Ümmi kavramı sanıldığı gibi “okuma-yazma bilmeyen” değil, “el-Kitab’ı (Tevrat’ı) bilmeyen”, “kitap ehlinden olmayan” veya “Mekkeli” demektir. Buna göre söz konusu kavram, el-ümmiyyûn/el-ümmiyyîn şeklinde çoğul kalıpta bu ayette “Kitab'ı (Tevrat’ı) bilmeyenler”, Âl-i İmrân 3:20, 75’te “kitap verilmeyenler, kitap ehlinden olmayanlar”, Cum‘a 62:2’de “Mekkeliler” anlamına gelmekte, el-ümmî şeklinde tekil kalıpta ise A‘râf 7:157-158’de “Hz. Muhammed” için kullanılmaktadır. Hz. Muhammed’in ümmiliği, onun peygamberlikten önce Tevrat’ı yani dini metinleri bilmemesi ve onlar hakkında yazılı veya sözlü yorumda bulunmaması, kitap ehlinden olmaması ve Mekkeli oluşu anlamındadır; konunun okuma-yazma bilmemeyle ilişkisi yoktur. Zaten Bakara 2:79. ayette "ümmîler" denen bu kişilerin kitapla ilgili bilgileri kendi elleriyle yazıp Yüce Allah’a iftira ettiklerinden söz edilmektedir.