- 8 Haziran 2009
- 14.782
- 11.186
- 823
- Konu Sahibi Duka Tesla
- #541
3. cihan harbi çıkmış burda ya.
Okutmayın 53 sayfayı bana,kim kazandı onu diyin plis
Okutmayın 53 sayfayı bana,kim kazandı onu diyin plis
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
3. cihan harbi çıkmış burda ya.
Okutmayın 53 sayfayı bana,kim kazandı onu diyin plis
Ben1. ve 6. kategoridenim.Kim kazandı bilemem ama olayın özeti şu;
Ben uzun sayılacak bir yazı yazdım. Dert 3 cümle ile de anlatılabilirdi belki ama tarzım böyle, seviyorum uzun yazmayı. Bundan dolayı gelen ortak tepki gruplarını aşağıda sıralayayım;
1-Yazıyı beğenenler
2-Yazıyı beğenmeyenler
3-Sen yalancısın/yalansın/sahtesin diyenler
4-Nefret ettim yazıdan da senden de, çok aptal ve çirkinsin keşke ölsen, bu yazıyı beğenenler hiçbir şeyden anlamıyor herhalde diye abartılı beğenmeyenler
5-Yazıya hiç değinmeyip konuya odaklananlar, tavsiye verenler
6-Olay neymiş, niye bu kadar uzamış, okuyamadım kardeş diyenler
Budur :)
Ben1. ve 6. kategoridenim.
İlk sayfa ve son 2 sayfayı okudum.
Beğenmeyenlerde olabilir muhakkakta bu kadar büyütülecek bir durum değil bence.
Kim kazandı bilemem ama olayın özeti şu;
Ben uzun sayılacak bir yazı yazdım. Dert 3 cümle ile de anlatılabilirdi belki ama tarzım böyle, seviyorum uzun yazmayı. Bundan dolayı gelen ortak tepki gruplarını aşağıda sıralayayım;
1-Yazıyı beğenenler
2-Yazıyı beğenmeyenler
3-Sen yalancısın/yalansın/sahtesin diyenler
4-Nefret ettim yazıdan da senden de, çok aptal ve çirkinsin keşke ölsen, bu yazıyı beğenenler hiçbir şeyden anlamıyor herhalde diye abartılı beğenmeyenler
5-Yazıya hiç değinmeyip konuya odaklananlar, tavsiye verenler
6-Olay neymiş, niye bu kadar uzamış, okuyamadım kardeş diyenler
Budur :)
Nasil seker biseysin kiz sen
Nefret ettim yazidanda sendende keske olsen beee.
Merhaba siz sevgili kadınlar kulübü üyeleri, moderatorleri , adminleri ve siz sevgili üye olmayanlar! Biliyorum sayınız az değil sinsi sinsi okuyorsunuz buraları, ah sizi siziii.
Konuya geçmeden kendimden kısaca bir bahsedeyim. Ben ergenlik ve post ergenlik dönemlerinde ailesiyle ve arkadaşlarıyla çatışmanın dibine vurmuş, önüne gelene büyük küçük dinlemeden sinirlenip bağırmış, kavga etmiş, her zaman uç düşünceleri benimsemiş, yapma denileni yapmış yap denileni yapmamış kısaca o dönemin ne kadar melaneti varsa hepsini bünyesinde barındırmış biriyim. Hadi biraz abartmış olayım evlat olsa sevilmez seviyesinde değilse de sabırları zorlayan biri olduğumu inkar edemem. Kurban olduğum Rabbim mi böyle yaratıı, evrildiğim ilkel canlı mı ormanların uyumsuzuydu, bilemiyorum.
Birgün artık ilerleyen yaşım ve hormonlarımın kendine gelmesiyle durumumun farkına varmaya başladım ve bir aydınlanma yaşadım. Resmen kafamın üzerinde yuvarlak floresan bir lamba yandı. İnsanların benim sinirli tavırlarımı idare etmek zorunda olmadıklarını, bağırıp çağırarak ya da kalp kırarak bir şeyleri yaptırdığım zaman aslında mutlu olmadığımı fark ettim. Bir anda karmacı buddha’ya dönüp özümdeki iyiliği buldum demiyorum ama yavaş yavaş sakinleşmeye başladım. Artık mümkün olduğunca empati yapabilen, alttan alabilen, sakinleşme sürecine girene kadar susabilen ve sinirlerini yatıştırabilen biri oldum. Hani Nepal’e yerleşsem üzerime çarşaf atıp rahip yaparlar, o derece. Ancaak dün öyle bir şey oldu ki içimdeki Godzilla’nın fosilleşmemiş olduğuna kanaat getirdim, kanlı canlı ve alev püskürtüyor resmen çocuk! (Godzilla alev püskürtüyor muydu ya bu arada?)
Şirkette bir kız var, genel anlamda iyi biri. Yani çalışma ortamım cahil dolu kaynana, görümce muhabbetinden başka bir şey yapmıyorlar a dostlar bıktım diye anlatmıştım da topa tutmuştunuz beni “sen kendini ne sanıyorsun!!” diye. Heh işte onların arasında yer yer sarkastik bakış açısı gösterip güldüren ironilerden geri kalmayan, gündemdeki olaylardan bahsederken Venezuella’nın bitki örtüsünü soruyormuşum gibi ne alaka bakışları atmayan ve atmadığı gibi eğlenceli yorumlar da getiren bu kızçe bir ay gibi parlıyor, zakkum olup açıyor efendime söyleyeyim bülbül gibi şakıyor adeta. Yalnız maalesef ki ayın karanlık tarafı, zakkumun zehri -bülbülün kötü bir şeyi yok mu ya?- var. Bu su perisi kıvamındaki kız yaptığı küçük kuralsızlıkları ve saygısızlıkları uyanıklıkmış gibi görüp hayatını ona göre idame ettirerek gözümde Hansel ve Gratel’i kandıran cadı suretine bürünüyor. “Spor salonuna deneme için geldim diyip 3 aydır bedava giriyorum enayiler anlamadı miihih”, “Metro’da yaşlı kadının biri akbili iki kere bastı hoop geçiverdim ben de, garip garip bakan güvenliğe de annem dedim inandı salak hohoha”, “Ara sıra görüştüğümüz arkadaşlara ayy cüzdanımı unutmuşum derim ve hesabı ödetirim, üstüne bi de teselli ederler aheuehu aklımı seveyim aklımııı”, “Konserlere yolunu bulup bedava girerim, kafasızlar gibi para mı ödeyeceğim?(itiraf edeyim buna özenmiyor değilim )” Daha fazla örnek verip baymayayım, konuyu anladığınızı düşünüyorum. Hatun küçük ahlaksızlıkları bir akıl ürünüymüş gibi pazarlamaktan, diğer insanların iyi niyetini kendi çıkarları doğrultusunda kullanıp pratik zekalı olduğunu düşünmekten geri durmuyor ve dahi bununla övünüyor. Zaman zaman yanlışlarda olduğunu, yaptıklarının sinir bozucu olduğunu, birgün ağzının ortasına tokatı yiyeceğini söylüyorum ama pek etkili olmuyor.
Kız hakkında da yeterli bilgiyi verip bir derece antipatik gösterdiğime göre geleyim dün yaşanan olaya. Ofisten çıktım ve asansör sırasına girdim. Çalıştığım yer büyük ancak asansör açısından fakir, yüzlerce kişiye iki asansör düşüyor ve girişlerde çıkışlarda haliyle bir kuyruk oluşuyor. Bu durumda merdiven bir alternatif elbette ancak sivri topuklu ayakkabılarla 6 kat inmenin vereceği ızdırabı siz sevgili hemcinslerimden daha iyi kimsecikler bilemez, zinhar! Bu ahval ve şerait içinde bekledim, bekledim ve bekledim. Nihayet sıra bana geldi diye düşündüm, önümde birkaç kişi var ve asansör geldi. Pıt pıt pıt pıt bindi insanlar ve tam bir kişilik yer kaldığında diğer asansörün sırasında bekleyen bu zarafet-i betül birden atladı asansöre. Yüzünde yine bir uyanıklık yaptığını düşünen, yine bir zafer kazandığına inanan o joker gülümsemesiyle yüzüme bakarken kapı kapandı. İşte o an, tam o an iki paragraf üstte bahsettiğim Godzilla çıktı içimden, gözlerim ateş saçıyor adeta bir Tosun Paşa , bir küçük enişte oluverdim o saniyede ben. Asansör inemeden çağırma tuşuna bastım ve kapı açıldı. Ayağımı araya koydum ve çok da sakin olmayan bir ses tonuyla sordum “Sıra benim, sen neden girdin araya?” Asansördekiler ve kuyruktakiler “Kavga mı var hah ne oluyor oradaa?” merakıyla bize dikkat kesildiler. Kız yok ben vardım mıy kıy bir şeyler söylerken “Hayır sen yoktun, araya kaynayarak uyanıklık yaptığını düşünüyorsun ama bu kadar insan aptal sen akıllı değilsin burada, in asansörden ve geç sırana!” dedim. Ya da buna benzer bir şeyler söyledim, bilemiyorum. İndi asansörden tabii, hıh!
Sorun şu ki kız şimdi benimle konuşmuyor –büyük şok!- Fazla tepki vermiş olduğumun farkındayım aslında gidip gönlünü alayım diyorum ama Tibetli rahip kıvamındaki bünyemi Evil Monster’a çeviren “kendini akıllı başkalarını aptal sanma” ve “ahlaksızlığı pratik zeka olarak düşünme” vasıflarına sahip olması sebebiyle buna benzer bir olayı tekrar yaşama ihtimalimiz var. Öte yandan muhabbeti de iyiydi, en azından kaynanası yok :)
Ne yapayım yahu ben, bir akıl verin?
Not: Çok uzun özet geç diyenler için, başkasının sırasını kapmayın, kavga çıkar!
Neden bu kadar taktınız anlamadım...
Hatalarla dolu bir insan. Yanlış yapıyorsa konuşmayın. Çok seviyorsanız hatasını düzeltmesini istediğiniz için yazıyorsanız amenna ama neden bu tip bir kız hakkında ne yapılabilir diye sorduysanız.... Kendi açımdan değerlendirirsem ; ben huyunu, ahlakını, kurnazlığını sevmiyorsam görüşmem. Seviyorsam da huyunu ahlakını sevmiyorsam görüşmem... :))
Sürekli yüz yüze geliyorsanız da kurnazlığını anlatırken bir iki kere bozarsınız bir daha yapamaz...