- 19 Aralık 2008
- 13.816
- 429
- 448
birkaç ay oldu sanırım,eşim müdür yardımcısı,ordan biliyorum canım :)
canım ben özeldeyim mesela daha 2.dersimde bana diğer hocayı kötülediler bana beni övdüler.Sonraki hafta müdürle konuştuk işte diyor bana sadece derslerdeki yakınlığın yetmez yanlarına git sohbet et ilgili ol öğrenci kuruma gelmez öğretmene gelir sen ne kadar sevgi gösterirsen seni o kadar talep ederler flan flan diyor ben açıkcası korkuyorum azıcık yanlarına gittim sohbet ettim ki öğrenciler küçük 4-5.sınıflara bir iki dakika içinde beni kanki gibi görmeye başladılar hemen derste görüşürüz deyip çıktım.Kızlar ne yapmalıyım?
ben de şikayetçiyim..
herhengibir yaptırım yok.. devamsızlık hatsafhada..
proje performanslar yok.. sınavdan zayıf almş.. ve okulların kapanmasına 2 ay kalmış.. nasıl geçircem dıye bentaklalar atıp,ardından koşarken. o geçecegını bildiği için rahat...
geçen öğrenci derste yerini değiştirdiğim için,kitaplarını ve çantasını fırlattı, kapıyı tekmeleyerek açtı ve bağırarak çıktı.. ben sessiz kaldım ve öğleden sonra baba önce idareye sonrra millli eğitime şikayete gitti.. dersten çocuk attıım içn,istediğini yapmadığım için..
öğrenci sınıf defterime kustu.. benim de dahıl olmak üzere kıyafetlerim,sınıf, masam ve sınıf defterim mahvoldu. anne geldi, sadece çocugunu aldı gitti.
öğrenci altına yapyor,pffffffff.. evet dadılık az yaa.. o kadar sene sadece milletin çocuklarına çobanlık yapmak için okumadım ben.. çocuklara iyi bir eğitim vermek,pırıl pırıl bir nesil yetiştirmekti hayalim.. ama sihirli değneğimde yok,ders yapmadan öğretebilecek..
canim ben de dersanedeydim ve soyledigin seyin ne oldugunu cok iyi biliyorum. dersanedeki cocuklar isin icinde para da oldugu icin daha bir ilgi beklerler. veli gelir cocugunu dersaneye verdigine degdigini hissetsin diye ona ayri bir dil dokersin. ama ben ogrencilerimle hem samimi hem de mesafeliydim. ornegin 3-4-5lerle. zaman zaman onlarin ilgili oldugu konulardan bahseder, okuldaki derslerini sorar eger durum gerektiriyorsa sarililir opusurduk. cocuklar icin kendilerini oraya ait hissetmeleri adina iyi olabiliyor bazen. ama onlarin da civitma esikleri cok dusuktur. o dakika hemen suratimi degistirirdim. normal ogretmen moduna girerdim.
ortaokullarla basetmek biraz daha zordu. kimisi mesafeyi, duracagi yeri bilirdi. kimisine hatirlatmak gerekirdi. hele bir tanesi vardi ki resmen beni arkadasi yerine koyardi biraz samimi olsam. arada bir bana kuserdi ya da odevini yapmadiginda kizinca tenefuste sorardi kustunuz mu hocam diye... saka gibi!!! benden facebook istemeler fln. ben hep boyle anlarda onlarin ogrenci benim de ogretmen oldugumu hatirlattim hepsine. ben o acidan dengeyi sagliyordum. tabiri caizse kemerlerini biraz gevsetip biraz sikip oyle oyle bitirmistim yili.
dersanede velilerle ugrasmak da zordur. herkes kendi cocuguyla birebire ilgilenilsin takip edilsin ister. o yuzden her veliye soyleyecek bir detayin,analizinin olmasi lazim. kendilerini ozel hissetmek istiyorlar ozetle.
of kızlar off iyi ki varsınız ben mesleğinden nefret etmiş bir tde öğretmeniyim ve hep liselerde çalıştım düz lise anadolu lisesi şimdi de meslek lisesiii ve bunların çoğunu yaşadım içim daraldı okurken
şimdi doğum iznindeyim ücretsiz izin aldım ama işe başşayacağım tarih yaklaştıkça içim daralıyor inanın eşim boşver çalışma dese anında bırakacağım çünkü ben okurken böyle bir ortamda böyle öğrencilerle çalışacağımı hiç düşünmemiştim çünkü ben de öğrenci olmuştum
gerçekten çok saygısızlar ben 10 yıldır çalışıyorum ve inanın her yıl durumun daha da vahimleştiğini görüyorum içim daralıyor çocuk doğurmak için bile 4 yıl düşündüm acaba diye böyle bir ortama çocuk doğurmak bile düşündürdü beni
derste cep tel. biz alırız idare verir bazı öğretmenler de öğrencilerin cep tel. kullanmasına izin verir hatta şarkı filan açtırır onlar değerli öğretmen olur
ders anlatmasına anlatıyorum ama mdr sürekli gözün öğrencinin üstünde olsun diyor hem öğrencileri izle hem tahtayı kullan imkansız gibi bir şey...
liselerde de kalmak yok artık kızlar öğrenci mdr baskısıyla geçiyor bu baskı bazen direk yapılıyor bazen de hocaanım bu yıl başarınız ne kadar da düşük diye kurulda yapılıyor bir bakıyorsunuz adını yazamayan öğrencilerin olduğu sınıfta diğer derslerde başarı oranı %70lerde şaşıp kalıyorsunuz ve siz başarısız öğretmen oluyorsunuz
edebiyatçı olmanın dezavantajı daha çok tören olur özel günler olur hep sizden performans beklerler 10 kasım 18 mart gibi günlerde adını doğru yazamayan kelimeleri düzgün söyleyemeyen öğrencilere tiyatro oynatmanız oratoryo yaptırmanız ezbere şiir okutmanız beklenir ki bu imkansız ötesi şeyi başarmak için derslerinize girmeyip konulardan geri kalıp öğrencileri çalıştırırsınız zira öğrenciler ders saatleri bitince okulda durup da etkinliğe hazırlanmak istemez son günlerde provalar akşama kadar sürer etkinliğin yapılacağı salonlarda kalorifer bikaç kişi yakılmaz o dondurucu soğukta siz günlerce hazırlanırsınız titrersiniz ve öğrenciler zor da olsa etkinliği gerçekleştirir mdr asla beğenmez daha iyisi olabilirdi günlerce çalıştınız der. hep başarı beklenir sizden. komp ve şiir yarışmalarında bu öğrencilerin dereceye girmesi beklenir hep azarlanırsınız. üstelik aynı müdür her gün sizden günlük plan, etkinlikler için yığınla döküman, ilginç fikirler, yılsonu geceleri bekler ve siz zerre yeteneği olmayan bu öğrencilerle uğraşır durursunuz gene de kimseye yaranamazsınız. bir teşekkür bile edilmez. öğrenciler nasılsa geçer. ne yaparsa yapsın geçer. amaç sadece göz boyamak. bakın ne kadar çok üniv. mezunumuz var bi işe yaramayan:)) üniv hocaları bize biz ilköğretim hocalarına kızarız bu çark böyle döner gider müdürler hepimizi birden haşlar:) çocuğunuz varmış yokmuş müdür bunu umursamaz bile süt izni vermez öğlen gidin emzirin der okulumuzun size ihtiyacı var der siz 33 saat derse girersiniz. çocuk kitabını bile getirmez suçlu siz olursunuz dikkat çekmeyi bilmiyorsunuz der sizin öğretmenliğiniz sorgular sürekli. bunalırsınız... inanın başka bir iş yapabilecek olsaydım bi an bile öğretmenlik yapmazdım çünkü bi yandan da çevredeki herkes diğer memurlar da dahil olmak üzere bizi eleştiriyor mynette geçen gün tayinlerle ilgili çıkarılacak olan yeni yasa tasarısı için yayınlanan haber için yazılan yorumları okusaydınız görürdünüz bize süreki yan gelip yatan ve maaşını bedavadan alan kesim olarak bakılıyor hatta yazın bize maaş verilmemesi gerektiği bile söyleniyor oysa benim gördüğüm kadarıyla en çok çalışan memur grubu öğretmenler diğer memurlar saat 9 olmadan asla çalışmazlar biz 2 dk bile geç girmeyiz derse. nöbet tutarız biz haftada 3 gün tutuyoruz nöbeti mesela. aman bi olay çıkmasın diye koridoru kaç kez turluyorum sınıflara kaç kez dalıp çıkıyorum öğretmenler odasına bile inmiyorum çantamda su taşıyorum da onu içiyorum teneffüslerde. aman derse geç girmeyeyim öğrenciler bi olay çıkarır diye. nöbetçi de olsam bir dk oturmuyorum derste sadece defteri imzalarken oturuyorum ama gene de müdüre göre bu yetersiz...
artık bıktım....
yeni işlere bakıyorum
fikri olan var mı ? ne iş yapabiliriz?
ben de şikayetçiyim..
herhengibir yaptırım yok.. devamsızlık hatsafhada..
proje performanslar yok.. sınavdan zayıf almş.. ve okulların kapanmasına 2 ay kalmış.. nasıl geçircem dıye bentaklalar atıp,ardından koşarken. o geçecegını bildiği için rahat...
geçen öğrenci derste yerini değiştirdiğim için,kitaplarını ve çantasını fırlattı, kapıyı tekmeleyerek açtı ve bağırarak çıktı.. ben sessiz kaldım ve öğleden sonra baba önce idareye sonrra millli eğitime şikayete gitti.. dersten çocuk attıım içn,istediğini yapmadığım için..
öğrenci sınıf defterime kustu.. benim de dahıl olmak üzere kıyafetlerim,sınıf, masam ve sınıf defterim mahvoldu. anne geldi, sadece çocugunu aldı gitti.
öğrenci altına yapyor,pffffffff.. evet dadılık az yaa.. o kadar sene sadece milletin çocuklarına çobanlık yapmak için okumadım ben.. çocuklara iyi bir eğitim vermek,pırıl pırıl bir nesil yetiştirmekti hayalim.. ama sihirli değneğimde yok,ders yapmadan öğretebilecek..
Lisede öğretmenim çoban mı demeliydim yoksa?
Hiçbir amacı olmayan, okula sadece zorunluluktan gelen, saygı, terbiye nedir bilmeyen kişilerin başında duruyorum.
Meslek lisesi olduğumuz için kültür derslerini önemseyen yok. Nasıl olsa meslek dersleri yüksek geliyor!
30 kişilik bir sınıf düşünün. Hepsi 17-18 yaşında erkek öğrenciler bölüm tesviye, makine, elektrik vs. Ve ders Türk Edebiyatı... Kız sınıfları deseniz hepsinin aklı fikri erkeklerde. Onlar kendilerini erkeklere bu denli kullandırınca yemin ederim ben utanıyorum.
Mesleğimden nefret ettim.Okula giderken her gün bugün biran önce bitsin diye dualar ediyorum.
İstediğim gibi ders işleyemiyorum, bir sürü tehdite, küfre, saygısızlığa hatta sapıklığa maruz kalıyorum.
Şikayet etsen öğrenci hep haklı(!) Adam telefon çıkarır derste "oğlum kaldır telefonu idareye götürürüm." diyorum. "Olsun hocam 5 liraya alırım nasıl olsa." diyor. Hiçbir yaptırım yok.
Adamı yok yazarsın idare siler, tlfnunu alırsın idare geri verir. Disipline vermek istersin.Önce rehber öğretmene yollaman gerekir o da görmezden gelin hocam der.
Çünkü uğraşmak istemez.İdarenin işi vardır kendisi yoğundur.
Bize de ancak onları sınıfta zaptetmeye çalışmak düşer. Ben derste çıldırınca korkuyorum kameraya alıp dağıtacaklar diye. O zamanda ben suçlu olurum çünkü.
Nasıl bir nesil yetişiyor aklım almıyor. Geleceğimiz bu nesle mi emanet şimdi? Kendimi sorgulamaktan bıktım ben mi kötü öğretmenin ben mi beceremiyorum bu işi diye.
Ama bakıyorum ki birçok kişi aynı şeylere maruz kalıyor.
Allah yardımcımız olsun meslektaşlarım.İşimiz gerçekten çok zor.
of kızlar off iyi ki varsınız ben mesleğinden nefret etmiş bir tde öğretmeniyim ve hep liselerde çalıştım düz lise anadolu lisesi şimdi de meslek lisesiii ve bunların çoğunu yaşadım içim daraldı okurken
şimdi doğum iznindeyim ücretsiz izin aldım ama işe başşayacağım tarih yaklaştıkça içim daralıyor inanın eşim boşver çalışma dese anında bırakacağım çünkü ben okurken böyle bir ortamda böyle öğrencilerle çalışacağımı hiç düşünmemiştim çünkü ben de öğrenci olmuştum
gerçekten çok saygısızlar ben 10 yıldır çalışıyorum ve inanın her yıl durumun daha da vahimleştiğini görüyorum içim daralıyor çocuk doğurmak için bile 4 yıl düşündüm acaba diye böyle bir ortama çocuk doğurmak bile düşündürdü beni
derste cep tel. biz alırız idare verir bazı öğretmenler de öğrencilerin cep tel. kullanmasına izin verir hatta şarkı filan açtırır onlar değerli öğretmen olur
ders anlatmasına anlatıyorum ama mdr sürekli gözün öğrencinin üstünde olsun diyor hem öğrencileri izle hem tahtayı kullan imkansız gibi bir şey...
liselerde de kalmak yok artık kızlar öğrenci mdr baskısıyla geçiyor bu baskı bazen direk yapılıyor bazen de hocaanım bu yıl başarınız ne kadar da düşük diye kurulda yapılıyor bir bakıyorsunuz adını yazamayan öğrencilerin olduğu sınıfta diğer derslerde başarı oranı %70lerde şaşıp kalıyorsunuz ve siz başarısız öğretmen oluyorsunuz
edebiyatçı olmanın dezavantajı daha çok tören olur özel günler olur hep sizden performans beklerler 10 kasım 18 mart gibi günlerde adını doğru yazamayan kelimeleri düzgün söyleyemeyen öğrencilere tiyatro oynatmanız oratoryo yaptırmanız ezbere şiir okutmanız beklenir ki bu imkansız ötesi şeyi başarmak için derslerinize girmeyip konulardan geri kalıp öğrencileri çalıştırırsınız zira öğrenciler ders saatleri bitince okulda durup da etkinliğe hazırlanmak istemez son günlerde provalar akşama kadar sürer etkinliğin yapılacağı salonlarda kalorifer bikaç kişi yakılmaz o dondurucu soğukta siz günlerce hazırlanırsınız titrersiniz ve öğrenciler zor da olsa etkinliği gerçekleştirir mdr asla beğenmez daha iyisi olabilirdi günlerce çalıştınız der. hep başarı beklenir sizden. komp ve şiir yarışmalarında bu öğrencilerin dereceye girmesi beklenir hep azarlanırsınız. üstelik aynı müdür her gün sizden günlük plan, etkinlikler için yığınla döküman, ilginç fikirler, yılsonu geceleri bekler ve siz zerre yeteneği olmayan bu öğrencilerle uğraşır durursunuz gene de kimseye yaranamazsınız. bir teşekkür bile edilmez. öğrenciler nasılsa geçer. ne yaparsa yapsın geçer. amaç sadece göz boyamak. bakın ne kadar çok üniv. mezunumuz var bi işe yaramayan:)) üniv hocaları bize biz ilköğretim hocalarına kızarız bu çark böyle döner gider müdürler hepimizi birden haşlar:) çocuğunuz varmış yokmuş müdür bunu umursamaz bile süt izni vermez öğlen gidin emzirin der okulumuzun size ihtiyacı var der siz 33 saat derse girersiniz. çocuk kitabını bile getirmez suçlu siz olursunuz dikkat çekmeyi bilmiyorsunuz der sizin öğretmenliğiniz sorgular sürekli. bunalırsınız... inanın başka bir iş yapabilecek olsaydım bi an bile öğretmenlik yapmazdım çünkü bi yandan da çevredeki herkes diğer memurlar da dahil olmak üzere bizi eleştiriyor mynette geçen gün tayinlerle ilgili çıkarılacak olan yeni yasa tasarısı için yayınlanan haber için yazılan yorumları okusaydınız görürdünüz bize süreki yan gelip yatan ve maaşını bedavadan alan kesim olarak bakılıyor hatta yazın bize maaş verilmemesi gerektiği bile söyleniyor oysa benim gördüğüm kadarıyla en çok çalışan memur grubu öğretmenler diğer memurlar saat 9 olmadan asla çalışmazlar biz 2 dk bile geç girmeyiz derse. nöbet tutarız biz haftada 3 gün tutuyoruz nöbeti mesela. aman bi olay çıkmasın diye koridoru kaç kez turluyorum sınıflara kaç kez dalıp çıkıyorum öğretmenler odasına bile inmiyorum çantamda su taşıyorum da onu içiyorum teneffüslerde. aman derse geç girmeyeyim öğrenciler bi olay çıkarır diye. nöbetçi de olsam bir dk oturmuyorum derste sadece defteri imzalarken oturuyorum ama gene de müdüre göre bu yetersiz...
artık bıktım....
yeni işlere bakıyorum
fikri olan var mı ? ne iş yapabiliriz?
Ben ilköğretimde öğretmenim.Çalıştığım okul ildeki Vali, ME Müdürü,Askeriyenin çocukları ve zengin ailelerin çocuklarının olduğu bir okul.Dersten sinirden titreyerek çıktığımı, eve koşa koşa sigara içmeye gittiğim çok zaman oldu. Bu kadar saygısız,şimarık,ukala üstüne de üstlük gerizekalı bir nesille bu Türkiye ne olacak ben bilmiyorum..Özel alt sınıfa da derse giriyorum, yemin ederim daha akıllılar ve daha çok söz dinliyorlar bunlardan..
Tabii yaşadığım sıkıntılarda branşımın bilgisayar olmasının ve dersimin notunun olmamasının da etkisi var.1. kademe bir derece ama 2. kademedeki hele de 8. sınıftaki öğrencilerle başa çıkmak ne demek, onu ancak benimle 1 derse giren anlar. Ama eğer onlar üzerinde hakkım varsa-ki var onların da ben de olduğu gibi- ben hakkımı helal etmiyorum.
Özellikle anne babalarına çok kızıyorum. Çocuklarına "git hakkını ara" diye pohpohlamayı "özgüven aşılamayı" çok iyi becerdiler bakalım ilerde bunları "suç makinesi" olmaktan kurtarabilecekler mi?
Bu çocuklar var ya ya katil olur, ya sapık yada hırsız. Ha bikaç tane iyi çıkar ama geri kalanı berbat vaziyette.
Bu arada Yılmaz Özdil'in konuşması tam olarak konumuzla ilgili olmasa da güzel bence.
Aşağıda link:
Yılmaz Özdil Beyaz Show'da
Benim öğrencilerden biri "hocam çok sabırlısınız ben olsam döverdim" dedi geçen ders.çoban, canım çok güzel tesbit.aslında hepimizin sorunu aynı idarenin ilgisizliği.sorunları bizim üstümüze yıkmak istemeleri.tabiki,akıllılar öğrencilerle yüzgöz olmak istemiyorlar niye kötü olsunlar ki.nasıl olsa,her şeye koşan yapma mecburiyetliği olan öğretmen var.aslında arkadaşlar,yeni yetişen öğretmenlerimiz de çok iyi bilgili ancak,geldikten 1 ay sonra pes ediyorlar artık.kendilerini kısırdöngünün içinde buluveriyorlar.
benim öğrencim ne dedi biliyor musunuz,hocam ben bu okulda 1 gün bile öğretmen olmak istemezdim yoksa katil olurdum dedi.varın gerini siz düşünün.
bende buraya yazılanlardan çok etkilendim,rüyamda öğrencimle kavga ettiğimizi beni şikayet ettiğini gördüm :sinifsinif:
canim cok da takma kafana. hem kavga etmezsiniz karsilikli munakasa yasanmaz. olmamali. seni ne kadar kiskirtirlarsa kiskirtsinlar tartismaya donusturme. haftaya velini bekliyorum de. ders cikisi da ara ailesini. asla blof yapma. dersaneye para verince ogrenciyi kaybetmemek adina her yaptiklarina goz yumucaklarini saniyorlar. ama veliler aslinda disiplin de istiyor. ki olmasi da lazim zaten. oyun bahcesi degil nihayetinde.
buarada benim de bransim ingilizceydiolumunekankayizsmile
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?