güzel arkadaşlarım merhaba!bu kadar keder,acı yeterince yaralamadı mı bizi geçmişte hı?ee niye daha da acıtmasına izin veriyoruz,acıları tazelemek yaraları iyileştirmiyor ki daha da derinleştiriyor.ergenlik yılları her birey için zaten başlı başına bir kriz dönemi.bizim ekstra kah la ilgili sorunlarımızdan dolayı daha ağrı geçirdik o dönemi.bunlar tartışılmaz.ama artık büyüdük birer yetişkin olduk yaralarımızı sarmayı iyileşmeye bırakmayı öğrenmeliyiz.kendimize acımayı bırakmalıyız bence.bu kah biz yaşadıkça varolacak,onu görmezden gelemeyiz inkar edemeyiz.kendimizi sevip kendimizle barışık olabilmenin tek yolu kah ı sevip olduğu gibi kabullenmek.biliyorum okurken tuhaf geliyor.inanın aksi takdirde çok yıpranırız ve yıpratılırız.KENDİMİZİ OLDUĞU GİBİ KABUL EDİP SEVMEZSEK, BAŞKALARI DA BİZİ NASIL OLDUĞU GİBİ KABUL EDİP SEVEBİLİR Kİ?
Uterusu ,meme dokusu alınan kadınlar nasıl da yaşama dört elle sarılıp,kadın kimliklerinde eksiklik hissetmeyip kendilerini olduğu gibi kabul edip yaşamayı öğreniyor değil mi?onlardan öğreneceğimiz çok şeyimiz var bence.
HERŞEYDEN ÖNCE İNSANIZ,KADIN KİMLİĞİMİZ ÇOK DAHA SONRA GELİR,gelir ki genetiğimiz de 44+xx olduğumuzu yani kadın gibi kadın olduğumuzu söylediğine göre gerisi teferruattır,o kadar kusur kadı kısmında da olur demişler :)
lütfen umutlu olun geleceğe güzlerle bakın,geçmişte hepimiz incindik incitildik ama kendi yakamızı bırakalım artık,kendimizi incitmekten vazgeçelim.sevelim sevilelim ,kendimiz için güzel şeyler yapalım yaşam yeterince kısa zaten.3 günlük ölümlü dünyada kalan vaktimizi zehretmeye değer mi?
HEPİNİZİ SEVGİYLE KUCAKLIYORUM,YARIN ÇOK DAHA GÜZEL OLACAK.....:)