G
gamzelimm
Ziyaretçi
- Konu Sahibi gamzelimm
- #1
> Mehmet Öz sendromu...
>>
>>
>> Mübarek diyet ayları geldi... >> Havada peeling kokusu var.
>> Hanımlarda bir tatlı telaş.
>> Keyifle soyuluyorlar...
>> Hem ciltten... Hem cepten.
>>
>> Halbuki, ne güzel mevsimdi eskiden...
>> Kiraz çıkardı.
>> Karpuz çıkardı.
>> Ya şimdi?
>> Mehmet Öz çıkıyor!
>>
>>
>> Profesör Mehmet Öz'den anlıyoruz artık, yazın
geldiğini... Her yaz başıMehmet Öz geliyor, elinde tuğla gibi bir
kitap...
>> Gelsin tabii.
>> Memleketidir.
>> Ama ne zaman Mehmet Öz gelse Amerika'dan,
bizim evin huzuru >> kaçıyor
birader.
>>
>>
>> Geçen akşam gittim eve, mesela... Değerli
eşim, kapıda bekliyor. Elindemezura...
>> - Bu ne?
>> - Belini ölçeceğim...
>> - Niye?
>> - Mehmet Öz söyledi.
>> - İllallah be kardeşim, gene ne dedi?
>> - Çok konuşma, dur şöyle!
>> Durduk mecburen... Eşim de terzi gibi belimi
ölçtü... Zannedersin pantolondiktireceğiz...
>> Meğer, bu seneki yeni kitabın bombası
buymuş... Belinin çevresini ölçüyorsun, belinin çevresi, boyunun
yarısından az edecek... Eğer
belininçevresi, boyunun yarısından fazlaysa, kalpten ölüyorsun... Benim
anladığım
>> bu.
>> Ölçtük.
>> Benim belim, boyumdan uzun çıktı.
>> E tabii, hır çıktı.
>> O yasak, bu yasak.
>> Onu yeme, bunu yeme.
>> Çünkü, Mehmet Öz'ün hesabına göre, bugüne
kadar yaşıyor olmam, doğanın mucizesi!
>>
>> Geçen sene de yaşamıştık, aynı krizi.
>> Geldi Mehmet Öz.
>> Bir elinde kitap, bir elinde fındık.
>> Bunu oku, bunu ye.
>> İtiraf edeyim, okumadım... Ama yedim.
>> Hem de, ne yemek...
>> Ayıptır söylemesi, ben fındığı kuru kuruya
yiyemem, prensip olarak... Rakıyla fındık, viskiyle fındık, birayla
fındık...
>> Zayıflamak için fındık yedik, 20 kilo
aldık! >> Eşim, isyan haliyle...
>> - 2-3 tane yiyeceksin, 2-3 kilo
değil... >> - Ben anlamam.
>> - Nasıl anlamazsın?
>> - Ye dedi, yedim, Mehmet Öz'e
sinirlen. >> - Yarın doooğru doktora
gidiyoruz... >> - Mehmet Öz'ün gelişini
bekleseydik... >> - Cıvıtma, yarın
gidiyoruz!
>> Sert erkek olduğumuz için, bizim evde
emirleri hanım verir, gördüğünüz gibi...
>> Gittik, tıpış tıpış... Cihaza mihaza
girdik... >> Damarlar olmuş,
kablo!
>> Allah sizi inandırsın, 220 volt elektrik
geçer ama, kan geçer mi, orasışüpheli...
>> Kolesterol desen... Çift sarılı yumurta bile,
benim kolesterolün yanında"light" kalıyor.
>> Netice?
>> O yasak, bu yasak.
>> Fındığa dokunmam bile yasak! >> Fındık dediğin de öyle ha deyince, bırakılmıyor
ki... Bağımlılık yapıyor.Neyse...
>> "Ağız tadıyla" ölmemize izin verilmediği için
bir senedir >> "ot"luyorduk...Tam geviş
getirmeyi öğrenmiştik ki... >> Başımıza
"mezura" çıktı.
>>
>> Bugünlerde, her akşam aynı terane.
>> Annesi talimat vermiş, sevgili kızım, düzenli
olarak belimi >> ölçüyor, halime
>> kıkırdayarak.
>> Tek iyi tarafı var...
>> Her şey yasak.
>> Göbeğini içine çekebiliyorsun
ölçerken... >> O serbest.
>>
>> Şimdiden kara kara düşünüyorum, gelecek
yazı... Ve dua ediyorum, "Allahımlütfen, Mehmet Öz seneye
Türkiye'ye gelmesin, tatile
>> Japonya'ya falan
>> gitsin..."
>
>
:sm_cool::sm_cool::sm_cool::sm_cool:
a.s.a.s.:içelim:
>>
>>
>> Mübarek diyet ayları geldi... >> Havada peeling kokusu var.
>> Hanımlarda bir tatlı telaş.
>> Keyifle soyuluyorlar...
>> Hem ciltten... Hem cepten.
>>
>> Halbuki, ne güzel mevsimdi eskiden...
>> Kiraz çıkardı.
>> Karpuz çıkardı.
>> Ya şimdi?
>> Mehmet Öz çıkıyor!
>>
>>
>> Profesör Mehmet Öz'den anlıyoruz artık, yazın
geldiğini... Her yaz başıMehmet Öz geliyor, elinde tuğla gibi bir
kitap...
>> Gelsin tabii.
>> Memleketidir.
>> Ama ne zaman Mehmet Öz gelse Amerika'dan,
bizim evin huzuru >> kaçıyor
birader.
>>
>>
>> Geçen akşam gittim eve, mesela... Değerli
eşim, kapıda bekliyor. Elindemezura...
>> - Bu ne?
>> - Belini ölçeceğim...
>> - Niye?
>> - Mehmet Öz söyledi.
>> - İllallah be kardeşim, gene ne dedi?
>> - Çok konuşma, dur şöyle!
>> Durduk mecburen... Eşim de terzi gibi belimi
ölçtü... Zannedersin pantolondiktireceğiz...
>> Meğer, bu seneki yeni kitabın bombası
buymuş... Belinin çevresini ölçüyorsun, belinin çevresi, boyunun
yarısından az edecek... Eğer
belininçevresi, boyunun yarısından fazlaysa, kalpten ölüyorsun... Benim
anladığım
>> bu.
>> Ölçtük.
>> Benim belim, boyumdan uzun çıktı.
>> E tabii, hır çıktı.
>> O yasak, bu yasak.
>> Onu yeme, bunu yeme.
>> Çünkü, Mehmet Öz'ün hesabına göre, bugüne
kadar yaşıyor olmam, doğanın mucizesi!
>>
>> Geçen sene de yaşamıştık, aynı krizi.
>> Geldi Mehmet Öz.
>> Bir elinde kitap, bir elinde fındık.
>> Bunu oku, bunu ye.
>> İtiraf edeyim, okumadım... Ama yedim.
>> Hem de, ne yemek...
>> Ayıptır söylemesi, ben fındığı kuru kuruya
yiyemem, prensip olarak... Rakıyla fındık, viskiyle fındık, birayla
fındık...
>> Zayıflamak için fındık yedik, 20 kilo
aldık! >> Eşim, isyan haliyle...
>> - 2-3 tane yiyeceksin, 2-3 kilo
değil... >> - Ben anlamam.
>> - Nasıl anlamazsın?
>> - Ye dedi, yedim, Mehmet Öz'e
sinirlen. >> - Yarın doooğru doktora
gidiyoruz... >> - Mehmet Öz'ün gelişini
bekleseydik... >> - Cıvıtma, yarın
gidiyoruz!
>> Sert erkek olduğumuz için, bizim evde
emirleri hanım verir, gördüğünüz gibi...
>> Gittik, tıpış tıpış... Cihaza mihaza
girdik... >> Damarlar olmuş,
kablo!
>> Allah sizi inandırsın, 220 volt elektrik
geçer ama, kan geçer mi, orasışüpheli...
>> Kolesterol desen... Çift sarılı yumurta bile,
benim kolesterolün yanında"light" kalıyor.
>> Netice?
>> O yasak, bu yasak.
>> Fındığa dokunmam bile yasak! >> Fındık dediğin de öyle ha deyince, bırakılmıyor
ki... Bağımlılık yapıyor.Neyse...
>> "Ağız tadıyla" ölmemize izin verilmediği için
bir senedir >> "ot"luyorduk...Tam geviş
getirmeyi öğrenmiştik ki... >> Başımıza
"mezura" çıktı.
>>
>> Bugünlerde, her akşam aynı terane.
>> Annesi talimat vermiş, sevgili kızım, düzenli
olarak belimi >> ölçüyor, halime
>> kıkırdayarak.
>> Tek iyi tarafı var...
>> Her şey yasak.
>> Göbeğini içine çekebiliyorsun
ölçerken... >> O serbest.
>>
>> Şimdiden kara kara düşünüyorum, gelecek
yazı... Ve dua ediyorum, "Allahımlütfen, Mehmet Öz seneye
Türkiye'ye gelmesin, tatile
>> Japonya'ya falan
>> gitsin..."
>
>
:sm_cool::sm_cool::sm_cool::sm_cool:
a.s.a.s.:içelim: