Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'un Vefatı 27 Aralık 1936

Akif'in Milli Mücadele yıllarında yazdığı eserlerindendir.

Ali Rıfat Bey, bu eseri bestelemiş ve eser ile bestesi Milli Mücadele yıllarında
Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyasetince kabul olunarak orduya tamim olunmuştu.

[video=youtube;xryva-FiXv0]http://www.youtube.com/watch?v=xryva-FiXv0[/video]

Ordunun Duası

Yılmam ölümden, yaradan, askerim ;
Orduma 'Gazi' dedi Peygamber'im.
Bir dileğim var, ölürüm isterim:
Yurduma tek düşman ayak basmasın.


Amin! desin hep birden yiğitler,
Allahu Ekber! gökten şehitler.
Amin! Amin! Allahu Ekber!


Türk eriyiz, silsilemiz kahraman..
Müslümanız, Hakk'a tapan müslüman.
Putları Allah tanıyanlar, aman,
Mescidimin boynuna çan asmasın.


Amin! desin hep birden yiğitler,
Allahu Ekber! gökten şehitler.
Amin! Amin! Allahu Ekber!


Millet için etti mi ordum sefer,
Kükremiş arslan kesilir her nefer,
Döktüğü kandan göğe vursun zafer,
Toprağa bir damlası boşa akmasın.


Amin! desin hep birden yiğitler,
Allahu Ekber! gökten şehitler.
Amin! Amin! Allahu Ekber!


Ey ulu Peygamberimiz nerdesin?
Dinle minaremde öten gür sesin!
Gel, Bana yar ol ki cihan titresin,
Kimse dönüp süngüme yan bakmasın.


Amin! desin hep birden yiğitler,
Allahu Ekber, gökten şehitler,
Amin! Amin! Allahu Ekber!


Mehmet Akif Ersoy
 
images

Mehmet Akif Ersoy' un Eserleri

Matbuatta yayınlanan ilk şiiri Kur'ana Hitab isimli manzumesidir. Mektep Mecmuasının 26. sayısındadır. Tercüme ettiği eserlerin bazıları kitap halinde basılmıştır. Makaleleri ve tercümelerinin çoğu Sırat-ı Müstakim ve Sebilür-Reşad koleksiyonlarındadır.

Eserlerinin umumi ünvanı Safahat ' tır ve ilk eseri yalnız bu adı taşır.

Birinci Kitabın Adı:
Safahat Bu kitapta üç bin mısradan ibaret 43 parça şiir vardır. Eski harflerle 3 kere basılmıştır.

İkinci Kitabın Adı:
Süleymaniye Kürsüsünde Bin mısradan ibarettir. Eski harflerle 4 kere basılmıştır.

Üçüncü Kitabın Adı:
Hakkın Sesleri 500 mısradan ibaret 10 parça şiir vardır. Eski harflerle 3 kere basılmıştır.

Dördüncü Kitabın Adı:
Fatih Kürsüsünde 1800 mısra olan kitap eski harflerle dört defa basılmıştır.

Beşinci Kitabın Adı:
Hatıralar 1600 mısra tutan 10 parça şiir vardır. Eski harflerle 3 kere basılmıştır.

Altıncı Kitabın Adı:
Asım Eski harflerle 2 kere basılmıştır. Bir muhavereden ( karşılıklı konuşma, diyalog ) ibaret olan bu eser 2500 mısradır.

Yedinci Kitabın Adı:
Gölgeler Mısırda eski harflerle 1 kere basılmıştır. Bu kitapta 1500 mısra tutan 41 şiir vardır.



Bu 7 Safahat' ta ki mısraların toplamı 12 bine yakındır. Sır'at-ı Müstakim ve Sebil-ür-Reşad da münderic olduğu ( yer aldığı ) halde Safahat'a alınmayan bazı şiirleri de vardır. Bunlardan başka yazılıp da neşr olmamış ( yayılıp tanınmamış ) şiirleri yoktur. 15-20 yaşında yazdığı binlerce beyitlik şiirlerinden hiçbir şey kalmamıştır. Şair hepsini imha etmiştir.



Şiirlerinden bazıları bestelenmiştir.
İstiklal Marşı, Bülbül, Ordunun Duası, Meçhul Şehit ( Çanakkale ) , Köse İmam
Ordunun Duası Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Riyaseti ( Genel Kurmay Başkanlığı ) nce kabul olunarak orduya tamim olunmuştur.



Mensur Eserlerine gelince:
Sırat-ı Müstakim ve Sebil-ür-Reşad da neşr olunan ( yayınlanan ) yüz kadar muhtelif makale ve hasbihali, elli kadar tercümesi, 10 kadar da mev'ize ( öğüt, nasihat ) vardır.


Tercüme Ettiği Eserler Şunlardır:
Ferid Vecdi Bey'in, Müslüman Kadını... Muhammed Abdu' nun, Hanoto' ya Karşı İslamı Müdafaa.. Abdülaziz Çaviş'in Anglikan Kilisesine Cevap...İçkinin Beşer Hayatında Açtığı Rahneler... Said Halim Paşa'nın, İslamlaşmak ve İslamda Teşkilat-ı Siyasiye adlı eserleri.
 
images


Planlarını hazırladığı halde yazmaya vakit bulamadığı eserleri:

Haccet-ül-Veda:
Bu eser Peygamber Efendimizin ( s.a.v. ) son haccını tasvir ve Peygamberin Arafat Dağı'nda söylediği son nutkunu ihtiva edecekti.

İslamiyetin esasları ve onun yer yüzünde başardığı inkılap bu nutukla canlanacaktı. Merhum, bu eseri yazmak için Arafat Dağı'nda durmak, sonra bu şiiri yazmayı çok istiyordu. Medine-i Münevvere'ye iki kere gittiği halde, Mekke-i Mükerreme'ye gidememiş ve bu eserin yazılması bu yüzden mümkün olmamıştır.

İkinci Asım:
Safahat'ın 6. kitabı olan Asım, eserin kahramanı ile arkadaşlarının tahsillerini tamamlamak üzere Avrupa'ya gitmeleriyle nihayet bulur. Milli Mücadelenin başlaması üzerine Asım ile arkadaşları Anadolu'ya koşarlar ve memleketin kurtuluş harbini yaparlar. İkinci Asım, bu Kurtuluş Harbi'nin Kahramanlık destanı olacaktı.

Salahaddin-i Eyyubi:
Bu bir piyes olacak ve Türk - İslam kahramanlığını canlandıracaktı.
 
[video=youtube;QswK8T-VOA8]http://www.youtube.com/watch?v=QswK8T-VOA8&feature=related[/video]
 
[video=youtube;DSAu3FUPUNo]http://www.youtube.com/watch?v=DSAu3FUPUNo[/video]
Seyfi Baba
Kim kazanmazsa bu dünya da bir ekmek parası:
Dostunun yüz karası; düşmanının Maskarası!
Mehmet Akif Ersoy
 
[video=youtube;na5iQIJGgdk]http://www.youtube.com/watch?v=na5iQIJGgdk[/video]

Bir Gece

Ondört asır evvel, yine bir böyle geceydi,
Peygamber Efendimizin (s.a.v.) doğduğu gece

Kumdan, ayın on dördü bir öksüz çıkıverdi!
Lakin, o ne hüsrandı ki; hissetmedi gözler;
Halbuki, kaç bin senedir, bekleşmedelerdi!

Nerden görecekler? Göremezlerdi tabi:
Bir kerre, zuhur ettiği çöl en sapa yerdi;
Bir kerre de, mamure-i dünya, o zamanlar,
Buhranlar içindeydi, bugünden de beterdi.

Sırtlanları geçmişti beşer yırtıcılıkta;
Dişsiz mi bir insan, onu kardeşleri yerdi!
Fevza bütün afakını sarmıştı zeminin,
Salgındı, bugün Şark'ı yıkan tefrika derdi.

Derken, büyümüş, kırkına gelmişti ki Öksüz,
Başlarda gezen kanlı ayaklar suya erdi!
Bir nefhada kurtardı insanlığı o Masum,
Bir hamlede kayserleri, kisraları serdi!

Aczin ki, ezilmekti bütün hakkı, dirildi;
Zulmün ki, zeval aklına gelmezdi, geberdi!
Alemlere, rahmetti, evet şer-i mübini,
Şehbalini adl isteyenin yurduna gerdi.

Dünya neye sahipse, onun vergisidir hep;
Medyun O'na cemiyyeti, medyun O'na ferdi.
Medyundur o Masuma bütün bir beşeriyyet
Ya Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret.

Mehmet Akif Ersoy
Hilvan, 11 Rebi'ül-evvel 1931
 
mehmet_akif_ersoy_by.jpg

12MartMehmetAkifErsoyKabriZiyareti.jpg

Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u vefatının 75. yıl dönümünde rahmet ve şükranla anıyorum (anıyoruz) .En Büyük TÜRKİYE
Ruhu Şad, Mekanı Cennet Olsun.En Büyük TÜRKİYE
 
Son düzenleme:
278638_akif-ersoy.jpg


Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy'u, ebediyete intikalinin 76. yıl dönümünde, rahmet ve minnet duygularıyla anıyoruz.En Büyük TÜRKİYE
 
[video=youtube;42qrlEoyqWk]http://www.youtube.com/watch?v=42qrlEoyqWk&feature=BFa&list=PL22FC781279B99D71&lf=results_main[/video]

ATİ Yİ KARANLIK GÖREREK AZMİ BIRAKMAK

Ati yi karanlık görerek azmi bırakmak...
Alçak bir ölüm varsa, eminim, budur ancak.
Dünya da inanmam, hani görsem de gözümle.
İmanı olan kimse gebermez bu ölümle:
Ey dipdiri meyyit, 'İki el bir baş içindir.'
Davransana... Eller de senin, baş da senindir!

His yok, hareket yok, acı yok... Leş mi kesildin?
Hayret veriyorsun bana... Sen böyle değildin.
Kurtulmaya azmin neye bilmem ki süreksiz?
Kendin mi senin, yoksa ümidin mi yüreksiz?

Ati yi karanlık görüvermekle apıştın?
Esbabı elinden atarak ye'se yapıştın!
Karşında ziya yoksa, sağından, ya solundan
Tek bir ışık olsun buluver... Kalma yolundan.
Alem de ziya kalmasa, halk etmelisin, halk!
Ey elleri böğründe yatan, şaşkın adam, kalk!

Herkes gibi dünya da henüz hakk-i hayatın
Varken, hani herkes gibi azmin de sebatın?
Ye's öyle bataktır ki; düşersen boğulursun.
Ümide sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!

Azmiyle, ümidiyle yaşar hep yaşayanlar;
Me'yus olanın ruhunu, vicdanını bağlar
Lanetleme bir ukde-i hatır ki: çözülmez...
En korkulu cani gibi ye'sin yüzü gülmez!

Madem ki, alçaklığı bir, ye's ile şirkin;
Madem ki, ondan daha mel'un daha çirkin
Bir seyyie yoktur sana; ey unsur- iman,
Nevmid olarak rahmet-i mev'ud-u Huda'dan,

Hüsrana rıza verme... Çalış... Azmi bırakma;
Kendin yanacaksan bile, evladını yakma!

Evler tünek olmuş, ötüyor bir sürü baykuş...
Sesler de: 'Vatan tehlikedeymiş... Batıyormuş! '
Lakin, hani, milyonları örten şu yığından,
Tek kol da yapışsam demiyor bir taraftan!

Sahipsiz olan memleketin batması haktır;
Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır.

Feryadı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar...
Uğraş ki: telafi edecek bunca zarar var.
Feryad ile kurtulması me'mul ise haykır!
Yok, yok! Hele azmindeki zincirleri bir kır!

'İş bitti... Sebatın sonu yoktur! ' deme, yılma.
Ey millet-i merhume, sakın ye'se kapılma.

19 Rebiülahir 1331
14 Mart 1913

Mehmet Akif Ersoy
 
[video=youtube;Kvzri19DoR4]http://www.youtube.com/watch?v=Kvzri19DoR4[/video]

Bir Zamanlar

Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz:
Gelmişiz, dünya ya milliyet nedir öğretmişiz!

Kapkaranlıkken bütün afakı insaniyyetin,
Nur olup fışkırmışız ta sinesinden zulmetin;

Yarmışız edvar-ı fetretten kalan yeldaları;
Fikr-i ferda doğmadan yağdırmışız ferdaları!

Öyle ferdalar ki: Kaldırmış serapa alemi;
Dideler bir cavidani fecrin olmuş mahremi.

Yirmi beş yıl, yirmi beş bin yıl kadar feyyaz imiş!
Bak ne ani bir tekamül! Bak ki: Hala mündehiş

Yad-ı fevk-a’l-i’tiyadından onun tarihler;
Görmemiş benzer o müthiş seyre, hem görmez beşer,

Bir taraftan dinimiz, ahlakımız, irfanımız;
Bir taraftan seyfe makrun adlimiz, ihsanımız;

Yükselip akvamı almış fevc fevc ağuşuna;
Hepsi dalmış vahdetin aheng-i cuşacuşuna,

Emr-i bil ma'ruf imiş ihvan-ı İslamın işi;
Nehy edermiş, bir fenalık görse, kardeş kardeşi.

Kimse haksızlıktan etmezmiş tegafül ihtiyar;
Ferde raci’ sadmeden efrad olurmuş lerzedar.

Biz, neyiz? Seyreyle artık; bir de fikr et, neymişiz?
Din de kürkün aynı olmuş: Ters çevirmiş giymişiz!

Nehy-i ma’ruf emr-i münkerdir gezen meydan da bak!
En metin ahlakımız, yahud, görüp aldırmamak!

Yıktı bin mel´un kalem namusu, bizler uymadık:
“Susmak evladır” deyip sustuk… Sanırsın duymadık!

Kustu, bin murdar ağız şer´in bütün ahkamına;
Ah! bir ses bari yükselseydi nefret namına!

Altı yüz bin can gider; milyonla iman eksilir;
Kimseler görmez! Gören sersem de Allah´tan bilir!

Sonra, şayet, sahsının incinse, hatta, bir tüyü:
Yer yıkılmış zanneder seyr eyleyen gümbürtüyü!

Kırkın aylıktan biraz, yahud geciksin vermeyin;
Fodla çiy kalsın, ''pilav bitmiş” deyin, göstermeyin,

Fes, külah, kalpak, sarık vermiş bakarsın el ele;
Mi´delerden fışkırır ta Arş´a aç bir velvele!

Ortalık altüst olurken ses çıkarmazdım, hani,
Öyle bir dernekte seyret gel de artık sen beni!

Göster, Allah’ım, bu millet kurtulur, tek mucize:
Bir “utanmak hissi” ver gaib hazinenden bize!

Mehmet Akif Ersoy

23 Cemaziyelahir 1331
16 Mayıs 1913



50666983_div903869.gif




Edvar-ı fetret: Fetret devirleri
Yelda: En uzun gece
Cavidani fecir: Baki, daimi bir fecir
Fevk-al-i'tiyad: Olağanüstü
Seyfe makrun: Kılıca bağlı
Fevç fevç: Yığın yığın
Emr-i bil-ma'ruf: İyiliği emretmek
İhvan-ı islam: İslam kardeşliği
Tegafül: Gaflet etmek, göz yummak
Lerzadar: Sarsılmış
Nehy-i ma'ruf: İyiliği nehyetmek, yasak etmek
Emr-i münker: Fenayı, kötüyü buyurmak
Fodla çiy kalsın: Ekmek çiğ kalsın
Gaib: Gizli
 
[video=youtube;okUwQWs4s9I]http://www.youtube.com/watch?v=okUwQWs4s9I&feature=related[/video]

Ya Rab, Bu Uğursuz Gecenin Yok Mu Sabahı?

Ya Rab, bu uğursuz gecenin yok mu sabahı?
Mahşerde mi biçarelerin, yoksa felahı!

Nur istiyoruz... Sen bize yangın veriyorsun!
Yandık! diyoruz... Boğmaya kan gönderiyorsun!


Esmezse eğer bir ezeli nefha, yakında,
Ya Rab, o cehennemle bu tufan arasında,

Toprak kesilip, kum kesilip Alem-i İslam;
Hep fışkıracak yerlerin altındaki esnam!

Bizar edecek, korkuyorum, Cedd-i Hüseyn'i
En sonra, salib ormanı görmek Harameyn'i

Bin üç yüz otuz beş senedir, arz-ı Hicaz'ın
Ateşli muhitindeki suzişli niyazın

Emvacı huruş-aver olurken melekuta
Çan sesleri boğsun da gömülsün mü sükuta?

Sönsün de, İlahi, şu yanan meş'al-i vahdet,
Teslis ile çöksün mü bütün aleme zulmet?

Üç yüz bu kadar milyonu canlandıran iman
Olsun mu beş on sersemin ilhadına kurban?

Enfas-ı habisiyle beş on ruh-u leimin
Solsun mu o parlak yüzü Kur'an-ı Hakim'in?

İslam ayak altında sürünsün mü nihayet?
Ya Rab, bu ne hüsrandır, İlahi, bu ne zillet?

Mazlumu nedir ezmede, ezdirmede mana?
Zalimleri adlin, hani öldürmedi hala!

Cani geziyor dipdiri... Can vermede masum
Suç başkasınındır da niçin başkası mahkum?


La yüs'ele binlerce sual olsa da kurban;
İnsan bu muammalara dehşetle nigeh-ban!


Eyvah! Beş on kafirin imanına kandık;
Bir uykuya daldık ki: cehennemde uyandık !

Madam ki, ey adl-i İlahi yakacaktın...
Yaksaydın a mel'unları... Tuttun bizi yaktın !


Küfrün o sefil elleri ayatını sildi:
Binlerce cevami yıkılıp hake serildi !

Kalmışsa eğer bir iki mabed, o da mürted:
Göğsündeki haç, küfrüne fetva-yı müeyyed!

Dul kaldı kadınlar, babasız kaldı çocuklar,
Bir giryede bin ailenin matemi çağlar!


En kanlı şenaatle kovulmuş vatanından
Milyonla hayatın yüreğinden gidiyor kan!

İslam'ı elinden tutacak, kaldıracak yok...
Na-hak yere feryad ediyor: acize hak yok!

Yetmez mi musab olduğumuz bunca devahi?
Ağzım kurusun... Yok musun ey adl-i İlahi!

4 Cemaziyelevvel 1331
28 Mart 1913

Mehmet Akif Ersoy



50666983_div903869.gif


Nefha : Esinti
Esnam: Putlar
Cedd-i Hüseyin: Hüseyin' in dedesi
Haremeyn: İki harem, Mekke deki Harem-i Şerif ile Medine deki Ravza-ı Mutahhara
Salib ormanı: Haç ormanı
Suziş: Yanık
Emvacı huruş-aver olurken: Dalgaları taşıp çıkarken melekler alemine
Meş'al-i Vahdet: Birlik meşalesi
Teslis: Hıristiyanların Tanrı'yı üçleme inancı
İlhad: Dinsizlik
Enfas-ı habis: Kötü nefesler
Ruh-u leim: Alçak ruh
La yüs'el: Sorumsuz olan, Zat-ı Kibriya
Nigehban: Bakıcı
Cevami: Camiler
Mürted: Dinden çıkmış
Fetva-yı müeyyed: Sağlam delil
Devahi: Belalar
 
X