- 22 Eylül 2013
- 5.478
- 3.735
ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNV. PROF. DR. YAKUP KARABAĞLI İLE ÇIKILAN MEME BÜYÜTME AMELİYAT YOLCULUĞUM
Ameliyattan 1 hafta önce
Bu satırları yazarken ameliyatıma tam 1 hafta var. Bense aylardır heyecanlıyım. Son günlere yaklaştıkça rüyalarıma giriyor artık. Olsa da bitse diyorum. Mutluyum. Ama aynı zamanda korkuyorum. Hayal gibi, inanamıyorum.
Biliyorsunuz bundan önce Cenk Tokat’la görüşmüştüm.(görüşme detaylarım önceki konumda) Doktorla alakalı bir sıkıntım yoktu ancak, rapor alamayacaktım. Bu yüzden yönümü başka bir doktora çevirdim.
İl: Eskişehir
Hastane: Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi
Doktor: Prof. Dr. Yakup KARABAĞLI
Randevu almak için üniversiteyi telefonla arıyorsunuz öncelikle onu belirteyim. İnternetten bu tip özel görüşmeler için randevu alamıyorsunuz. Görüşme ücretsiz, yaklaşık yarım saat sürüyor.
Doktorun odasına girdiğimde ilk sorduğu "anlat bakalım neler biliyorsun?" oldu. Aylardır araştırıyorum, söyleyecek onca lafım varken, söz konusu karşınızda bu işin "doktor"u olunca, söyleyecek çok ta lafınız kalmıyor.
Aslında kararım netti, önce koltuk altı istemiş, sonrasında meme altında karar kılmıştım. Meme ucundan ameliyatı hiç düşünmedim. Çünkü ileride süt kanallarının zarar görmesi ihtimalini göze alamazdım. İşin açıkçası iz konusunda takıntılı da değildim. Gelgelelim bu doktor bana meme ucundan ameliyatı öneriyordu. Hiç düşünmezken, doktorun bu konudaki kararlı duruşu beni ikna etti. Muhtemelen bu satırları forumda bir başkası yazmış olsaydı "deli misin, neden risk alıyorsun" derdim, hatta demişliğim bile var. Evet, hiç aklımda yokken meme başından ameliyat oluyorum. Her ne kadar takıntım olmasa da, artık kafamda izlerim kaybolur mu soruları dolaşmayacak. Bu da gerçekten güzel bir duygu.
Ameliyattan 1 gün önce
Heyecan dorukta İnanılır gibi değil. Yarın ameliyatım var ve ameliyattan önce güzel bir banyo şart. Gün, hamam sefası günüdür. Elim değmişken biraz reklam yapayım. Hamamlarımız meşhurdur, doğal kaynatma suyudur. Evde duş almaktan çok farklıdır, en az 1,5-2 saat kalırsınız bir kere. Havuza girer, kese ve masaj yaptırır öle çıkarsınız.
Akşama bavulumu hazırladım. Bakalım neler koymuşuz...
Ameliyat bavulum:
Önden düğmeli pijamam
hırkam
Yedek iç çamaşırım
Günlük pedim
Pipet
Sıvı sabun
Peçete
Islak mendil
Terlik
çorap
kağıt havlu
Ameliyat sonrası giyeceğim sporcu sutyeni
Sahi ben miyim yarın ameliyat olacak olan? Doktorla bugün tekrar görüştüm. Son defa tekrar konuştuk. kas altı 350 cc düşünüyorum senin göğüslerin a2 cup.. (halbuki ben b cup zannederdim. bildiğimiz cup'larda kendi içinde 3 e ayrılırmış) c2 cup olacaksın dedi. Kan tahlillerim yapıldı.
Yarın 9.00 da hastanede olucam. 10.30 da ameliyatım var. Ameliyatım 1 saat sürermiş. Ama odama geçmem saat 12.00yi bulurmuş. Tamamen ayılmadan odaya almazlarmış. Sargıları ne zaman açacaksınız dedim. Sargı olmayacak kı dedi. Ameliyattan çıkınca o bi sütyen takacak. Hastaneden çıkarkende bana aldırdığı sutyeni takacak. İşte bana aldırdığı sutyen böle bişey.
Fila marka. Bedeni: 80C kullanımı konusunda henüz bir şey diyemeyeceğim. Önden kopçalı olması güzel. Kullanımı rahata benziyor. Antibakteriyelmiş. Çamaşır makinesinde yıkanmazmış. Sutyenlerin elde yıkanmasından nefret ediyorum. Fiyatı 90 TL.. Fiyatının pahalı olmasından da nefret ettim şu an. Doktorla anlaşması varmış 80 TL ye aldım.
Hala inanamıyorum. Sahi ben miyim yarın ameliyat olacak olan? Geçsin şu 1 hafta istiyorum, hemen geçsin, hiç beklemesin. Nasıldır o meşhur göğüs ağrısı? Atlatabilir miyim? Bazen çok adet sancısı çekerim mesela. Kıvranırım. Ağlarım. O kadar ağrım olur mu ki? Bir de göğüs kası altı dedi. off nerden çıktı şimdi o kasları kesip biçme. Bir önceki doktor kas üstü yapacaktı ne güzel. Off puff.. Hadi bakalım şimdilik bu kadar. Ben bugün erken uyumalıyım. Yarın çok işim var dostlar.
Ameliyat günü
Söyledikleri saatte hastanedeyim. Bizi odaya yerleştirdiler. Tek kişilik güzel hoş bir oda. Hemşirem de güzel.. dur bakıyım.. aaa güzel valla, çok güzel hemşirem var. Hemen elimden damar yolu açtı. acıdı mı? yoo hiç acımadı. eli de mi hafif ne? e çok şükür daha ne istiyim . sakinleştirici iğneyi kalçadan vuruyolarmış. doktordan öğrendiğim halde yeniden sordum. hani bi umut dedim.. olur ya.. hazır açılmış damar yolu varken, yahu kalçadan iğne olmakta neyin nesi? daha dün kan aldırırken ayılıp bayılmışım. bir umut sordum işte ama cevap değişmedi. Eh bakalım tamam, hadi o da öle olsun.
Ardından ameliyat kıyafetimi, bonemi getirdiler. Ha bir de koluma bilekliğimi taktılar, yeni doğmuş bebekler gibiydim. Sadece altınızda külotunuz kalıyor o kadar. Kardeşlerime hemen fotoğraf çektirdim o halde. e malum hemen facebookta paylaşmalıydım ...silikon ameliyatına giriyor vee oldukça heyecanlı hissediyor .. yok yok şaka tabi .. aman aman..
çok korktuğumu stresli olduğumu söyleyemem. kıkır kıkır gülesim geliyordu halime. Ardından sedyeyi getirdiler. Çekirge misali üzerine bir zıplayışta çıktım, sonra arkamı döndüm ve pufff.. nefes al, nefes ver.. tamaaam bittii.. ayy eli de hakikaten hafifmiş. İşte çok merak ettiğim anlardan biri daha.. sahi nasıl oluyordu bu moral iğnesi? sedyeye yattım ve hastane görevlisi bir bey beni ameliyathaneye götürmek üzere taşımaya başladı. Annem ve kardeşlerim arkamdan geliyordu. Bu moral iğnesi sayesinde sanırım çok sakindim. Bıraksalar kahkaha ata ata giricem. ayıp diyorum kız sus, ameliyat bu, gülünür mü öle.. tamam tamam sustum. Sırıttığım belli olmasın diye dudaklarımı ısırıyorum. ameliyathane kapısına geldik nihayetinde. sedyemi taşıyan görevli, cebinden kartı çıkartıp kapıya okuttu ve biz artık "GİRİLMEZ" kapıların ardına geçtik. Kafamı hafifçe kaldırdım. Gülümsedim, el salladım vee hoşçakalıın. Yüzlerine tam bakamadım, çünkü benim için korktuklarını, endişe duyduklarını biliyordum. Bundan sonraki yolda yalnızdım. Yolun bir yanı sezeryana ayrılmıştı, beni diğer taraftan götürdü. önce bir yerde bekledim. fakülte hastanesi olduğundan etrafımda öğrenciler vardı. 3. sınıf öğrencileri ameliyatına girecekleri hocayı arıyolardı, ya yok yazarsa o dersten hoca..
şimdi tekrar yolculuk zamanı.. içimden saçma bir şarkı mırıldanıyorum "hu huu çekilin yoldan, vahşi batıdan geliyorlar.. " sıra sıra ameliyathaneler var, önlerinden geçiyoruz, birinin kapısı açık, bakmaya çalışıyorum. yahu sen bir kesik görsen direk bayılırsın, ameliyat izlesen herhalde komaya girersin, neyine bakmaya çalışıyosun acaba? neyse benim gireceğim ameliyathanenin kapısında durduk sonunda. içerde hasta var, onu bekliyorum. etrafımda hala girecekleri ameliyatı bulmaya çalışan 3. sınıf öğrenciler.. yazık yaa onlara da üzülüyorum bi yandan. bir de hoca yok yazmasın çocukları durduk yere diyorum. birazdan narkozu yiyip, neşterle kesilicem, ama ben kalkmış öğrenciler yok yazılırsa diyorum, farkındayım saçma.. neyse doktorum geldi. beni kimsenin görmeyeceği yere aldı ve sedyenin üzerine oturtup çizimlerimi yaptı. ve tekrar dışarı çıkardı. içerdeki hastanın ameliyatı bitmişti ama nefes alamıyordu. "eliffff, ağzını aç elif" defalarca, defalarca söylediler. elif dışarı çıktığında anladım, burnundan ameliyat olmuştu. muhtemelen bilinci tam gelmediğinden, hala burnundan nefes almaya çalışıyor, ve tabi ki alamıyordu. Sonra beni aldılar içeriye. Önce kollarımı bağladılar. Bu arada moral iğnesi insanı sarhoş gibi yapmıyor, bilinciniz açık, hareketleriniz normal, sadece heyecan duymuyorsunuz o kadar. Narkoz verildi. Bi kaç saniye sonra hemen atarlandım "ama ben daha bayılmadım" hani bayılmadığımı bilsinler ki, ben bayılmadan ameliyata kalkışmasınlar istiyorum. Doktorum da" tüh yaa sana bozuk narkoz vermişler demek ki görüyo musun" dedi. gülümsedim. önümde duran kocaman ışığı yaktılar. "gözlerim kapanıyo" dedim.. konuşabilseydım, "şu ışığı sonra yakaydın be abicim" diyecektim, olmadı. Bu aşamada sizlere ruhumun yükselip, ameliyatımı tepeden izlediğimi, beyaz ışıkları da anlatan güzel bir hikaye de sığdırmak isterdim aslında ama üzgünüm... Sonrasını hatırlamıyorum.
Narkozdan uyanmaya başladığımda tek hatırladığım, çok üşümüş olduğumdu. Ayaklarımı kendime doğru çekmek istiyordum ancak ayaklarım da bağlıydı. ne kadar zaman sonra bilmiyorum ama odama götürdüler. annem ve kardeşim beni o halde görünce çok korkmuş. konuşamıyor ama söylenenleri hayal meyal duyuyordum.
evet sonuçta ameliyattan çıkıyorsunuz, yüzünüz bembeyaz, konuşacak, bakacak haliniz yok. üşüyor musun dediler? zar zor "evet" diyebildim. pijamalarımı giydirdiler, üzerime battaniyeyi örttüler. "çok şükür dedim, çok şükür bunu da atlattık" Sonra uyudum, uyandım, uyudum, uyandım..
Hemşire saat 4 ten önce su içmemi yasakladı, çok susamıştım halbuki. Sürekli saati soruyordum. saat 4 oldu nihayet ve ben suyumu içtim. O ara hemşire tutturdu, tuvalete çıktın mı tuvalete çıktın mı? yahu diyorum yok benim tuvaletim. Olmaazz yapman lazıım. zar zor koluma girip tuvalete götürdüler. dedim hayır başım dönüyo midem bulanıyo, yapmıcam. geri götürün yatağıma. eh neyse yatağa götürdüler. hemşire tansiyonuma baktı, düşmüş. tuzlu ayran içirin dedi. O arada kardeşlerim "biz gidiyoruz abla" dediler. Onlara, hoşçakalın bile diyemedim. Konuşmak çok yoruyordu.
Doktor beni kontrole geldi bir ara. Kaç cc taktığını deliler gibi merak ediyordum. Ama açıkçası kendi söylemese soracak halim yoktu. Ameliyatın başarılı geçti, 350 cc kullandık çok güzel oldu. 400 koysak çok hantal duracaktı dedi. Bir de tek göğsüme diren takmış. Normalde diren kullanmam ben ama sağ göğsünden çok kan gelince taktım dedi. Yarın çıkartıcaz ama korkma acımıycak dedi. Konuşamıyordum ama konuşsam da soracaklarım bundan fazlası değildi.
Akşam yemeğimi annem yedirdi. Menüde neler vardı söyliyim hemen size.. taze fasulye, pilav ve ayran... Hastane yemekleri tuzsuz olur derler ama tadı tuzu gayet yerindeydi. Yemekler iyi de, iştah olmuyor tabi. Tuzlu ayranı içtim. yemeklerden biraz yedim. haa unutuyordum, bir de üzüm vardı. Onu ertesi sabaha sakladım. (dipnot: üzüm, yemeklerden hemen sonra yiyebileceğiniz tek meyvedir)
O gün iğneler, serumlar, bişiler bişiler taktılar sürekli. Sırt ağrısı ve göğüs ağrısı dışında bir ağrım yoktu. Hani dedim ya başta, bazı adet sancılarım olur, kıvranır dururum. Ne yatabilirim ne de kalkabilirim. Sizlere samimiyetle söylüyorum, o çektiğim adet sancılarının 1 saatini, bu ameliyatın 3 günlük ağrısına değişmem.
Bir ara da kusucam galiba dedim ve kustum. Aslında gariptir, normalde kusmak beni kötü yapar, boğazım tahriş olur, halsizleşirim. Bu yüzden de kusmaktan korkuyordum ama korkunun ecele faydası olmazmış. Bu sefer şans eseri kusmakla kendimi hiçte kötü hissetmemiştim.
Gündüzleri iyi de, gece uykum çok bölündü. sürekli uyandım. kaç kere kalktım bilmem. zaten kendi başınıza kalkmanıza imkan yok. en zoru da bu. o yüzden yatmak istemiyordum.
Ameliyatın 2. günü
Yahu bu adam silikon diye ucuz yoldan taş mı doldurdu göğsüme ne yaptı. Ağrım sızım, göğüs ve bel ağrısı dışında yok. Benim için dayanılmayacak bir ağrı olmadı.. Doktor kontrole geldi sabah. Ameliyat sutyenini çıkardı. Yanında biri vardı, belli ki öğrencisi. Normalde tıp fakültesinde doktorlar bir öğrenci ordusuyla gezer, onlara sorular sorar ve gösterirler. Neyse ki özel bölümde yattığımdan böle bir durum söz konusu değildi. Neyse konumuza dönelim. Ameliyat sutyenini çıkardı. Diren sağ tarafımdaydı, kafamı tamamen sola çevirdim. Eyvahlar olsun, diren çıkacak şimdi öğrencisine nasıl yapılacağını söyledi ve direni çocuk çıkarttı. Eee acımadı ya buu , inanamadım ama çıkarmıştı gerçektende. Fila marka sporcu sutyenimi taktı. Ohh ne güzel sandığım kadar acımadı derken, doktor, böle masaj yapacaksın deyip göğsümü sıkmasın mı.. Eh be doktor son anda yapılacak iş miydi, alacağın olsun. Öğle yemeğinden sonra çıkabilirsiniz dedi. Bi dakka yaa durun bi, ben henüz iyi olmadım ki. Nasıl çıkıcam öğleden sonra..
derkeeen hastaneden çıkma vakti geldi. Gerçekten de sabahtan öğleye, öğleden akşama çok fark ediyor. Sabah nasıl ayağa kalkıcam diyorsunuz ama öğleden sonra destekle kalkıyor, hastaneden çıkıyor, taksiye binip evinize gidebiliyorsunuz.
Haa bu arada taksi demişken. Eğer taksiyle eve dönecekseniz, sizi özel arabasıyla alacak biri yoksa taksinizi de, taksicinizi de iyi seçin. Biz tesadüfen birine denk geldik. Ameliyatlıysanız yavaş gideyim dedi. Ameliyatlı olmasaydım muhtemelen ralliye katılırdık. Düz yol sıkıntı değilde, dönüşlerde ve hoplayan yollarda sıkıntı biraz.
Neyse artık evimdeyim, çok şükür...
Ameliyatın 3. günü :2. sayfa
Ameliyatın 4. günü :2. sayfa
Ameliyatın 5. günü :2. sayfa
Ameliyatın 6. günü :7. sayfa
Ameliyatın 7. günü :7. sayfa
Ameliyatın 8. günü :7. sayfa
Ameliyatın 9. günü :9. sayfa
Ameliyatın 10. günü :9. sayfa
Ameliyatın 15. günü :10. sayfa
Ameliyatın 20. günü :11. sayfa
Ameliyatın 25. günü :13. sayfa
Ameliyatın 30. günü :14. sayfa
Yakup Karabağlı Kanal 26'da :14. sayfa
Maille gelen cevaplar :25. sayfa
Ameliyatın 2. ayı : 30. sayfa
Doktor kontrolündeyim: 31. sayfa
Ameliyatın 3. ayı : 34. sayfa
Ameliyatın 1. yılı : 44. sayfa
Ameliyattan 1 hafta önce
Bu satırları yazarken ameliyatıma tam 1 hafta var. Bense aylardır heyecanlıyım. Son günlere yaklaştıkça rüyalarıma giriyor artık. Olsa da bitse diyorum. Mutluyum. Ama aynı zamanda korkuyorum. Hayal gibi, inanamıyorum.
Biliyorsunuz bundan önce Cenk Tokat’la görüşmüştüm.(görüşme detaylarım önceki konumda) Doktorla alakalı bir sıkıntım yoktu ancak, rapor alamayacaktım. Bu yüzden yönümü başka bir doktora çevirdim.
İl: Eskişehir
Hastane: Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi
Doktor: Prof. Dr. Yakup KARABAĞLI
Randevu almak için üniversiteyi telefonla arıyorsunuz öncelikle onu belirteyim. İnternetten bu tip özel görüşmeler için randevu alamıyorsunuz. Görüşme ücretsiz, yaklaşık yarım saat sürüyor.
Doktorun odasına girdiğimde ilk sorduğu "anlat bakalım neler biliyorsun?" oldu. Aylardır araştırıyorum, söyleyecek onca lafım varken, söz konusu karşınızda bu işin "doktor"u olunca, söyleyecek çok ta lafınız kalmıyor.
Aslında kararım netti, önce koltuk altı istemiş, sonrasında meme altında karar kılmıştım. Meme ucundan ameliyatı hiç düşünmedim. Çünkü ileride süt kanallarının zarar görmesi ihtimalini göze alamazdım. İşin açıkçası iz konusunda takıntılı da değildim. Gelgelelim bu doktor bana meme ucundan ameliyatı öneriyordu. Hiç düşünmezken, doktorun bu konudaki kararlı duruşu beni ikna etti. Muhtemelen bu satırları forumda bir başkası yazmış olsaydı "deli misin, neden risk alıyorsun" derdim, hatta demişliğim bile var.
Ameliyattan 1 gün önce
Heyecan dorukta
Akşama bavulumu hazırladım. Bakalım neler koymuşuz...
Ameliyat bavulum:
Sahi ben miyim yarın ameliyat olacak olan?
Yarın 9.00 da hastanede olucam. 10.30 da ameliyatım var. Ameliyatım 1 saat sürermiş. Ama odama geçmem saat 12.00yi bulurmuş. Tamamen ayılmadan odaya almazlarmış. Sargıları ne zaman açacaksınız dedim. Sargı olmayacak kı dedi.
Fila marka. Bedeni: 80C kullanımı konusunda henüz bir şey diyemeyeceğim. Önden kopçalı olması güzel. Kullanımı rahata benziyor. Antibakteriyelmiş. Çamaşır makinesinde yıkanmazmış. Sutyenlerin elde yıkanmasından nefret ediyorum. Fiyatı 90 TL.. Fiyatının pahalı olmasından da nefret ettim şu an. Doktorla anlaşması varmış 80 TL ye aldım.
Hala inanamıyorum. Sahi ben miyim yarın ameliyat olacak olan? Geçsin şu 1 hafta istiyorum, hemen geçsin, hiç beklemesin. Nasıldır o meşhur göğüs ağrısı? Atlatabilir miyim? Bazen çok adet sancısı çekerim mesela. Kıvranırım. Ağlarım. O kadar ağrım olur mu ki? Bir de göğüs kası altı dedi. off nerden çıktı şimdi o kasları kesip biçme.
Ameliyat günü
Söyledikleri saatte hastanedeyim. Bizi odaya yerleştirdiler. Tek kişilik güzel hoş bir oda. Hemşirem de güzel.. dur bakıyım.. aaa güzel valla, çok güzel hemşirem var.
Ardından ameliyat kıyafetimi, bonemi getirdiler. Ha bir de koluma bilekliğimi taktılar, yeni doğmuş bebekler gibiydim.
çok korktuğumu stresli olduğumu söyleyemem. kıkır kıkır gülesim geliyordu halime.
şimdi tekrar yolculuk zamanı.. içimden saçma bir şarkı mırıldanıyorum "hu huu çekilin yoldan, vahşi batıdan geliyorlar..
Narkozdan uyanmaya başladığımda tek hatırladığım, çok üşümüş olduğumdu. Ayaklarımı kendime doğru çekmek istiyordum ancak ayaklarım da bağlıydı. ne kadar zaman sonra bilmiyorum ama odama götürdüler. annem ve kardeşim beni o halde görünce çok korkmuş. konuşamıyor ama söylenenleri hayal meyal duyuyordum.
evet sonuçta ameliyattan çıkıyorsunuz, yüzünüz bembeyaz, konuşacak, bakacak haliniz yok. üşüyor musun dediler? zar zor "evet" diyebildim. pijamalarımı giydirdiler, üzerime battaniyeyi örttüler. "çok şükür dedim, çok şükür bunu da atlattık" Sonra uyudum, uyandım, uyudum, uyandım..
Hemşire saat 4 ten önce su içmemi yasakladı, çok susamıştım halbuki. Sürekli saati soruyordum. saat 4 oldu nihayet ve ben suyumu içtim. O ara hemşire tutturdu, tuvalete çıktın mı tuvalete çıktın mı? yahu diyorum yok benim tuvaletim.
Doktor beni kontrole geldi bir ara. Kaç cc taktığını deliler gibi merak ediyordum. Ama açıkçası kendi söylemese soracak halim yoktu. Ameliyatın başarılı geçti, 350 cc kullandık çok güzel oldu. 400 koysak çok hantal duracaktı dedi.
Akşam yemeğimi annem yedirdi. Menüde neler vardı söyliyim hemen size.. taze fasulye, pilav ve ayran... Hastane yemekleri tuzsuz olur derler ama tadı tuzu gayet yerindeydi. Yemekler iyi de, iştah olmuyor tabi. Tuzlu ayranı içtim. yemeklerden biraz yedim. haa unutuyordum, bir de üzüm vardı. Onu ertesi sabaha sakladım. (dipnot: üzüm, yemeklerden hemen sonra yiyebileceğiniz tek meyvedir)
O gün iğneler, serumlar, bişiler bişiler taktılar sürekli. Sırt ağrısı ve göğüs ağrısı dışında bir ağrım yoktu. Hani dedim ya başta, bazı adet sancılarım olur, kıvranır dururum. Ne yatabilirim ne de kalkabilirim. Sizlere samimiyetle söylüyorum, o çektiğim adet sancılarının 1 saatini, bu ameliyatın 3 günlük ağrısına değişmem.
Bir ara da kusucam galiba dedim ve kustum. Aslında gariptir, normalde kusmak beni kötü yapar, boğazım tahriş olur, halsizleşirim. Bu yüzden de kusmaktan korkuyordum ama korkunun ecele faydası olmazmış. Bu sefer şans eseri kusmakla kendimi hiçte kötü hissetmemiştim.
Gündüzleri iyi de, gece uykum çok bölündü. sürekli uyandım. kaç kere kalktım bilmem. zaten kendi başınıza kalkmanıza imkan yok. en zoru da bu. o yüzden yatmak istemiyordum.
Ameliyatın 2. günü
Yahu bu adam silikon diye ucuz yoldan taş mı doldurdu göğsüme ne yaptı.
derkeeen hastaneden çıkma vakti geldi. Gerçekten de sabahtan öğleye, öğleden akşama çok fark ediyor. Sabah nasıl ayağa kalkıcam diyorsunuz ama öğleden sonra destekle kalkıyor, hastaneden çıkıyor, taksiye binip evinize gidebiliyorsunuz.
Haa bu arada taksi demişken. Eğer taksiyle eve dönecekseniz, sizi özel arabasıyla alacak biri yoksa taksinizi de, taksicinizi de iyi seçin. Biz tesadüfen birine denk geldik. Ameliyatlıysanız yavaş gideyim dedi. Ameliyatlı olmasaydım muhtemelen ralliye katılırdık.
Neyse artık evimdeyim, çok şükür...
Ameliyatın 3. günü :2. sayfa
Ameliyatın 4. günü :2. sayfa
Ameliyatın 5. günü :2. sayfa
Ameliyatın 6. günü :7. sayfa
Ameliyatın 7. günü :7. sayfa
Ameliyatın 8. günü :7. sayfa
Ameliyatın 9. günü :9. sayfa
Ameliyatın 10. günü :9. sayfa
Ameliyatın 15. günü :10. sayfa
Ameliyatın 20. günü :11. sayfa
Ameliyatın 25. günü :13. sayfa
Ameliyatın 30. günü :14. sayfa
Yakup Karabağlı Kanal 26'da :14. sayfa
Maille gelen cevaplar :25. sayfa
Ameliyatın 2. ayı : 30. sayfa
Doktor kontrolündeyim: 31. sayfa
Ameliyatın 3. ayı : 34. sayfa
Ameliyatın 1. yılı : 44. sayfa
Son düzenleme: