Lise Sonda Sınava Hazırlanan Öğrenci Türü

spring155

Aktif Üye
Kayıtlı Üye
15 Temmuz 2016
68
30
Çocuğunuz lisenin son sınıfında ve sınava hazırlanıyorsa manzara şöyledir: Çocuğunuz onu dershaneye göndermenizin, okula giderken harçlık vermenizin, odasına internet bağlantısı olan bir bilgisayar koymanızın, cep telefonunun modelini yükseltmenizin, özel hayatına saygı göstermenizin ve buna benzer pek çok maddi ve manevi ihtiyacını karşılamanızın sizin göreviniz olduğunu düşünmektedir. Bunlarla beraber, psikolojik olarak da ona destek olmanız çocuğunuz tarafından asli görevleriniz arasında sayılmaktadır. Normal olanda budur zaten; ama okuyan öğrenci bunları tuhaf bir biçimde sizin tartışılmaz görevleriniz gibi algılar.

Bu dönem, anne babayı anlamaya başladıkları dönemdir; ama hâlen zihinlerinde net olmayan bölümler vardır.
Lise sondaki öğrenci, okuyor olmanın avantajlarını her zaman kullanacaktır. Çünkü onu okula siz göndermişsinizdir ve sorumluluğun bir kısmı size aittir.

Lise sondaki çocuk mezun olana kıyasla daha rahat ve gamsızdır. Olan biten şeylerin pek farkında değildir. Çünkü henüz tatmadığı bir ‘kazanamama’ duygusu çok uzaklarda görünmektedir. Yapısı gereği beynimiz uzaktaki acıyı fazla ciddiye almaz. Bu nedenden olsa gerek, günde 2-3 saat ders çalışmayı yeterli görmekte ve hayattaki lükslerinin pek çoğunu yaşamaya devam ederek sınavı pek kafasına takmamaktadır.

Anne babanın bu dönemde en sık yaptığı şey ise nasihat vermektir
. Çocuğunun sınav işini yeterince ciddiye almadığını gören anne, bulduğu her boşlukta ‘ Oğlum/kızım bak şansını iyi değerlendir. Baban, bu sene kazanamazsa bir daha dershaneye göndermem diyor. Daha arkandan kardeşin geliyor, sen bu sene kazanamazsan bu adam seneye ikinizi birden nasıl dershaneye göndersin? Kalk şu bilgisayarın başından…’ yollu nasihatler etmekte, işin duygu ve nakit yönünü vurgulamaktadır.

Lise sonda sınava hazırlanan öğrencinin büyük oranda derdi kendine zaman ayıramamasıdır. Okul, dershane ve ev üçgeninde devam eden hayat, bir süre sonra ona çok sıkıcı gelecektir. Genelde bu ruh haline kışla birlikte girerler. Fiziksel ve zihinsel olarak yıpranmaya başlamışlardır.

Nihayet çocuğunuzun kafası karışmıştır. Kazanmak istiyordur ama işler istediği gibi değildir. Yaz başında ders çalışmak için sahip olduğu heyecan, çok uzaktadır şimdi. Bu noktada lise son öğrencisinin ihtiyacı olan şey motive edilmektir. Çünkü lise son öğrencisi çabuk gaza gelen bir türdür. Pekâlâ, bütün bu işlerin altından kalkabileceğine inandırıldığı anda aynı gazla çalışmaya devam edecektir.

Zaman ilerleyip de mevsim önce sonbahara sonra da kışa dönmeye başlayınca çocuğunuzun da yaprakları dökülmeye başlar. Çalışma motivasyonu kırılır. Kronik yorgunluklar ortaya çıkar, akşamları kalorifer peteğine yakın koltuklarda kıvrılıp uyumalar başlar.

Sonuç olarak lise sonda sınava hazırlanan çocuğunuzun en çok ihtiyaç duyduğu şey ‘farkındalığını’ arttırmaktır. Farkındalıktan kastım, sınava hazırlık yılı süresince yaşayabileceği olası hayal kırıklıkları, başarılar vb. konusunda onun yoluna ışık tutmanızdır.

'Kaygı tek başına iyi veya kötü bir şey değildir. Bunu belirleyen çocuklarımızın stres karşısındaki tepkileridir.’
Öğrenciler, sınav tarihi yaklaştıkça istedikleri puanı alamadıklarını görürlerse veya istedikleri puanı denemelerde almalarına rağmen, ya gerçek sınavda bunu alamazsam diye düşünmeye başladıklarında kaygılanırlar. Bu sıkıntıların yanına bir de anne babanın, ‘ Bak bu son şansın, sınava rahat gir ki kazanabilesin, kaygılanacak bir şey yok, düşünme yavrum bunları sen, sadece sınava yoğunlaş’ gibi telkinleri eklenirse tablo daha da vahimleşebilir.

Biliyorsunuz psikolojik problemlerin büyük çoğunluğu aynı problemli düşünceyi yüzlerce kez tekrar ettiğinizde ortaya çıkıyor. Sınavla ilgili her an, her yerden gelen telkin ve yönlendirmeler çocuğunuzu istemediği bir zihinsel tekrarın içine iter.

Bazı öğrenciler sınav düşünceleriyle o kadar çok boğuşur ki, bilinçaltında oluşan bu yoğunluk kendini rüyalarda açık eder. Rüyasında sınava giren ama elindeki kalemi ne yaparsa yapsın oynatamayan, sınava gireceği okula kadar gelip sınava gireceği sınıfı bulamayan, bulduğunda ise kapıdan içeri giremeyen öğrenciler, rüya yoluyla kendilerini ifade ederler.

Sınav anında yaşanabilecek tatsızlıkları düşünmek ise öğrencilerin en sık kullandığı kaygılanma yöntemidir. Ya sınavda sık sık tuvalete gitmem gerekirse, ya bildiğim her şeyi unutursam, ya hiç beklemediğim soru tipleri çıkar da yapamazsam gibi negatif düşünce kümeleri her öğrencinin aklına gelir. Bazıları bu tür düşüncelere izin vermezken, bazıları da beyinlerini özgür bırakır ve alabildiğine karanlık bir sınav günü havası yaratırlar.

Öğrencilerin çok büyük bir kısmı sınav kaygısı yaşıyor ancak yaşadıkları kaygının düzeyi kontrol edilebilir düzeyde kalıyor. Kaygıdan kaynaklanan fizyolojik ve psikolojik tatsızlıkların ise büyük kısmı sınavdan hemen sonra kendi kendine ortadan kayboluyor.

Öğretmen, Yazar Ve Eğitim Koçu : Pınar Ergün



Fen Bilimleri Öğretmeni - Pınar Ergün