- 20 Temmuz 2009
- 34
- 17
- Konu Sahibi PRETTYCOOL
- #1
4 gün önce Eskişehir’de Acıbadem Hastanesinde Dr. Esen KARAKAYA tarafından gerçekleştirilen lipomatik ameliyatı oldum.
Yağ alma işlemlerinin isimleri o kadar çeşitli ki. Hangisinin de son teknoloji olduğuna dair kesin bir açıklama da yok. Araştırdığım kadarı İle lipomatik son teknoloji idi. Bir de yine 8 yıl önce lazer lipoliz ameliyatı olmuştum ve hem benim hem de aynı tecrübeyi yaşayan arkadaşım İçin lipomatik o denli farklı idi ki lazer lipoliz e göre çok daha iyi bir deneyim olduğunu söyleyebilirim. Bu nedenle de daha yeni bir teknoloji olduğunu düşünüyorum.
En yoğun şikayetimin olduğu kol ve göbek bölgesine işlem yapıldı.
Doktorun ilgisi ve hastane personelinin davranışları İçin kusursuz diyebilirim.
80 kiloda idim ve diyetisyen ile çalışmama rağmen kilo veremiyordum.İçinde bulunduğumuz karantina döneminde rahat dinlenirim düşüncesi ile ameliyat olmaya karar verdim.
Doktorun kendi kliniği var ve burada kendisi ile ameliyat öncesi birden fazla kez görüştüm.
Ameliyat gününden bir gün önce hastaneye başvurarak tahlillerimi yaptırdım. Yine medikalden korse siparişimi verdim. Süreçte değiştirmek istediğim tek yer medikal firması galiba.
Ameliyat günü işlem saatinden yarım saat önce hastanede oldum. Yatış işlemleri de 15-20 dakika sürüyor.
Yatış işlemimden sonra doktorun odama geldi ve çizimlerimi yaptı. Sonrasında ameliyathaneye götürüldüm.
Genel anestezi almak, zorunluluk olmadan ameliyata karar vermek başlı başına gerginlik sebebi.
Ameliyat önlüğü İle sedye üzerinde ameliyathaneye götürülmek. Kontrolün hiç bir şekilde bende olmadığı bir süreç. Buz gibi ameliyathane ortamı da hiç bir şekilde bekletilmek istemeyeceğim bir yer. Bu süreçte de doktorumun ilgisinin mükemmel ve cesaret verici olduğunu söyleyebilirim. Ameliyathanede maça hazırlanan aynı takımı oyuncularıymışız gibi hissettirdi.
Ameliyathane de sohbet eşliğinde uyuyorsunuz. Fakat uyanma anı feci. Benim için şu ana kadar aldığım tüm genel anestezi süreçlerinde öyle oldu.
Hastane odamda titreyerek uyandım. Ağrım yoktu fakat feci bir üşüme hissi vardı. Titreyerek ben ne yaptım şimdi diyorsunuz.
Kol bölgesi için korsem ve göbek ve bel için korsem ayrı ayrı giydirilmiş olarak odamda yatağımda idim.
üç tane diren ve bir de sondam vardı. Ameliyat işte. İnsan çok düşünüyor değer mi diye.
Ameliyat olduğum gün ve ertesi gün öğleden sonraya kadar hastanede kaldım.
Yine kendimle bir hayli dalga geçtim. Kitap ve ı pad falan getirmiştim. Halbuki kolumu oynatamıyordum. Yanımda getirdiğim kıyafetler ile dahi komiktim. Terlik ve mümkün olduğunca bol yumuşak kıyafetler ile taburcu olmak gerek.
Doktorum akşam üstü, ertesi sabah ve beni taburcu etmek için öğleden sonra tekrar geldi.
Sürekli serum aldım. İki saatte bir kan ve idrar tahlili yapıldı. Ağrı kesici iğnemi gece ağrım olmadığı İçin yaptırmadım.
Hastanede kaldığım süreç, hemşireden temizlik personeline kadar herkesin ilgisi o kadar iyiydi ki.
Son ameliyatım sezeryanımdı. O kadar pişman oldum ki bu hastanede doğum yapmadığıma. Hala çok iyi anıyorum o diğer hastanenin personelini(!)
Doktorum beni bizzat yürüttü. Direnlerimi çıkardı ve pansumanımı yaptı.
Ağrı kesiciye ihtiyaç duymuyorsunuz ama sağdan sola dönemiyorsunuz. Direnlerin çıkartılması falan acıyor işte. Baya acıyor o direnler.
Benden 6 litreye yakın yağ alınmış. Aynı ameliyatı olan arkadaşıma diren takılmamıştı. Diren olmazsa süreçteki acı hatıralar baya azalır.
titrerken, kalkıp yürümeye çalışırken, bu direnler ve sonda nasıl çıkacak acaba diye düşünürken ve çıkarken insan hep sorguluyor işte değer mi?
Taburcu olduktan sonraki gün yardımla hareket edebildim. Bir sonraki gün ise yavaş da olsa hareket ediyor ve kendim tuvalete gidebiliyordum.
4. günün akşamında yazıyorum.Yatarken ağrı hissetmiyorum ama korse nefret bir şey özellikle kol korsesi bu mevsimde ben buna ne kadar dayanırım diye düşünüyorum. Çok gözümde büyüyor.
Bugün banyo yaptım. Yine banyom öncesi doktorumla görüştük. İki gün sonra da muayeneye gideceğim. İki gün daha işe gidebileceğimi düşünmüyorum sonrasını da bilmiyorum.
Görünüşe gelince. Şu an dahi bir başkasının vücudu gibi. O denli farklı ve iyi. Vücudumda morluk da yok. Ağrı ve morluk yönünden lazer lipoliz ile kıyaslanmaz.
4 günde değiştim gerçekten, bariz hem de öyle böyle değil. Ödeme rağmen çok belirgin bir fark var.
Benden önce ameliyat olan arkadaşım şu an bebek bekliyor. Kilo aldı. Fakat o yağlar o yerlere ve o görüntüye gelmiyor şekilli olmaya devam ediyorsunuz.
Kimseye olmasını ya da olmamasını tavsiye edemem, ameliyat bu, özellikle yaş ilerledikçe insanın kaldırası gelmiyor. Ama süreç ve doktorum ancak bu kadar iyi olabilirdi. İki ay sonra herhangi bir aksilik olmazsa ödemlerim indiğinde tekrar yazmayı planlıyorum. Tartı şu an 78 gösteriyor, ameliyat öncesinden iki kilo düşük sadece fakat görüntü inanılmaz farklı. Görüntümden cidden memnunum.
Yağ alma işlemlerinin isimleri o kadar çeşitli ki. Hangisinin de son teknoloji olduğuna dair kesin bir açıklama da yok. Araştırdığım kadarı İle lipomatik son teknoloji idi. Bir de yine 8 yıl önce lazer lipoliz ameliyatı olmuştum ve hem benim hem de aynı tecrübeyi yaşayan arkadaşım İçin lipomatik o denli farklı idi ki lazer lipoliz e göre çok daha iyi bir deneyim olduğunu söyleyebilirim. Bu nedenle de daha yeni bir teknoloji olduğunu düşünüyorum.
En yoğun şikayetimin olduğu kol ve göbek bölgesine işlem yapıldı.
Doktorun ilgisi ve hastane personelinin davranışları İçin kusursuz diyebilirim.
80 kiloda idim ve diyetisyen ile çalışmama rağmen kilo veremiyordum.İçinde bulunduğumuz karantina döneminde rahat dinlenirim düşüncesi ile ameliyat olmaya karar verdim.
Doktorun kendi kliniği var ve burada kendisi ile ameliyat öncesi birden fazla kez görüştüm.
Ameliyat gününden bir gün önce hastaneye başvurarak tahlillerimi yaptırdım. Yine medikalden korse siparişimi verdim. Süreçte değiştirmek istediğim tek yer medikal firması galiba.
Ameliyat günü işlem saatinden yarım saat önce hastanede oldum. Yatış işlemleri de 15-20 dakika sürüyor.
Yatış işlemimden sonra doktorun odama geldi ve çizimlerimi yaptı. Sonrasında ameliyathaneye götürüldüm.
Genel anestezi almak, zorunluluk olmadan ameliyata karar vermek başlı başına gerginlik sebebi.
Ameliyat önlüğü İle sedye üzerinde ameliyathaneye götürülmek. Kontrolün hiç bir şekilde bende olmadığı bir süreç. Buz gibi ameliyathane ortamı da hiç bir şekilde bekletilmek istemeyeceğim bir yer. Bu süreçte de doktorumun ilgisinin mükemmel ve cesaret verici olduğunu söyleyebilirim. Ameliyathanede maça hazırlanan aynı takımı oyuncularıymışız gibi hissettirdi.
Ameliyathane de sohbet eşliğinde uyuyorsunuz. Fakat uyanma anı feci. Benim için şu ana kadar aldığım tüm genel anestezi süreçlerinde öyle oldu.
Hastane odamda titreyerek uyandım. Ağrım yoktu fakat feci bir üşüme hissi vardı. Titreyerek ben ne yaptım şimdi diyorsunuz.
Kol bölgesi için korsem ve göbek ve bel için korsem ayrı ayrı giydirilmiş olarak odamda yatağımda idim.
üç tane diren ve bir de sondam vardı. Ameliyat işte. İnsan çok düşünüyor değer mi diye.
Ameliyat olduğum gün ve ertesi gün öğleden sonraya kadar hastanede kaldım.
Yine kendimle bir hayli dalga geçtim. Kitap ve ı pad falan getirmiştim. Halbuki kolumu oynatamıyordum. Yanımda getirdiğim kıyafetler ile dahi komiktim. Terlik ve mümkün olduğunca bol yumuşak kıyafetler ile taburcu olmak gerek.
Doktorum akşam üstü, ertesi sabah ve beni taburcu etmek için öğleden sonra tekrar geldi.
Sürekli serum aldım. İki saatte bir kan ve idrar tahlili yapıldı. Ağrı kesici iğnemi gece ağrım olmadığı İçin yaptırmadım.
Hastanede kaldığım süreç, hemşireden temizlik personeline kadar herkesin ilgisi o kadar iyiydi ki.
Son ameliyatım sezeryanımdı. O kadar pişman oldum ki bu hastanede doğum yapmadığıma. Hala çok iyi anıyorum o diğer hastanenin personelini(!)
Doktorum beni bizzat yürüttü. Direnlerimi çıkardı ve pansumanımı yaptı.
Ağrı kesiciye ihtiyaç duymuyorsunuz ama sağdan sola dönemiyorsunuz. Direnlerin çıkartılması falan acıyor işte. Baya acıyor o direnler.
Benden 6 litreye yakın yağ alınmış. Aynı ameliyatı olan arkadaşıma diren takılmamıştı. Diren olmazsa süreçteki acı hatıralar baya azalır.
titrerken, kalkıp yürümeye çalışırken, bu direnler ve sonda nasıl çıkacak acaba diye düşünürken ve çıkarken insan hep sorguluyor işte değer mi?
Taburcu olduktan sonraki gün yardımla hareket edebildim. Bir sonraki gün ise yavaş da olsa hareket ediyor ve kendim tuvalete gidebiliyordum.
4. günün akşamında yazıyorum.Yatarken ağrı hissetmiyorum ama korse nefret bir şey özellikle kol korsesi bu mevsimde ben buna ne kadar dayanırım diye düşünüyorum. Çok gözümde büyüyor.
Bugün banyo yaptım. Yine banyom öncesi doktorumla görüştük. İki gün sonra da muayeneye gideceğim. İki gün daha işe gidebileceğimi düşünmüyorum sonrasını da bilmiyorum.
Görünüşe gelince. Şu an dahi bir başkasının vücudu gibi. O denli farklı ve iyi. Vücudumda morluk da yok. Ağrı ve morluk yönünden lazer lipoliz ile kıyaslanmaz.
4 günde değiştim gerçekten, bariz hem de öyle böyle değil. Ödeme rağmen çok belirgin bir fark var.
Benden önce ameliyat olan arkadaşım şu an bebek bekliyor. Kilo aldı. Fakat o yağlar o yerlere ve o görüntüye gelmiyor şekilli olmaya devam ediyorsunuz.
Kimseye olmasını ya da olmamasını tavsiye edemem, ameliyat bu, özellikle yaş ilerledikçe insanın kaldırası gelmiyor. Ama süreç ve doktorum ancak bu kadar iyi olabilirdi. İki ay sonra herhangi bir aksilik olmazsa ödemlerim indiğinde tekrar yazmayı planlıyorum. Tartı şu an 78 gösteriyor, ameliyat öncesinden iki kilo düşük sadece fakat görüntü inanılmaz farklı. Görüntümden cidden memnunum.