www.gazetevatan.com/kizi-hamile-kaldi-anneye-istismar-davasi-acildi-792064-yasam/
Kızı hamile kaldı, anneye istismar
davası açıldı
Yorum Yaz0
18 Mayıs 2015 Pazartesi - 10:29
Kızı hamile kalan anneye, 'Sen
misin kızına sahip çıkmayan'
diye istismar davası açıldı.
Hamile kalan kız yurda konurken,
'ablasının yaşadığı hatayı
tekrarlayabileceği ve
psikolojisinin bozulacağı'
gerekçesiyle kız kardeşi hakkında
da koruma kararı çıkarıldı.
Sinop’ta, 14 yaşındaki D.M.Y. adlı kız
çocuğu 17 yaşındaki sevgilisi H.G.
ile birlikte olup hamile kaldı.
Radikal'den İsmail Saymaz'ın
haberine göre; Savcılık, erkek
çocuğun evlerinde kalmasına
müsaade ettiği için kızın annesi
S.Ç.’ye, “bakım gözetim
yükümlülüğünü ihlal ettiği,
meydana gelen ilişki açısından kasti
sorumluluğunun olduğu” iddiasıyla
dava açtı. Hamile kalan kız yurda
konurken, ‘ablasının yaşadığı hatayı
tekrarlayabileceği ve psikolojisinin
bozulacağı’ gerekçesiyle kız kardeşi
hakkında da koruma kararı çıkarıldı.
Bunun üzerine anne S.Ç. küçük
kızını alıp bir başka şehre kaçtı.
Anne S.Ç., “Çocuğumu istismar eden
H.G.’nin de kız kardeşleri var. O kötü
örnek olmuyor mu? Onun
kardeşleri koruma altına alınmıyor
da neden benim küçük kızım
alınmak isteniyor?” diye soruyor.
Sinop’ta ikamet eden S.Ç. adlı 41
yaşındaki kadın , bir süre önce
eşinden ayrılıp iki kızıyla yaşamaya
başladı. S.Ç.’nin 14 yaşındaki kızı
D.M.Y., iddiaya göre, bir gün
annesine gelerek, H.G. adlı çocukla
sevgili olduklarını söyledi. Anne S.Ç.
de kızının “Bizde kalsın” baskılarına
dayanamayarak, ayrı odada
uyumak kaydıyla H.G.’nin zaman
zaman gelip kendi evlerine
kalmasına izin verdi. S.G.’nin ve
kızının anlatımına göre H.G., ayrı bir
odada tek başına kalmaktaydı.
Fakat 2014’ün ekim ayında iki
çocuk yakınlaştı ve annenin evde
olmadığı bir gün cinsel ilişkiye girdi.
Bu ilişkinin ardından D.M.Y. hamile
kaldı. D.M.Y. de çaresiz kalıp
hamileliğini annesine söyledi. Anne
S.Ç. sinirlenerek, “O H.G.’yi
öldüreceğim” dedi. Korkan H.G.
karakola giderek, şikayetçi oldu.
ANNE AYNI EV KALMALARINA İZİN
VERDİ
Bunun üzerine anne S.Ç. hakkında
Türk Ceza Kanunu’nun 103.
maddesi gereğince “çocuğun cinsel
istismarı” suçundan sekiz yıldan on
beş yıla, TCK’nın 106. maddesine
göre “tehdit” suçundan da altı
aydan iki yıla kadar hapis cezası
istemiyle dava açıldı. Sinop
Cumhuriyet Başsavcılığı’nca
hazırlanan iddianamede, “Annenin
17 yaşında olan H. ile 14-15 yaş
aralığında olan kızının aynı evde,
aynı odada kalmalarına müsaade
etmesinin hayatın olağan akışına
aykırı olduğu, kızı üzerindeki bakım
ve gözetim yükümlülüğünü ihlal
ettiği, meydana gelen ilişki
açısından kasti sorumluluğunun
olduğu” belirtildi. Bu arada, 17
yaşındaki H.G., geçen 15 Şubat’ta
cezaevine kondu. Kısa süre tutuklu
kaldıktan sonra serbest bırakıldı.
D.M.Y. adlı kız çocuğu ise koruma
altına alınıp Samsun’da devlet
yurduna yerleştirildi. Savcılık,
“İsterse çocuk doğurabilir” diyerek,
gebeliği sonlandırma izni
vermeyince kürtaj ihtimali de
ortadan kalktı. Savcılık ayrıca,
S.Ç.’nin diğer kızı A.Y. için de
koruma kararı aldırdı. Anne S.Ç. de
küçük kızını alıp bir başka şehre
kaçtı. Küçük kız, polis tarafından
yakalanacağı gerekçesiyle halen
okula gidemiyor. S.Ç., “Küçük kızımı,
‘ablasının yaşadığı hatayı
tekrarlayabileceği ve psikolojisinin
bozulacağı’ gerekçesiyle almak
istiyorlar. Kızımı vermeyeceğim.
Çocuğumu istismar eden H.G.’nin de
kız kardeşleri var. O kötü örnek
olmuyor mu? Onun kardeşleri
koruma altına alınmıyor da neden
benim küçük kızım alınmak
isteniyor?” diye soruyor. Büyük
kızının yedi aylık hamile olduğunu
anlatan S.G., “Ben imza verdiğim
takdirde evlenebiliyor. Fakat o
imzayı vermeyeceğim. Ben kızımı
yanıma almak istiyorum” diyor.
Hamileliğin sonlandırılması için
başvurduğu savcılığın, “15
yaşındaki bir çocuk kendi
inisiyatifiyle doğurabilir” dediğini
savunan S.Ç., “15 yaşındaki çocuk
doğurabiliyorsa neden hâlâ yurtta
tutuluyor?” diye konuşuyor.