• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Mazi Sevenler Kulübü

bende sokakta oynadığım oyunları çok özlüyorum .kuka oynardık.7 tane taşı üstüste dizer tepesinede bi konserve kutusu koyup oynardık aaaaah ah..30 yıl önceye dönebilsem:(

Aslında o kırışıklıklar o defterin ne kadar çok karıştırıldığının bir kanıtı. Bu da ne kadar çok okuyup yazdığının bir kanıtı... Eski gözlemlerimden hatırlıyorum çalışkan çocukların defterleri öyle yıpranık ve kenarları buruşuk olurdu. Genellikle benim de öyle olurdu. Ataç kullanmayı da sevmezdim ama kırışıklığa engel olmanın başka yolu yoktu tabiiii. Hatırlıyorum da kardeşimin kırışıklık problemi hiç olmadı. Çünkü defterinin ilk 5 sayfası yazılıydı gerisinde bişey yazıp yazmadığını o dahil kimse bilmiyordu. Bu durumda sayfalar da gıcır gıcırdı tabi!

Bir de derse göre defter alma telaşı yaşardık her sene... 100 yaprak kareli, ya da 2 ortalı harita metod, ya da 200 yaprak çizgili, önü tarih dersine arkası coğrafya dersine kullanılacak şekilde kareli 4 ortalı.... şeklinde tanımlanırdı hocalar tarafından...

İlk okulda da defter süsleme sanatı geliştirmiştik... Çizgili defterlerin kenarına çizmek zorunda olduğumuz bir kırmızı çizgi vardı. Cümlelerin başlama noktası ve paragraf başlarının düzenini sağlamak amaçlı. ki bu amacı şimdi şimdi fark ediyorum. Örtmenler yap derdi yapardık... Neyse işte o kırmızı çizginin sol tarafını çeşitli süslerle bezemek modaydı. Sık sık arkadaşlardan kopya çekmek suretiyle ben de bazı denemeler yapmıştım.

Ah be çocukluk her anı birer hayatmış aslında...

ben o süslemeleri yapmak için saatlerce uğraşırdım.bide bakardık sınıfta birbirimiz defterine kiminki en güzel olmuş die.

parlak siyah kumaştan okul önlüklerimiz vardı..kimin eteği kloşsa dönmece oyununa girerdi.
 
bende 35 yaşındayım arkadaşlar yıllar nasıl geçiyo anlamadım okul iş falan derken... çocukluğumuza gittim şimdi
 
NOSTALJİ YAZISINI GÖREYİM YETER,AKLIM DURUYOR AMA BANA HEP ESKİ ŞARKILARI VEDE SİYAH BEYAZ RESİMLERİ HATIRLATIR.HANİ NESRİN SİPAHİLERİN,BEYAZ KELEBEKLERİN,NUR YOLDAŞLARIN,JUANİTOLARIN DİNLENDİĞİ;3-4 SANDALYE KONUP BÜYÜKLERİN OTURDUĞU ÇOCUKLARINDA SÜLALE BOYU DİZİLDİKLERİ RESİMLER...KADINLAR NE GÜZELMİŞ ESKİDEN,NE KADAR DOĞALLAR..ANNEMİN BELGİN DORUK SAÇLARIYLA RESMİ AKLIMA GELDİ...AH AHHHH:1hug:
 
Anneannemle beşiktaşta hamama giderdik,hamam çıkışı çamlıca gazozu içerdik(hala çok severim)Şemsiye çikolatalr vardı,bayılırdım.İçleri köpüklerle doldurulmuş Fatoş bebeklerimzi vardı.Bonni M,Abba,Modern Talking ve daha niceleri kulağumızda şarkılarıyla.Anneannemin küçücük radyosunun başında radyo tiyatrosu,arkası yarın,çocuk saatini hiç aksatmadan dinlerdik.Arkası yarınlarda o dünyanın içine dalar sanki görüyormuşcasına hayaller kurardım.Çok anı,unutamadığım çok şey var yazmakla bitmez...
 
MAHALLE
Bir varmis, bir yokmus. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, çok güzel bir ülkede, mahalleler varmis.

Bu mahallelerin çocuklari birbirlerini çok severlermis. Disaridan gelen parolali bir isliga uçarak asagi iner, beraber olacaklari anlari iple çekerlermis. Kavga da etseler kin tutmaz, her gün yeniden dünyalar kurarlarmis. Herkeste sevgi, paylasma ve arkadaslarini kollama duygusu yavas yavas gelisirmis.
O zamanlar, çocuklar evden okula servis ile degil, bulusarak giderlermis.
Onlarin yolunu gözlemezmis; evdeki bilgisayar, sehrin en iyi dershanesi, hazirlik kurslari.
Bilmezlermis; hamburgeri, MTV'yi, internet'i, cep telefonunu,Tetris'i.
Bilirlermis duvarlarin üzerinde sohbeti, anket defterleri doldurup, sevgileri kesfetmeyi
Horoz sekercisini, elleri les gibi macuncunun, tornavida ile koydugu rengarenk macunu
Eve gitmeyi unutmayi, hava kararinca dayak yemeyi, sonra da bir islikla tekrar asagiya, kukali saklambaça kaçmayi
O hakkinda türlü seyler söylenen evdeki garip adamdan korkmayi
Küsmeyi, ayni kiza asilmayi, torbalarla misket toplamayi, gicir köstek ayirmayi, degis tokusu, kaybedince kapisi (o muhtesem "kapis"i)
Teksas'i, Tommiks'i, Konyakçi'nin dislerini
Paramparça Red Kid'leri
Iç içe konan naylon toplari, tastan kale direklerini
Üç korner bir penaltiyi
Üzerine apartman yapilan top sahalarini, sonra o apartmana tasinan yeni dostlari ve onlari kapma yarisini
Tasinanlarin kirmizi kamyonlarini
Ilk ergenligi, boylarin ölçülmesini
Hey dergisini
Otobüsteki biletçinin lastik sarili kalemini
Yogurtçuyu, kalayciyi, hallaci
Evlerin arkasindaki odun kömür depolarini
Yakan topun yakisini
Adam alirken, adim hesabini, iki çocugu en iyi arkadasla takasi
Mantarli gazoz kapaklarini, yaldiz kazimayi
Yandaki mahalle ile alinan kavgayi, her kavganin çikarttigi kahramani – ödlegi
Kan kardesligini
Ip atlama, lastige basma, topaç virtüözlügünü
Çelik çomagi, kirilan camlari - toplanan paralari
Açik hava sinemalarini, frigo buzu
Silik seksek çizgilerini...

Sonra zamanla, bu güzel ülkede durumlar degismeye baslamis. Yaslar ilerledikçe, bu birliktelik, kollama, koruma duygulari, bu mahallelerin çocuklarinin baslarina çok isler açmis.
Daha sonra issizlik, enflasyon, köseyi dönme, adamini bulma, mali götürme falan derken, herkes yüzünde soluk bir bakis, içinde hayatin yenilgisi, çaresizlikleri, tatminsizlikleri ile basbasa kalmis.
Çocuklari mi? Çocuklari simdi koca koca apartmalarin arasinda, nefes alinmaz bir havada, evlerinde, sanal bir dünyada, emniyet içerisinde yalniz yasiyorlar.
Anneleri-babalari onlari çok seviyor. Beta kapmasin diye kalabalik ortamlara hiç sokmuyor.
Hafta sonlari hep beraber "Karum" ya da "Akmerkez"deler.
Okul servisi çocuklari neredeyse yataklarindan aliyor.
Çocuklar, trafik kaygisiyla, kösedeki markete dahi gönderilmiyor.
Babalar sirketlerin bilançolarini, çocuklar da dershane reytinglerini izliyorlar.
Hepsi birer test uzmani, sayisal-sözel yuvarlanip gidiyorlar.
Seksek oynamayi degil ama taban puanlari çok iyi biliyorlar.
Hayata açilan pencereleri "Windows", onlar ekrana-ekran onlara bakiyor ve koca bir hayat disarida akip gidiyor.
Ve sehrin disinda agaçlar, tirmanacak, salincak kuracak, kalp kaziyacak mahalle çocuklarini bekliyor.
Paylasmayan,yalniz, bencil, kafesler içerisinde, gürbüz, güvenlikteki çocuklari.
Hiç sopa yememis, agaçtan düsmemis, topu yandaki bahçeye kaçmamis,
dizlerinde bir metrekare kabuklar olmamis çocuklari...

(düs hekimi-1 kitabindan)

düs hekimi -Yalçin Ergir



--------------------
 
Biz Aynı Torpilli Kuşağın Çocuklarıyız



Biz ilk aya gidenleriz,

Unutulmaz şarkıları çıktığı anda dinleyen,

Yandaki mahalleyi boş arsada 7-1 yenenleriz.

Biz tiyatroyu radyoda dinleyenleriz.


Televizyonu komşuda izleyen,

Perdedeki yıldızları , yıldızların altında seyredenleriz.

Laklakla bilekleri , aşıyla kolu şişenleriz.

Tren camından sarkan,

Bir fincan kahveyle mutlu olan,

Bomboş güney sahillerine

Cep delik cepken delik gidenleriz.

Biz bayramlarda el öpen,

Bir blucinle dünyaları fethedenleriz.

Olimpiyat'ı da , Dünya kupası'nı da,

Eurovizyon'u da en iyi bilenleriz.

Asya'yı Avrupa ile birleştiren,

Yerli malı tercih edenleriz.

Biz sevenler sevilenleriz.

Andımızı ezbere bilen

Ülkemizi canımızdan önde görenleriz.

Ve yeniden dünyaya gelsek,

Yine aynı yıllarda doğmak isteyenleriz.....

Düş hekimi/ Yalçın Ergir
 
esliden ipe dizilmiş halkalar vardı okul önlerinde satarlardı çok sert olurdu ama bayıla bayıla yerdik biyere gidecegimiz zaman saatlerce yürürdük o yürümeler hep oyun gelirdi bize çok ama çok arıyorum o günleri
 
Benim küçüklüğümün tv.leri siyah beyazdı.Trt vardı birtek.O da akşama istiklal marşı ile açılırdı.Şeker kız Candy Antony i sevdi.Vikingler,Heidi,Küçük ev...Leblebi tozu satılırdı bakkallarda...Pamuk helvacılar,macuncular,dondurmacılar geçerdi sokaktan.Yaz akşamları karpuzu oyup içerisine mum koyup fener alayları yapardık.Solalta oyuna doyum olmazdı benim çocukluğumda...Kömür sobaları vardı.Üzerinde kestaneler pişerdi...
 
Forumun konusunu ilk okuduğumda gerçekten sevindim.Sanki o yıllara geri döndüm.Sizlere bu konuyla alakalı bir kitap önermek isterim.Belki de okumuşssunuzdur;ancak okumayanlar için AYFER TUNÇ'un "MÜSAİTSENİZ ANNEMLER SİZE GELECEK" isimli kitabı o yılları yaşayan ve yad etmek isteyenler için ideal bir kitap bence.Tavsiye ederim.O yılların reklamları,konuları,giyim tarzı herşeyden bir parça tad alacak ve eminim dudağınızda bir gülümseme belirecek.Keyifle okuyun......
 
cumaretesi geceleri tv.de türk sinaması başlardı nasıl heyacanla beklerdik.pazar geceleri spor stüdyosu vardı sinir olurdum.o yüzden hala pazar akşamlarını sevmem.bide haberlerden önce (yakarı) diye garip bi cizgi film vardı 3 dakika sürerdi bitince kardeşim hep ağlardı.sonra kovboy filmleri vardı hafta sonları cocuk klaskleri,cosbi ailesi,altın kızlar,palmer kasabası.hafta ici carusel diye arkası yarın vardı cocuklar için ne güz eldi yaa.iyiki o yıllarda cocukmuşum ve o günleri görmüşüm ha birde unutulmaz (susam sokağı) valla insan hatırlayıca bi tuhaf oluyor.
 
Kızlar ben burayı yeni farketmişim anılarım tazelendi yazılarınızı okurken, Bakın bende size fıkra gibi bir anımdan söz edeceğim. Bir araya geldiğimiz zaman konuşulunca içimizi üzüntü yüzümüzü buruk bir gülümsemeyle hüzün kaplar.Çünkü olayın kahramanları ANNEM ve YENGEM vefat ettiler.
Dayımın o zamanlar Tarsus un meşhur Çamlı kahvesi var. Ve kahveye ( Tarsus ta ilk) televizyon alıyor, ve türkçe yayın yok bile arapça ama kimin umrunda ; kahve dolup dolup boşalıyor.Dayım anneme diyorki bacım bir gece geç saatte gelinde uzaktan sizde görün TV yi diyor. Yengem hemen hopluyor, geliriz diyor ve anneme dönüyor; C........ kız çocukları götürmeyelim neme lazım içine düşerler kurtaramayız. Hele biz görelim bakalım demiş.

Kızlar kek tenceremim kulplarını kırdım.Tencerenin dışında her malzemesini attım tencereyide kek kalıbı olarak kullanıyorum fırına sürüyorum harika kek kalıbı oluyor. Ben foto koumayı beceremiyorum yoksa kayardım resmini. Ayrıca sergüzeşt bütün zamanımı burada geçirdim bütün yazılanları keyifle okudum. Bu arada tevellütler ortaya çıkıyor anacığım.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Ayşemim bütün deterjanlara tursil deyince bende bir şeyler yazayım bari dedim evet o yıllarda ilk çıkan ürünlerin adı artık benzerlerinin markası olup çıkardı..
Annem hala bütün margarinlere sana yağı der ,çamaşır deterjanlarının adı ya omo dur ya tursil , kağıt mendillerin değişmeyen adı hep selpak olarak kalmıştır, krem çikolataların adı da ya şokelladır yada sarelle bu liste uzar gider, eminim pek çok arkadaşım bu listenin devamını getireceklerdir..

şimdi bol çeşit ve bir sürü marka var ama sanki o zamanki ürünler daha mı kaliteliydi şimdi ne sana yağları eski sana yağları ne selpaklar eski selpak ben arıyorum bazen o zamanki lezzet ve kaliteyi ..:1no2:

Çamaşır suyunun adı halen benim için hipo dur. Bir gün eşimin eline listeyi verdim markete yolladım. Alışkanlık işte listeye hipo yazmışım. Marketteki kızlar ve eşim çözememişler hipoyu, bana tlfon ettiler bu hipo nedir diye.Bisküvitlerin hepsi eti dir.Eti eti diye reklamı vardı.

GÜNAYDIIIINNNN,
SABAH ŞERİFLERİNİZ HAYIRLI OLSUN CANLARIM:1hug:a.s.
HASİBEM SEN BENDEN DAHA ESKİ DEĞİLSİN ŞEKERİM ÜZÜLME, BEN FOSİLLEŞTİM ZANNUMCA,

BENDE AKLIMDA KALANLARI ANLATAYIM BARİİ, ŞİMDİ KIZLAR BİZİM ZAMANIMIZDA YAZ GÜNLERİ GECE SAAT 12 LERE KADAR SAKLAMBAÇ OYNAYABİLİRDİK, KİMSE ÇOCUĞUNU MERAK ETMEZDİ, SOKAKLAR DAHA GÜVENLİYDİ, DÜŞÜNSENİZE GECENİN 12 Sİ OLMUŞ ÇOCUĞUNUZ SOKAKTA ARKADAŞLARIYLA SAKLAMBAÇ, KUKA, YAKALAMACA OYNUYOR, BİRDE ABLALARIMIZ BİZİ ÖĞRETİRDİ YOLDAN GEÇEN YAKIŞIKLILARA LAF ATARADIK VALLA:Roflol::Roflol: O ZAMANLAR ORTALIK HİPY KAYNARDI, BİZ ONLARLA ARKALARINDAN ŞÖYLE BAĞIRIRDIK '' SARI HİPİ ÇAMAŞIR İPİ, KIZDIRMA BENİ SATARAIM SENİ'' DİYE BAĞIRIRDIK, AYY ŞİMDİ DÜŞÜNÜYORUMDA O ZAMANLARI İNSAN ÖZLÜYOR BEE, TELEVİZYON YOK, BİLGİSAYAR YOK AMA HAYAT DAHA GÜZELDİ VALLA, EN BÜYÜK LÜKSÜMÜZ RADYOYDU, TEYPTİ,

AAAAAHHH AAAHHHH, BEN YAŞLANMIŞIM BEEEEE:1no2:senağlamasenağlamasenağlamasenağlamasenağlama

Yaaaaaaaa beni çok hüzünlendirdin şimdi yazını okuyunca kendimi birden bire o kadar yaşlanmış gördüm aşkım .Ben eskiye fazla özlem duymam ama şimdi oğluma acıyorum. Haklısın kız erkek sokakta gece yarısına kadar oynardık. Kan ter içinde haydut gibiydim ve oyunların vazgeçilmeziydim. Evet Kalimera arkadaşım ikinci fosil olarak aranızdayım.Çelik çomaklar , yakan toplar, gülle bile (şimdi misket) oynardım. Yalak açardık (küçük çukurların adı) içine güllelerimizi atardık. Biliyormusun ben çok hızlıydım. Eskinin mobiletleri vardı bilirsin. Babamdan çalardım Tarsusun şelaleye doğru deli gibi sürerdim. Amannnnnn SERGÜZEŞT ya nerden çıktı bu nostalji ya döküldükçe dökülüyoruz.Anlat anlat bitermi. Bak bir tuhaf oldum yeter okumuyacağım diyorum, vazgeçemiyorum.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Keçiciğim ne mutlu bana ki anılarının peşi sıra koşan dostlarımın yüzlerinde buruk bir gülümseme bıraktırabiliyorum a.s
burası gönül kardeşlerinin ,boş arsalarda koşan ,ağaçlara çıkıp meyva toplayan, sokaklarda saatlerce saklambaç,körebe yakan top oynayıp ,ip atlayan, leblebiyi toz halindeyken yiyen,macuncudan macun alıp, duvarların üzerinde oturan, kara önlük, ponpon çorap,kelebek tokalar takıp, break dans ,rock'n roll yapan,
siyah beyaz tek kanallı televizyonlarında kele bakışı seyredip , istiklal marşımızı okumadan, televizyonunuzu kapatmayı unutmayın yazısını görmeden tv kapatmayan, dallas, çarlinin melekleri, kaçak ,müzedeki hayaletin müptelası olup onları düşünerek haftayı geçiren,
kloş etek üstüne vatkalı yarasa kollu kocaman kazaklar giyip üzerine birde kemer takıp birde espadrili çektikmi acaip havalı olan , pembe rujlar, mavi farlar ,kıpkırmızı allıkları yüzümüze sürüp saçlarımızı permayla bonus kafa yapan,
büyüklerimizin ellerinden küçüklerimizin gözlerinden öpen bayramlarda tatil yeri değilde hangi akrabamıza gitsek önce diye kafayı patlatan,
ve en önemlisi ;
büyüklerin büyük küçüklerin küçük gibi olduğu bir dönemin çocuklarıyız bir daha asla geri gelmeyecek ama hiç bir zamanda unutulmayacak yılların paylaşımları için tüm nostalji severleri bekliyorum..

esen kalın sevgiyle kalın değerli arkadaşlarıma.s...
 
ben de 80 yıllarında yaşayan o şanslı çocuklardanım...En güzel oyunumuz şimdi de moda olan şebnem kağıt bebeklerdi...Bıkıp usanmadan keserdik..Şeker kız Candy benimde favorilerimdendi..Bir de marco diye bir çizgi film vardı..Marconun annesi uzaklardaydı ve limanda ayrılık sahnesi vardı..Biz de izlerken ağlardıksenağlama
 
arkadaşlar a.s.eski zamanların ne komşulukları var,nede aşkları var ama ben şanslıyım bukonuda,yaşanan böyle bir aşka tanık oldum.ve hala eriyip giden ve senağlama bir erkeği tanıyorum.kendini içkiye vurdu,resmen bunalımdakafamçokkarıştı
 
Bir 80ler hayranı olarak...Bilgisayarımda sürekli4 100.6 JOY FM dinliyorum..tavsiye ederimkaydirigubbakcemile4


Ben de dinliyorum joy fm hihoyyyt
Eskiye ait ne varsa beni çok duygulandırıyor :gitme:
Herkes o kadar güzel şeyler yazmış ki eskiye dair :delphin:

Sergüzeştin açtığı topik de neredeyse mazide kalmış, hadi canlandıralım topiği kaydirigubbakcemile5
 
aman yarabbi..tam benlik burada ki herşey...hangi zamana gitmek istersin deseler tabi ki hiç düşünmeden 80ler derim...aahhh ahhh..biz taytın çıktığı zmanı biliyıruz yaa..hatırlarmısınız ilk çıktığında siyah üzeri fosforlu yeşil fosforlu pembe yanlarında çizgileri vardı :) herkes onlardan giyerdi..etek ucu ve kolları saçaklı boncuklu tshirtlere ne demeli:)yeşil ya da kırmızı kot :)
trt2de ziyaretçiler diye bir dizi vardı uzaylılar fare yerlerdi :) bizimkiler furyası..trt 2 açıldığında sağ alt köşede trt 1de yayınlanmaya başlayacak programın reklamı çıkardı..tvlern kumandası olmazdı evin en küçüğüyüz yaa kaldırır değiştirtirlerdi..
mintaxla canııımmm mintaxla :)
lambada :)
uçan kaz vardı yaa:)
hikmet şimşekle pazar konserleri :) pazara gideliiimm bir horoz alalııımm pazara gidip bir horoz alıp napalıımm...
komşuya gidip bir fincan tuz isteyebilirdik...şimdi asansörde karşılaştığımız kişileri tanımıyoruz hangi kata çıkacaksınız diyoruz..halbuki aynı yerde oturuyoruz..herkes herşey o kdar değişti ki...
sokakta oynarken tüm mahalle eşrafının market alışverişlerine gönderilirdik..ali rıza amca gazete aldırırdı...nurhayat teyze un falann..alt kattaki rahime teyze topumuzu patlatmakla tehdit ederdi bizi..beldesan pinokyo yada bemikse binerdik.her tarafımız yara bere içinde eve gider bir azarda evdekilerden yerdik :) çamurla oynar leş gibi olurduk...şimdiki çocuklar ps3 oynuyorlar ne acı..
 
Back