• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

lisede öğretmenim kendimi dadı gibi hissediyorum.

eğitim sistemi öğrencinin gerisinde kaldı.

ben öğretmenlerin de kendini yetiştirdiğini düşünmüyorum. maaş maaş diye inleyen öğretmenlerin bir kısmı var ki, beş bin lira maaş verilse gidip bir tane kitap almaz. okumaz, yazmaz, çizmez, düşünmez. sadece şikayet eder. neden altı bin olmadı diye...

böyle bir sistemden yine iyi yetişiyor çocuklar.

hırsızın hiç mi suçu yok arkadaşlar? ben öğretmenler odasında çocuk kaynana pasta muhabbeti yapan bayan öğretmenlerden bıktım doğrusu. bu öğretmenlerle mi mesleğimiz "kutsal" olacak tekrar?

iğne çuvaldız hikayesi. lütfen biraz daha az şikayet, daha fazla çözüm üretelim.
 
eğitim sistemi öğrencinin gerisinde kaldı.

ben öğretmenlerin de kendini yetiştirdiğini düşünmüyorum. maaş maaş diye inleyen öğretmenlerin bir kısmı var ki, beş bin lira maaş verilse gidip bir tane kitap almaz. okumaz, yazmaz, çizmez, düşünmez. sadece şikayet eder. neden altı bin olmadı diye...

böyle bir sistemden yine iyi yetişiyor çocuklar.

hırsızın hiç mi suçu yok arkadaşlar? ben öğretmenler odasında çocuk kaynana pasta muhabbeti yapan bayan öğretmenlerden bıktım doğrusu. bu öğretmenlerle mi mesleğimiz "kutsal" olacak tekrar?

iğne çuvaldız hikayesi. lütfen biraz daha az şikayet, daha fazla çözüm üretelim.

eğitim sistemi (bana göre) bebeğe ders anlatır gibi bir hal aldı ben en iyi sistemin ösys olduğunu iki sınavlı sistemi yani 90 lı yılların eğitiminin olduğunu düşünüyorum en azından her dersten bir şeyler öğreniyorduk bu sistemde öğrenciye birkaç ay önce anlattığım şeyi soruyorum hocam anlatmadınız bilmiyoruz diyorlar oysa ben adım gibi hatırlıyorum o gün derste kime ne söz verdim ne sordum nasıl anlattım hangi örneği verdim.
açıkçası ben sizin dediğiniz tarzda hep erkek öğretmenleri gördüm ben de erkek öğretmenlere gıcık oldum bugüne değin... ve ben kendi adıma en azından okuyan bir öğretmenim mutlaka kitap okurum alanımla ilgili gelişmeleri takip ederim daha önce de yazmıştım bu sistemde her şeyin düzelmesi lazım; öğrencinin, öğretmenin, idarenin, bakanlığın kısacası bütün sistemin.. açıkçası ben daha çok yeni öğretmenlerin öyle muhabbetler yaptığını gördüm bir de çok eski, artık emeklilik dönemine girenlerin. bu muhabbetler biraz idareyle de alakalı... zaten öyle bir okulda idare de öğrenci de benzer bir durumda oluyor.
açıkçası benim en büyük şikayetim maaş filan değil; sadece öğrencilerin vurdumduymazlığı idarenin takdir bilmezliği... çok çalışan bir öğretmenim ama artık eskisi kadar çalışmayı düşünmüyorum çok yıprandım hiçbir işe yaramadığını gördüm boşuna çabalıyorum sizi destekleyen kimse yoksa birileri sizi kullanarak prim yapmaya çalışıyorsa bir zaman sonra yoruluyorsunuz.
herkesin fikri kendine tabii.
 
eğitim sistemi öğrencinin gerisinde kaldı.

ben öğretmenlerin de kendini yetiştirdiğini düşünmüyorum. maaş maaş diye inleyen öğretmenlerin bir kısmı var ki, beş bin lira maaş verilse gidip bir tane kitap almaz. okumaz, yazmaz, çizmez, düşünmez. sadece şikayet eder. neden altı bin olmadı diye...

böyle bir sistemden yine iyi yetişiyor çocuklar.

hırsızın hiç mi suçu yok arkadaşlar? ben öğretmenler odasında çocuk kaynana pasta muhabbeti yapan bayan öğretmenlerden bıktım doğrusu. bu öğretmenlerle mi mesleğimiz "kutsal" olacak tekrar?

iğne çuvaldız hikayesi. lütfen biraz daha az şikayet, daha fazla çözüm üretelim.

fikrinize saygı duyuyorum ama,çok da katıldığımı söyleyemeyeceğim.
canla başla çalışan ücretli öğretmenler var,bir de bunun yanında kadrolu olup da fazla takmayanlar var.bunlar genellikle erkek öğretmenler,ders işlemiyor sohbet ediyor,öğrenciler erkekse belden aşağı muhabbet,cep teli derste yasak değil hatta müzik bile dinleyebilir,öğrenciler kızsa aşk meşk konuları diğer öğretmenlerin dedikoduları,ya da öğretmen derste uyur.daha neler neler......hooppp!diğer ders sen derse giriyorsun dersi dinle konuşma,telefonu kapat,not tut,düzgün otur,derse geç gelirse yok yaz .kısacası kuralları uygula olması gerektiği gibi.daha sonra da öğrenciler sana düşman gibi bakıyor.
tabiki de derste süre veriyorum konuşup ,dinlenmeleri için.ama,sen kötü öğretmensin.
idarede öğrencinin sözüne güvenir seni dinlemez bile yada sorma gereği bile hissetmez.
tepeden inme kuralları zaten biliyorsunuz kısaca öğrenci her zaman haklıdır.
biliyormusnuz,şu anda öğrencilerin çoğunun devamsızlığı 30 a ulaştı.ben silinip,derse gezmeye gelenlerin okuldan atılmasını beklerken bunlar affediliyor.işte,ben de bu kaos ortamında dersimi en iyi şekilde işleyip paramı hakketmeye çalışıyorum.evet,benim gibiler için bu para gerçekten az çünkü ben haftasonu üzerimdeki sinir stresi yükü atmak için psikoloğa gitmek gezip dinlenme ve ertesi haftaya daha huzurlu başlamak istiyorum.
ama,şunu da yazmadan geçemeyeceğim.erkek meslektaşlarımın çoğu öğrenciye ek ders gözüyle bakıyor.hem ders işlemiyor,hem de para bekliyor.gerçekten bu durum benim midemi bulandırıyor.
kusura bakmayın biraz uzun oldu ama,gerçekleri bilmek daha güzel.
peki bu durumda,SıZCE ÇÖZÜM NE?(bunu samimi olarak soruyorum,belki siz dışarıdan bizim durumumuzda olanları daha iyi yorumlarsınız.)
 
Son düzenleme:
fiyonk, bir de şunu yazayım unutmuşum.öğrencilere ahlaki öğütler veriyoruz kendimizi sorumlu hissederek.yine bir kısım görmezlikten geliyor,umursamıyor bile.işte,sorumlu hissediyoruz.ailesinin neredeyse evden iççamaşırı gözükecek kadar mini etekli,boya kovasına batmış gibi makyajlı gönderdiği ,erkeklerin eğlencesi olabileceğini(yada açık açık yazayım yemi)gördüğümüz kızları,yine eroine bulaşmak ,alkole saplanmak üzere olan erkekleri çekip bir kenara güzel güzel uygun dille uyarıyor öğütler veriyoruz.ne oluyor biliyormusun,of bu hoca da her şeye karışıyor.
idareye gidip söylüyorsun hocam okul dışında bir şey yapamayız,ailenin hberleri var.aile karışmayın diyebilir.diyor.
sen çırpın idealist olacağım,kutsal olacağım diye bir şey kalmadı artık.
her şey yalan.
ben bunları para almadan yapıyorum,vicdanen rahat olamıyorum öğrenciyle aramın bozulacağını bilsem bile.
kızın okuldan mezun olduktan sonraki hallerini düşünüp üzülerek şimdiden kendimce önlem almaya çalışıyorum.başarıyor musun dersen hayır,ancak vicdanımı rahatlatıyorum bir nebze de olsa.
 
öğrencilere verilen geniş haklardan,öğretmenlere verilen kısıtlamalardan dolayı öğrenciyi pohpohlamaktan,sürekli sürekli aman öğrencinin psikolojisi şöyle güzel olsun böyle iyi olsun.sonuç,şımarık ukela hiç birşey yapamadığın,bırak öğretmeyi eğitemediğin bir sürü canlı.
arkanda da destek olacak hiçbir şey yok.maalesef öğrencilerimize gösterdiğimiz şu toleransı,tahammülü bazen çocuklarımıza gösteremiyoruz.
öğretmen çok pasifleştirildi maalesef.kendimi resmen dadı gibi hissediyorum,artık.
arkadaşlar,neler yapabiliriz,buradan birbirimize taktik verelim.önü alınacak gibi değil bunların.nedense idaredede ne mal olduğunu bile bile öğrencinin ağzına bakar.
öğretmen zaten okulda öğretmenden başka herşey.anne,baba,idareci,temizlikçi,psikolog,yapay disiplin kurulu................ varsa yoksa öğretmenle hep yüz göz olsun.arada sınır,saygı denen bir şey kalmadı artık.:kızgın:

Aynısını eşim söylüyor biliyormusun.
Dadılık yapıyoruz diye, şimdi aynı şeyi burda duyunca demekki bütün öğretmenler böyle düşünüyor dedim.

Öğretmen, öğrencinin gerisinde kaldı, destekçisi yok ki öğretmenin.:umursamaz:
Öğretmenin gözünün içine baka baka sigara içen, makyaj yapan öğrenciler olduktan sonra daha çok dadılık yapar öğretmenler.

Bizim zamanımızda diye başlamiyim ben sustum:delphin:
 
eğitim sistemi (bana göre) bebeğe ders anlatır gibi bir hal aldı ben en iyi sistemin ösys olduğunu iki sınavlı sistemi yani 90 lı yılların eğitiminin olduğunu düşünüyorum en azından her dersten bir şeyler öğreniyorduk bu sistemde öğrenciye birkaç ay önce anlattığım şeyi soruyorum hocam anlatmadınız bilmiyoruz diyorlar oysa ben adım gibi hatırlıyorum o gün derste kime ne söz verdim ne sordum nasıl anlattım hangi örneği verdim.
açıkçası ben sizin dediğiniz tarzda hep erkek öğretmenleri gördüm ben de erkek öğretmenlere gıcık oldum bugüne değin... ve ben kendi adıma en azından okuyan bir öğretmenim mutlaka kitap okurum alanımla ilgili gelişmeleri takip ederim daha önce de yazmıştım bu sistemde her şeyin düzelmesi lazım; öğrencinin, öğretmenin, idarenin, bakanlığın kısacası bütün sistemin.. açıkçası ben daha çok yeni öğretmenlerin öyle muhabbetler yaptığını gördüm bir de çok eski, artık emeklilik dönemine girenlerin. bu muhabbetler biraz idareyle de alakalı... zaten öyle bir okulda idare de öğrenci de benzer bir durumda oluyor.
açıkçası benim en büyük şikayetim maaş filan değil; sadece öğrencilerin vurdumduymazlığı idarenin takdir bilmezliği... çok çalışan bir öğretmenim ama artık eskisi kadar çalışmayı düşünmüyorum çok yıprandım hiçbir işe yaramadığını gördüm boşuna çabalıyorum sizi destekleyen kimse yoksa birileri sizi kullanarak prim yapmaya çalışıyorsa bir zaman sonra yoruluyorsunuz.
herkesin fikri kendine tabii.

aynen canım .ben de öys çıkışlıyım.bizim zamanımızda sadece son sene dersaneye gidilirdi,şimdi çocuklar ilkokul 4.sınıfta başlıyor oyun nedir bilmiyor,başarı da çok düşük.
sınavlarda kolay sorular sorularak güya başarı yukarı çekilmiş olacak.yani,bir aldatmaca yaşanıyor.eğitimin içi boş.
teşekürler canım,bu tespitin de çok güzel.idare gerçekten canla başla çalışan öğretmenin değerini bilmiyor,desteklemiyor.hatta,öğrencinin gönlünü hoş tutarsan senden iyisi yok.bir de şu yüzde elli başarı zırvalığı var ya,ilkokul seviyesindeki sorularla,kopyalarla öğrenci geçiyor.
bana da yakınlarım çok söyler,hatta meslektaşlarım bile çok fazla takma herkes nasıl yapıyorsa sen de öyle yap diye.kendini parçalama derler.işte,insanın içi rahat olamıyor.
bakalım ne zamana kadar direnebileceğim.:Saruboceq:
 
Aynısını eşim söylüyor biliyormusun.
Dadılık yapıyoruz diye, şimdi aynı şeyi burda duyunca demekki bütün öğretmenler böyle düşünüyor dedim.

Öğretmen, öğrencinin gerisinde kaldı, destekçisi yok ki öğretmenin.:umursamaz:
Öğretmenin gözünün içine baka baka sigara içen, makyaj yapan öğrenciler olduktan sonra daha çok dadılık yapar öğretmenler.

Bizim zamanımızda diye başlamiyim ben sustum:delphin:

üzülerek diyoum ki; sevindim ,bizim gibi olanların azınlıkta olmamasına.evet,zaten bizim zamanımızda diye başlarsa bitmez.....
 
eğitim sistemi (bana göre) bebeğe ders anlatır gibi bir hal aldı ben en iyi sistemin ösys olduğunu iki sınavlı sistemi yani 90 lı yılların eğitiminin olduğunu düşünüyorum en azından her dersten bir şeyler öğreniyorduk bu sistemde öğrenciye birkaç ay önce anlattığım şeyi soruyorum hocam anlatmadınız bilmiyoruz diyorlar oysa ben adım gibi hatırlıyorum o gün derste kime ne söz verdim ne sordum nasıl anlattım hangi örneği verdim.
açıkçası ben sizin dediğiniz tarzda hep erkek öğretmenleri gördüm ben de erkek öğretmenlere gıcık oldum bugüne değin... ve ben kendi adıma en azından okuyan bir öğretmenim mutlaka kitap okurum alanımla ilgili gelişmeleri takip ederim daha önce de yazmıştım bu sistemde her şeyin düzelmesi lazım; öğrencinin, öğretmenin, idarenin, bakanlığın kısacası bütün sistemin.. açıkçası ben daha çok yeni öğretmenlerin öyle muhabbetler yaptığını gördüm bir de çok eski, artık emeklilik dönemine girenlerin. bu muhabbetler biraz idareyle de alakalı... zaten öyle bir okulda idare de öğrenci de benzer bir durumda oluyor.
açıkçası benim en büyük şikayetim maaş filan değil; sadece öğrencilerin vurdumduymazlığı idarenin takdir bilmezliği... çok çalışan bir öğretmenim ama artık eskisi kadar çalışmayı düşünmüyorum çok yıprandım hiçbir işe yaramadığını gördüm boşuna çabalıyorum sizi destekleyen kimse yoksa birileri sizi kullanarak prim yapmaya çalışıyorsa bir zaman sonra yoruluyorsunuz.
herkesin fikri kendine tabii.


ben size kitap okumuyorsunuz demedim ki arkadaşım. ben okuyorum dediğinizde benim bahsettiğim sorun çözüme kavuşmuş mu oluyor? demek istediklerimi genel sorunlar olarak neden göremeyip kişiselleştiriyorsunuz örnekleri?

hayır çok yeni diye tabir ettiğiniz öğretmenler bu muhabbetleri yapmıyor, yeniler çok daha iyi durumdalar ancak onlara doğru düzgün meslek hakkı verilmiyor,erkek hocalar da öğretmenler odasındaki bayan hocaların tutum ve davranışlarından büyük ölçüde etkilenirler. bayanlar kaynana koca ev işleri konuşmaya başlayınca onlar da kendi hallerinde kalırlar. ama bir tartışma ortamı olduğunda az önce kaynana anlatanların çoğu susar. fikirler beyan edilecekken, eğriye eğri doğruya doğru denecekken susarlar. eleştirmemeyi hanımefendilik sayarlar. oysa asıl hanımefendilik fikir üretebilmek ve bunları en güzel şekilde paylaşabilmektir.

"çok yıprandım çalışmayı düşünmüyorum eskisi kadar" demişsiniz, tabi ki kendi seçiminiz. ben dersimin son dakikasına kadar dersimi verimli geçirmeye çalışmaya devam edeceğim çünkü ben müdür benim arkamda olsun veya müfettiş beğensin diye çalışmıyorum.
 
Son düzenleme:
fikrinize saygı duyuyorum ama,çok da katıldığımı söyleyemeyeceğim.
canla başla çalışan ücretli öğretmenler var,bir de bunun yanında kadrolu olup da fazla takmayanlar var.bunlar genellikle erkek öğretmenler,ders işlemiyor sohbet ediyor,öğrenciler erkekse belden aşağı muhabbet,cep teli derste yasak değil hatta müzik bile dinleyebilir,öğrenciler kızsa aşk meşk konuları diğer öğretmenlerin dedikoduları,ya da öğretmen derste uyur.daha neler neler......hooppp!diğer ders sen derse giriyorsun dersi dinle konuşma,telefonu kapat,not tut,düzgün otur,derse geç gelirse yok yaz .kısacası kuralları uygula olması gerektiği gibi.daha sonra da öğrenciler sana düşman gibi bakıyor.
tabiki de derste süre veriyorum konuşup ,dinlenmeleri için.ama,sen kötü öğretmensin.
idarede öğrencinin sözüne güvenir seni dinlemez bile yada sorma gereği bile hissetmez.
tepeden inme kuralları zaten biliyorsunuz kısaca öğrenci her zaman haklıdır.
biliyormusnuz,şu anda öğrencilerin çoğunun devamsızlığı 30 a ulaştı.ben silinip,derse gezmeye gelenlerin okuldan atılmasını beklerken bunlar affediliyor.işte,ben de bu kaos ortamında dersimi en iyi şekilde işleyip paramı hakketmeye çalışıyorum.evet,benim gibiler için bu para gerçekten az çünkü ben haftasonu üzerimdeki sinir stresi yükü atmak için psikoloğa gitmek gezip dinlenme ve ertesi haftaya daha huzurlu başlamak istiyorum.
ama,şunu da yazmadan geçemeyeceğim.erkek meslektaşlarımın çoğu öğrenciye ek ders gözüyle bakıyor.hem ders işlemiyor,hem de para bekliyor.gerçekten bu durum benim midemi bulandırıyor.
kusura bakmayın biraz uzun oldu ama,gerçekleri bilmek daha güzel.
peki bu durumda,SıZCE ÇÖZÜM NE?(bunu samimi olarak soruyorum,belki siz dışarıdan bizim durumumuzda olanları daha iyi yorumlarsınız.)

sözleşmeli ve kadrolu ayrımı yaparak öğretmenleri birbrine düşürmeyi başardılar. sözleşmelileri kadrolular beğenmiyor, kadroluları sözleşmeliler... bunun bilinçli yapıldığını düşünüyorum. kendi içimizdeki bu aptalca sorunlarla uğraşmaktan gerçekleri göremez olduk.

bir kurumda çalışan her bir öğretmenin hakları eşit olmalı. eşitlik olmazsa çalışma isteği kalmaz. bir kuruma hem düşman hem de o kuruma faydalı olunamaz. gerçekten herkesin iyi niyetli olması gerek.

ben gerekli merciilere gerekli tepkilerin verilmesinden yanayım her zaman için. sorunun asıl kaynağı nereyse ve kimlerse, oraya ve onlara ulaşılmalıdır. bunu sorunu olan herkesin yapması gerekir. tek sosyal çözüm bu olabilir.
 
fiyonk, bir de şunu yazayım unutmuşum.öğrencilere ahlaki öğütler veriyoruz kendimizi sorumlu hissederek.yine bir kısım görmezlikten geliyor,umursamıyor bile.işte,sorumlu hissediyoruz.ailesinin neredeyse evden iççamaşırı gözükecek kadar mini etekli,boya kovasına batmış gibi makyajlı gönderdiği ,erkeklerin eğlencesi olabileceğini(yada açık açık yazayım yemi)gördüğümüz kızları,yine eroine bulaşmak ,alkole saplanmak üzere olan erkekleri çekip bir kenara güzel güzel uygun dille uyarıyor öğütler veriyoruz.ne oluyor biliyormusun,of bu hoca da her şeye karışıyor.
idareye gidip söylüyorsun hocam okul dışında bir şey yapamayız,ailenin hberleri var.aile karışmayın diyebilir.diyor.
sen çırpın idealist olacağım,kutsal olacağım diye bir şey kalmadı artık.
her şey yalan.
ben bunları para almadan yapıyorum,vicdanen rahat olamıyorum öğrenciyle aramın bozulacağını bilsem bile.
kızın okuldan mezun olduktan sonraki hallerini düşünüp üzülerek şimdiden kendimce önlem almaya çalışıyorum.başarıyor musun dersen hayır,ancak vicdanımı rahatlatıyorum bir nebze de olsa.

bu kadar sorunlu bir ortamda öğrenciler yine iyi durumdalar diyorum ya. eğitimin içi boşalmadı sadece, ailelerin, televizyonun, toplumsal hayatın içi boşaldı... durum böyle olunca da öğrenciyle birkaç konuşmada halledemiyorsun sorunları.. ve sonra başlanıyor ahh benim zamanımda vs. zaman değişti arkadaşlar benim zamanımda demenin ne anlamı var?

öğütle hallolacak şeyler değil bahsettiklerin, çarpıcı şeyler yapmak gerek. senden o kadar etkilenecekler ki o an, sonrasında sözünden çıkamayacaklar. benim yaptığım bu.
 
ben size kitap okumuyorsunuz demedim ki arkadaşım. ben okuyorum dediğinizde benim bahsettiğim sorun çözüme kavuşmuş mu oluyor? demek istediklerimi genel sorunlar olarak neden göremeyip kişiselleştiriyorsunuz örnekleri?

hayır çok yeni diye tabir ettiğiniz öğretmenler bu muhabbetleri yapmıyor, yeniler çok daha iyi durumdalar ancak onlara doğru düzgün meslek hakkı verilmiyor,erkek hocalar da öğretmenler odasındaki bayan hocaların tutum ve davranışlarından büyük ölçüde etkilenirler. bayanlar kaynana koca ev işleri konuşmaya başlayınca onlar da kendi hallerinde kalırlar. ama bir tartışma ortamı olduğunda az önce kaynana anlatanların çoğu susar. fikirler beyan edilecekken, eğriye eğri doğruya doğru denecekken susarlar. eleştirmemeyi hanımefendilik sayarlar. oysa asıl hanımefendilik fikir üretebilmek ve bunları en güzel şekilde paylaşabilmektir.

"çok yıprandım çalışmayı düşünmüyorum eskisi kadar" demişsiniz, tabi ki kendi seçiminiz. ben dersimin son dakikasına kadar dersimi verimli geçirmeye çalışmaya devam edeceğim çünkü ben müdür benim arkamda olsun veya müfettiş beğensin diye çalışmıyorum.
ben üzerime alınmadım siz örnek vermişsiniz ben de böyle örnekler de var demek istedim yoksa sizinle ağız dalaşına girmek gibi bir niyetim yok hepimiz çevremizdekileri görüp öyle örnek veriyoruz ben şimdiye kadar 3 ilde çalıştım ilçeleri sayarsan 4 oluyor. 10 yıllık da öğretmenim her yıl durumun daha da kötüye gittiğini yakınen görüyorum yeni arkadaşları kötülemek gibi bir maksadım olamaz asla, yanlış anlaşılmasın ama ben çevremdekilere baktım yine, tıpkı sizin gibi örnekleme yaptım aslında; hiçbiri branşlarından bahsetmiyor, hareketleri lakayt, kıyafetleri dersen öyle, bayanlar mini etekle geliyor mesela. bunlar yanlış örnek olmuyor mu?
ben çözüm olsun diye okumuyorum ki.. insan kendisi için okur, başkası için okunan kitaptan hayır mı gelir allahaşkına.. ama öğretmenliği hakkıyla yapmak için çok okumak gerekir ben en azından bunu yapıyorum. diğer öğretmenler de çocuk değil ya herkes aslında ne yapması gerektiğini işin etiğinin ne olduğunu gayet iyi biliyor. ama bazıları daha maddeci yaklaşıyor olaya...
evet yeni öğretmenlerin de bizle eşit olması gerektiğine katılıyorum ama benim katılmamla değişen şey nedir? bizi dinleyen mi var? ayrıca ben öğretmenler odasında sürekli ilmi ve ciddi tartışmalar yapılsın veya sürekli kaynana muhabbeti yapılsın demiyorum her şey ölçülü olmalı iş ortamı varsa insanlar orda arkadaşlık da eder bazılarıyla özel konular konuşulabilir ama aslolan alanınıza ilişkin konuşmalardır muhabbetlerdir erkek öğretmenlerin de başlıca muhabbeti arabalar teknolojik ürünler siyaset. onlar kadınlardan daha mı az dedikoducu? ben okulda olan olayları genelde erkek öğretmenlerden duyuyorum.
demek ki lokal olaylar genele uyarlanmamalı, ben böyle gördüm siz de öyle. yaşadığımız şartlar çalıştığımız ortamlar çok farklı. hepsi meb'e bağlı ama farklı işte.
ayrıca benim cümlemi yanlış anlamışsınız ben dersimi boşa geçirmekten bahsetmiyorum size göre öğretmenlik sadece derse girip konu anlatmak mıdır bizim burda özellikle benim üzerime etkinlikler konusunda çok geliniyor ilçenin bütün etkinlikleri törenleri bana yaptırılıyor ben hem derse hazırlanıyorum derse giriyorum diğer asıl işlerimi yapıyorum sınıf kulüp rehberlik yazılı puantajları vs.. ama bir de buna ek olarak benden tiyatrolar şiir dinletileri tören sunumları filan bekleniyor ben hiçbir öğretmenin bu kadar çalıştığını görmedim ve bunları elimdeki imkanlar ölçüsünde öğrencilerle günlerce aylarca çalışarak hazırlayıp sunuyorum bana bir teşekkür dahi edilmediği gibi bir de beğenmedik deyip gidiyorlar öğrencilerimin de morali bozuluyor benim de. benim kastettiğim buydu yoksa ben dersimi anlatmadan boşa vakit geçirecek kadar düşmedim Allahtan korkan bir insanım aldığım parayı hak etmem lazım ödüm kopar haram yiyeceğim diye. öğrencilerin sevmediği öğretmenlerdenim yani son dk ya son güne kadar ders işleyen ciddi olanlardan hani. ama dedim ya herkesin fikri kendine... müfettiş desen ben kaç teftiş atlattım mutlaka kusur bulurlar bunu herkes bilir.
sözleşmeli ve kadrolu ayrımı yaparak öğretmenleri birbrine düşürmeyi başardılar. sözleşmelileri kadrolular beğenmiyor, kadroluları sözleşmeliler... bunun bilinçli yapıldığını düşünüyorum. kendi içimizdeki bu aptalca sorunlarla uğraşmaktan gerçekleri göremez olduk.

bir kurumda çalışan her bir öğretmenin hakları eşit olmalı. eşitlik olmazsa çalışma isteği kalmaz. bir kuruma hem düşman hem de o kuruma faydalı olunamaz. gerçekten herkesin iyi niyetli olması gerek.

ben gerekli merciilere gerekli tepkilerin verilmesinden yanayım her zaman için. sorunun asıl kaynağı nereyse ve kimlerse, oraya ve onlara ulaşılmalıdır. bunu sorunu olan herkesin yapması gerekir. tek sosyal çözüm bu olabilir.
evet buna katılmayan var mı ayrım yapılıyor bu arada da bir sürü yenilik yapılıyor bize çaktırılmadan:)
açıkçası ben sözleşmelileri beğenmeyen bir öğretmen görmedim henüz ama öyle diyorsanız demek varmış beğenmeyenler. hatta hep .çok üzülürüm keşke kadroya geçebilseler derim.
evet birileri bir şeyler yapmalı bu birileri bizleriz ama kimse kılını kıpırdatmaz en sessiz çoğunluk öğretmenlerdir.
bu kadar sorunlu bir ortamda öğrenciler yine iyi durumdalar diyorum ya. eğitimin içi boşalmadı sadece, ailelerin, televizyonun, toplumsal hayatın içi boşaldı... durum böyle olunca da öğrenciyle birkaç konuşmada halledemiyorsun sorunları.. ve sonra başlanıyor ahh benim zamanımda vs. zaman değişti arkadaşlar benim zamanımda demenin ne anlamı var?

öğütle hallolacak şeyler değil bahsettiklerin, çarpıcı şeyler yapmak gerek. senden o kadar etkilenecekler ki o an, sonrasında sözünden çıkamayacaklar. benim yaptığım bu.


evet her şey kötüye gidiyor ben de öyle demiştim zaten. sistem de öğrenci de veli de öğretmen de idareci de revizyondan geçmeli.

ama konuşmak da işe yarar diye düşünüyorum ben, sonuçta bazı öğrencilerle konuşarak da çok şey halledilebilir bazılarıyla daha farklı yollar denenebilir.

tebrik ederim seni. sözünden çıkmamaları güzel.
 
bu kadar sorunlu bir ortamda öğrenciler yine iyi durumdalar diyorum ya. eğitimin içi boşalmadı sadece, ailelerin, televizyonun, toplumsal hayatın içi boşaldı... durum böyle olunca da öğrenciyle birkaç konuşmada halledemiyorsun sorunları.. ve sonra başlanıyor ahh benim zamanımda vs. zaman değişti arkadaşlar benim zamanımda demenin ne anlamı var?

öğütle hallolacak şeyler değil bahsettiklerin, çarpıcı şeyler yapmak gerek. senden o kadar etkilenecekler ki o an, sonrasında sözünden çıkamayacaklar. benim yaptığım bu.

ben şu durumda hal ve hareketlerimle örnek olabilirim.bunun dışında öğüt vermeye çalışıyorum.bu durumda yapabileceğim çarpıcı şeyler ne olabilir?gerçekten merak ediyorum cevaplarsanız sevinirim.belki farklı bir yöntem uygulayabilirim.bekliyorum yorumlarınızı,belki birbirimize faydamız olabilir bu konuda.

ayrıca yukarıda kastettiğim sözleşmeli öğretmen değil,ücretli öğretmen.yerine sözleşmeli veye kadrolu öğretmen atandığında hiçbir hak talep etmeden görevini bırakabilen.
 
fiyonk hanım buralardaysanız,size son sorduğum sorunun cevabını bekliyorum.çarpıcı şeyler konusundaki tecrübelerinizi bekliyorum,hala.
 
antika bence bir okulda idare iyiyse sınıfı hazırlamışsa öğretmen dersini şevkle işler
senin profilindede müdür yardımcısı yazıyor çözüm sende...
 
antika bence bir okulda idare iyiyse sınıfı hazırlamışsa öğretmen dersini şevkle işler
senin profilindede müdür yardımcısı yazıyor çözüm sende...

çözüm tek ben de olabilseydi keşke.ayrıca ben de öğretmenim.
sadece,profilimde öyle yazıyor.
tabiki de öğretmenin arkasında olan,destekleyen bir idare hepimizin isteği olmuştur
 
ben şu durumda hal ve hareketlerimle örnek olabilirim.bunun dışında öğüt vermeye çalışıyorum.bu durumda yapabileceğim çarpıcı şeyler ne olabilir?gerçekten merak ediyorum cevaplarsanız sevinirim.belki farklı bir yöntem uygulayabilirim.bekliyorum yorumlarınızı,belki birbirimize faydamız olabilir bu konuda.

ayrıca yukarıda kastettiğim sözleşmeli öğretmen değil,ücretli öğretmen.yerine sözleşmeli veye kadrolu öğretmen atandığında hiçbir hak talep etmeden görevini bırakabilen.

fark etmez antika, bir işe soyundunsa o an sen sözleşmeli kadrolu veya ücretli de olsan öğretmensindir. söylediklerim herkes için geçerli. ayrı gayrı yok eğitimde. öğrenciye söylenen tek bir sözcük, sözcüğü bırak imalı bir bakışı bile önemsemek lazım.

nezaketi kaybediyoruz en önemli sorun bu bence şu an. her gelen nesil daha da kaba oluyor. görgü sorunları var. bu da çok fazla boş zamanı sadece eğlenmek amaçlı kullanma isteklerinin artmasından oluyor. birileri de durmadan ÂNI YAŞA DEYıP DURUYOR. hiçbir şeyi ciddiye almıyorlar. öğretmenlerini de tabi.

ben günceli takip ediyorum. onların dünyalarından kopuk değilim. onlardan ayrı bir nesilmişim gibi davranmam. davranışlarım veya kılık kıyafetimle ben hocayım dur bakalım imajı vermem asla. onların karşısında biri olmak demek nasihat vermek. çaktırmadan değiştirmek gerekiyor. onlar da değiştiklerinde ve senin eksenine girdiklerinde şaşırıp kalıyorlar.

en basitinden bir telefon görüşmesi yapmak, iletişimi arttırmak, okul dışına taşımak çok etkili olabiliyor. zaman ayırmak ve istekli olmak lazım. o zaman sorun kalmıyor. ama mesela telefonda da nasihat verirsen olmaz. telefon et en sorunlu öğrencine, bir şeye ihtiyacın olduğunu, yardım etmesi gerektiğini söyle okulla dersle ilgili konularda mesela. hiçbir sorun kalmaz. çünkü tek sorunları aslında kendilerine değer verilmemesi.
 
teşekürler,cevabın için.biliyorum ki,bütün öğretmenler aynı.ücretliyi açıklamak zorunda kaldım.sözleşmeliyle karışmış gibi oldu.benim anlatmak istediğim hiçbir sosyal güvencesi olmamasına rağmen işini son derece düzgün yapabildiğini vurgulamak istemiştim.
nasihate takılmışsınız,bence öğretmen öğrencinin karşısında her zaman rol modeldir(bu şuna benziyor çok klasik olacak ama hani baba oğluna,doktor hastasına sigara içme der ama,kendisi yapar ya).ve öğretmen ile öğrenci arasında belli bir sınır ve seviye olması gerektiğine inanıyorum.insan öyleyken de öğrencisine değer verdiğini gösterebilir.
söylediğiniz yöntemi öğretmenliğimin ilk yıllarında denedim.şu anda hiçbir öğrencime telimi vermiyorum.çok zorlarlarsa velilere ev telimi veriyorum.o tarz öğrencilerle zaten okulda konuşup sohbet edebiliyorum.daha fazla şey yazmak istiyorum ama,yazamıyorum.
ben yine de öğrencinin karşısında öğretmenin otoritesini kaybetmemeli diyorum.belli bir duruşu olmalı.
belki,şöyle bir şey vardır,senin bulunduğun okuldaki öğrenci profili bunları anlayabilecek tarzdadır.daha önceki yazdıklarımda da söylemiştim benim söylemek istediğim genel bozulmaya diikat çekmek.ben kendi bulunduğum okuldaki profile göre konuşursam,öğrenciyi daha fazla pışpışlamaya gerek yok.çünkü iyice sorumsuz ve hazırcı oluyorlar ve bunu kullanıyorlar.
senin adına sevindim bunları uygulayabileceğin bir okulda çalışıyorsun,zevk veriyordur herhalde.meslek hayatında başarılar dilerim.
 
hayır tabi ki sadece kendi okulumdaki profile göre konuşmadım. kaldı ki çalıştığım okulda tinerci öğrenciler de var. bir öğretmenin öğrencisini araması aradaki sınırı kaldırmaz. nasıl aradığınla alakalı. bunu anlayacağını düşünmüştüm örneği verirken.

ben tarz olarak ifade etmeye çalıştım, sorduğun için. öğretmen hem otoriter, hem yakın olabilir kanaatindeyim. kendi fikrim bu. faydalanmak elbette senin tekelinde.

sana da başarılar.
 
merhaba ben öğrenciyim ama dediğiniz her şeye sonuna kadar ben de katılıyorum. arkadaşlarım öğretmenlerimize gereken saygıyı göstermiyorlar,hocalarımız mümkün olduğunca anlayışlı olmaya çalışıyorlar fakat arkadaşlarda böyle bi rahatlık var,hocalarımızın büyük bir kısmı daha çok gençlerdi ve genç hocalarımın hepsi de bu yıl kpss ye girdiler. onlar genç,bizler genciz,derslerde güzel sohbetlerimiz de oldu ama saygısızlıklar da yine had safhada yani. yine onlar da biz de genciz diye bize hep arkadaşça yaklaştılar ama yine hakettiklerini alamadılar.
bunun sebebini bilmiyorum ama onlar yine de çok fedakar olmaya devam ettiler bunu sözlü notlarımız da gördük. fakat neden insanlara yaranılamıyor,bunu hiç anlamış değilim,allahım hepinize sabırlar versin...
 
11.Sayfaya kadar falan okudum sonrası gelmedi hemen hemen aynı şeyler aynı sorunlar. Neyse diyeceğim şu ki Allah bütün öğretmenlere sabır bütün idarecilere ve öğrencilere akıl versin. Nereye gidiyoruz böyle ülke olarak eski eğitim anlayışı yok artık -ki öğrencilerin çoğu istekli olduğu için değil mecburiyetten okuyor hani okumayıpta ne yapıcaz gibisinden. Ama cidden çok çok üzüldüm öyle şeyler okudum ki ağlayasım geldi. Bence bir an önce birşeyler yapılması gerek sınıfta kalma tekrar olmalı ki öğrenciler çalışsın nasılsa kalma yok diye salmasınlar. Lise öğretmenliğinin daha kötü oldugunu tahmin edebiliyorum ilkokul olsa ögrencıler daha kücük daha terbiyeli oldugu için bu kadar sorun cıkmaz ama ya lise hele ki meslek ve düz liseler çığrından çıkmış durumda öğrenciler artık edepsiz okula eglence olsun diye zaman öldürmek için ya da mecbur olduklarından gidiyorlar yazık ! aralarında okumaya niyetli olanlar varsa onlarıda yoldan çıkarıyorlar. Öğretmenlerle nasıl dalga geçtik, nasıl laf soktuk ws. gibi yarıslara giriyorlar. İdarecilerinde bu kadar vurdumduymaz oldugunu bilmiyordum hiç değilse benim gittiğim okullarda öyle değildi ya da öyle görünmüyordu bilemiycem. Bende hala öğrenciyim yani lise yeni bitti üniversite düşünüyorum benimde okulda sorunlarım oldu tabiki olmadı dersem yalan olur. Ama bana öğretmenlerim derse geç kaldım diye kitap getirmedim diye ödev yapmadım diye ya da dersi dinlemedim diye karısmadılar, takık olmadılar bana neden karıstılar biliyor musunuz ? (cogu ogretmenim yani) özel hayatımdan dolayı. Ya bi öğretmen senin özel hayatınaneden karısır ki... Bakın size birşey anlatayım Lise 2deyken bigün rehberlık hocam cagırdı beni yanına gittim tabi merak ettim noldu falan diye her neyse bekliyorum ne diycek sorun ne diye ne derse iyidir ? Senin sevgilin mi var diyor bana çok şaşırmıstım o benım dısarıda ki mevzum. kimi ne ilgilendirir? Bir de soruyorda soruyor ne zamandır berabersiniz ne zaman tanıstınız ayrıldınız mı? neden ayrıldınız ws. sabırla cevapladım en sonunda sordum niye sordunuz hocam diye okulda öyle duydum diğer arkadaslarınız özenır gibi birşey demişti alakasız bişi tabi. Neyse ortaokulda da böyle bişi olmustu sınıfta erkek arkadasımla bırlıkte oturuyordum ama yanlıs anlasılmasın kötu hiç bişi aramayın ıkımızde gayet saygılı terbiyeli öğrencilerdik herneyse din k. dersindeyiz arkadasımın elinde iğne gibi bişi vardı kolunumu ne cizmiş kanatmiş bişi olmus bende gordum tabi ver onu diyerekten elimi uzattım vermedi tam elinden alırken hoca gordu bagırmaya azarlamaya basladı siz ne yapıyorsunuz öyle diye cabuk ayrılın terbiyesizler bir daha sizi yan yana görmiycem el ele tutusuyorlardı birde terbiyesizler diye rezil etmişti acıklama yapmama bile izin vermemişti. Görüyosunuz ki böyle öğretmenlerde var. Ama sizi takdir ettim ne diyim her seye ragmen sabır gosterıyorsunuz bende pek sevmezdim ögretmenlerimi gerçi sınıfın hep nefret ettiği tolerans göstermeyen ama (bana göre iyi) ögretmenler olurdu onları severdım. Buna ragmen öğretmen olmaya karar verdim pdr ya da okul oncesi böyle seyler yasamam diye umuyorum. Ben bir ögrenci olarak bu kadar sinir olduysam olanlara gerisini düşünemiyorum insallah bir an önce düzelir bu sistem ögrenciler eskisi gibi saygılı olurlar.
 
Back