- 30 Mart 2007
- 169
- 1
- 45
Kızamık
Kızamık çok bulaşıcı bir akut virüs enfeksiyonu ve yaygın olarak rastlanan döküntülü bir hastalıktır. Vücudun dışındaki etkenlere oldukça dirençsiz bir virüstür. Kızamık son derece bulaşıcıdır. Hastadan sağlıklı kişilere solunum yoluyla ve hasta ile direkt temas sonucu kolayca bulaşır.
Hastalığın seyri: Kuluçka dönemi 10-14 gündür. Bulaşma bu döneminde başlar, virüs 8-10 gün boyunca vücutta belirti vermeden ürer. Normal olarak 10. günde döküntü öncesi dönem başlar, başağrısı, ateş, nezle, öksürük, gözde batma, kaşıntı hissi ve ışığa duyarlılık görülür. Ağızda yanağın içinde, mavimtrak beyaz lekeler belirir. Ateşin geçici olarak düşmesiyle döküntülü dönem başlar. Döküntüler önce pembe renkli küçük lekeler şeklindedir. Daha sonra hafifçe kabarır, büyür, artar ve koyulaşıp kırmızıya döner. Döküntüler sırasında ateş tekrar yükselir çocuk halsizdir ve sürekli yatmak ister, öksürük devam eder, gözlerde sulanma olur, ishal görülebilir. Bu dönem 7-10 gün kadar devam eder ve ateşin düşmesiyle sonuçlanır. Döküntüler yavaş yavaş iz bırakmadan kaybolur. Şikayetler sona erer. Kızamık, virüsler etkisiyle oluşan bir hastalık olduğu için, komplikasyon olmayan durumlarda, antibiyotik kullanımının hastalığa olumlu etkisi olmaz. Hastalık sırasında çocuk yemek için zorlanmamalıdır. Sıvı ve kolay sindirilen besinler verilmelidir.
Korunma: Kızamıktan korunmanın tek yolu aşıdır. Kızamık aşısı olan bir çocuk, bir ay içinde bu hastalığa bağışıklık kazanır. Ateş ve hafif döküntü gibi yan etkiler nadir de olsa görülebilir.
Boğmaca
Boğmaca, her yaşta duyarlı bireyleri etkileyen, hızlı seyirli, bulaşıcı solunum yolları enfeksiyonudur. Özellikle çocuklarda ağır seyreder. Hastalık etkeni Bordetella pertussis olarak adlandırılmıştır. Boğmaca belirli bir coğrafi dağılım göstermez ve mevsimsel olarak daha çok sonbahar aylarında görülmekle beraber yıl her mevsiminde görülebilir, ancak asıl ortaya çıkmasına neden aşılama oranının düşüklüğüdür. Bu nedenle aşı oranının düşük olduğu bölgelerde daha sık ortaya çıkar. Boğmaca erişkinlerde tanısı zor konulan bir hastalıktır ve genellikle daha ılımlı bir klinik tablo gösterdiğinden basit üst solunum yolu enfeksiyonları ile karıştırılarak tanısı konulamayabilir. Boğmaca hastalığında aşılama büyük önem göstermekte, aşının uygulamaya başlanılmasından sonra hastalığın ortaya çıkış sıklığında ve neden olduğu ölüm olaylarında belirgin bir gerileme olduğu saptanmıştır. Bununla beraber hastalığın sayısında son yirmi yılda artış eğilimi olduğu gözlenmektedir. Bazı bilim adamlarına göre aşılamanın sağladığı koruyuculuğun yıllar içinde azaldığı, yaygın aşılama faaliyetinin doğal yoldan oluşan bağışıklamayı engellediği ve böylelikle yaygın aşılamanın olduğu bölgelerde erişkin insanların bu hastalığa karşı daha duyarlı hale geldiği savunulmakta. Hastalığın görülme sıklığında cinsiyet ayrımı olmamasına rağmen, çocukluk döneminde erkek ve kadınlarda hastalığın görülme sıklığı aynı iken bu durum erişkinlerde kadınlar aleyhine gelişmektedir. Bunun nedeni de kadınların çocuklarla daha çok ilgilenmesinden dolayı etken ajan ile daha çok karşılaşmasıdır. Hastalığın sosyoekonomik düzeyi düşük toplumlarda, toplu yaşam alanlarında, kalabalık gruplar halinde yaşayanlarda, uygun olmayan hijyenik koşullarda, yetersiz ve kötü beslenme durumunda ölüme daha çok sebep olduğu bilinmektedir. Ülkemizde boğmaca salgın bir hastalık olduğundan ve ölümlere sebep olması nedeniyle bildirilmesi zorun bir hastalıktır.
Boğmacanın kontrol altına alınabilmesi için 6 yaşın altındaki bütün çocuklara boğmaca aşısının uygulanması çok önemlidir. Sağlık Bakanlığı çocukluk dönemi aşı takvimine göre; herhangi bir engel olmadığı sürece, okula başlayana kadar toplam dört kez boğmaca aşısı yapılması gerekmektedir. İlk iki aylıkken verilir ve ardından birer ay ara ile iki kez daha uygulanır. Dördüncü kez ise 16. ile 24. aylar arasında yapılır. Aşının bazı yan etkileri görülebilir. Aşı yerinde lokal reaksiyonlar (kızarıklık, şişme, ağrı), 38oC’yi geçen ateş, sistemik belirtiler (baygınlık, bulantı, kusma), 3 saatten fazla süren çığlık tarzında durdurulamayan ağlama, konvülsiyon (nöbet geçirme), Anaflaksi (şok), ensefalopati v.b. yan etkiler gelişebilir.
Hastalık seyri: Hastalık yapıcı etkenin bulaşma yolu solunum yollarıdır. İnfekte bireyin solunum sistemi salgıları damlacık yolu ile yayılarak diğer insanları infekte eder. Aynı evde yaşayan insanların bağışıklaması yok ise %90 oranında bu hastalığı alırlar. Genellikle ev içinde hastalığa kaynak olan kişi erişkinlerdir. Küçük çocuklar hastalığı sessiz bir şekilde hastalığa yakalanmış olan büyük kardeşleri ve yetişkinlerden alır. Bulaşıcılığın en çok olduğu dönem öksürüğün başlamadan önceki dönemdir, ancak öksürük başladıktan üç hafta sonrasına kadar bulaşıcılık devam eder. Hastalık etken olan ajanın alınımından yaklaşık 4-21 gün sonra ortaya çıkar. Öncelikle hastalığın ilk döneminde burun akıntısı, gözde yaşarma, halsizlik ve fazla yükselmeyen ateş gibi hafif üst solunum yolu enfeksiyonuna benzer belirtiler ortay çıkar. Bu dönemde hastalığın tanısının konulması güçtür. Ancak etrafta boğmaca hastalığına yakalandığı bilinen bireylerin varlığı mevcut ise tanı konulabilir. Bu dönemin ardından kuru öksürük başlar ve çok geçmeden boğmaca için karakteristik şiddetli öksürük nöbetleri ortaya çıkar. Bu dönemde bir dizi soluk verirken patlama tarzı öksürüğü, tipik bir nefes alma sesi (whooping) ortaya çıkar. Öksürüğün şiddeti ile hastada morarmalar ve kusma görülür. Bu dönemde ortay çıkan öksürük nöbetleri sayısı günde otuzu bulabilir, çoğu kez kendiliğinden ve gece ortaya çıkarken bazen gürültü ve soğuk hava gibi faktörlerde nöbetin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu aşamaya kadar hastada ateş ya çok hafiftir yada görülmez. Altı aylık çocuklarda bu dönem farklı seyredebilir, öksürük nöbetlerinden daha çok ani kısa süreli soluk alamama görülebilir. Klasik boğmacanın süresi 6-10 hafta olmakla birlikte, hastaların yarıdan çoğunda hastalık 6 haftadan az, hastaların dörtte birinde ise 3 hafta ve daha kısa sürer. Öksürüğün şiddetinin ve sıklığının azalması ile hasta iyileşme dönemine girer. Bu dönemde, uzun bir aradan sonra yeniden öksürük atakları olabilirse de hastalığın alevlendiği anlamına gelmez, çoğu kez soğuk gibi bir etken ile ortaya çıkmıştır ve bakteri saptanamaz.
Tedavi: Altı aylıktan küçük bebeklerin ve kliniği ağırlaşabileceği düşünülen hastaların öksürük nöbetleri, ani soluk alamama, morarma, beslenme güçlükleri ve diğer komplikasyonlar açısından destekleyici tedavi uygulanabilmesi için genellikle hastaneye yatırılmaları gerekir. Hastalarda antibiyotik kullanımı zorunludur. Tercih edilmesi gereken antibiyotik eriythromisindir. Hastalığın bulaşıcı olması ve özellikle 6 ay altındaki çocuklarda ölüme sebebiyet vermesi nedeniyle uzman bir hekim tarafından takip edilmesi ve çocukların aşılarının zamanında yapılması çok önemlidir.
Kızamık çok bulaşıcı bir akut virüs enfeksiyonu ve yaygın olarak rastlanan döküntülü bir hastalıktır. Vücudun dışındaki etkenlere oldukça dirençsiz bir virüstür. Kızamık son derece bulaşıcıdır. Hastadan sağlıklı kişilere solunum yoluyla ve hasta ile direkt temas sonucu kolayca bulaşır.
Hastalığın seyri: Kuluçka dönemi 10-14 gündür. Bulaşma bu döneminde başlar, virüs 8-10 gün boyunca vücutta belirti vermeden ürer. Normal olarak 10. günde döküntü öncesi dönem başlar, başağrısı, ateş, nezle, öksürük, gözde batma, kaşıntı hissi ve ışığa duyarlılık görülür. Ağızda yanağın içinde, mavimtrak beyaz lekeler belirir. Ateşin geçici olarak düşmesiyle döküntülü dönem başlar. Döküntüler önce pembe renkli küçük lekeler şeklindedir. Daha sonra hafifçe kabarır, büyür, artar ve koyulaşıp kırmızıya döner. Döküntüler sırasında ateş tekrar yükselir çocuk halsizdir ve sürekli yatmak ister, öksürük devam eder, gözlerde sulanma olur, ishal görülebilir. Bu dönem 7-10 gün kadar devam eder ve ateşin düşmesiyle sonuçlanır. Döküntüler yavaş yavaş iz bırakmadan kaybolur. Şikayetler sona erer. Kızamık, virüsler etkisiyle oluşan bir hastalık olduğu için, komplikasyon olmayan durumlarda, antibiyotik kullanımının hastalığa olumlu etkisi olmaz. Hastalık sırasında çocuk yemek için zorlanmamalıdır. Sıvı ve kolay sindirilen besinler verilmelidir.
Korunma: Kızamıktan korunmanın tek yolu aşıdır. Kızamık aşısı olan bir çocuk, bir ay içinde bu hastalığa bağışıklık kazanır. Ateş ve hafif döküntü gibi yan etkiler nadir de olsa görülebilir.
Boğmaca
Boğmaca, her yaşta duyarlı bireyleri etkileyen, hızlı seyirli, bulaşıcı solunum yolları enfeksiyonudur. Özellikle çocuklarda ağır seyreder. Hastalık etkeni Bordetella pertussis olarak adlandırılmıştır. Boğmaca belirli bir coğrafi dağılım göstermez ve mevsimsel olarak daha çok sonbahar aylarında görülmekle beraber yıl her mevsiminde görülebilir, ancak asıl ortaya çıkmasına neden aşılama oranının düşüklüğüdür. Bu nedenle aşı oranının düşük olduğu bölgelerde daha sık ortaya çıkar. Boğmaca erişkinlerde tanısı zor konulan bir hastalıktır ve genellikle daha ılımlı bir klinik tablo gösterdiğinden basit üst solunum yolu enfeksiyonları ile karıştırılarak tanısı konulamayabilir. Boğmaca hastalığında aşılama büyük önem göstermekte, aşının uygulamaya başlanılmasından sonra hastalığın ortaya çıkış sıklığında ve neden olduğu ölüm olaylarında belirgin bir gerileme olduğu saptanmıştır. Bununla beraber hastalığın sayısında son yirmi yılda artış eğilimi olduğu gözlenmektedir. Bazı bilim adamlarına göre aşılamanın sağladığı koruyuculuğun yıllar içinde azaldığı, yaygın aşılama faaliyetinin doğal yoldan oluşan bağışıklamayı engellediği ve böylelikle yaygın aşılamanın olduğu bölgelerde erişkin insanların bu hastalığa karşı daha duyarlı hale geldiği savunulmakta. Hastalığın görülme sıklığında cinsiyet ayrımı olmamasına rağmen, çocukluk döneminde erkek ve kadınlarda hastalığın görülme sıklığı aynı iken bu durum erişkinlerde kadınlar aleyhine gelişmektedir. Bunun nedeni de kadınların çocuklarla daha çok ilgilenmesinden dolayı etken ajan ile daha çok karşılaşmasıdır. Hastalığın sosyoekonomik düzeyi düşük toplumlarda, toplu yaşam alanlarında, kalabalık gruplar halinde yaşayanlarda, uygun olmayan hijyenik koşullarda, yetersiz ve kötü beslenme durumunda ölüme daha çok sebep olduğu bilinmektedir. Ülkemizde boğmaca salgın bir hastalık olduğundan ve ölümlere sebep olması nedeniyle bildirilmesi zorun bir hastalıktır.
Boğmacanın kontrol altına alınabilmesi için 6 yaşın altındaki bütün çocuklara boğmaca aşısının uygulanması çok önemlidir. Sağlık Bakanlığı çocukluk dönemi aşı takvimine göre; herhangi bir engel olmadığı sürece, okula başlayana kadar toplam dört kez boğmaca aşısı yapılması gerekmektedir. İlk iki aylıkken verilir ve ardından birer ay ara ile iki kez daha uygulanır. Dördüncü kez ise 16. ile 24. aylar arasında yapılır. Aşının bazı yan etkileri görülebilir. Aşı yerinde lokal reaksiyonlar (kızarıklık, şişme, ağrı), 38oC’yi geçen ateş, sistemik belirtiler (baygınlık, bulantı, kusma), 3 saatten fazla süren çığlık tarzında durdurulamayan ağlama, konvülsiyon (nöbet geçirme), Anaflaksi (şok), ensefalopati v.b. yan etkiler gelişebilir.
Hastalık seyri: Hastalık yapıcı etkenin bulaşma yolu solunum yollarıdır. İnfekte bireyin solunum sistemi salgıları damlacık yolu ile yayılarak diğer insanları infekte eder. Aynı evde yaşayan insanların bağışıklaması yok ise %90 oranında bu hastalığı alırlar. Genellikle ev içinde hastalığa kaynak olan kişi erişkinlerdir. Küçük çocuklar hastalığı sessiz bir şekilde hastalığa yakalanmış olan büyük kardeşleri ve yetişkinlerden alır. Bulaşıcılığın en çok olduğu dönem öksürüğün başlamadan önceki dönemdir, ancak öksürük başladıktan üç hafta sonrasına kadar bulaşıcılık devam eder. Hastalık etken olan ajanın alınımından yaklaşık 4-21 gün sonra ortaya çıkar. Öncelikle hastalığın ilk döneminde burun akıntısı, gözde yaşarma, halsizlik ve fazla yükselmeyen ateş gibi hafif üst solunum yolu enfeksiyonuna benzer belirtiler ortay çıkar. Bu dönemde hastalığın tanısının konulması güçtür. Ancak etrafta boğmaca hastalığına yakalandığı bilinen bireylerin varlığı mevcut ise tanı konulabilir. Bu dönemin ardından kuru öksürük başlar ve çok geçmeden boğmaca için karakteristik şiddetli öksürük nöbetleri ortaya çıkar. Bu dönemde bir dizi soluk verirken patlama tarzı öksürüğü, tipik bir nefes alma sesi (whooping) ortaya çıkar. Öksürüğün şiddeti ile hastada morarmalar ve kusma görülür. Bu dönemde ortay çıkan öksürük nöbetleri sayısı günde otuzu bulabilir, çoğu kez kendiliğinden ve gece ortaya çıkarken bazen gürültü ve soğuk hava gibi faktörlerde nöbetin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu aşamaya kadar hastada ateş ya çok hafiftir yada görülmez. Altı aylık çocuklarda bu dönem farklı seyredebilir, öksürük nöbetlerinden daha çok ani kısa süreli soluk alamama görülebilir. Klasik boğmacanın süresi 6-10 hafta olmakla birlikte, hastaların yarıdan çoğunda hastalık 6 haftadan az, hastaların dörtte birinde ise 3 hafta ve daha kısa sürer. Öksürüğün şiddetinin ve sıklığının azalması ile hasta iyileşme dönemine girer. Bu dönemde, uzun bir aradan sonra yeniden öksürük atakları olabilirse de hastalığın alevlendiği anlamına gelmez, çoğu kez soğuk gibi bir etken ile ortaya çıkmıştır ve bakteri saptanamaz.
Tedavi: Altı aylıktan küçük bebeklerin ve kliniği ağırlaşabileceği düşünülen hastaların öksürük nöbetleri, ani soluk alamama, morarma, beslenme güçlükleri ve diğer komplikasyonlar açısından destekleyici tedavi uygulanabilmesi için genellikle hastaneye yatırılmaları gerekir. Hastalarda antibiyotik kullanımı zorunludur. Tercih edilmesi gereken antibiyotik eriythromisindir. Hastalığın bulaşıcı olması ve özellikle 6 ay altındaki çocuklarda ölüme sebebiyet vermesi nedeniyle uzman bir hekim tarafından takip edilmesi ve çocukların aşılarının zamanında yapılması çok önemlidir.