https://www.everydayhealth.com/wome...-control-perfect-use-pill-patch-arm-implants/ Linkte korunma yöntemlerinin ne kadar işe yaradığıyla ilgili bir araştırma var. 100 kadın ile 1 yıl boyunca yapılmış bir araştırmanın sonuçları bunlar. 100’deler bu yöntemleri kullanan kadınların bu korunma yöntemlerini mükemmel ve yaygın kullanış şekillerine göre hamilelik sayılarını barındırmakta. Mükemmel uygulamayla koruma oranı %99 dediğimizde 100 kadından sadece 1’i hamile kalmış, %79 dediğimizde ise 21’i hamile kalmış anlamına gelmektedir. İnsanlar ne kadar ‘mükemmel’ kullanmıştır ya da bu konuda ne kadar dürüst davranmıştır, onu asla bilemeyiz. Araştırmada verileri nasıl elde ettiklerini bulamadım, yeterli de inceleyemedim. Ancak bazı araştırmalarda doktor kontrolünde ilişkiye girildiğini de duydum. Bu araştırma korunurken hamile kalanların anlattıkları hikayelere de uygun üstelik.
Spiral genel algının aksine etkili bir korunma yöntemi değil. Bunu bu sonuçlara göre de doktorlardan duyduklarım ve çevremde bu yöntemi kullanırken hamile kalanların ne kadar çok olduğunu da göz önünde bulundururak emin bir şekilde söyleyebiliyorum. Düzenli kontrollerinin yapıldığı, eksiksiz, mükemmel kullanımda ve spermisidli spirallerin dahi koruma oranı %94 çıkmış. Düzgün kullanım olmadığında %88.
Bir diğer çok güvenilen yöntem iğne. Ancak ben regl düzensizliği yapabilecek hiç bir korunma yöntemini güvenli görmüyorum. İnsanları yanıltma olasılığı çok yüksek. Mükemmel kullanımda %99, yaygın kullanımda %94.
Bir diğeri ise prezervatif. Erkek kullanımı mükemmel kullanımda %98, yaygın kullanımda %85. Kadın prezervatifi ki kullananı hiç duymadım hayatımda, mükemmel kullanımda %95, yaygın kullanımda %79.
Beni bu araştırmada en çok şaşırtan ise şu iki yöntemin bu kadar yüksek olması oldu;
Geri çekilme mükemmel şekilde uygulandığında %96
Ve takvim yöntemi mükemmel kullanıldığında %95-98 oranında koruduğu belirlenmiş.
Kendi deneyimime gelirsem. En çok doğum kontrol hapına güveniyorum. Hayatımda birçok yararını gördüm. Sivilcelerimin azalmasından, reglimin düzene girmesine, tetkiklerimde çıkan hormon düzelmesine ve polikistik over sendromumun tedavisine kadar. Her ay ayda en az bir kere hastanede kanda gebelik testi yaptırıyor ve iki haftada bir evde gebelik testi yapıyorum. İlacımı unutup 24 saatten fazla geciktirdiğim ve hemen önceki günü ilişki yaşamış olduğum zamanlar da oldu ancak dikkatli bir şekilde takip ettiğim için bir sürpriz yaşamadık.
Prezervatif hem sinir bozucu, hissi azaltan hem de en az güvendiğim yöntem. Başta erkek arkadaşımla bu yöntemi kullanıyorduk. Henüz ilişkimizin başındaydık ve hastalık vs risklerine karşı da korunmamız gerekiyordu. Zamanla birbirimize güvendikçe başta bir süre geri çekilme yöntemini kullandık. %100 dikkatliydik, asla içe boşalma durumu olmadı, erkek arkadaşıma o konuda çok çok güvenirim. Üstelik kayganlık sağlayan sıvılar da olmuyor onda. Ben riske atmamak için doğum kontrol hapı kullanmaya başlamak istedim çünkü prezervatifi ikimiz de istemiyorduk. Sadece doğum kontrol hapının yeterli olamayabileceği zamanlarda (başka ilaç kullanımı, doğum kontrol hapını aksatma vs) kullanıyoruz. Onda da her seferinde içimde kaldı. Asla güvenmiyorum o yüzden prezervatife artık. Ki en iyi sayılan markalardan kullanıyoruz. Üstelik çok pahalı. 10 ilişkide kullanılabilecek üstelik korumayan bir şeye neden 50 lira verelim? Doğum kontrol hapım da 45 lira ama aylık ilişki limiti yok...
Bulduğum en etkili yöntem en az iki yöntemi birleştirmek. Takvim yöntemi ve doğum kontrol hapını bir arada kullanıyorum. Hamilelik riskimin yüksek olduğu günlerde başta ilişkiye girmiyorduk. Artık uzun süredir kullandığım için (rahim kalınlaşması olmuyor artık, dolasıyla yumurta döllense dahi rahimde tutunamıyor) riski düştüğü için hamile kalma riskimin yüksek olduğu günlerde içe boşalma olmuyor. Bu üç yöntemin benim için 3 yılda yüzdesi %100.
Asıl konuya gelirsek. Kürtaj bir insan hakkıdır. Hiç bir kadın her nasıl olduysa olsun istemediği bir gebeliği sürdürmek zorunda bırakılmamalıdır. Benim için sınır bebeğin anne vücudundan ayrı yaşayıp yaşayamayacak olmasıdır. Bu da 24 haftaya denk gelmektedir, ciğer gelişimi henüz tamamlanmadığı için bu haftalarda anne vücudundan ayrılması durumunda yaşama olasılığı %20’lerdedir, 20-24 haftalar öncesinde mümkün değil zaten. Ancak gerek bebeğin fazla büyümüş olması gerek anne sağlığını riske atması açısından 24. haftaya kadar yapılmasını desteklemiyorum. Ne kadar erken yapılırsa o kadar az riskli ve kolay yapılacaktır. Bu aldığım önlemlere rağmen olursa hiç düşünmeden kürtaj olurum.
Yasaklanması sadece kadın ölümlerini artıracaktır sağlıksız kürtaj denemeleri ya da intihar sonucu. Sınırlandırılması tamamen göreceli bir konu olmuş. Sebeplerine göre sınırlandırsak (sağlık sorunu var/yok ya da tecavüz/karşılıklı istekle oluşan ilişki) bu ayrımı asla desteklemiyorum. Hafta açısından sınırlandırılması gerektiğini düşünüyorum. Amerika’daki gibi 24 hafta olmasını istemem. Ancak hamileliğin anca belli olabileceği 4-6 haftalar gibi ya da maddi, psikolojik olarak kürtaj fikrine hazırlanma süresinin kısa olacağı bir süre de çok saçma olur, 10 haftayı bu açıdan yeterli bulmuyorum. Hamilelğin ne zaman belirlendiğine göre esnetilebilmeli. Ki ülkemizde zaten 10 hafta denmesine rağmen uygulama büyük oranda 8 haftaya kadar. Bekar kadınların kürtaja erişimi oranı da çok çok düşük.
Serbest bırakılmasının herhangi bir kötü sonucu olacağını düşünmüyorum. Çünkü başlı başına zor bir süreç. ‘Keyfi’ kürtaj denmesine de karşıyım. Sağlık sorunu olmaksızın kürtaj denmesi daha doğru, zira hiç bir kadının güle oynaya tamamen rahat bir kafayla alabileceği bir karar değil bu.
Yengem korunurken ikinci çocuğuna hamile kaldı ve günah olduğu inancıyla aldırmadı. Çok da sevdi oğlunu, elinden geldiğince iyi baktı. Ama o çocuğa sağlayamadığı imkanları (maddi açıdan), otistik olduğu için alması gereken özel eğitimi alamadığını gördüğüm için maddi manevi en iyi imkanları sunamayacaksam hamile kalmam. Kalırsam da doğurmam.
Son olarak bebek sahibi olmayı çok isteyen, ‘keyfi’ olarak aldıranlara nefret kusanlar, lütfen lütfen bir de kürtaja ulaşamayan, yasalar ya da doktorlar tarafından istemediği hamileliği sürdürmek zorunda kalan kadınların yazılarını okuyun. Belki birazcık onların bakış açısından bakabilirsiniz. Bütün canlıların genetik kodlarında annelik, kendi yavrusu olmayana dahi sahip çıkabilme varken bu kadınlar neden ölümü dahi göze alıyor bir düşünün lütfen.