öncelikle herkese merhabalar
benim hikayem şubat ayında başladı. Günümü 1 gün geçmiştim ve eşimle beraber idrar testinde öğrenmiştik hamile olduğumu. Mutlulukla şok olma arası birşeydi. Eşimin gözlerinden akan damla damla yaşlar ve hıçkırıkları gözümün önünden gitmiyor. Sorunsuz bir hamilelik geçirdim. Yedim içtim bol bol gezdim. Hamileliğimin son ayında kayınvaldem de kalmaya başladık eşimin endişeleri yüzünden. Evde yalnızken sancılanmamdan çok korkuyordu. Hamileliğimin son günleriydi günümü geçmiştim artık sabırsızlıkla bebeğimi bekliyordum. Hiç korkmuyordum başıma geleceklerden habersiz... nihayet o beklenen gün geldi 39+6 gecesi yani 05 kasım 2010 saat 3.00 sularıydı. Belime saplanan ani bir sancıyla uyandım. Daha önce birçok defa böyle sancılarım olduğu için kendimden emin olamadım ve bekledim. Bir süre sonra tekrar adet sancısı gibiydi. Saat tuttum tam 8 dk aralıklarla geliyordu. 1 saat kadar sonra kalktım kayınvalidemi uyandırdım. Eşimi uyandırmadım çünkü çok panik biridir. Beraber beklemeye başladık gece saat 5 olmuştu hastaneye gitmeye karar verdik. Birşeyler atıştırdıktan sonra saat 6 gibi hastaneye gittik. Tabi ben güle oynaya doğumhaneye alındım. Ebeler falan herkes uyuyordu. Bi tanesi geldi komple soyun dedi o an hiç kimseden utanmıyorsun. Bi taneside önlük giydirdi ve beni çatala çıkardılar muayene için. Ebe baktı doğumun başlamış ama keşke biraz daha bekleseydin dedi. 1 cm açılmam varmış sadece. Bende demişimki (hatırlamıyorum) ''o zaman ben evde bekliyim evim yakın sonra gelirim '':)) neyse lavman yaptılar ben koştura koştura tuvalete ne var ne yok temizlendi içimde öyle rahatladımki anlatamam:) sonra yatırdılar beni sedyeye bekle babam bekle gelen giden yok canım sıkıldı ve sancılarım hafifledi. heyecan yaptım herhalde. Saat 8 buçuk gibi nöbet değişimi oldu. Çok kibar genç bayan bir dr geldi muayene edeceklerini söylediler bütün hamileler sırada bekliyor. Neyse sıra bana geldi çıktım çatala bir parmak daha:)) dr çatımın geniş olduğunu sancım olsa hemen doğuracağımı söyledi. Tabi benimde içime su serpildi. kayınpederim hastane personelidir bu yüzden doktorlar ebeler ve personeller tanıdıktı. Her gelen derya kim diye soruyor yanıma gelip elimi tutup bi isteğin varmı diye soruyorlardı. Güle oynaya geçti zaman ve bende sancı falan yoktu. Sonra tanıdık bir ebe geldi elinde serumla suni sancı vericez kendi sancını beklersek geceyi bulur doğurman dedi. Neyse serum kolumda beklemeye başladım. Ufak ufak sancılarım başlamıştı. Herşey günlük gülüstanlık geçiyordu. Arada muayene açılmam 4 cm olmuştu. Müthiş susamıştım ve 1 damla su bile vermiyorlardı. Sanırım ıkınırken gıcık yapmaması için. Öğle saatleriydi benim sancılar şiddetlendi 10 dk da bir falandı derin nefes alıyordum sancı geldikçe. Torpilli olduğum için yanıma kayınvalidem geldi.(normalde yasaktır) Ben onu görünce bütün sinirlerim boşaldı ve ağlamaya başladım. Dayanamadığımı beni sezeryana almalarını istediğimi söyledim. Herşeyim normal ilerlediği için almadılar. Sonra gitti ben sancılarımla başbaşa kaldım artık dayanılacak gibi değildi iyice sık ve şiddetli geliyordu. Sanki canlı canlı belimi testereyle kesiyorlardı. Beni sezeryana alın diye yalvarıyordum ama tınlayan yoktu. Normalde sessiz sakin biriyimdir ama bağırmaya başladım artık dayanamıyorum nolur doğuma alın beni diye. Muayene edip biraz daha var diyorlardı. Sancılarım aralıklı değil sürekliydi artık bağırmaktan dilim damağım kurumuştu ve bir damla su verip ağzımı çalkalattılar sadece.
Artık beklenen an gelmişti ve beni çatala aldılar. Derin nefes alıp sancıyla birlikte ıkınmamı istediler sanki kabız olmuşum gibi. Ama ıkınmak ne mümkün sanki üstümden kamyon geçmiş gibi gücüm kuvvetim kalmamıştı. Ve doğuramadım ıkınamadığım için tekrar odaya alındım. Ebe bebeğin kafası görünene kadar çatala almayacağını yattığım yerde sancım geldikçe ıkınmamı söyledi bacaklarımı kendime çekerek. Öyle zordu ki sancıyla birlikte ıkınmak dayanılmaz bir acıydı. Sanki kanım çekilmiş kolum bacağım bembeyazdı. Ömrümden 10 yıl gitti derler ya öyle birşey. Ne kadar zaman geçmişti bilmiyorum ama doğuramıcam diye ağlamaya başladım. Ve tekrar beklenen an çataldaydım. Iğne yaptılar hassas bölge olduğu için canım yandı ve tam uyuşmadan kestikleri için de hissettim keserken. Sonra tek hissettiğin şey sancın oluyor. Ikın ıkın gelmiyor kendimi topladım derin bir nefes aldım. Öyle bir ıkındım ki gözlerim karardı ve kulaklarım duymaz oldu. Gözlerimi açtığımda ebenin kucağında bebeğimi gördüm. Ve ortalığı yıkarcasına ağlamasını...
saat öğleden sonra 3.e çeyrek vardı. derin bir oh çektim üstümden büyük bir yük kalkmıştı. Ama kolumu kaldıracak halim yoktu. Bebeğimin gözleri açık fıldır fıldır bakıyordu meleğim. Bana dikiş atılırken onuda temizliyorlardı. Ona baktım ve Allah.ım bu benim mi? Ben mi doğurdum? Dedim kendi kendime. Sonra bebeğim babasının kucağına verilmek üzere getirildi ben hala çataldaydım. Yarım saat daha kaldım çok dikişlerim vardı. Sonra tekerlekli sandalyeye oturtuldum. Doğumhaneden çıktığımda eşimle annem kapıda bekliyorlardı onca çektiklerime rağmen gülümsedim. Sonra mavi tüllerle süslenmiş odama alındım. Bebeğimde odadaydı yatağa yatırıldım eşim geldi bana öyle bir sarılışı vardı ki ikimizde hıçkırıklara boğulduk. Ona sadece çok canım yandı diyebildim. (bunları anlatırken hala gözlerim doluyor) ve sonrası malum acılar unutuluyor. Anne olmak muhteşem bir duygu. Allah isteyen herkese nasip etsin bu duyguyu.
Ve hamile arkadaşlarım Allah sizlerede kolay doğumlar nasip etsin. Benimki zor oldu ama korkmayın herkesin doğum hikayesi farklı. Bebeğinizi kucağınıza alıp koklayınca herşeyi unutuyorsunuz. Onun cennet kokusunu hiçbir şeye değişmem...
ayrıntılı anlattığım için uzun oldu. Sabırla okuduğunuz için teşekkür ederim...
benim hikayem şubat ayında başladı. Günümü 1 gün geçmiştim ve eşimle beraber idrar testinde öğrenmiştik hamile olduğumu. Mutlulukla şok olma arası birşeydi. Eşimin gözlerinden akan damla damla yaşlar ve hıçkırıkları gözümün önünden gitmiyor. Sorunsuz bir hamilelik geçirdim. Yedim içtim bol bol gezdim. Hamileliğimin son ayında kayınvaldem de kalmaya başladık eşimin endişeleri yüzünden. Evde yalnızken sancılanmamdan çok korkuyordu. Hamileliğimin son günleriydi günümü geçmiştim artık sabırsızlıkla bebeğimi bekliyordum. Hiç korkmuyordum başıma geleceklerden habersiz... nihayet o beklenen gün geldi 39+6 gecesi yani 05 kasım 2010 saat 3.00 sularıydı. Belime saplanan ani bir sancıyla uyandım. Daha önce birçok defa böyle sancılarım olduğu için kendimden emin olamadım ve bekledim. Bir süre sonra tekrar adet sancısı gibiydi. Saat tuttum tam 8 dk aralıklarla geliyordu. 1 saat kadar sonra kalktım kayınvalidemi uyandırdım. Eşimi uyandırmadım çünkü çok panik biridir. Beraber beklemeye başladık gece saat 5 olmuştu hastaneye gitmeye karar verdik. Birşeyler atıştırdıktan sonra saat 6 gibi hastaneye gittik. Tabi ben güle oynaya doğumhaneye alındım. Ebeler falan herkes uyuyordu. Bi tanesi geldi komple soyun dedi o an hiç kimseden utanmıyorsun. Bi taneside önlük giydirdi ve beni çatala çıkardılar muayene için. Ebe baktı doğumun başlamış ama keşke biraz daha bekleseydin dedi. 1 cm açılmam varmış sadece. Bende demişimki (hatırlamıyorum) ''o zaman ben evde bekliyim evim yakın sonra gelirim '':)) neyse lavman yaptılar ben koştura koştura tuvalete ne var ne yok temizlendi içimde öyle rahatladımki anlatamam:) sonra yatırdılar beni sedyeye bekle babam bekle gelen giden yok canım sıkıldı ve sancılarım hafifledi. heyecan yaptım herhalde. Saat 8 buçuk gibi nöbet değişimi oldu. Çok kibar genç bayan bir dr geldi muayene edeceklerini söylediler bütün hamileler sırada bekliyor. Neyse sıra bana geldi çıktım çatala bir parmak daha:)) dr çatımın geniş olduğunu sancım olsa hemen doğuracağımı söyledi. Tabi benimde içime su serpildi. kayınpederim hastane personelidir bu yüzden doktorlar ebeler ve personeller tanıdıktı. Her gelen derya kim diye soruyor yanıma gelip elimi tutup bi isteğin varmı diye soruyorlardı. Güle oynaya geçti zaman ve bende sancı falan yoktu. Sonra tanıdık bir ebe geldi elinde serumla suni sancı vericez kendi sancını beklersek geceyi bulur doğurman dedi. Neyse serum kolumda beklemeye başladım. Ufak ufak sancılarım başlamıştı. Herşey günlük gülüstanlık geçiyordu. Arada muayene açılmam 4 cm olmuştu. Müthiş susamıştım ve 1 damla su bile vermiyorlardı. Sanırım ıkınırken gıcık yapmaması için. Öğle saatleriydi benim sancılar şiddetlendi 10 dk da bir falandı derin nefes alıyordum sancı geldikçe. Torpilli olduğum için yanıma kayınvalidem geldi.(normalde yasaktır) Ben onu görünce bütün sinirlerim boşaldı ve ağlamaya başladım. Dayanamadığımı beni sezeryana almalarını istediğimi söyledim. Herşeyim normal ilerlediği için almadılar. Sonra gitti ben sancılarımla başbaşa kaldım artık dayanılacak gibi değildi iyice sık ve şiddetli geliyordu. Sanki canlı canlı belimi testereyle kesiyorlardı. Beni sezeryana alın diye yalvarıyordum ama tınlayan yoktu. Normalde sessiz sakin biriyimdir ama bağırmaya başladım artık dayanamıyorum nolur doğuma alın beni diye. Muayene edip biraz daha var diyorlardı. Sancılarım aralıklı değil sürekliydi artık bağırmaktan dilim damağım kurumuştu ve bir damla su verip ağzımı çalkalattılar sadece.
Artık beklenen an gelmişti ve beni çatala aldılar. Derin nefes alıp sancıyla birlikte ıkınmamı istediler sanki kabız olmuşum gibi. Ama ıkınmak ne mümkün sanki üstümden kamyon geçmiş gibi gücüm kuvvetim kalmamıştı. Ve doğuramadım ıkınamadığım için tekrar odaya alındım. Ebe bebeğin kafası görünene kadar çatala almayacağını yattığım yerde sancım geldikçe ıkınmamı söyledi bacaklarımı kendime çekerek. Öyle zordu ki sancıyla birlikte ıkınmak dayanılmaz bir acıydı. Sanki kanım çekilmiş kolum bacağım bembeyazdı. Ömrümden 10 yıl gitti derler ya öyle birşey. Ne kadar zaman geçmişti bilmiyorum ama doğuramıcam diye ağlamaya başladım. Ve tekrar beklenen an çataldaydım. Iğne yaptılar hassas bölge olduğu için canım yandı ve tam uyuşmadan kestikleri için de hissettim keserken. Sonra tek hissettiğin şey sancın oluyor. Ikın ıkın gelmiyor kendimi topladım derin bir nefes aldım. Öyle bir ıkındım ki gözlerim karardı ve kulaklarım duymaz oldu. Gözlerimi açtığımda ebenin kucağında bebeğimi gördüm. Ve ortalığı yıkarcasına ağlamasını...
saat öğleden sonra 3.e çeyrek vardı. derin bir oh çektim üstümden büyük bir yük kalkmıştı. Ama kolumu kaldıracak halim yoktu. Bebeğimin gözleri açık fıldır fıldır bakıyordu meleğim. Bana dikiş atılırken onuda temizliyorlardı. Ona baktım ve Allah.ım bu benim mi? Ben mi doğurdum? Dedim kendi kendime. Sonra bebeğim babasının kucağına verilmek üzere getirildi ben hala çataldaydım. Yarım saat daha kaldım çok dikişlerim vardı. Sonra tekerlekli sandalyeye oturtuldum. Doğumhaneden çıktığımda eşimle annem kapıda bekliyorlardı onca çektiklerime rağmen gülümsedim. Sonra mavi tüllerle süslenmiş odama alındım. Bebeğimde odadaydı yatağa yatırıldım eşim geldi bana öyle bir sarılışı vardı ki ikimizde hıçkırıklara boğulduk. Ona sadece çok canım yandı diyebildim. (bunları anlatırken hala gözlerim doluyor) ve sonrası malum acılar unutuluyor. Anne olmak muhteşem bir duygu. Allah isteyen herkese nasip etsin bu duyguyu.
Ve hamile arkadaşlarım Allah sizlerede kolay doğumlar nasip etsin. Benimki zor oldu ama korkmayın herkesin doğum hikayesi farklı. Bebeğinizi kucağınıza alıp koklayınca herşeyi unutuyorsunuz. Onun cennet kokusunu hiçbir şeye değişmem...
ayrıntılı anlattığım için uzun oldu. Sabırla okuduğunuz için teşekkür ederim...