Peki cevap alamıyorum anlaşıldı...
Herkese iyi akşamlar..
Ben de senden cevap alamadım..Soy ağacın belli mi? Merak ediyorum soy ağacını, mümkünse dedelerinin dedelerinden falan başla, bizi aydınlat..
Atatürk’ün baba ve anne soyu ile ilgili olarak değişik yayınlarda “şecereler” yayınlanmıştır. Bunlar içinde eksikliklerine rağmen bilimsel bakımdan önem taşıyanlar yayınlanış sıralarına göre şu şekildedir:
Enver Behnan Şapolyo[1] baba ve anne soyu ile ilgili iki ayrı şecere yayınlamış, her ikisinde de ana kollar belirtilmiştir. Zübeyde Hanım ölmeden söyleşi yapan tek insan olduğu için Şapolyo’nun çalışması önemlidir. Şapolyo eserinde Makbule Hanım’ın anlatımlarından da sıkça yararlanmıştır.
İkinci önemli çalışma
Faik Reşit Unat tarafından yapılmış ve bir bildiri olarak V. Türk Tarih Kongresi’ne sunulmuştur.
[2] Unat bu bildiride Şapolyo’nun verdiği bilgilerin doğruluğunu diğer bilgi ve belgelerle karşılaştırarak tartışmıştır.
Üçüncü çalışma
Hürriyet Gazetesi’nde bir 10 Kasım günü “
Atatürk’ün Aile Tarihi Şöyledir:” başlıklı haberin üzerinde verilen “Atatürk’ün Şeceresi”dir.
[3] Bu şecerede Şapolyo’dan farklı olarak Atatürk’ün büyük Amcası Kızıl Hafız Mehmet Emin Efendi’nin kızı Nimeti hanımdan devam eden soy ağacı genişletilmiştir.
Bilinenleri geliştiren en kapsamlı soy ağaçlarından birini “
Atatürk’ün Baba Soyunun Şeceresi” başlığı ile “
Tek Adam”ın birinci cildinde
Şevket Süreyya Aydemir yapmıştır.
[4]Aydemir, bu şecerede Nimeti Hanım’dan devam eden soyu günümüze doğru daha da genişletmiştir. Aydemir’in eserinde “
Atatürk’ün Ana Soyunun Şeceresi” başlığı altında verdiği bilgiler bilinenlerden de eksiktir.
Atatürk hakkında çok önemli bir çalışmaya imza atan araştırmacı-gazeteci
Ömer Sami Coşar,[5] üç tane şecere yayınlamıştır. Bunlardan ikisi
Şapolyo’nun bir diğeri de
Faik Reşit Unat’ın “
Mustafa Kemal’in Yakın Soyağacı” isimli şeceresidir. Yazar mevcut bilgilere dayanarak önemli değerlendirmeler de yapmaktadır.
Atatürk’ün soyu konusunda müstakil ve kapsamlı bir çalışma yapanlardan birisi de
Burhan Göksel’dir.
[6] Aile efradından bazıları ile (Nesrin ve Feridun Söğütlügil) dostluğu da olan Göksel, bu eserinde hem kapsamlı bir şecere; hem de yaşayan aile fertlerinin ellerinde bulunan bazı önemli belgeleri yayınlamıştır.
Değerlendirilmesi gereken bir şecere de
Tezer Ülküatam tarafından hazırlanan şeceredir.
[7] Emekli Dz. Kurmay Yarbay Tezer Ülküatam, Atatürk’ün dedesi Kızıl Hafız Ahmet’in kız kardeşi Nimeti’nin Kızı Fatime’nin Oğlu Selanikli Mustafa Efendi’nin oğlu Şahap Ülküatam’ın oğludur. Aile ve akrabalıkları hakkındaki anlatımları aşağıda değerlendirilecektir.
Kronolojik olarak en son kamuoyunun gündemine giren bir Atatürk şeceresi de
Derya Tulga ve
Ayşegül Parlayan tarafından yayınlanmıştır.
[8] Atatürk’ün anne soyunu başlangıçtan günümüze kadar takip eden daire şeklindeki bu şecerenin Cumhuriyetin ilk Bayındırlık Bakanlarından (Nafia Vekili) Süleyman Sırrı Bey ile Mustafa Kemal tarafından 1924’te hazırlandığı ifade edilmektedir. Mustafa Kemal, Süleyman Sırrı’ya kendisinden sonra bu şecereyi muhafaza etmesini tembihler. Onun ölümünden sonra (14 Aralık 1925) ilk evliliğinden olan kızı Gülseren Hanım’la oğlu Fikri Ziya Aral’a miras kalır. Aral 1987’de bunu Latin alfabesine çevirir, yeni kuşakları ekler ve kısa süre sonra vefat eder. Gülseren Hanım’a kalan aile emaneti 2009’da onun da vefatıyla tek çocuğu Ahmet Esmen’in eline geçer. Tulga ve Parlayan’ın yayınladıkları şecerenin öyküsü bu şekildedir.
Bu şecere;
Zübeyde Hanım’ın babası
Feyzullah Ağa’nın babasının “
İbrahim Ağa” ve onun da babasının “
Hacı Abdullah Ağa” olduğunu öğrenmemizi sağlıyor. Feyzullah Ağanın kardeşleri (Mustafa Efendi, Ayşe Molla, Emine Molla, Nimeti Molla) ile ilgili yeni bilgiler içeriyor. Fakat Onun çocukları hakkında, mevcut bilgilerin de gerisinde kalıyor.
Şecere eğer doğru ise, Zübeyde Hanım’ın Büyük Dedesi Hacı Abdullah Ağa’nın İbrahim Ağa (Feyzullah Ağa’nın Babası) dışındaki diğer dört çocuğu (Yakup Ağa, Aloş Ağa, Hanife Molla, Gülsüm Molla) ve onlardan günümüze ulaşan kolları ayrıntılandırıyor. Buna göre Süleyman Sırrı Bey (1874 Selanik-14 Aralık 1925 Ankara), Gülsüm Molla’nın Hacı Sofu Mustafa Ağa ile evliliğinden doğan üç çocuktan biri olan Aloş Ağa (Eşi Emine Molla)’nın dört çocuğundan birisi olan Zühre Molla (eşi Müderris Yusuf Efendi)’nın iki çocuğundan biridir (diğeri Azize).
Bu bağlamda ele almamız gereken bir diğer şecere de
Genelkurmay ATASE BaşkanlığıArşivi’nde bulunan yine daire şeklinde eski harflerle hazırlanmış bir şeceredir.
[9] İlk bakışta
Süleyman Sırrı Bey’in şeceresini andıran bu şecere de Atatürk’ün anne soyunu ayrıntılandırmaktadır. Kimin tarafından hazırlandığı belli değildir. Üzerinde tarih yoktur. İçeriğinden ve eski harflerle hazırlanmasından Süleyman Sırrı Beyin şeceresi ile yaklaşık olarak aynı tarihlerde hazırlandığı anlaşılmaktadır. Bu şecerede soy ağacı Molla Hasan’dan başlamaktadır. Molla Hasan’ın İbrahim Ağa (Zübeyde Hanım’ın Dedesi), Hacı Sıtkı, Mustafa Ağa ve ismi verilmeyen bir diğer çocuğu (Nefise Molla’nın babası veya annesi) ile birlikte toplam dört çocuğu görülmektedir. Diğer şecerede soyun bilinen başlangıcı olarak gösterilen Hacı Abdullah Ağa bu şecerede Mustafa Ağa’nın eşi Gülsüm Dudu’nun babası olarak geçmektedir.
Her iki şecerenin bu ana kaynaklardan açılan kolları bazı farklılıklarla birlikte hemen hemen aynıdır. Sonuç olarak şunu söylemek mümkündür:
Atatürk’ün anne soyunun bilinen ilk şahsı “
Molla Hasan”
olmalıdır. Zübeyde Hanım’ın bir kardeşinin adının “Hasan Ağa” (Atatürk’ün dayısı) olması da bu görüşümüzü desteklemektedir. Büyük Dede Molla Hasan’ın oğlu “
İbrahim Ağa” (Zübeyde Hanım’ın dedesi) ve onun oğlu da “
Feyzullah Ağa” (Zübeyde Hanım’ın babası)’dır. Nafia Vekili Süleyman Sırrı Bey’in soyu Molla Hasan, onun oğlu Mustafa Ağa (Hacı Abdullah’ın kızı Gülsüm Dudu ile evli), onun oğlu Aluş Ağa (ilk eşi, Ayşe Dudu; ikinci eşi, Emine Molla’dır)’nın ikinci evliliğinden olan dört çocuğundan biri Zehra Hanım (eşi, Müderris Yusuf Efendi) silsilesi yoluyla gelmektedir.
[10]
Atatürk’ün şeceresi hakkındaki çalışmalar bakımından Araştırmacı Gazeteci Yazar Sayın
Murat Bardakçı’nın araştırmalarından da bahsetmemiz lazımdır. Bardakçı konuyla ilgili olarak 2009 yılı içinde ilki 24 Mayıs’ta, ikincisi de 8 Kasım’da iki önemli makale yayınlamıştır. Bunların ilki “
Annesinin Kaleminden Atatürk’ün Akrabaları”
[11] başlığını taşımakta ve (bizim de sıkça atıf yaptığımız)
Darüşşafaka Arşivinde ortaya çıkan bir belgeden hareketle Atatürk’ün anne soyu hakkında bilgi vermektedir. Burada Bardakçı tarafından Zübeyde Hanım’ın kardeşi, Atatürk’ün dayısı olan “
Hüseyin Efendi”, “
Zübeyde Hanım’ın kayınbiraderi” olarak yanlış değerlendirilmiştir. İkinci bir yanlışlık da Sayın Bardakçı’nın şu değerlendirmeleridir: “
’Kayınvalide’ olarak görünen Ayşe ve ‘görümce’ Hatice Hanımlar, Zübeyde Hanım’ın, büyük ihtimalle ikinci eşi Ragıp Bey tarafından olan akrabaları…” Halbuki aşağıda ayrıntılarını vereceğimiz gibi; Ayşe Hanım, Atatürk’ün dedesi Kızıl Hafız Ahmet Efendi’nin eşidir. Hatice Hanım da bu ikisinin evliliğinden doğan dört çocuktan biridir ve Ali Rıza Efendi’nin kız kardeşidir. Dolayısı ile bunların Ragıp Bey’le bir alakası yoktur ve Zübeyde Hanım’ın adı geçen belgedeki “kayınvalide” ve “görümce” ifadeleri doğrudur.
Murat Bardakçı’nın “
Atatürk’ün Bilinmeyen Çok Yakın Akrabaları”
[12] başlıklı ikinci makalesi ise Atatürk’ün baba soyundan gelen akrabalarından olan Yurdun Söğütlügil Bey ile yaptığı görüşmeye dayanmaktadır. Burada verilen bilgiler ve atıf yapılan belgeler daha önce aile tarafından Burhan Göksel’e verilmiş ve onun konuyla ilgili önemli eserinde yayınlanmıştır. Sayın Bardakçı’nın bu makalesindeki önemli yanlışlık, mevcut bilgilerimize göre Atatürk’ün Dedesi Kızıl Hafız Ahmet Efendi’nin “kardeşi”, Ali Rıza Efendi’nin “amcası” olan ve Atatürk’ün baba tarafından soyunun günümüze ulaştığı iki kişiden biri olan (Diğeri Nimeti Hanım) Kızıl Hafız Mehmet Emin Efendi’nin Ali Rıza Efendi’nin “kardeşi” olarak gösterilmesidir. Kızıl Hafız Mehmet Emin Efendi, Atatürk’ün Babası Ali Rıza Efendi’nin “kardeşi” değil “amcası”dır.
Atatürk’ün özgeçmişi hakkındaki kaynaklar incelendiği zaman, Atatürk’ün soy ağacında yer alan isimler ile ilgili olarak çok değişik bilgilerin verildiği görülmektedir. Bu çalışmada öncelikle Zübeyde Hanım, Mustafa Kemal, Makbule Atadan gibi hatıraları yazıya geçirilmiş bulunan aile bireylerinin anlatımları, ardından Tahsin San, Tahsin Uzer, Hacı Mehmet Somer gibi aileyi tanıyanların birinci elden anlatımları, Mustafa Kemal’in çocukluk arkadaşlarının anlatımları ve nihayet eldeki belgelerden hareketle Atatürk’ün soy ağacı netleştirilmeye çalışılacaktır.
Bu çalışmada şecere hazırlanırken bizim “
numaratik sistem” olarak adlandırdığımız bir sistem kullanılmıştır. Burada ana kollar ana rakamlarla, alt kollar da ana rakamların alt rakamlarıyla belirlenmiştir. Evlilikler ayrıca belirtilmiştir. İsimlerin başındaki ilk rakam şahsın kaçıncı “
kuşak”a mensup olduğunu göstermektedir. Diğer rakamlar ise üstteki şahısla olan sıhriyet derecesini göstermektedir. Bu rakamların takibi ile kardeş mi? Çocuk mu? Olduğu takip edilebilmektedir. Ailenin baba ve ana soyundaki bilinen ilk şahıslar “0” la başlamaktadır. Onun çocukları “1” le devam etmektedir. Ekli Tablolara bakıldığı zaman fertlerin şecere içindeki yerleri ve aileye olan sıhriyet dereceleri daha iyi anlaşılacaktır. Ayrıca aile fertleri hakkında bilinen bilgiler isimlerinin karşısında gösterilmiştir.
Yaptığımız bu araştırma ve tablolama çalışmaları sonucunda M. Kemal Atatürk’ün şecere bakımından akrabalık ilişkileri hakkında şunları söylemek mümkündür:
1. Atatürk’ün baba soyu; dedesi
Kızıl Hafız Ahmet Efendi, büyük amcası
Kızıl Hafız Mehmet Emin Efendi ve büyük halası
Nimeti tarafından devam etmiştir.
2. Soyun Kızıl Hafız Ahmet Efendi tarafından gelen kolu iki kuşak devam etmiştir. Bu kolun en son temsilcisi Atatürk’ün kız kardeşi Makbule (Boysan / Atadan) Hanım’dır (Ölümü: 18.01.1956).
3. Soyun Kızıl Hafız Mehmet Emin Efendi tarafından gelen kolu, onun oğlu Salih Efendi (Erbatur) soyundan 5. kuşağı ile günümüzde devam etmektedir.
4. Soyun Nimeti Hanım tarafından gelen kolu iki kesimde devam etmiştir. Bunun kızı Hatice Hanım’dan gelen kol 5. kuşağa ulaşmıştır. Yine Nimeti’nin kızı Fatime Hanım’dan devam eden kol da 6. kuşağa ulaşmıştır.
5. Atatürk’ün anne soyu; büyük dedesi
İbrahim Ağa,
Mustafa Ağa ve bunların şu anda ismini bilemediğimiz bir
kardeşi tarafından devam etmiştir.
6. İbrahim Ağa’nın oğlu olan Atatürk’ün anneden dedesi Sofizade Feyzullah Efendi tarafından gelen kol, 7. kuşağa ulaşmış bulunuyor.
7. Soyun Mustafa Ağa tarafından devam eden kolu ise 6. Kuşak ile günümüzde devam etmektedir.
8. Soyun ismini şu anda bilmediğimiz temsilcisinden devam eden kolu da 8. Kuşağa ulaşmış bulunuyor.
9. Atatürk’ün şeceresinde toplam 286 kişi tespit edilebilmektedir. Bunun 184’ü Baba; 102’si ise Anne soyu mensubudur.
10. Baba soyunda tespit edilebilen 184 kişiden 12’si Kızıl Hafız Ahmet Efendi kolundan, 66’sı Kızıl Hafız Mehmet Emin Efendi kolundan ve 106’sı Nimeti Hanım kolundan gelmektedir.
11. Baba soyunun 184 mensubu arasında 88 erkek, 92 kadın vardır. 4’ünün ismi belli olmadığı için cinsiyetleri tespit edilememektedir.
12. Baba soyu mensuplarının 147’sinin soyadları tespit edilebilmekte; 37’kişinin soyadları bilinmemektedir. Bilinebilen toplam 36 farklı soyadı vardır. Harf sırasına göre ve adetleriyle birlikte bunlar şu şekildedir: AKAN (2), AKAY (2), ALTAY (4), ANUL (2), APAYDIN (2), ARSAN (7), ATADAN (1), ATAM (15), ATATÜRK (1), AYSAN (2), BASUTER (2), BAŞARAN (1), BAŞKORU (9), ÇINAR (2), EKE (3), ERBATUR (13), ERENAY (8), EVYAPAN (1), GÖNÜL (1), GÜLENÇ (2), HATİPOĞLU (2), HOŞGÖR (2), KANIPAK (3), KISA (2), KORAL (2), KULA (3), ORCAY (5), ÖZDAMAR (1), ÖZER (4), SÖĞÜTLÜGİL (11), SUNER (1), TELLİOĞLU (7), TOSUN (3), ÜLKÜATAM (14), VASSAF (4), YORGANCI (4). Adet olarak “ATAM, ERBATUR, SÖĞÜTLÜGİL ve ÜLKÜATAM” soyadlarını taşıyanlar diğerlerine göre sayıca çoktur.
13. Anne soyu ferleri bilinen ilk şahıs olan Molla Hasan ile birlikte toplam 102 kişidir. Bunun 30’u İbrahim Ağa kolundan; 1’i Hacı Sıtkı kolundan; 38’i de Mustafa Ağa kolundan; 32’isi de Molla Hasan’ın ismini bilemediğimiz çocuğunun kolundan gelmektedir.
14. Anne soyunun 102 mensubu arasında 54 erkek, 44 kadın vardır. 4’ünün ismi belli olmadığı için cinsiyetleri tespit edilememektedir.
15. Anne soyu mensuplarının soyadları genellikle tespit edilememektedir. Tespit edilebilen soyadları harf sırasına göre şu şekildedir: ALDIRMA, ARAL, ATADAN, ATATÜRK, ESMEN, KUZULU, SÜMER.
Şüphesiz bu çalışmanın tam ve eksiksiz olduğu iddiasında değiliz. Bu çalışma; mevcut bilgi ve belgelerin analizine dayanmaktadır. Yeni bilgi ve belgelerin bu çalışmayı geliştirmesi, buradaki bazı (varsa) yanlışlık ve eksiklikleri gidermesi doğaldır.
BABA SOYU
0. KIZIL HAFIZ AHMET EFENDİ: Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi’nin babası. Atatürk’ün dedesi. Mevsuk olmayan anlatımlara göre başından geçen bir olaydan dolayı “Firari” lakabıyla anılmaktaydı.
Eşi: AYŞE HANIM: Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi’nin annesi, Atatürk’ün babaannesi. Zübeyde Hanım, 28 Ekim 1921’de İslami Eğitim Cemiyeti tarafından işletilmek şartıyla Darüşşafaka’ya 20 bin kuruş yardım etti. Bu bağışın nasıl kullanılacağı ile ilgili taleplerinden biri de her sene Ramazan Ayının Kadir Gecesi’nde Darüşşafaka öğrencileri tarafından Kuran hatmedilmesiyle sevaplarının bazı kişilerin ruhlarına bağışlanması idi. Bu kişiler arasında “
Kayınvalideleri Ayşe” de sayılmıştır.
[13]
1. 1. Mustafa: Ali Rıza Efendi’nin erkek kardeşi. Makbule’nin anlatımına göre Ali Rıza Efendi, “
küçükken kardeşi Mustafa’nın salıncağını sallarken onu düşürüp ölümüne sebep olmuş... Kardeşinin hatırasını yaşatmak için ağabeyime Mustafa adını koymuştur.”
1. 2. Hatice: Ali Rıza Efendi’nin kız kardeşi. M. Kemal’in Halası, Selanik Mevlevi Kapu Şeyhi’nin gelini idi. Ali Rıza Efendi ile Zübeyde Hanım’ın evliliğinde etkili olmuştur. Zübeyde Hanım’ın, 28 Ekim 1921’de Darüşşafaka’ya yaptığı yardımın sevaplarını bağışladığı kişiler arasında “
Görümceleri Hatice” de sayılmıştır.
[14]
1. 3. Nimeti
1. 4. Ali Rıza Efendi (1839 Selanik-28 Kasım 1893 Selanik) Mezarı Selanik’teki Hortacı Sultan Camisi haziresindedir.
[15]
Eşi: Zübeyde Hanım: (1857 Selanik-14 Ocak 1923 İzmir) Mezarı İzmir / Karşıyaka Ferik Hacı Osman Paşa Camii bahçesindedir.
2. 4. 1. Fatma: (1871/1872 Selanik-1875 Selanik). Fatma’nın bir diğer ismi de “İsmet” idi. Nitekim, Zübeyde Hanım’ın 28 Ekim 1921’de Darüşşafaka’ya yaptığı yardımın sevaplarını bağışladığı kişiler arasında “
Kızları İsmet” de sayılmıştır.
[16]
2. 4. 2. Ahmet: (1874 Selanik-1883 Selanik) Zübeyde Hanım’ın, 28 Ekim 1921’de Darüşşafaka’ya yaptığı yardımın sevaplarını bağışladığı kişiler arasında “
Oğulları Ahmet” de sayılmıştır.
[17]
2. 4. 3. Ömer: (1875 Selanik-1883 Selanik) Zübeyde Hanım’ın, 28 Ekim 1921’de Darüşşafaka’ya yaptığı yardımın sevaplarını bağışladığı kişiler arasında “
Oğulları Ömer” de sayılmıştır.
[18]
2. 4. 4. Mustafa Kemal (ATATÜRK): (4 Ocak 1881 Selanik-10 Kasım 1938 İstanbul) Vefatından itibaren “tahnitli” bir şekilde Etnografya Müzesi’nde saklanan naşı 10 Kasım 1953’te Ankara’da Anıtkabir’e defnedilmiştir.
2. 4. 5. Makbule (Boysan, Atadan): (1885 Selanik-18 Ocak 1956 Ankara): Selanik’te evlendiği ilk eşinden ayrıldıktan sonra, İstanbul’da ticaretle uğraşan (sonra Beşinci Dönem Edirne Milletvekili olan) Mustafa Mecdi Boysan ile evlenmiştir. İkinci eşinden 1946’da boşandı. “Atadan” soyadını aldı. Ankara’da Asri Mezarlığa defnedilmiştir.
2. 4. 6. Naciye: (1889 Selanik-2 Aralık 1901 Selanik) Zübeyde Hanım’ın, 28 Ekim 1921’de Darüşşafaka’ya yaptığı yardımın sevaplarını bağışladığı kişiler arasında “
Kızları Naciye” de sayılmıştır.
[19]
Eşi: Ragıp Bey: (Ölümü: muhtemelen 1912) Zübeyde Hanım’ın ikinci eşi. Muhtemelen 1894’te evlendiler. Bu evlilikten çocuk yoktur. Ragıp Bey’in önceki hanımından dört çocuğu olduğu bilinmektedir.
1. 5. Emine: Atatürk’ün Halası. Babaannesi Ayşe Hanım’ın Kızıl Hafız Ahmet Efendi’nin ölümünden sonra Halil Efendi ile yaptığı ikinci evlilikten doğdu. Zübeyde Hanım’dan 3 ay sonra (1923) İstanbul’da vefat etti.
[20] Annesi Zübeyde Hanım’ın Ragıp Bey ile yaptığı ikinci evliliğe tepki gösteren Mustafa Kemal’in evi terk ederek yanında kaldığı Horhor (Horhorsu) Mahallesi’nde oturan halası Emine Hanım bu halasıdır. Zübeyde Hanım’ın, 28 Ekim 1921’de Darüşşafaka’ya yaptığı yardımın şartlarının görüşülerek yazılı belge haline getirildiği Darüşşafaka’daki toplantıda Zübeyde Hanım ile birlikte Emine Hala da hazır bulunmuştur.
[21]
Eşi: Hacı Hasan: Atatürk’ün Halası Emine Hanım’ın eşi. Rüsumat memuru idi.
0. KIZIL HAFIZ MEHMET EMİN EFENDİ: Atatürk’ün dedesi Kızıl Hafız Ahmet Efendi’nin kardeşi, Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi’nin amcası.
Eşi: ARAP CARİYE: Kızıl Hafız Mehmet Efendi’nin 1. Eşi.
1. 1. Rukiye: Kızıl Mehmet Emin Efendi’nin Arap Cariye’den olan çocuğu. İki yaşında iken ölmüştür.
Eşi: HANİFE: Kızıl Hafız Mehmet Efendi’nin 2. Eşi.
1. 2. Salih (Erbatur) Efendi: Ali Rıza Efendi’nin amcası Kızıl Hafız Mehmet Emin Efendi’nin ikinci eşi Hanife Hanım ile evliliğinden olan oğlu. Atatürk’ün büyük amcası oğlu. Atatürk’ün baba soyunun günümüze ulaşan iki kolundan biri bu Salih Efendi’den devam eden koldur. Kızı Vüsat Erbatur’a emekli maaşı bağlanması ile ilgili 2. 5. 1966 tarihli belgeden Salih Efendi’nin “
Üsküp Rüsumat Başkâtipliği’nden emekli” olduğunu öğreniyoruz.
[22]
Eşi: Faika: Salih Efendi’nin 1. Eşi.
2. 2. 1. Zeliha
2. 2. 2. Şevket Hanım
2. 2. 3. Reşit
Eşi: Müberra Hanım (Kerime Molla): Ali Rıza Efendi’nin amcası Kızıl Hafız Mehmet Emin Efendi’nin oğlu olan Salih Efendi’nin 2. Eşi. Müberra Hanım’ın (sonradan Müberra Erbatur) nüfus kağıdı suretine göre doğum yeri Selanik, doğum tarihi Rumi 1294 (1878-9), babasının adı “Eşref Bey”, anasının adı “Nafia Hanım” ve evlenirken dul olduğu bilinmektedir. Belgelerden Müberra Hanım’ın “Selanikli Mevlevi Şeyhi-Zadeler Ailesi”ne mensup olduğu anlaşılmaktadır. Selanik Vilayeti’nden alınan 26 numaralı “Evlenme İzinnamesi”ne göre Salih Efendi ile Müberra Hanım 11 Zilkade 1315 (3 Nisan 1898) tarihinde Mahmud Bey ile Şakir Efendi’nin şahitlikleriyle Selanik’teki “Muid-Alâeddin Mahallesi İmamı” huzurunda nikâhları kıyılarak evlenmişlerdir. Burhan Göksel’in yayınladığı belgelere göre Müberra Hanım ve aile fertlerinin Atatürk’le ilişkileri Cumhurbaşkanlığı döneminde de devam etmiştir. Atatürk’ün yazdığı bir özel haberleşme belgesinde adres kısmında “
Ortaköy’de Yenge Müberra Hanımefendi” yazılıdır. Bundan Atatürk’ün Müberra Hanım’ı hep “
Yenge” diye çağırdığını öğreniyoruz.
[23] Nüfus cüzdanının arka tarafındaki kayda göre Müberra Hanım 4 Mayıs 1938’de vefat etmiştir.
2. 2. 4. Nafia Orcay
3. 2. 4. 1. Niyazi Orcay
4. 2. 4. 1. 1. Mustafa Kemal Orcay
5. 2. 4. 1. 1. 1. Özgür Orcay
4. 2. 4. 1. 2. Senem Orcay
3. 2. 4. 2. Nermin Kanıpak
4. 2. 4. 2. 1. Süreyya Kanıpak
5. 2. 4. 2. 1. 1. Boraz Kanıpak
4. 2. 4. 2. 2. Süveyda Apaydın
5. 2. 4. 2. 2. 1. Batu Apaydın
3. 2. 4. 3. Nevin Anul
4. 2. 4. 3. 1. Ayşe Özdamar
4. 2. 4. 3. 2. Emrah Anul
3. 2. 4. 4. Neriman Evyapan
4. 2. 4. 4. 1. Narin
5. 2. 4. 4. 1. 1. Bora
5. 2. 4. 4. 1. 2. ?
4. 2. 4. 4. 2. Nilgün
5. 2. 4. 4. 2. 1. Berna
5. 2. 4. 4. 2. 2. ?
2. 2. 5. Vüsat Erbatur: Ali Rıza Efendi’nin amcası Kızıl Hafız Mehmet Emin Efendi’nin oğlu Salih Bey ile Müberra Hanım’ın Kızı. Doğum Tarihi: 1317 (1901), Doğum Yeri: Selanik, Ölüm Tarihi: 13. 10. 1969. Burhan Göksel, şahsen tanıdığı Vüsat Hanım hakkında şunları anlatıyor: “Çankaya’da Atatürk ile en çok bir arada bulunan amcası torunu idi. Zaman zaman ondan Atatürk’ün yaşayış özelliklerini anlatan güzel hatıralar dinlemek imkânını bulmuştum. Atatürk bu en yakın akrabasına daima en samimi şekilde alakasını esirgememiştir. Meselâ, Vüsat Hanım’ın Köşk’e bir gelişi Ramazan ayına rastlamıştır. Atatürk hemen bu amca torununu alır, kendisi aşçıbaşına götürür; onun oruçlu olduğunu, iftar ve sahur yemeklerinde, en çok sevdiklerinin neler olduğunu anlatır; aşçıbaşının ona ait yemekleri tepsi ile odasına götürmesi için talimat verir.
Atatürk’ün Vüsat Hanım’a olan yakın ilgisi, yalnız akrabalıktan değildir. Vüsat Hanım’ın kocası “Jandarma Yüzbaşısı İsmail Hakkı Bey”in İstiklal Harbimizde kendi emrinde savaştığı sırada, genç yaşta şehit olması ve mini mini yavrusu Nesrin (Söğütlügil) ile dul kalmasının da etki yaptığı bilinmektedir… Belgelerde Atatürk’ün Vüsat Hanım ve onun kızı “Nesrin”e nasıl çok samimi alaka gösterdiği; Nesrin’in yetişmesi, nişanlanması ve evlenmesiyle bir baba gibi ilgilendiği görülüyor. Atatürk; bizim halk deyimi ile tam bir “akraba-canlısı” kişiliğe sahiptir. Uğraştığı muazzam devlet işleri arasında, akrabası ile meşgul olmayı asla ihmal etmemiştir… Vüsat Hanım’a verdiği fotoğrafın üst yanında “Çankaya, 8. 2. 1926” tarihi görülmektedir. Altında da Vüsat Hanım’a ithafı ve “Gazi Mustafa Kemal” imzası bulunmaktadır.”
[24] 13 Kasım 1969 günü vefat eden (Atatürk’ün amcası kızı) Vüsat Erbatur’un ölüm haberini, ertesi gün çıkan gazete ilanından öğreniyoruz. Bu ilanda; Vüsat Erbatur Hanım’ın babası Salih Bey’in Atatürk’ün amcası olduğu, onun eşi Müberra Hanım’ın, Selanik eşrafından Mevlevi-Şeyhizade Ailesi’ne mensup bulunduğu; Nesrin Söğütlügil’in annesi ve Feridun Söğütlügil’in kayınvalidesi olduğu belirtilmekte, torunlarının adları da verilmektedir.”
[25]
Eşi: İsmail Hakkı Bey: Vüsat Hanım’ın eşi. Jandarma Yüzbaşısı. İstiklal Harbi’nde şehit olmuştur.
3. 2. 5. 1. Nesrin Söğütlügil: Ali Rıza Efendi’nin amcası Kızıl Hafız Mehmet Emin Efendi’nin oğlu Salih Bey ile Müberra Hanım’ın kızı Vüsat Erbatur ile Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey’in evliliklerinden olan tek çocukları. Atatürk hem Vüsat Hanım’a hem de kızı Nesrin’e özel bir ilgi göstermiştir. Bu nedenle Nesrin Hanım’ın Topçu Teğmeni Feridun Söğütlügil ile kuracağı yuvanın bütün masraflarını üzerine almıştır. Bu çiftin düğünleri 2 Ekim 1937’de İstanbul’un ünlü Park Otel’inde Atatürk tarafından yaptırıldı. Kendisi de düğün akşamı saat 21’de salona geldi. Sabaha kadar en yakın akrabaları ve davetli dostları arasında, tam bir aile ortamı içerisinde eğlendi, dinlendi ve herkese ayrı ayrı alâka gösterdi.
Düğün günü çekilen bir fotoğrafta Atatürk’ün baba tarafından Salih Bey’den neşet eden akrabalardan bir kısmı ve Atatürk’ün yakın çevresinde sıkça bulunan yakın dostlarından bazıları görülmektedir: Gelin Amcaoğlunun torunu kızı Nesrin, Güveyi Feridun Söğütlügil, Afet İnan, Amcatorunu ve gelinin annesi Vüsat Erbatur, Sabiha Gökçen, Feridun Söğütlügil’in annesi Elmas Biran hanım, Amcaoğlu Salih Beyin Eşi Müberra Hanım, Sabiha Gökçen’in eşi Havacı Pilot Kemal Esiner, Perihan Arıburun (Atatürk’ün Hocası Naci Paşa’nın kızı, Tekin Arıburun’un eşi), Nermin Kanıpak (Salih Efendi’nin kızı Nafia Orcay’ın kızı), Nevin Anul (Nermin Kanıpak’ın kardeşi), Neriman Evyapan (Nermin ile Nevin’in kardeşi), Hakim Yurdakul Altay (Salih Efendi’nin Müberra Hanım’dan doğma çocukları Zeynep Altay Hanım’ın oğlu). Nesrin Hanım, TRT Atatürk’ten Anılar Programı için yazdığı notlarda da şunları anlatmıştır:
“
Atatürk’ün Amcası Hafız Mehmet Emin Efendi’nin oğlu Salih Efendi’nin torunu olarak Atatürk’ten anılarımı şöyle özetleyebilirim: Atatürk’ü ilk defa henüz altı yaşımda bulunduğum 1927 yılının Eylül ayının 28. günü dayım Necati Erbatur’un Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan nişan merasiminde yakınen görmek ve elini öpmek mutluluğuna erdim. 1928 yılında Atatürk’ün tensip ve tavassutu ile Feyziati Lisesi’nin ilkokul birinci sınıfına yatılı olarak kaydedildim. Ders yılı sonunda büyükanneme “Yenge, torununu getir imtihan edeceğim” buyurmuş. Büyükannemle birlikte Dolmabahçe Sarayı’na gittik. Atatürk beni karşısına oturttu. Ve elime kâğıt, kalem vererek yaz bakayım dedi. Aynen şu cümleyi yazdırdı: “Bugün Dolmabahçe sarayı’na geldim, Gazi Mustafa Kemal ile görüştüm.”
Yazımı çok beğenen Atatürk, bu defa yabancı dille yazılmış bir kitabı okumamı istedi. Ben de ne gördümse Türk alfabesine göre okudum. Neticede yeni yazıyı iyice öğrenmiş bulunduğuma kani olarak memnuniyetini izhar etti. Ben de derin bir heyecan içinde geçirdiğimiz imtihanda Atatürk tarafından başarılı görüldüğüm için ziyadesiyle mutlu olmuştu. 1937 yılında küçük rütbeli bir subay olan eşimle evlenme iznimi almak üzere annemle birlikte huzuruna çıktığımız gün derin bir anlayış ve şevkat göstermiş ve hiçbir istekte bulunmadığımız halde ne gerekiyorsa yapılması yolunda ilgililere direktif vermiş ve 2 Ekim 1937 günü Park Otel’de yapılmasını emir ve deruhte ettiği düğünümüzde hazır bulunmak suretiyle hepimizi son derece mutlu kılmıştı. Yattığı yer nur, mekânı cennet olsun.”
[26]
Eşi: Feridun Söğütlügil: Nesrin Hanım’ın eşi. Topçu Teğmeni. Sonradan Askeri Hâkim ve Avukat.
4. 2. 5. 1. 1. Oytun Söğütlügil
5. 2. 5. 1. 1. 1. Vüsat Söğütlügil
5. 2. 5. 1. 1. 2. Selma Serra Söğütlügil
5. 2. 5. 1. 1. 3. Nesrin Melis Söğütlügil
5. 2. 5. 1 .2. Ongun Söğütlügil
5. 2. 5. 1. 2. 1. Nesrin Deniz Söğütlügil
5. 2. 5. 1. 2. 2. Emine Bahar Söğütlügil
4. 2. 5. 1. 3. Yurdun Söğütlügil: Kasım 2009’da Habertürk Televizyonu’nda Murat Bardakçı’nın hazırlayıp sunduğu “Tarihin Arka Odası” isimli televizyon programına kızı Ayşe Söğütlügil’le birlikte katılan Yurdun Söğütlügil Bey’in emekli müzisyen olduğunu öğreniyoruz. Yurdun Bey, Atatürk’ün naşı 1953’te Anıtkabir’e nakledildiğinde 6 yaşında olduğunu söyledi. Yurdun Bey, “O gün annemin kucağındaydım. Makbule abla, Sabiha Gökçen ve anneannem siyah mantolar giymiş yürüyorlardı, çok kalabalıktı” dedi.
[27]
5. 2. 5. 1. 3. 1. Ayşe Söğütlügil: Aynı programa babası ile birlikte katılan Ayşe Söğütlügil Kasım 2009 itibarıyla Koç Üniversitesi Uluslar arası İlişkiler Bölümünde okumaktadır.
4. 2. 5. 1. 4. Hasnun Söğütlügil
2. 2. 6. Zeynep Altay
3. 2. 6. 1. Yurdakul Altay
4. 2. 6. 1. 1. Aylin Altay
4. 2. 6. 1. 2. Ayşin Altay
3. 2. 6. 2. Yücel Tosun
4. 2. 6. 2. 1. Murat Tosun
4. 2. 6. 2. 2. Ayda Tosun
3. 2. 6. 3. Yenigül Eke
4. 2. 6. 3. 1. Emre Eke
4. 2. 6. 3. 2. Eren Eke
2. 2. 7. Kemal Erbatur
3. 2. 7. 1. Seval Gülenç
4. 2. 7. 1. 1. Halil Gülenç
3. 2. 7. 2. Salih Erbatur
4. 2. 7. 2. 1. Kemal Erbatur
4. 2. 7. 2. 2. Lale Erbatur
3. 2. 7. 3. Fuat Erbatur
4. 2. 7. 3. 1. Didem Erbatur
3. 2. 7. 4. Metin Erbatur
4. 2. 7. 4. 1. Emre Erbatur
3. 2. 7. 5. Ayşe Yorgancı
4. 2. 7. 5. 1. Mehmet Yorgancı
4. 2. 7. 5. 2. Güneş Yorgancı
3. 2. 7. 6. Celal Erbatur
4. 2. 7. 6. 1. ?
2. 2. 8. Necati Erbatur: Ali Rıza Efendi’nin amcası Kızıl Hafız Mehmet Emin Efendi’nin oğlu Salih Bey ile Müberra Hanım’ın küçük oğlu. Necati Bey, Rüsumat Teftiş Heyeti Eski Reisi Merhum Aziz Bey’in kızı “Fehime Zeliha Hanım” ile 27 Eylül 1927’de Dolmabahçe Sarayı’nda Atatürk’ün huzurunda nişanlandılar. Nişan’ın davetiyesi Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri: Tevfik Bıyıklıoğlu imzasını taşıyordu. Cumhuriyet Gazetesi 29 Eylül 1927 tarihinde nişanı bir fotoğrafla birlikte haber yapmıştır. Haberdeki resim altı yazısında “Necati Bey’in davetli hanımlarla birlikte saraya gelişine” işaret edilmektedir.
[28] Necati Bey, birçok resimde Atatürk’ün yanında bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi 1926 tarihlidir ve Çiftlik İdare Binası önünde çekilmiştir. 10 Kasım 1964 tarihinde Yeni Gazete’de yayınlanan bu fotoğrafta Atatürk’ün sağında amcası Salih Efendi’nin oğlu Necati Erbatur görülmektedir.
[29]
Eşi: Fehime Zeliha Hanım
3. 2. 8. 1. Müberra Erbatur
3. 2. 8. 2. Mustafa Erbatur
0. NİMETİ: Atatürk’ün Babası Ali Rıza Efendi’nin babası Kızıl Hafız Ahmet Efendi’nin ve Ali Rıza Efendi’nin amcası Kızıl Hafız Mehmet Emin Efendi’nin kız kardeşleri, Ali Rıza Efendi’nin halası. Atatürk’ün baba soyunun günümüze ulaşan iki kolundan biri Nimeti Hanım tarafından ulaşan koldur.
1. 1. İsmail Ağa
1. 2. Hatice
2. 2. 1. Münire
3. 2. 1. 1. Vefik Vassaf
3. 2. 1. 2. Etem Vassaf
4. 2. 1. 2. 1. Melih Vassaf
4. 2. 1. 2. 2. Gündüz Vassaf
4. 2. 1. 2. 3. Emel Akay
5. 2. 1. 2. 3. 1. Ali Akay
3. 2. 1. 3. Bedri Akan
4. 2. 1. 3. 1. Münüre Akan
3. 2. 1. 4. Ruhiye Tellioğlu
4. 2. 1. 4. 1. Sacit Tellioğlu
5. 2. 1. 4. 1. 1. İhsan Tellioğlu
5. 2. 1. 4. 1. 2. Tuğrul Tellioğlu
3. 2. 1. 5. Faika Kula
4. 2. 1. 5. 1. Ergün Kula
5. 2. 1. 5. 1. 1. Lale Kula
4. 2. 1. 5. 2. Nedret Tellioğlu
5. 2. 1. 5. 2. 1. Teoman Başaran
5. 2. 1. 5. 2. 2. İhsan Tellioğlu
5. 2. 1. 5. 2. 3. Tuğrul Tellioğlu
1. 3. Fatime
2. 3. 1. Hatice
2. 3. 2. Nimeti
3. 3. 2. 1. Sami Atam
4. 3. 2. 1. 1. Dilara Atam
5. 3. 2. 1. 1. 1. Berrin Basuter
6. 3. 2. 1. 1. 1. 1. Pınar Basuter
5. 3. 2. 1. 1. 2. İhsan Atam
4. 3. 2. 1. 2. Nejat Atam
5. 3. 2. 1. 2. 1. Ayşe Atam
4. 3. 2. 1. 3. Muazzez Atam
4. 3. 2. 1. 4. Zuhal Çınar
5. 3. 2. 1. 4. 1. ? Çınar
4. 3. 2. 1. 5. Kazima Atam
5. 3. 2. 1. 5. 1. Hayriye Atam
5. 3. 2. 1. 5. 2. Bedia Atam
5. 3. 2. 1. 5. 3. Sami Atam
3. 3. 2. 2. Raşit
4. 3. 2. 2. 1. Hüseyin Atam
5. 3. 2. 2. 1. 1. Fevzi Atam
5. 3. 2. 2. 1. 2. Metin Atam
6. 3. 2. 2. 1. 2. 1. Gürel Atam
5. 3. 2. 2. 1. 3. Coşkun Atam
4. 3. 2. 2. 2. Vecide Başkoru
5. 3. 2. 2. 2. 1. Erkan Başkoru
5. 3. 2. 2. 2. 2. Sevinç Özer
6. 3. 2. 2. 2. 2. 1. Demet Özer
6. 3. 2. 2. 2. 2. 2. Kemal Özer
6. 3. 2. 2. 2. 2. 3. Sedef Özer
5. 3. 2. 2. 2. 3. Erşan Başkoru
6. 3. 2. 2. 2. 3. 1. Cevdet Başkoru
6. 3. 2. 2. 2. 3. 2. Buket Başkoru
5. 3. 2. 2. 2. 4. Onur Başkoru
5. 3. 2. 2. 2. 5. Adnan Başkoru
5. 3. 2. 2. 2. 6. Nimet Başkoru
5. 3. 2. 2. 2. 7. Raşit Başkoru
4. 3. 2. 2. 3. Adviye Ülküatam
5. 3. 2. 2. 3. 1. Sibel Ülküatam
5. 3. 2. 2. 3. 2. Münir Ülküatam
6. 3. 2. 2. 3. 2. 1. Semih Ülküatam
2. 3. 3. Selanikli Mustafa Efendi
3. 3. 3. 1. Kerime Arslan (Ş. S. Aydemir’de soyadı: Arsan)
4. 3. 3. 1. 1. Akif Arsan
5. 3. 3. 1. 1. 1. Kerime Arsan
5. 3. 3. 1. 1. 2. Rıza Arsan
4. 3. 3. 1. 2. Zehra Aysan
5. 3. 3. 1. 2. 1. Nuşin Gönül
5. 3. 3. 1. 2. 2. Tülin Aysan
4. 3. 3. 1. 3. Feyzi Arsan
5. 3. 3. 1. 3. 1. Süheyla Arsan
5. 3. 3. 1. 3. 2. Necla Arsan
3. 3. 3. 2. Raşit Ülküatam
4. 3. 3. 2. 1. Münir Ülküatam
5. 3. 3. 2. 1. 1. Sibel Ülküatam
5. 3. 3. 2. 1. 2. Semih Ülküatam
3. 3. 3. 3. Halil Ülküatam
4. 3. 3. 3. 1. Sönmez Ülküatam
4. 3. 3. 3. 2. Sema Ülküatam
3. 3. 3. 4. Şahap Ülküatam
4. 3. 3. 4. 1. Tezer Ülküatam: Atatürk’ün Babası Ali Rıza Efendi’in halası Nimeti’nin soyundan gelen Emekli Deniz Kurmay Yarbay. 3 Ocak 1944’te Ankara’da doğdu. TED Ankara Koleji ve Deniz Harp Okulu’nu bitirdi. Deniz Kuvvetleri’nin çeşitli birimlerinde görev yaptıktan sonra kendi isteği ile 1987’de emekli oldu. 2004 yılı itibarıyla Türk Deniz Eğitim Vakfı (TODEV) Eğitim Merkezi’nde mesleki İngilizce dersleri vermektedir.
Kendisi ile yapılan bir söyleşide; “
Atatürk ile olan yakın akrabalığınız bilinmektedir. Bu konuda neler söylemek istersiniz?” sorusuna şu şekilde cevap vermiştir: “
Ailede, erkek çocuklardan isteyenlerin asker olmaları yönünde ATA’nın bir tercihi ve siyasi vasiyeti olduğu bana söylendiğinde buna uygun hareket ettim. Bu sayede, ATA’nın aileye emanet ettiği bazı özel ve önemli bilgileri inceleme ve öğrenme şansım oldu. Bundan sonra da hep bu ailenin bir ferdi olarak daima sorumluluklarımın bilincinde hareket ettim.”
E. Dz. Kurmay Yarbay Tezer Ülküatam, Aynı söyleşide, “
aile şeceresinden gördüğümüz kadarıyla, geniş bir aile yapısı var. Buna karşılık, Atatürk’ün akrabaları pek gündeme gelmedi. Bu durumu siz nasıl yorumluyorsunuz?” şeklindeki bir başka soruya da şu şekilde cevap vermiştir: “
Efendim bana göre bu sorunuzun iki cevabı var: Birincisi monarşik bir hanedan yerine, Cumhuriyet’i kuran ve uygulamak üzere verdiği her karar için, milleti temsil eden Meclis iradesini daima yanına almakta çok titiz davranan Atatürk’ün kendi ailesinin öne çıkmasından ve adeta başka bir tür hanedan görüntüsünden kaçınmak istediğine dair bilgilerimiz var. İkincisi ise, Atatürk’ün soyundan gelmiş olmanın tek başına bir övünme vesilesi olmaması gerektiğini düşündük daima. ATA’nın soy ağacında bulunmanın ilave sorumluluklar getirdiğine ‘biz akrabasıyız ve ona layık olmayı başarabildik’ diyerek ortaya çıkabilmenin, çok uzun ve ince bir yol olduğuna inanarak yetiştik.”
[30]
5. 3. 3. 4. 1. 1. Yudum
6. 3. 3. 4. 1. 1. 1. Manolya
6. 3. 3. 4. 1. 1. 2. Alara
6. 3. 3. 4. 1. 1. 3. Tauna
4. 3. 3. 4. 2. Mustafa Ülküatam
3. 3. 3. 5. Kerime Hoşgör
4. 3. 3. 5. 1. İsmet Hoşgör
4. 3. 3. 5. 2. Sevim Suner
3. 3. 3. 6. Nerime Erenay
4. 3. 3. 6. 1. Gülenay Erenay
4. 3. 3. 6. 2. Coşkun Erenay
4. 3. 3. 6. 3. Gülay Koral
5. 3. 3. 6. 3. 1. Şebnem Koral
4. 3. 3. 6. 4. Tuncay Erenay
5. 3. 3. 6. 4. 1. Çınay Erenay
4. 3. 3. 6. 5. Okay Erenay
5. 3. 3. 6. 5. 1. Nuray Erenay
5. 3. 3. 6. 5. 2. Yavuz Erenay
3. 3. 3. 7. Vedia Hatipoğlu
4. 3. 3. 7. 1. Atilla Hatipoğlu
4. 3. 3. 7. 2. Rabia Kısa
5. 3. 3. 7. 2. 1. Salim Kısa
1. 4. Kâniye
ANNE SOYU
0. MOLLA HASAN (Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın Büyük Dedesi)
1. 1. İbrahim Ağa (Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın Dedesi).
Eşi: Emetullah: Zübeyde Hanım’ın, 28 Ekim 1921’de Darüşşafaka’ya yaptığı yardımın sevaplarını bağışladığı kişiler arasında “
Büyük Valideleri Emetullah” da sayılmıştır.
[31]
2. 1. 1. Sofizade Feyzullah Efendi: Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ın babası. Atatürk’ün dedesi. Üç kere evlendi. Zübeyde üçüncü eşi Ayşe Hanım ile evliliğinden oldu. Zübeyde Hanım’ın, 28 Ekim 1921’de Darüşşafaka’ya yaptığı yardımın sevaplarını bağışladığı kişiler arasında “
Pederleri Feyzullah Efendi” de sayılmıştır.
[32]
Birinci Eşi:(İsmi bilinmiyor).
3. 1. 1. 1. Hüseyin Ağa: Atatürk’ün dayısı. Sofizade Feyzullah Efendi’nin ismini bilemediğimiz birinci eşinden olmuştur. Lankaza’daki Rapla Çiftliği’ni işletiyordu. Babaları Ali Rıza Efendi ölünce, Mustafa, Makbule ve Naciye ile birlikte dul kalan Zübeyde Hanım’a sahip çıkmıştır. Zübeyde Hanım’ın, 28 Ekim 1921’de Darüşşafaka’ya yaptığı yardımın sevaplarını bağışladığı kişiler arasında “
Kardeşi Hüseyin Efendi” de sayılmıştır.
[33]
3. 1. 1. 2. Hatice Hanım: Atatürk’ün teyzesi. E. Behnan Şapolyo’nun eserinde metin içinde adı “Mediha” olarak geçmektedir.
İkinci Eşi:(İsmi bilinmiyor).
3. 1. 1. 3. Zehra
3. 1. 1. 4. Hasan Ağa: Atatürk’ün dayısı. Sofizade Feyzullah Efendi’nin ikinci eşinden olmuştur. Lankaza’da ticaretle meşgul olmuştur.
4. 1. 1. 4. 1. Abdurrahman (Aldırma): Atatürk’ün dayısı Hasan Ağa’nın oğlu. Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım akrabalarından Cemal (Bolayır) Bey’e üç tanık huzurunda, İstanbul Akaretler 76 numaralı evinde 7 Şubat 1922 günü yazdırdığı vasiyetnamesinde yeğeni bu Abdurrahman’a bir miktar para bırakmıştır. Vasiyetname’nin 5. Maddesi şu şekildedir: “
Selanik’te biraderim ölü Hasan Ağa’nın oğlu Abdurrahman’a 30 lira verilecektir.”
[34]
Mevcut bilgilere göre Abdurrahman Efendi, Haydarpaşa Tren İstasyonu Şefi idi. 1938 yılında Atatürk öldükten sonra tayini Dörtyol’a çıkmıştır. Burada uzun yıllar İstasyon Şefliği’nde Hareket Memuru olarak çalışan Abdurrahman Aldırma, emekli olduktan sonra da Dörtyol’a yerleşmiş ve orada Atatürk’ten Makbule Hanım’a kalan portakal bahçeleri ile uğraşmış, burada vefat etmiş ve burada defnedilmiştir. Abdurrahman Aldırma’nın Metin, Melih ve Mete isminde üç çocuğu bulunuyordu. Aile bugün de İskenderun ve Dörtyol’da yeni kuşaklarla devam etmektedir. Yaşayan aile fertlerinin anlatımlarına göre; Dörtyol’da biri Atatürk’e, diğeri Makbule Hanım’a ait iki konak bulunuyordu. Aldırma ailesi Atatürk öldükten sonra da sık sık Dörtyol’a gelen Makbule Hanım’la görüşüyordu. Hatta aile Makbule Hanım’a ait olan konağın aşağısında bulunan ve hizmetçilerinin kaldığı dört oda bir salondan müteşekkil evde kalıyordu. Atatürk’e ait olan köşk sonradan yanmış. Köşkün bahçesinin bir bölümüne sonradan Atatürk İlköğretim Okulu yapılmıştır.
[35]
Atatürk, Adana gezileri kapsamında (özellikle Hatay meselesi nedeniyle) Dörtyol’a üç defa gelmiştir. İlk geldiği 16 Ocak 1925’te Halk Fırkası ziyareti sonrasında Askeri Hastane’ye geldi ve buranın ikinci katındaki balkondan halka bir konuşma yaptı. Bu sırada Atatürk’e bir portakal bahçesini gösteren yanındakilerden Resul Ağa, Atatürk’e “
Paşam, zatıalinizin bu memlekette bir taşı toprağı olmalıdır” diyerek bahçeyi Dörtyollular adına Atatürk’e hediye etmek istedi. Cevap “
Peki” idi. 17 Ocak günü Dörtyol’dan Adana’ya dönerken, yanındakilere “
benim Türkiye’de en sadık dostlarım Dörtyol’dadır” diyen Atatürk, “
ölene kadar burada yaşaması” için kendisine bağışlanan evi ve bahçeyi kız kardeşi Makbule Hanım’a vermiştir.
Atatürk 16 Mayıs 1926’da ikinci kere Adana’dan Dörtyol’a gelmiş 17 Mayıs’ta Dörtyol’u ziyaret etmiş, tekrar Adana’ya dönmüştür. Uzun süre Dörtyol’a gidemeyen Atatürk buradaki kendisine hediye edilen gayrimenkulünü takip etmiştir. Önceleri Askerlik Şubesi Reisi Yüzbaşı Şefik Soyer (sonra Hatay Valisi) Atatürk’ün mallarıyla yakından ilgilenmiştir. Bu arada Atatürk, 1928 yılı içinde Cumhurbaşkanı Özel Kalem Müdürü Hasan Rıza Soyak’ı Dörtyol’a göndererek, buradaki mallarının kontrolünü sağlamıştır.
Aradan geçen beş yıllık bir sürenin sonunda Atatürk bir başka Adana seyahati sırasında 16 Şubat 1931’de yeniden Dörtyol’u ziyaret etti. Atatürk bu ziyaretin ardından bir daha Dörtyol’a gelemedi. Fakat, Dörtyolluların kendisine armağan ettiği ev ve bahçe kız kardeşi Makbule Hanım tarafından uzun yıllar kullanıldı. Makbule Hanım, Atatürk öldükten sonra onun için 10 Kasım tarihlerinde uzun bir süre Dörtyol Büyük Camii’nde mevlüt okutup, yoksullara yiyecek yardımında bulunmuştur.
Atatürk’ün ayrıca Yeniyurt bölgesinde bir araziyi Esenoğlu’ndan aldığı, yerine Burnaz-Turunçlu-Sarımazı arasındaki geniş bir araziyi verdiği bilinmektedir. Yeniyurt’taki arazinin daha sonraları TİGEM’e bağışlandığı gibi bir kısmının 1950’de Bulgaristan göçmenlerine dağıtıldığı, ancak çiftliğin yeni sahiplerinin bu arazileri sattıkları da rivayet edilmektedir. Dörtyol merkezindeki Atatürk’ten geriye kalan 20 dönümlük arazinin bir bölümü yeni açılan yollara giderken, 10 dönümlük bölümünde de Atatürk İlköğretim Okulu inşa edildi. Çok az bir bölümü de Atatürk’ün dayısının oğlu Abdurrahman Aldırma’ya tahsis edildi.
[36]
Abdurrahman Aldırma ailesinin anlattığı Makbule Hanım’ın Dörtyol’daki evinde sıksık kaldığı ve misafir ağırladığı bilgisi diğer bazı anılarla da desteklenmektedir. Bunlardan biri de Albay Halil Nuri Yurdakul’un
[37] oğlu Yurdakul Yurdakul’un anılarıdır. O şunları anlatıyor: “
Ben henüz Adana’da lise talebesiyken birgün babam çok mütevazı evimizde alabildiğine bir hazırlık yaptırıyordu. ‘Buraya büyük bir misafir gelecek’ diyordu. Üç gün sonra evimize Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Hanım’ı misafir olarak getirdi.
Babam; Muhafız Alayı’nda çalışırken Makbule Hanım’la olan bir yakınlıkları vardı. Makbule Hanım; Dörtyol’daki Atatürk’ten kalan portakal bahçesine kışı geçirmek üzere gelmişti. Babam da orada Albay olarak Alay Kumandanlığı yapıyordu. Dörtyol’da lise olmadığı için bizler Adana’da lisede okuyorduk. Makbule Hanım’ı Adana’daki mütevazı evimize davet etmiş, o da bu daveti kabul ederek bize misafir gelmişti. Evimiz sadece iki odadan iberetti. Büyük odayı Makbule Hanım’a hazırlayıp vermiştik. Küçük odada ise annem, ağabeyim, ben ve kzı kardeşim kalmıştık. Babam da orduevinde kalmıştı. Makbule Hanım ilk geldiğinde beş gün kalıp gitti. Sonraları defalarca bize gelip misafirimiz oldu. Biz de sömestre tatilinde Dörtyol’a gidince onun evinde yemekler yemiştik…”
[38]
5. 1. 1. 4. 1. 1. Metin Aldırma (Ölümü: 2003)
6. 1. 1. 4. 1. 1. 1. Feyzullah Aldırma (Abdurrahman Aldırma’nın en büyük erkek torunudur. İskenderun’da yaşamaktadır.)
6. 1. 1. 4. 1. 1. 2. Figen Aldırma (İskenderun’da yaşamaktadır)
5. 1. 1. 4. 1. 2. Melih Aldırma
6. 1. 1. 4. 1. 2. 1. Hasan Aldırma (Dörtyol’da yaşamakta, Atatürk’e ait olup, yanan köşkün bulunduğu yerde market işletmektedir.)
6. 1. 1. 4. 1. 2. 2. Sadullah Aldırma
6. 1. 1. 4. 1. 2. 3. Ayşe
6. 1. 1. 4. 1. 2. 4. Funda
5. 1. 1. 4. 1. 3. Mete Aldırma
Eşi: Birsen Aldırma
6. 1. 1. 4. 1. 3. 1. Serap Kuzulu (Abdurrahman Aldırma’nın en büyük bayan torunudur.)
7. 1. 1. 4. 1. 3. 1. 1. Ağca Kuzulu
7. 1. 1. 4. 1. 3. 1. 2. Hatice Kuzulu
6. 1. 1. 4. 1. 3. 2. Zeynep
6. 1. 1. 4. 1. 3. 3. Abdurrahman Aldırma
4. 1. 1. 4. 2. Hatice (Sümer): Atatürk’ün dayısı Hasan Ağa’nın kızı. Selanik 1314 (1898/1899) doğumludur. 1982’de Bursa’da ikamet etmiştir. Araştırmacı Numan Kartal Bursa’da kendisi ile görüşmüştür. Numan Kartal’ın eseri yayınlandığı sırada (2002) vefat etmiş bulun
tarihistan.org..