Lenfödem

smurffs

Guru
Kayıtlı Üye
15 Ekim 2007
14
1
Lenfödem nedir?

Ödem interstisyel (hücrelerarası) sıvıdaki artış nedeniyle ortaya çıkan şişliktir. Nedeni ne olursa olsun ödem kapiller filtrasyon ve lenfatik drenaj arasındaki dengesizliğe bağlıdır. Kapiller filtrasyon artmadan lenf drenajındaki yetmezliğe bağlı olarak oluşan ödeme ise Lenfödem denir. Her ne sebeple olursa olsun, lenfatik sistem düzgün bir şekilde çalışmıyorsa veya damarlar uygun şekilde drene edemiyorsa, dokular içinde sıvı birikir. Bir bölgede biriken sıvı miktarı, lenfatik sistemin taşıma kapasitesinden daha büyükse Lenfödem oluşur.

Lenf dolaşımı ve fonksiyonu nasıldır?

Vücutta 2 tip dolaşım sistemi görev yapmaktadır.


1- Kan Dolaşımı,
2- Lenf Dolaşımı

Lenf Sistemi; lenf damarları, lenf kılcalları, lenf hücreleri ve lenfatik organlardan oluşur. Lenfatik organlar; lenf nodülleri, bademcikler, timüs bezi ve dalaktır.

Lenf Sisteminin Fonksiyonu; derialtındaki doku sıvısı ve içindeki maddeciklerin venöz (toplar) kan dolaşımına transportu ve drenajıdır.

Lenf Sıvısı; intersitisyel sıvı, plazma proteinleri, plazma hücreleri ve yıkıntılarından oluşur. Lenf damarlarıyla taşınan ve içinde akyuvarların bulunduğu bir sıvıdır. Alyuvar içermez. Bu sıvı; hücreler arasında, dokular arasında ve lenf damarlarında dolaşır. Vücut ağırlığının ¼ 'ü kadar lenf sıvısı bulunur. Lenf sıvısının hareketi toplardamarlardaki gibi iskelet kaslarının basıncı ve solunum hareketleriyle sağlanır. Kanın hareketine gore oldukça yavaştır. Çünkü Lenf sistemine basınç yapan özel bir kalp ve atardamar yoktur.

Lenf Nodülleri; Lenf damarlarının dolaşım sistemi ile birleştiği yerde bulunan özel hücre kümeleridir. Burada lenfosit adı verilen akyuvarlar vardır. Lenf sıvısı, lenf nodüllerinin dar kıvrımlı yerlerinden geçerken içindeki bakterileri burada bırakır ve bakteriler buradaki akyuvarlar tarafından fagosite edilerek ortadan kaldırılır. Lenf nodülleri kasıklarda, koltuk altında, boyunda, karın bölgesinde ve dokular arasında bulunur.


*Vücudumuzu oluşturan hücreler bir sıvı ortamında bulunmaktadırlar. Bu sıvının içinde hücreler için gerekli besin ve oksijen yeralmaktadır. Hücreler ihtiyacı olan maddeleri aldıktan sonra atık maddeleri de ortama bırakırlar. Bu atıklar lenf sıvısı içinde taşınır ve lenf nodüllerinde süzüldükten sonra temiz lenf sıvısı tekrar dolaşıma katılır. Dolayısıyla lenfatik sistem; immun sistemle beraber çalışarak vucut savunmasında koruyucu filtre görevi gören bir sistemdir.

Lenfödem belirtileri ve etkileyen faktörler nelerdir?

Semptomlar hemen gelişmeyebilir. Semptomlar bazen lenfatik sistemde olan yaralanmayı takiben 15 yıl veya daha uzun süre içerisinde gelişirler. Belirtiler ilk olarak el ve ayak dorsumunda görülür, kol veya bacak ağırlığında artış söz konusudur. Cilt gergin ve serttir. El ve ayaklarda duyu bozuklukları ve eklem sertlikleri görülebilir. Enfeksiyona karşı dirençte azalma görülebilir. Dirsekte veya dizin arkasında gerginlik ve hassaslık görülür.

Enfeksiyon (kesikler, enjeksiyonlar, böcek ısırmaları, yanıklar)
Aşırı kilo, dengesiz beslenme
Yetersiz veya aşırı egzersiz
Kolun aşırı ısıya maruz kalması
Yolculuk
Ağır şeyler taşıma
Etkilenen kol ya da bacağın sıkılması (örn: tansiyon ölçülmesi, sıkı saat, sıkı kıyafetler) lenfödemi tetikler ve arttırır.

Lenfödem hangi nedenlerle ortaya çıkar?

Kanser sonrası;

radyoterapi,
cerrahi müdahale,
travma,
enflamasyon veya
neoplastik (tümöral) bozukluk sonucu lenf yollarının obstrüksiyonu (tıkanması) veya kesintisini takiben ilgili ekstremitede -etkilenen kol veya bacak- Lenfödem gelişir.
Sekonder olarak gelişen Lenfödem onkolojik cerrahinin bir komplikasyonu olarak açığa çıkar ve travmadan ya da operasyondan sonra hemen oluşmayabilir; bazen aylar, yıllar sonra ortaya çıkabilir.

Cerrahi olarak ne kadar fazla lenf nodülü çıkartılırsa, lenfödem oluşma riski o kadar artmaktadır. Lenf nodülü diseksiyonuna bir de radyoterapi eklenirse, lenfödem oluşma riski daha da artar. Yapılan cerrahinin tipi de etkileyen faktörlerdendir.
En sıklıkla meme kanseri sonrası mastektomi ve diğer jinekolojik kanserlerin tedavisi ve cerrahi sonrası uygulamalara bağlı gelişir.

MASTEKTOMİ (göğsün cerrahi olarak alınması) nedir ve uygulanan cerrahi yöntemler nelerdir?

Tüm gögüs veya kısmen gögsün kanser nedenli olarak cerrahi olarak alınmasıdır.Kanserin özelliğine bağlı olarak bazen sadece komşu lenfler veya kısmi olarak göğüs alınır.

Göğüs Koruyucu Cerrahi Yöntemler:


1) Lumpektomi
2) Parsiyel mastektomi

Göğsün Tümünün Alınmasını İçeren Cerrahi Yöntemler:


1) Modifiye Radikal Mastektomi
2) Radikal Mastektomi

LUMPEKTOMİ; kanserli kitlenin ve bu kitlenin etrafından bir parça temiz dokunun da alınarak çıkarılması işlemidir. Geriye kalan göğüs dokusuna radyoterapi uygulanır.

PARSİYEL MASTEKTOMİ; lumpektomi ile birlikte bir miktar lenf nodülünün çıkarılması işlemidir.

MODİFİYE RADİKAL - RADİKAL MASTEKTOMİ; tüm göğüs, göğüs ucu, areola ve aynı taraf lenf nodülleri çıkarılır. Buna ek olarak Radikal mastektomide, göğüste bulunan Pectoralis major ve Pectoralis minor kasları da çıkarılır.


Mastektomi sonrası gelişen lenfödem tululan kolda ağırlık, ağrı, duyu kaybı, hareket kaybı ve fonksiyon bozukluğu ile karakterizedir. Zamanla etkilenmiş kol ya da bacakta fibrozis ve enflamasyon da gelişebilir ve bu durum kişinin yaşam kalitesini oldukça olumsuz yönde etkiler. Hastalarda anksiyete, depresyon ve uyum sorunları, sosyal ve seksüel problemler açığa çıkar. Gelişen bu problemler genellikle tedavinin başarısını da etkilemektedir. Bu yüzden tedaviye erken dönemde başlanılması oldukça önemlidir.



Lenfödemde etkin tedavi manuel lenf drenajı ve kompleks boşaltıcı fizyoterapi tedavisidir



Bu tedavi nasıl yürütülür?

Bu tedavi 4 komponentten oluşmaktadır:
Manuel Lenf Drenajı
Cilt Bakımı
Kompresyon (bandaj veya çorap)
Egzersiz
Kompleks Boşaltıcı Fizyoterapi; tutulu kol veya bacağın hacmini azaltır, lenf dolaşımını sağlar, lenfatik kontraksiyonu arttırır, lenf akımını arttırır, fibrozisi azaltır ve protein birikmesini engelleyerek uzun dönemde lenfödemin azaltılmasını sağlar.

Manuel Lenf Drenajı; lenf sisteminin elle manuple edilerek, bloke olmuş lenf sıvısının serbest akışının sağlanması tekniğidir. Elle uygulanan özel bir masaj tekniği olup amacı; ödemli bölgeden lenf sıvısını alıp vücudun diğer bölgelerine akışını sağlamaktır. Manuel lenf drenajı derinin tam altındaki yüzeyel lenf damarlarına hafif basınç uygulaması ile yapılır. Her hasta için manuel tekniğin tipi ve sırası farklı bir prensip ile fizyoterapist tarafından belirlenir ki bu; ödemin aşaması ve alanına bağlıdır.

Manuel Lenf Drenajı lenf dolaşımına etkisi olmayan diğer terapötik masaj teknikleriyle karıştırılmamalıdır. Bu diğer masaj teknikleri lenfödem için faydalı olmadığı gibi zararlı da olabilmektedirler.

Kompresyon Tedavisi; Kompresyon tedavisi dışarıdan lenfödemli alana basınç sağlamak amacı ile iki şekilde uygulanır:


1) Kompresyon Bandajları
2) Kompresyon Çorapları


Lenfödem tedavisinde kısa çekişli ve elastik olmayan bandajlar kullanılır. Bu bandajların özelliği; kas aktivitesi sırasında yüksek basınç va kas istirahati sırasında düşük basınç uygulaması nedeni ile lenf sıvısının etkilenmiş ekstremitede tekrar birikmesini önlemesidir. Diğer bandaj şekilleri ise lenfödem için oldukça zararlıdır, kullanılmamalıdır.

Kompresyon Çorapları ise tedavi bitiminde takip sürecinde giyilmesi gereken materyallerdir ve kişiye özel yapılmalıdır.


Lenfödem ve Egzersiz

Lenfatik sıvının akış hızı, iskelet kasları tarafından sağlanan aralıklı dış basınca bağlıdır. Bu nedenle sıvı drenajına yardım etmek için kas aktivitesi de gereklidir. Egzersizler bandaj veya çorap kullanımı eşliğinde yapılmalıdır. Dirençli egzersizlerden ve ağırlık egzersizlerinden kaçınılmalıdır.

Egzersiz programı hastaya özel olarak tedaviyi yürüten fizyoterapist tarafından hazırlanmalıdır.

Egzersizler 3 başlık altında toplanabilir;
1) Isınma ve pompalama egzersizleri
2) Solunum egzersizleri
3) Germe egzersizleri
 
LENFÖDEMDE BESLENME: PROTEİN VE SU TÜKETİMİ

Öncelikle bilinmelidir ki lenfödemi önleyen veya kontrol altına alan özel bir beslenme şekli bulunmamaktadır. Bununla birlikte sağlıklı beslenmenin sağlığın devamı için çok önemli olduğu ve vücudun lenfödemin getirdiği stresle baş edebilmesine yardımcı olacağı unutulmamalıdır. Lenfödemin yanında kalp hastalığı veya şeker gibi başka kronik hastalığı bulunanların bu hastalıklarına özgü beslenme programına uymaları gerekmektedir.

Sağlıklı beslenme vücudun ihtiyacı olan günlük gereksinimleri (protein, yağ, karbonhidrat, mineraller, vitaminler, sıvı vb) yeterli oranda almakla mümkün olur. Lenfödemde dokular arasında proteinden zengin sıvı birikimi olması günlük gereksinimler içinde en çok protein ve sıvı tüketiminin nasıl olması gerektiğine ilişkin soru işaretleri oluşturmaktadır. Şimdi kısaca bu konuya açıklık getirelim.

Proteinler vücudun temel taşlarından biridir ve kendine özgü görevleri bulunan çok sayıda protein bulunur;

• Yaralanan dokunun yeniden yapılanmasını ve yeni bir doku oluşumunu sağlayan proteinler,
• Hormonların ve enzimlerin yapımında kullanılan proteinler,
• Enfeksiyonlarla mücadele eden antikorların yapılmasında görev alan, bağışıklık sistemini güçlendiren proteinler
• Kanın oksijen ve besin maddelerini taşımasına yardımcı olan proteinler
• Kas ve konnektif dokunun yapısını oluşturan proteinler bunlardan bir kaçıdır.

Kısaca proteinler büyüme, gelişme ve yaşamın sürdürülmesinde olmazsa olmaz olan besin maddeleridir.

Lenfödemde dokular arasında biriken sıvının proteinden zengin bir sıvı olması lenfödem hastalarının hiçbir şekilde protein almamaları gerektiğine ilişkin yanlış bir inanışı doğurmaktadır. Protein tüketimini kesmek lenfödemde iyileşmeye neden olmayacaktır ve lenfödem hastaları (başka bir hastalık nedeniyle olmadığı sürece ) günlük tüketilmesi gereken protein miktarını tüketmelidirler. Bu oran 20-30gr düzeyindedir. Fakat güvenlik amacıyla günlük protein tüketiminin 60-75gr olması önerilmektedir.

Peki günlük protein miktarı tüketilmediğinde ne olur? Vücut kan protein seviyesinin devamını sağlamak için günlük protein ihtiyacını dokulardan ve kaslardan alır. Bu nedenle aşırı protein diyeti konnektif dokunun zayıflamasına ve sonuç olarak da ödemeneden olur. Bu durum ‘’hunger edema’’ olarak bilinir ve aç çocukların göbeklerinin şişmesi buna örnektir.

Kısaca günlük protein alımının kısıtlanması lenfödemde şişliğin kontrol altına alınmasına yardımcı olmaz. Tam aksine mevcut ödemi daha da artırır. Aynı zamanda kas ve diğer dokuların zayıflamasına neden olarak, kompleks boşaltıcı fizyoterapinin çok önemli bir öğesi olan egzersizin ödemi boşaltma üzerine etkisini azaltır. Buna ek olarak protein tüketiminin yetersiz oluşu bağışıklık sisteminin zayıflamasına ve zaten enfeksiyona karşı çok hassas olan lenfödem hastalarının daha da enfeksiyon riski altına girmelerine neden olur.

Sağlığın devamı için günlük 8 (yaklaşık 2lt) bardak su içilmesi tavsiye edilir. Bununla birlikte bu ihtiyaç sıcak havalarda özelliklede vücudun hızla su kaybettiği kurak havalarda daha da artar. Yeterli sıvı alınarak vücuttaki sıvı oranının dengede tutulması sağılığın devamı ve artık maddelerin dokulardan uzaklaştırılması için çok önemlidir. Bu durum aynı zamanda Kompleks Boşaltıcı Fizyoterapi programının etkinliği açısından da önemlidir. Çünkü Manuel Lenf Drenajı ile hareket ettirilen artık maddeler sıvı ile birlikte dışarı atılır. Bu nedenle sıvı alımını azaltmak lenfödemli hastalarda ödemin inmesini sağlamayacaktır. Aksine proteinden zengin ödem vücudun diğer bölümlerinden daha çok sıvıyı bulunduğu noktaya çekmeye çalışacak buda ödemde artış ile sonuçlanacaktır.

Kafein ve alkol orta derecede diüretiklerdir ve böbreklerin daha çok idrar oluşturmasını uyararak vücut sıvı oranının azalmasına neden olurlar. Bu nedenle lenfödemli hastalar kafein içeren maddeler (çay, kahve, çikolata, asitli içecekler ve alkol) az oranda tüketmelidir. Bu yiyecekler aynı zamanda vücudun besinsel ihtiyaçlarına hiçbir katkısı olmayan önemsiz kalori içerdikleri içinde tüketilmesi kısıtlı oranda olmalıdır.

Sağlıklı günler dilerim

Nilüfer KABLAN
Uzman Fizyoterapist
Lenfödem Terapisti/Lenfödem Dekonjestif Tedavisi Uzmanı
lenfodemfzt
 
X