- 16 Ağustos 2010
- 293.105
- 603.056
- 43
Kütahya çok eski bir yerleşim merkezidir. Tarih boyunca Hitit, Frigya, Lidya, Pers, Makedonya, Bergama, Bitinya, Roma, Doğu Roma(Bizans), Anadolu Selçuklu, Germiyanoğulları ve Osmanlı Devleti bu bölgeye hâkim olmuşlardır. 1079da Selçuklu Türklerinin Kütahya ve çevresini fethinden sonra, Türk-İslâm kültürü yayılmaya başlamış ve eski kültürler unutulmuştur. Kütahya millî ve mânevî değerlerin, târihî ananesine sıkı sıkıya bağlı, buram buram târih kokan bir ilimizdir. Kiraz şenliği, ılıca sefaları, kış eğlenceleri, dinî bayramlardaki hususî havasıyla, mesire yerlerine yapılan hususî gezileriyle, kendisine has düğün âdetleri, zengin folklorü ile Anadoludaki Türk boylarının özelliklerini taşır.
DOĞUM
Doğumun ailede yarattığı sevincin eşe dosta duyurulması ve paylaşılması çevresine oturan köklü bir gelenektir. Etrafına kümelendirilen seremon ve törensel geçişler adete protokol gibi esnetilmeden uygulanır. Günlerce süren bir kutlamalar silsilesi içinde sürdürülür. Bebek ve anne için doğumdan iki üç hafta sonra evin misafir ağırlanan odasının baş köşesine normal boyundan daha yüksek bir yatak süslenir. Bu yatak ailenin bebeği için yapılır. Yatağın süsleme malzemeleri ailenin ve yakınlarının çeyizlerinden bir araya getirilen, birbiriyle uyumlu, sim sarma, renkli nakış ve tel kırma tekniklerinde işlenen baş tülbentleri, çevre, uçkur, peşkir, bohçalar, bürümcük çarşaflarıdır. Yatağın dört bir yanına çıta konur. Çıtaların çevresi bürümcük çarşaflar veya benzeri kumaşlarla boğum boğum süslenir. Yatağın arka ve baş yan duvarları ağır işlemeli şalvar kumaşları ile kaplanır. Bu kumaş üzerine ortalanarak sim sırma işli bir bohça hafif eğimler verilerek zemine iğneleyerek şekillendirilir. Bu şekillendirme malzemenin çokluğuna, yapan kişinin becerisine bağlıdır. Genellikle uçları açık S, göbek, kelebek, takke şekilleri ile kompozisyonlar meydana getirilir. Bunlar duyulan sevincin sembolü sayılır. Yatağı ön st ve yan üst kısımları bir baş tülbendinin işli yerleri görünecek şekilde kapatılır. Veya renkli ipek krepler, iğne oyalı danelerin çapraz bükülmesi ile baklava biçimli kafes oluşturulur. Kafeslerin ortasına külte inci ve altın tuğralar asılır. Yatağın bir köşesine gelin tacından- bulunan tac krebinin içine sarımsak, çörekotu ve tuz konularak sıçan denilen nazarlık yapılır ve asılır. Gelin misafirleri ipekli bir kıyafetle karşılar. Misafirlere kahve , çay pasta börek yanında özel yapılmış baharatlı tarçınlı karanfilli sıcak loğusa şerbeti ikram edilir. Doğu yatağı 40 gün ziyaret edilir.
SÜNNET
Anadolu'da çocukla ilgili geleneksel işlemlerden en önemlilerinden biriside sünnet geleneğidir. Çocuklar çoğunlukla okul çağına yakın veya ilkokul yıllarında ergenlik çağına girmeden sünnet edilmektedirler. Sünnet tekli yaşlarda ve tören ise okulların kapanmasından sonra yaz mevsiminde yapılır. Sünnet giysisi tören hazırlıklarının en önemli bölümünü oluşturmaktadır. "Maşallah" işlemeli sünnet elbisesi alınır ve giydirilir. Sünnet evinin misafir ağırlanan odasının baş köşesine normal boyundan daha yüksek bir yatak hazırlanır. Sünnet yatağı da doğum yatağının aynı malzemelerle ve aynı şekilde yapılır. Tek farkı sünnet çocuğunun ilgisini çekecek renkli ve ışıklı süslerin ağırlıklı ilaveleridir.
EVLENME
Kütahya düğün adetleri
BAYRAMLAR
Dini bayramların günleri "kameri takvim" e göre hesaplandığı için, şu an kullanılan takvimde her yıl aynı tarihe rastlamaz. Her yıl onar günlük gerilemeyle gelen ramazan ve kurban bayramları böylece değişik mevsimlerde kutlanabilmektedir. Ramazan bayramı Kameri takvime göre Şevval ayının ilk üç günü, Kurban bayramı ise Zilhicce ayının onuncu gününden itibaren dört gün süreyle kutlanır. Müslümanlık ve geleneksel toplum töreleri, Kütahya'da yaşamı belirleyen öğelerdendir. On bir ayın sultanı, tövbe, mağfiret ve bereket ayı olarak bilinen Ramazan ayının gelmesi ile ayrı bir yaşantı başlar.
Kütahya halkı Ramazanda sadece ibadetle uğraşmak istediği için Ramazan öncesi temizliğini yapar. Ramazan ayında Mukabele denilen Kur'an hatimleri yapılır. Genelde kadınlar evlerde veya caminin kadınlara ayrılan bir bölümünde toplanarak Kur'an okuyan bir kişinin okumasını takip ederler. İftar yemeğinden sonra teravih namazına gidilir.Teravih namazından sonra erkekler kahvelerde veya esnafın dükkanında toplanarak sahura kadar sohbet ederler, kadınlar ise evlerde toplanırlar. Kütahya'da komşuluk ilişkileri hala devam etmektedir. Bunun en güzel örneği Ramazan ayında görülür. Sahur vakti herkes birbirinin ışığına bakıp uyuyup kalanların duvarlarına, camlarına vurularak uyandırılır. Akrabaların yanı sıra komşularda iftara çağrılır.
Ramazan hazırlıkları her yerde olduğu gibi Kütahya'da da güzel bir telaş içinde cereyan eder. Ramazan, oruç ve yemek iç içe olduğu için Ramazan denilince yemek yapmak ve yemek akla gelir. Bu yüzden herkes evinde aylar öncesinden Ramazan için erzak hazırlamaya başlar. Bu hazırlık yazdan reçellerin yapılması, hoşaflık meyvelerin kurutulması ile başlar. Ramazanda değişik yemekler olun diye yazdan sebzeler kurutulur. Pilavlık pirinç, bulgur, erişte ve peynirler hazırlanır. Ramazan hazırlığı için saç üzerinde yufka yapılır. Sahurda erken kalkarak bu yufkalardan kapama, börek, tirit ve cevizli yufka tatlısı yaparak kullanırlar. Sahurda yufkadan yapılan yemekler yanında genellikle haşhaşlı gözleme uzun süre tok tutması bakımından revaçta olan bir yemektir.Kütahya'da iftar yemekleri iftar davetleri halindedir.Ya iftara gidilir yada iftarcı kabul edilir. İlk hafta aile içinde , ikinci hafta akrabalar komşular, dostlar olmak üzere iftara gidilir veya çağrılır. Kütahya'da iftarcı çağırmak varlığa ve zenginliğe bakmaz, gönlü zengin olan herkes bütçesine göre iftarcı çağırır.Kütahya da akşam ezanının yanı sıra Kütahya kalesinden top atılır.
Halk arasında iftar zamanına "top atılmak üzere", "top zamanı" ifadeler kullanılır. İftar yemekleri de ayrı bir özellik taşır. Top atılışı Hisarın bedenleri arasında yapılır. Sofra başında hazır bekleyen aileler önce iftarlıkla oruç açılır. Genellikle hurma, zeytin, tuz gibi ateşte pişmeyen yiyecekler ile oruç açılır. Oruç açıldıktan sonra bir iki lokma reçelden, peynirden oluşan iftarlıklar yedikten sonra diğer odada hazırlanan seccadelerde namazlar kılınır. Namazdan sonra sofraya tekrar oturulur. Yemeğe çorba ile başlanır.Ramazan ilk günü Ramazanı bütün tutmak nasip olsun diye Tutmaç çorbası içilir. İlk Cuma günü yeşil mercimek çorbası yemenin sevap olduğu söylenir. Diğer günler yoğurtlu çorba, tarhana kızılcık, şehriye çorbaları yapılır. Çorbadan sonra ilk yemek et yemeğidir.Et yemeğinden sonra pilav veya su böreği yenilir. Ekmek kadayıfı, baklava veya güllaç tatlısı gelir Tatlıları üzerine baskılık denilen yaprak sarması yenilir. Kütahya'da hala devam eden güzel bir gelenekte Küpecik geleneğidir. İftardan ile yatsı ezanı arasında aynı sokağın çocukları genelde 5-6 kişi bir araya gelip kapı kapı dolaşıp bahşiş toplarlar. Bu arada küpecik şarkısını söylerler.
Çocuklar ev ev dolaşıp kapının önünde söyleyerek bahşişler toplarlar. Genelde para verilir. Paranın yerine fıstık, leblebi, şeker verende olmaktadır.Çocuklar topladıkları para ile bakkaldan yiyecek alarak verilen yiyecekleri topluca yerler. Kütahya'da Ramazan'ın bir başka özelliği de imsak vaktinin top ve ezandan önce minarelerden Salu diye bağırılarak duyurulmasıdır.
Bayram telaşı Ramazan ayının son haftasında başlar. Bütün evler arife gününe kadar temizlenmiş olur. Büyüklerin bayramda giyecekleri çıkarılır, ütülenir, çocuklar için bayramlık alışverişi yapılır. Misafirler için şeker ve çikolata alınır.Bayram günü yemeğe bırakılacaklar için yemekler hazırlanır. Arife gününe pek iş bırakılmaz. Arife günü yıkanmanın sevap olduğuna inanıldığı için ailece yıkanılır. Arife günü ikindi vaktinden sonra kabirler ziyaret edilir. Arife günün en büyük iş bayram tatlısı hazırlamaktır. Komşular bir araya gelip baklavalar hazırlanır.
Nişanlı olanlar ise ramazan bayramında giyilmek üzere bohçalar hazırlar. Erkek tarafı kızın giymesi iç çamaşırından çorabına kadar bir kat giysi yanında bir tepsi baklava gönderir. Kız tarafı da oğlana bayramlık bir kat giysisi bohçalar gönderir. Bayram sabah namazı ve bayram namazı ile başlar. Evde hanımlar sabahleyin ezan vaktinde kalkarlar, ölmüşlerinin ruhuna dua ederler. Erkekler bayram namazından sonra mezarlığa ziyarete gidilir. Bayram sabahı erkekler eve gelmeden evde son hazırlıklar tamamlanır. Evlenmiş evlatlar da baba evine gelerek bayramlaşılır ve kahvaltı yapılır. Bayramlaşmalar başlar. Kütahya'da Kurban bayramı büyük coşku ile kutlanır.Kurban olarak koyun, sığır kesilir. Evinde bahçesi ve bakmaya gücü olanlar daha önceden alırlar ama geneli arife günü alır.Kurban edilecek hayvan sağlıklı olmalısına ve dişi ise hamile olmamalısına dikkat edilir. Kurbanlık arife günü kınalanır ve süslenir. Nişanı aileler süsleyerek kız tarafına bir koç gönderme adeti vardır. Genelde kasap çağrılarak kesilir.Kurban etinin üçte bir kesilen evde kalır. Diğer kısımlar komşu, akraba ve fakir insanlara dağıtılır. Bayram ziyaretlerine gidilir.
HIDRELLEZ
Hıdrellez, bütün Türk dünyasında bilinen mevsimlik bayramlarımızdan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, Hızır ve İlyas Peygamber'in yeryüzünde buluştukları gün olması nedeniyle kutlanmaktadır. Hızır ve İlyas sözcükleri birleşerek halk ağzında hıdrellez şeklini almıştır. Hıdrellez günü, Gregoryen takvimine göre 6 Mayıs eskiden kullanılan Rumi takvim olarak da bilinen Julyen takvimine göre 23 Nisan günü olmaktadır. Halk arasında kullanılan takvime göre eskiden yıl ikiye ayrılmaktadır: 6 Mayıs'tan 8 Kasım'a kadar olan süre Hızır Günleri adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım'dan 6 Mayıs'a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimini oluşturmaktadır. Bu yüzden 6 Mayıs Günü kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığı anlamına gelir ki, bu da kutlanıp bayram yapılacak bir olaydır.
Kütahya'da 5 Mayıs akşamı başlayan kutlamalar sırayla, dileklerin tutulması, çeşitli uygulamaların yapılması, kadınların ellerine kına yakmaları, Hıdrellez ateşinin yakılması gibidir. 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece aileler hiç kimsenin görmeyeceği şekilde evlerinin etrafına haşhaş taneleri serper. Bu taneler sayılamayacağından o evde bereketin çok olacağına inanılır. 5 Mayıs akşamından bütün hazırlıklar yapılır, gruplar oluşturulur. Bazen de bu hazırlıklar bu hafta öncesinden başlamaktadır. O gece okur, ibadet edilir, türlü dileklerde bulunulur.
Hıdrellez gecesi gül fidanlarına, bağ dallarına dilek tutanlar elbiselerinden bir iplik veya parça bağlayarak çeşitli dileklerde bulunurlar. Bu dilekler; bir işin olması, evlenme, şifa bulma, sevdiğine kavuşma gibi dileklerdir.Ev, araba iş yeri isteyenler bunları gül fidanının altına taşlarla resmini bırakırlar. Bir kesenin içine para, diğer kesenin içine bütün yiyeceklerden aşlıklar konularak gül dalına bağlanır. Ertesi gün sabahtan alınan keseler bereket parası ve bereket kesesi diye saklanır. Evin bereketli olacağına inanılır. Hıdrellez gecesi genç kızlar kendilerine ait eşyaları su dolu bir kabın içine atarlar, kaba atılan eşyalar genelde yüzük küpe, düğme, tarak, para 'dır. Geceden gül fidanının altına bırakılan bu kap ertesi gün alınır. Küçük bir çocuğa kaptan birer birer eşyalar çektirilir. Bu arada eşyanın sahibine de maniler söylenir. Kimin eşyası çıkmazsa onun kısmeti çıkmadı diye o kızın başında eğlenir. & Mayıs sabahı erkenden kalkılıp mesire yerine gidilir. Kahvaltı orada yapılır, Eğlenceler başlar. Genellikle kadınlar erkekler, çocuklar ayrı yerlerde eğlenirler. Hıdrellez sabahı gün doğmadan doldurulan suyun şifalı olacağına inanılır.Her derde deva olsun diye yedi türlü ot yenir. Hıdrellez günü ailenin kapısına gelen hiç kimse boş çevrilmez. Gelenlerin Hızır olabileceğine inanılır. Bugün özellikle haramdan sakınılır. Hıdrellezde yapılan yemeklere daha özen gösterilir.Gözlemeler, hamursuzlar yapılır. Ateş yakılarak üzerinden atlanır, etrafında oyunlar oynanır.
ALINTIDIR..
DOĞUM
Doğumun ailede yarattığı sevincin eşe dosta duyurulması ve paylaşılması çevresine oturan köklü bir gelenektir. Etrafına kümelendirilen seremon ve törensel geçişler adete protokol gibi esnetilmeden uygulanır. Günlerce süren bir kutlamalar silsilesi içinde sürdürülür. Bebek ve anne için doğumdan iki üç hafta sonra evin misafir ağırlanan odasının baş köşesine normal boyundan daha yüksek bir yatak süslenir. Bu yatak ailenin bebeği için yapılır. Yatağın süsleme malzemeleri ailenin ve yakınlarının çeyizlerinden bir araya getirilen, birbiriyle uyumlu, sim sarma, renkli nakış ve tel kırma tekniklerinde işlenen baş tülbentleri, çevre, uçkur, peşkir, bohçalar, bürümcük çarşaflarıdır. Yatağın dört bir yanına çıta konur. Çıtaların çevresi bürümcük çarşaflar veya benzeri kumaşlarla boğum boğum süslenir. Yatağın arka ve baş yan duvarları ağır işlemeli şalvar kumaşları ile kaplanır. Bu kumaş üzerine ortalanarak sim sırma işli bir bohça hafif eğimler verilerek zemine iğneleyerek şekillendirilir. Bu şekillendirme malzemenin çokluğuna, yapan kişinin becerisine bağlıdır. Genellikle uçları açık S, göbek, kelebek, takke şekilleri ile kompozisyonlar meydana getirilir. Bunlar duyulan sevincin sembolü sayılır. Yatağı ön st ve yan üst kısımları bir baş tülbendinin işli yerleri görünecek şekilde kapatılır. Veya renkli ipek krepler, iğne oyalı danelerin çapraz bükülmesi ile baklava biçimli kafes oluşturulur. Kafeslerin ortasına külte inci ve altın tuğralar asılır. Yatağın bir köşesine gelin tacından- bulunan tac krebinin içine sarımsak, çörekotu ve tuz konularak sıçan denilen nazarlık yapılır ve asılır. Gelin misafirleri ipekli bir kıyafetle karşılar. Misafirlere kahve , çay pasta börek yanında özel yapılmış baharatlı tarçınlı karanfilli sıcak loğusa şerbeti ikram edilir. Doğu yatağı 40 gün ziyaret edilir.
SÜNNET
Anadolu'da çocukla ilgili geleneksel işlemlerden en önemlilerinden biriside sünnet geleneğidir. Çocuklar çoğunlukla okul çağına yakın veya ilkokul yıllarında ergenlik çağına girmeden sünnet edilmektedirler. Sünnet tekli yaşlarda ve tören ise okulların kapanmasından sonra yaz mevsiminde yapılır. Sünnet giysisi tören hazırlıklarının en önemli bölümünü oluşturmaktadır. "Maşallah" işlemeli sünnet elbisesi alınır ve giydirilir. Sünnet evinin misafir ağırlanan odasının baş köşesine normal boyundan daha yüksek bir yatak hazırlanır. Sünnet yatağı da doğum yatağının aynı malzemelerle ve aynı şekilde yapılır. Tek farkı sünnet çocuğunun ilgisini çekecek renkli ve ışıklı süslerin ağırlıklı ilaveleridir.
EVLENME
Kütahya düğün adetleri
BAYRAMLAR
Dini bayramların günleri "kameri takvim" e göre hesaplandığı için, şu an kullanılan takvimde her yıl aynı tarihe rastlamaz. Her yıl onar günlük gerilemeyle gelen ramazan ve kurban bayramları böylece değişik mevsimlerde kutlanabilmektedir. Ramazan bayramı Kameri takvime göre Şevval ayının ilk üç günü, Kurban bayramı ise Zilhicce ayının onuncu gününden itibaren dört gün süreyle kutlanır. Müslümanlık ve geleneksel toplum töreleri, Kütahya'da yaşamı belirleyen öğelerdendir. On bir ayın sultanı, tövbe, mağfiret ve bereket ayı olarak bilinen Ramazan ayının gelmesi ile ayrı bir yaşantı başlar.
Kütahya halkı Ramazanda sadece ibadetle uğraşmak istediği için Ramazan öncesi temizliğini yapar. Ramazan ayında Mukabele denilen Kur'an hatimleri yapılır. Genelde kadınlar evlerde veya caminin kadınlara ayrılan bir bölümünde toplanarak Kur'an okuyan bir kişinin okumasını takip ederler. İftar yemeğinden sonra teravih namazına gidilir.Teravih namazından sonra erkekler kahvelerde veya esnafın dükkanında toplanarak sahura kadar sohbet ederler, kadınlar ise evlerde toplanırlar. Kütahya'da komşuluk ilişkileri hala devam etmektedir. Bunun en güzel örneği Ramazan ayında görülür. Sahur vakti herkes birbirinin ışığına bakıp uyuyup kalanların duvarlarına, camlarına vurularak uyandırılır. Akrabaların yanı sıra komşularda iftara çağrılır.
Ramazan hazırlıkları her yerde olduğu gibi Kütahya'da da güzel bir telaş içinde cereyan eder. Ramazan, oruç ve yemek iç içe olduğu için Ramazan denilince yemek yapmak ve yemek akla gelir. Bu yüzden herkes evinde aylar öncesinden Ramazan için erzak hazırlamaya başlar. Bu hazırlık yazdan reçellerin yapılması, hoşaflık meyvelerin kurutulması ile başlar. Ramazanda değişik yemekler olun diye yazdan sebzeler kurutulur. Pilavlık pirinç, bulgur, erişte ve peynirler hazırlanır. Ramazan hazırlığı için saç üzerinde yufka yapılır. Sahurda erken kalkarak bu yufkalardan kapama, börek, tirit ve cevizli yufka tatlısı yaparak kullanırlar. Sahurda yufkadan yapılan yemekler yanında genellikle haşhaşlı gözleme uzun süre tok tutması bakımından revaçta olan bir yemektir.Kütahya'da iftar yemekleri iftar davetleri halindedir.Ya iftara gidilir yada iftarcı kabul edilir. İlk hafta aile içinde , ikinci hafta akrabalar komşular, dostlar olmak üzere iftara gidilir veya çağrılır. Kütahya'da iftarcı çağırmak varlığa ve zenginliğe bakmaz, gönlü zengin olan herkes bütçesine göre iftarcı çağırır.Kütahya da akşam ezanının yanı sıra Kütahya kalesinden top atılır.
Halk arasında iftar zamanına "top atılmak üzere", "top zamanı" ifadeler kullanılır. İftar yemekleri de ayrı bir özellik taşır. Top atılışı Hisarın bedenleri arasında yapılır. Sofra başında hazır bekleyen aileler önce iftarlıkla oruç açılır. Genellikle hurma, zeytin, tuz gibi ateşte pişmeyen yiyecekler ile oruç açılır. Oruç açıldıktan sonra bir iki lokma reçelden, peynirden oluşan iftarlıklar yedikten sonra diğer odada hazırlanan seccadelerde namazlar kılınır. Namazdan sonra sofraya tekrar oturulur. Yemeğe çorba ile başlanır.Ramazan ilk günü Ramazanı bütün tutmak nasip olsun diye Tutmaç çorbası içilir. İlk Cuma günü yeşil mercimek çorbası yemenin sevap olduğu söylenir. Diğer günler yoğurtlu çorba, tarhana kızılcık, şehriye çorbaları yapılır. Çorbadan sonra ilk yemek et yemeğidir.Et yemeğinden sonra pilav veya su böreği yenilir. Ekmek kadayıfı, baklava veya güllaç tatlısı gelir Tatlıları üzerine baskılık denilen yaprak sarması yenilir. Kütahya'da hala devam eden güzel bir gelenekte Küpecik geleneğidir. İftardan ile yatsı ezanı arasında aynı sokağın çocukları genelde 5-6 kişi bir araya gelip kapı kapı dolaşıp bahşiş toplarlar. Bu arada küpecik şarkısını söylerler.
Çocuklar ev ev dolaşıp kapının önünde söyleyerek bahşişler toplarlar. Genelde para verilir. Paranın yerine fıstık, leblebi, şeker verende olmaktadır.Çocuklar topladıkları para ile bakkaldan yiyecek alarak verilen yiyecekleri topluca yerler. Kütahya'da Ramazan'ın bir başka özelliği de imsak vaktinin top ve ezandan önce minarelerden Salu diye bağırılarak duyurulmasıdır.
Bayram telaşı Ramazan ayının son haftasında başlar. Bütün evler arife gününe kadar temizlenmiş olur. Büyüklerin bayramda giyecekleri çıkarılır, ütülenir, çocuklar için bayramlık alışverişi yapılır. Misafirler için şeker ve çikolata alınır.Bayram günü yemeğe bırakılacaklar için yemekler hazırlanır. Arife gününe pek iş bırakılmaz. Arife günü yıkanmanın sevap olduğuna inanıldığı için ailece yıkanılır. Arife günü ikindi vaktinden sonra kabirler ziyaret edilir. Arife günün en büyük iş bayram tatlısı hazırlamaktır. Komşular bir araya gelip baklavalar hazırlanır.
Nişanlı olanlar ise ramazan bayramında giyilmek üzere bohçalar hazırlar. Erkek tarafı kızın giymesi iç çamaşırından çorabına kadar bir kat giysi yanında bir tepsi baklava gönderir. Kız tarafı da oğlana bayramlık bir kat giysisi bohçalar gönderir. Bayram sabah namazı ve bayram namazı ile başlar. Evde hanımlar sabahleyin ezan vaktinde kalkarlar, ölmüşlerinin ruhuna dua ederler. Erkekler bayram namazından sonra mezarlığa ziyarete gidilir. Bayram sabahı erkekler eve gelmeden evde son hazırlıklar tamamlanır. Evlenmiş evlatlar da baba evine gelerek bayramlaşılır ve kahvaltı yapılır. Bayramlaşmalar başlar. Kütahya'da Kurban bayramı büyük coşku ile kutlanır.Kurban olarak koyun, sığır kesilir. Evinde bahçesi ve bakmaya gücü olanlar daha önceden alırlar ama geneli arife günü alır.Kurban edilecek hayvan sağlıklı olmalısına ve dişi ise hamile olmamalısına dikkat edilir. Kurbanlık arife günü kınalanır ve süslenir. Nişanı aileler süsleyerek kız tarafına bir koç gönderme adeti vardır. Genelde kasap çağrılarak kesilir.Kurban etinin üçte bir kesilen evde kalır. Diğer kısımlar komşu, akraba ve fakir insanlara dağıtılır. Bayram ziyaretlerine gidilir.
HIDRELLEZ
Hıdrellez, bütün Türk dünyasında bilinen mevsimlik bayramlarımızdan biridir. Ruz-ı Hızır (Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, Hızır ve İlyas Peygamber'in yeryüzünde buluştukları gün olması nedeniyle kutlanmaktadır. Hızır ve İlyas sözcükleri birleşerek halk ağzında hıdrellez şeklini almıştır. Hıdrellez günü, Gregoryen takvimine göre 6 Mayıs eskiden kullanılan Rumi takvim olarak da bilinen Julyen takvimine göre 23 Nisan günü olmaktadır. Halk arasında kullanılan takvime göre eskiden yıl ikiye ayrılmaktadır: 6 Mayıs'tan 8 Kasım'a kadar olan süre Hızır Günleri adıyla yaz mevsimini, 8 Kasım'dan 6 Mayıs'a kadar olan süre ise Kasım Günleri adıyla kış mevsimini oluşturmaktadır. Bu yüzden 6 Mayıs Günü kış mevsiminin bitip sıcak yaz günlerinin başladığı anlamına gelir ki, bu da kutlanıp bayram yapılacak bir olaydır.
Kütahya'da 5 Mayıs akşamı başlayan kutlamalar sırayla, dileklerin tutulması, çeşitli uygulamaların yapılması, kadınların ellerine kına yakmaları, Hıdrellez ateşinin yakılması gibidir. 5 Mayıs'ı 6 Mayıs'a bağlayan gece aileler hiç kimsenin görmeyeceği şekilde evlerinin etrafına haşhaş taneleri serper. Bu taneler sayılamayacağından o evde bereketin çok olacağına inanılır. 5 Mayıs akşamından bütün hazırlıklar yapılır, gruplar oluşturulur. Bazen de bu hazırlıklar bu hafta öncesinden başlamaktadır. O gece okur, ibadet edilir, türlü dileklerde bulunulur.
Hıdrellez gecesi gül fidanlarına, bağ dallarına dilek tutanlar elbiselerinden bir iplik veya parça bağlayarak çeşitli dileklerde bulunurlar. Bu dilekler; bir işin olması, evlenme, şifa bulma, sevdiğine kavuşma gibi dileklerdir.Ev, araba iş yeri isteyenler bunları gül fidanının altına taşlarla resmini bırakırlar. Bir kesenin içine para, diğer kesenin içine bütün yiyeceklerden aşlıklar konularak gül dalına bağlanır. Ertesi gün sabahtan alınan keseler bereket parası ve bereket kesesi diye saklanır. Evin bereketli olacağına inanılır. Hıdrellez gecesi genç kızlar kendilerine ait eşyaları su dolu bir kabın içine atarlar, kaba atılan eşyalar genelde yüzük küpe, düğme, tarak, para 'dır. Geceden gül fidanının altına bırakılan bu kap ertesi gün alınır. Küçük bir çocuğa kaptan birer birer eşyalar çektirilir. Bu arada eşyanın sahibine de maniler söylenir. Kimin eşyası çıkmazsa onun kısmeti çıkmadı diye o kızın başında eğlenir. & Mayıs sabahı erkenden kalkılıp mesire yerine gidilir. Kahvaltı orada yapılır, Eğlenceler başlar. Genellikle kadınlar erkekler, çocuklar ayrı yerlerde eğlenirler. Hıdrellez sabahı gün doğmadan doldurulan suyun şifalı olacağına inanılır.Her derde deva olsun diye yedi türlü ot yenir. Hıdrellez günü ailenin kapısına gelen hiç kimse boş çevrilmez. Gelenlerin Hızır olabileceğine inanılır. Bugün özellikle haramdan sakınılır. Hıdrellezde yapılan yemeklere daha özen gösterilir.Gözlemeler, hamursuzlar yapılır. Ateş yakılarak üzerinden atlanır, etrafında oyunlar oynanır.
ALINTIDIR..