- 4 Ekim 2007
- 248
- 0
- 316
- 43
- Konu Sahibi Cirkin Peri
- #1
Rüzgar hafifi hafif eserken belli belirsiz bulutların arasında gözüküyordu güneş. Dalgalıydı deniz ve uzaktan bir şarkı duyuluyordu o gün o sahilde.
Sadece denize bakıyor ve dinliyordu Yonca. Derinlere dalmıştı, çok derinlere gitmişti gönlü; yüzünde yağmur bulutları dans ediyor ama gözlerinden pınar olup akmıyordu sular. Havadan mıydı bilmiyordu içindeki korku. Gelip yerleşmesine de anlam veremiyordu ama için için titriyordu bu sessizliği izlerken ve aynı derece sessiz kalırken her şeye.
Başladıkları anı düşündü genç kız, ellerinin buluştuğu o ilk anı. Ne kadar da yorgundu ikisi de. Ya intihar edecekti arkadaşlıkları bu yakınlaşmayla ya da dünyalara bedel bir sevgi açacaktı kapılarını. Riske attılar her şeyi, sonucu bekleyerek iki eski arkadaş ve yeni sevgili.
Hayat onlara güzel bir sürpriz yaptı ve dostlukları büyük bir sevgiyle bütünleşip korktukları gibi çıkmadı. Yonca seviyordu, kalbinin en içine yerleşmişti genç adamın sevgisi ve hissediyordu sevildiğini.
Ama yine de bir türlü anlam veremediği bir korku vardı içinde. Hani ölümü hissedersiniz de hüzün sarar ya içinizi biraz ona benzer ama daha sıcak bir korku.
—Şarkıyı duyuyor musun aşkım?
Bora’nın sesiyle kendine geldi, bir tebessüm kondu yanaklarına. Bora’nın sesiyle biraz önceki korkusundan eser kalmamıştı. Onun yanında olduğunu hissetmek tüm korkularını yok ediyor ve bu onun daha güçlü durmasını sağlıyordu. Evet, anlamında salladı başını. Sonra başını koydu sevdiği adamın omzuna ve dinlemeye başladı.
Biraz önce yüreğini donduran rüzgâr şimdi serinletiyordu genç kızın benliğini ve içindeki her şeyi alıp götürüyordu. Omzuna baktı usulca, sonra genç adamın omzuna attığı elini tuttu, yanağına bir öpücük kondurdu. Derken birlikte mırıldanmaya başladılar şarkıyı.
Zaman durdu sanki beklerken seni.
Ben bir tek sevgiye bağladım kalbime.
Ayrılmam istersen hiç yanından, çağırsan gelirim çok uzaklardan
Eskiden korkardım yalnızlıktan, korkmam artık sen varsın.
Birden sustu Bora, Yonca’ya döndü sanki hisseder gibi kalbindeki korkuları,
—Korkma artık ben varım dedi gülümseyerek.
Kocaman sarıldı sevdiği kadına. Hiç bu kadar huzurlu hissetmemişti kendini, hiç bu kadar mutlu. Eğer 80 yaşına kadar yaşayacak ve zamanı gelince bir dede olacaksa yanında durması gereken kişi kesinlikle Yonca’ydı biliyordu.
Yonca daha bir sıkı sarıldı Bora’ya. Kesinlikle seninle yaşlanmalı bedenim. Her halimde sen olmalısın yanımda ve her halinde ben olmalıyım yanında diye geçirdi içinden. Sonra yine geldi korkuları yerleşti kalbinin orta yerine. Asıldı suratı.
—N’oldu sevgilim,
Biran çok sert baktı Bora’ya genç kız, gitme ihtimalini düşündü…
—Hey, ne yaptım ne oldu dedi tedirginlikle genç adam ki anladı sonra neden böyle telaşla sorduğunu. Öyle fena bakmıştı ki korkmuştu elinde olmadan. Bilmeden bir şey yapıp sevdiği kadını üzme ihtimali korkutmuştu onu. Bu hali öyle hoşuna gitmişti ki Yonca’nın gülmeye başladı. Tabii Bora’da eşlik etti ona.
—Ee ne oldu anlatmayacak mısın dediği anda pişman oldu ama sormuştu bir kere. Yeniden asıldı genç kızın yüzü.
—Ya bir gün bıkarsan benden, yanımda olmaktan. Ya başka kokular sararsa bedenini, başka bir el tutarsa. Hani, ya gidersen …
Eliyle susturdu genç kızı Bora ,
—Sana korkma artık ben varım dedikçe sen bu seferde kaybetmekten mi korkuyorsun beni. Benim güzel sevgilim, sen gitmek istemedikçe ben asla bırakmam elini. Sen git demedikçe gitmem.
—Ya gidersen…
Bora ne cevap vereceğini şaşırdı yetmiyordu çünkü bu, karşısında soru sormaktan bıkmayan ve içindeki korkuya engel olamayan Yonca’ya.
—Dur bakalım peki ya sen gidersen, o zaman ne olacak.
—Hiçbir şey, ben gitmem ki akıllım
—Nerden bilebilirim.
Bir an düşündü genç kız
—Ben biliyorum ya ve söylüyorum sana.
Gülmeye başladı bu cevaba kahkahalarla,
—Alla alla senin bilmen yetiyor ama benim söylemem ve bilmem yetmiyor sana öyle mi?
—Evet, olamaz mı?
—Olamaz efendim.
Genç kız durdu, denize baktı ve
—Söz ver bana.
—Ne için
—Ne olursa olsun yanımda yaşlanacaksın.
—Ne olursa derken…
—Ayrılırsak mesela, yine de göreceğim senin yaşlılığını
—Neden hep ayrılık diyorsun Yonca?
—His sadece
Derken tuhaf bir hal aldı Yonca’nın yüzü. Genç adam sustu, neden hislerine bu kadar bağlıydı anlam veremiyor ama sormaya da korkuyordu.
—Soğuk oldu kalkalım mı?
Başını salladı genç kız, sevgilisinin beline sarıldı ve yürümeye başladı gülümseyerek. Bora Yonca’yı bıraktıktan sonra çok geç saatte dönmüştü eve. Hemen yattı ve sabah kalkar kalmaz bir günaydın mesajı çekti sevgilisine. Yonca gülümseyerek okudu. Çoktan işe gitmişti genç kız ve bilgisayarının başına geçmişti bile. İşe başlamadan önce biraz nette gezinmek istedi. Sevgilisiyle birlikte üye oldukları foruma baktı öylesine. Sonra fotoğraflarının altına yazılanları okumaya başladı usulca. Tatil yeri karmaşası yaşıyordu ikisi de. Atışmaların arasında başka bir şeyi fark etti genç kız, gülümserken, yüzü asıldı birden. Bora bir cevabında benimle Antalya farklıdır diyordu ve bir arkadaşı altına yorum yapmıştı
Sadece denize bakıyor ve dinliyordu Yonca. Derinlere dalmıştı, çok derinlere gitmişti gönlü; yüzünde yağmur bulutları dans ediyor ama gözlerinden pınar olup akmıyordu sular. Havadan mıydı bilmiyordu içindeki korku. Gelip yerleşmesine de anlam veremiyordu ama için için titriyordu bu sessizliği izlerken ve aynı derece sessiz kalırken her şeye.
Başladıkları anı düşündü genç kız, ellerinin buluştuğu o ilk anı. Ne kadar da yorgundu ikisi de. Ya intihar edecekti arkadaşlıkları bu yakınlaşmayla ya da dünyalara bedel bir sevgi açacaktı kapılarını. Riske attılar her şeyi, sonucu bekleyerek iki eski arkadaş ve yeni sevgili.
Hayat onlara güzel bir sürpriz yaptı ve dostlukları büyük bir sevgiyle bütünleşip korktukları gibi çıkmadı. Yonca seviyordu, kalbinin en içine yerleşmişti genç adamın sevgisi ve hissediyordu sevildiğini.
Ama yine de bir türlü anlam veremediği bir korku vardı içinde. Hani ölümü hissedersiniz de hüzün sarar ya içinizi biraz ona benzer ama daha sıcak bir korku.
—Şarkıyı duyuyor musun aşkım?
Bora’nın sesiyle kendine geldi, bir tebessüm kondu yanaklarına. Bora’nın sesiyle biraz önceki korkusundan eser kalmamıştı. Onun yanında olduğunu hissetmek tüm korkularını yok ediyor ve bu onun daha güçlü durmasını sağlıyordu. Evet, anlamında salladı başını. Sonra başını koydu sevdiği adamın omzuna ve dinlemeye başladı.
Biraz önce yüreğini donduran rüzgâr şimdi serinletiyordu genç kızın benliğini ve içindeki her şeyi alıp götürüyordu. Omzuna baktı usulca, sonra genç adamın omzuna attığı elini tuttu, yanağına bir öpücük kondurdu. Derken birlikte mırıldanmaya başladılar şarkıyı.
Zaman durdu sanki beklerken seni.
Ben bir tek sevgiye bağladım kalbime.
Ayrılmam istersen hiç yanından, çağırsan gelirim çok uzaklardan
Eskiden korkardım yalnızlıktan, korkmam artık sen varsın.
Birden sustu Bora, Yonca’ya döndü sanki hisseder gibi kalbindeki korkuları,
—Korkma artık ben varım dedi gülümseyerek.
Kocaman sarıldı sevdiği kadına. Hiç bu kadar huzurlu hissetmemişti kendini, hiç bu kadar mutlu. Eğer 80 yaşına kadar yaşayacak ve zamanı gelince bir dede olacaksa yanında durması gereken kişi kesinlikle Yonca’ydı biliyordu.
Yonca daha bir sıkı sarıldı Bora’ya. Kesinlikle seninle yaşlanmalı bedenim. Her halimde sen olmalısın yanımda ve her halinde ben olmalıyım yanında diye geçirdi içinden. Sonra yine geldi korkuları yerleşti kalbinin orta yerine. Asıldı suratı.
—N’oldu sevgilim,
Biran çok sert baktı Bora’ya genç kız, gitme ihtimalini düşündü…
—Hey, ne yaptım ne oldu dedi tedirginlikle genç adam ki anladı sonra neden böyle telaşla sorduğunu. Öyle fena bakmıştı ki korkmuştu elinde olmadan. Bilmeden bir şey yapıp sevdiği kadını üzme ihtimali korkutmuştu onu. Bu hali öyle hoşuna gitmişti ki Yonca’nın gülmeye başladı. Tabii Bora’da eşlik etti ona.
—Ee ne oldu anlatmayacak mısın dediği anda pişman oldu ama sormuştu bir kere. Yeniden asıldı genç kızın yüzü.
—Ya bir gün bıkarsan benden, yanımda olmaktan. Ya başka kokular sararsa bedenini, başka bir el tutarsa. Hani, ya gidersen …
Eliyle susturdu genç kızı Bora ,
—Sana korkma artık ben varım dedikçe sen bu seferde kaybetmekten mi korkuyorsun beni. Benim güzel sevgilim, sen gitmek istemedikçe ben asla bırakmam elini. Sen git demedikçe gitmem.
—Ya gidersen…
Bora ne cevap vereceğini şaşırdı yetmiyordu çünkü bu, karşısında soru sormaktan bıkmayan ve içindeki korkuya engel olamayan Yonca’ya.
—Dur bakalım peki ya sen gidersen, o zaman ne olacak.
—Hiçbir şey, ben gitmem ki akıllım
—Nerden bilebilirim.
Bir an düşündü genç kız
—Ben biliyorum ya ve söylüyorum sana.
Gülmeye başladı bu cevaba kahkahalarla,
—Alla alla senin bilmen yetiyor ama benim söylemem ve bilmem yetmiyor sana öyle mi?
—Evet, olamaz mı?
—Olamaz efendim.
Genç kız durdu, denize baktı ve
—Söz ver bana.
—Ne için
—Ne olursa olsun yanımda yaşlanacaksın.
—Ne olursa derken…
—Ayrılırsak mesela, yine de göreceğim senin yaşlılığını
—Neden hep ayrılık diyorsun Yonca?
—His sadece
Derken tuhaf bir hal aldı Yonca’nın yüzü. Genç adam sustu, neden hislerine bu kadar bağlıydı anlam veremiyor ama sormaya da korkuyordu.
—Soğuk oldu kalkalım mı?
Başını salladı genç kız, sevgilisinin beline sarıldı ve yürümeye başladı gülümseyerek. Bora Yonca’yı bıraktıktan sonra çok geç saatte dönmüştü eve. Hemen yattı ve sabah kalkar kalmaz bir günaydın mesajı çekti sevgilisine. Yonca gülümseyerek okudu. Çoktan işe gitmişti genç kız ve bilgisayarının başına geçmişti bile. İşe başlamadan önce biraz nette gezinmek istedi. Sevgilisiyle birlikte üye oldukları foruma baktı öylesine. Sonra fotoğraflarının altına yazılanları okumaya başladı usulca. Tatil yeri karmaşası yaşıyordu ikisi de. Atışmaların arasında başka bir şeyi fark etti genç kız, gülümserken, yüzü asıldı birden. Bora bir cevabında benimle Antalya farklıdır diyordu ve bir arkadaşı altına yorum yapmıştı