayıtlar yapılmıştır, bu görüntülere ulaşamayız sandık. Yine de sitenin yönetimiyle irtibata geçtik. Sağ olsunlar, kameraların bağlı olduğu bilgisayarda inceleme yapmamıza izin verdiler. 4-5 saatlik bir çalışma sonucu, resmen Allah yardım etti. Ve kamera kayıtlarına rastladık. Yaşadığımız nasıl büyük bir mutluluktu anlatamam. Bilgisayarcı arkadaşım bunun bir mucize olduğunu söyledi. Başka şeyler de söyledi...
*** Ne gibi?

Meğer, 7 Mart tarihinde, bu görüntülerin üzerine başka görüntü kaydedilmeye çalışılmış. Fakat kaydedilmeye çalışılan diskte, yeterli hafızaya olmadığı için bu kayıt gerçekleşmemiş. Kaydedemeyince silmeyi denemişler. Evin alt girişine ait kamera kayıtlarını silmeyi başarmışlar. Ama üst girişin kayıtlarını kaydetmeye çalışırken, bilgisayar onları yedek belleğe atmış...
*** Ve bundan haberleri yoktu öyle mi?

Yoktu tabii. Yapan her kimse delilleri ortadan kaldırdığını düşünüyordu. Kadere bakın ki, biz bu kayıtları tesadüfen ele geçirdik ve hemen savcılığa götürdük. Size Savcı Bey’in yüz ifadesini anlatamam. Dondu kaldı. Çünkü bu söz konusu kayıtlar, bu cinayetin en önemli delilleri. ışte Vali Bey, bu görüntülerden söz ediyor, kendileri ele geçirmiş gibi...
*** O görüntüler olmasaydı ne olacaktı...

Cem’in evden kaçta çıktığını, testere satın alıp geldiğini (ki bu cinayetin tasarlanarak işlendiğinin kanıtı), testereyi eve bıraktığını, tekrar çıktığını, bunları göremeyecektik. Şimdi hepsi var. Sonra elinde gitar kutusuyla evden çıkıyor, tekrar eve geliyor, babasıyla polisler gelmeden 4 dakika önce evden aceleyle çıkıyor... Tabii alt girişin de kamera kayıtları olsaydı, o zaman bu cinayeti bir kişi mi işledi, iki kişi mi, çok daha net konuşabilecektik...
OLAY GECESıNDEN SONRA ARAŞTIRMAYA GıDıLMEMıŞ

*** Çok çok acayip şeyler bu anlattıklarınız. Peki bu gerçeği neden daha önce açıklamadınız?

Benim için önemli olan bu delili bir önce savcıya vermekti. Öyle de yaptım. Olayın bütün ayrıntılarını baştan sona bilen kişi Savcı Bey’dir. Anlattıklarımın doğru olup olmadığını ondan de teyit edebilirsiniz.
*** Peki bu kayıtları önce kaydetmeye, sonra silmeye çalışanlar kim?

Bunu bilemeyiz. Ama müthiş bir ciddiyetsizlik ve sorumsuzluk var. Basında olayın ilk günlerinde kamera kayıtları konuşuluyor, bir Allah’ın kulu gidip araştırmıyor, polis o zaman ne işe yarıyor?
*** Sizce, polisinki dalgınlık mı, ihmal mi?

Ben bunu okurların vicdanına bırakıyorum...
*** Bu görüntüleri Cem Garipoğlu’nun ailesi mi sildirmeye çalıştı...

Tekrar ediyorum, kimin silmeye ya da sildirmeye çalıştığının önemi yok. Polis, ısrarla bu kamera kayıtlarını almıyor. Korkunç olan bu. Tekrar oraya gitmeye ihtiyaç duymuyor. Kamera kayıtlarında, bunu görüyorsunuz zaten. Olay gecesinden sonra kimse gitmemiş. Bizim tartışmamız gereken, neden olay gecesinden sonra bu kayıtlara önem verilmedi, alınmadı? Hadi birinci gün almıyorsun, ikinci gün, üçüncü gün almıyorsun. Ama kardeşim, bir ay geçiyor... Bu konuda tartışmalar var, gidip bakmıyorsun bile. Üstelik “Yoktur” diye tutanak tutuyorsun. Hukukta bir şey vardır: ıhmalde ısrar, kasta karinedir...
*** Peki siz niye şimdi söylüyorsunuz bütün bunları? Kahraman olmak için mi?

Bakın, ben bu görüntüleri 8 Nisan’da aldım, biz Haziran’ın ortasındayız, aradan iki ay geçmiş, böyle bir niyetim olsa çoktan açıklardım değil mi? Ben bu dosyaya olan sorumluluğum ve davanın çözülebileceğine dair inancım gereği bunu kimseye söylemedim. Birkaç kişinin ihmal ya da kastı yüzünden koskoca bir kurumun zarar görmesini istemedim. Ama bu kadar zaman geçti, gerçekten bir arpa boyu yol kat edilemedi. Sayın Vali de o görüntüleri alıp imaj tazeleme olayına girince, açıklamaya mecbur kaldım. Bari, kamuoyu neyin ne olduğunu bilsin...
Dava çözülürse savcı sayesinde çözülecek

*** Bu kadar ciddiyetsizlikle bu cinayet çözülür mü? Cem Garipoğlu yakalanır mı?

Ben bu cinayeti başından beri takip eden bir tek insana inanıyorum. Savcı Faruk Erşen Yılmaz. Dünyanın en dürüst insanlarından biri. Çözülürse iddia ediyorum onun sayesinde çözülecektir. Var gücüyle çalışıyor çünkü.
CUMA:
“MSN kayıtlarını açıklayarak, bu vahşi ve tüyler ürpertici cinayeti, gerçekliğinden koparmaya çalışıyorlar... Ve Münevver’in masumiyetini sorguluyorlar...”
Ayşe Arman

alıntıdır..
 
Cem Amerika'da ve kapana sıkışmış durumda..Bence Amerikaya,hakkında kırmızı bülten çıkarışmadan önce gitti.Kırmızı bülten çıkıncada ordan kaçamadı.ınterpol tarafından arandığı için Amerika'dan çıkamaz..izin vermezler..FBI ajanları ve Amerikan polisi çoktan harekete geçmiş..Mutlaka yakalanıcak...Amerikada yakalanıp teslim edilicek..ışte buraya yazıyorum..ınşallahhhhhh tabiii
 
valla kimin oyun oynadıgı belli değil bu ülkede:umursamaz:herkesden herşey beklenir hale geldik..


bu çok ciddi bir itham...eğer polisimize güvenmezsek toplumda kaos başlar...bence daha dikkatli cümleler kurmalıyız...benimkisi toplum adına bir tavsiye tabiki gene de sizin tercihinizdir nasıl cümleler kuracağınız.
 
müveverin erkek kardeşi cemin alkol problemi olduğunu biliyordu...o çocukcağızı geçelim...

münevverin annesi ve babası biliyorlarmıymış cemin alkol sorunu olduğunu?
 
belkide polis tarafından kamera kayıtları alınmış ama medyaya öle sölenmiş de olabilir bu polisin kurduğu bir tuzak olabilir yani ceme kendini güvende hissetmesi sağlanıp yada polisin onu koruduğunu düşündürtmek istenmiş olabilir.. ben olay bu kadar medyay yansımışken polisin böle bişeye cesaret edebileceğini sanmıyorum belkide asıl görüntüler ellerindedir şu avukatın bahsettiği ikinci kat görüntüleri
 
Polis elindeki her bilgiyi kamoyuna vermez zaten..katiller nasıl hedef şaşırtmaya çalışıuorsa ,emniyet daha alasını yapar..bu davada bir kalem dahi medyada 3 gün konuşuluyorsa,emniyette tedbirini alıyordur elbet..Benim emniyetimizle ilgili ufacık bir şüphem dahi yok..Amerikan FBI ajanları,geçen sene türk polis ve cinayet dedktiflerinden ders almaya geldiler..hatırlatırım..
 

güzel yazmışsın canım...vereliniortakvereliniortak
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…