• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Kitap Severlerin Buluşma Noktası ♥

Merhaba hanımlar,

Şanzelize Düğün Salonu - Tarık Tufan, sf.244'teyim. Kitabı çok beğendim, ilk defa Tarık Tufan okuyorum. Burada okuyan arkadaşlardan karar verip almıştım, ve tabi ki pişman olmadım :KK200:
Ben de yavas yavas Turk klasiklerini tamamliycam ve okuycam insallah
 
İyi pazarlar kızlar
Dün savaş ve barış maceramın sonunu getirdim çok şükür
Son sözün 2. Bölümünde sıkıldım ama onun dışında iyi ki sizlerle gaza gelip okudum
Bu klasiği de okunmuşlarımın arasına kattığım için mutluyum
Daha az sayfayla da anlatılabilirmiş ama Tolstoy amcam böyle uygun görmüş

Kızıla boyalı saçlar okumaya devam edicem, henüz içine giremedim kitabın
 
Marcel Proust__Swann'ların Tarafı bitti.

Kayıp Zamanın İzinde serisinin ilk kitabıydı, gerçekten de öyle bir anlatım ki her karakterle varlığınızı hissedip onlarla duygunuzu dışa vuruyorsunuz, bazen de onların duygularının ağırlığı altında zamanda kaybolup görünmez olmak istiyor ve okuyucu kimliğiyle onların duygularını sadece içinizde hissedebiliyorsunuz. Sanki kelimeler değil de duygular dizilmiş satır satır, her karakterle de hayat bulmuş o ifadeler.

Karakter dağılımı o kadar idealdi ki hiçbiri birbirinin önüne geçemiyordu, hani bir oyun seyredersiniz bütün oyun boyunca gördüğünüz kişinin anlatımlarından çok biri sahneye çıkar ve tek cümle kurar, sizi en zayıf noktanızdan yakalar ve koca oyun boyunca sizi büyüsü altına alır, burada da önemsizmiş gibi kısa süreli sahneye çıkan karakterler de öyle cümleler kuruyor ki 'işte bu!' diyorsunuz.

Kitap hakkında olumsuz en çok söylenenler; uzun uzun cümleler ve sonu gelmez betimlemeler olduğu ifadesidir. Evet, bunu kimse inkar edemez, gerçekten de uzun bir paragrafın, virgüllerle birbirini takip eden uzun ifadelerle dolu olduğuna sık sık rastlıyorsunuz. Benim katılmadığım nokta ise bunların anlaşılmaz ve de çok sıkıcı olması. Tabi bu da zevk meselesi. Ben ayrıntılı betimlemelerin, anlatılanları tam anlamıyla gözümün önünde canlandırabilmeme fırsat tanıdığı için seviyorum. Şu da bir gerçek ki, basit bir bulutun, havanın, ıhlamur çayının ve bunun gibi bir sürü her an hayatımızda var olan olay ve durumların başka bir kavramla bağdaştırılarak size aktarılması, o duyguyu sizde uyandırması göz ardı edilecek bir yetenek değil.

Birebir aynısı değil de aklımda kalan kadarıyla kitabın bir yerinde şöyle bir cümle vardı; 'annemin masada anlattığı olay ıssız bir çölü andırırken birden ondan bahsetmeye başlamasıyla mevzu o ıssız çölde esrarengiz bir çiçeğin açmasına dönüştü.' Bana göre, duygudan, derinlikten uzak bir çok kitap arasında Proust da betimlemeleriyle ruhumuzda açan bir çiçek. :)

Kitapta altı çizilesi çok yer vardı ama benim için şurada dursun dediğim satırlar;

'Hayatı önemsemediklerini mi ? Peki hayatı önemsemeyeceksek, neyi önemseyeceğiz? Hayat yüce Tanrı'nın asla iki kere bağışlamadığı tek nimettir.'

Hayattan sıkılıp bunaldığımızda ya da her şey üst üste geldiğinde en yakın acil çıkış kapısına ulaşıp tüm dertlerden kurtulup tekrardan hayattan zevk almaya devam edebildiğimiz günleri görelim her daim umarım hep beraber baykuşlarım. :KK200:
Süper bir analiz canım yüreğine fikirlerine sağlık. Ben de yıllardır okumak istedim ancak hala kısmet olmuş değil. Geçen yıl günümde çok istemiştim ama almadınız hainler:63:
 
günaydın mutlu haftalar hepinize,
haftasonu Ben, Robot'u bitirdim kitaba başlarken Asimov hakkında yazılanları okurken 470 den fazla kitap yazdığını okudum bu nasıl oluyo ben anlamadım acaba öyküler de dahil mi? herneyse kitap yapay zekayı irdeleyerek esasında insan doğasını gözümüzün önüne koyan bir kitaptı bence bazı öyküleri okurken kıkırdadım bazılarında insanoğlunun yaradılış özelliklerini içgüdülerini düşündüm ve keyifle bitirdim.
Yeni kitabım Damızlık Kızın Öyküsü syf 83deyim. şuan ağır ilerliyor anlatılanları hazmetmek için ben de vitesi büyütmedim açıkcası.
İyiakşamlar sf,450-Ben çabuk bitiremeyenlerdenim, sürekli aynı kitaptan bildirim yayınlıyorum:) çalışıyorum ve vaktim kısıtlı oluyor.
Merhaba sizinle pek iletişimimiz yok açıkcası daha fazla paylaşım yapmanız sizin için de bizim için de daha güzel olur kanaatindeyim bazen mesajınızı görüyorum kısa ve öz 'aynı kitap syf..deyim'. tarzında oluyor açıkcası çok sık da girmediğinizden ben hatırlamıyorum hangi kitabı okudugunuzu ya da o kitaptan keyif alıp almadıgınızı bilemiyorum. Aramızda daha çok vakit geçirmenizi dilerim. Güzel günler.

Marcel Proust__Swann'ların Tarafı bitti.

Kayıp Zamanın İzinde serisinin ilk kitabıydı, gerçekten de öyle bir anlatım ki her karakterle varlığınızı hissedip onlarla duygunuzu dışa vuruyorsunuz, bazen de onların duygularının ağırlığı altında zamanda kaybolup görünmez olmak istiyor ve okuyucu kimliğiyle onların duygularını sadece içinizde hissedebiliyorsunuz. Sanki kelimeler değil de duygular dizilmiş satır satır, her karakterle de hayat bulmuş o ifadeler.

Karakter dağılımı o kadar idealdi ki hiçbiri birbirinin önüne geçemiyordu, hani bir oyun seyredersiniz bütün oyun boyunca gördüğünüz kişinin anlatımlarından çok biri sahneye çıkar ve tek cümle kurar, sizi en zayıf noktanızdan yakalar ve koca oyun boyunca sizi büyüsü altına alır, burada da önemsizmiş gibi kısa süreli sahneye çıkan karakterler de öyle cümleler kuruyor ki 'işte bu!' diyorsunuz.

Kitap hakkında olumsuz en çok söylenenler; uzun uzun cümleler ve sonu gelmez betimlemeler olduğu ifadesidir. Evet, bunu kimse inkar edemez, gerçekten de uzun bir paragrafın, virgüllerle birbirini takip eden uzun ifadelerle dolu olduğuna sık sık rastlıyorsunuz. Benim katılmadığım nokta ise bunların anlaşılmaz ve de çok sıkıcı olması. Tabi bu da zevk meselesi. Ben ayrıntılı betimlemelerin, anlatılanları tam anlamıyla gözümün önünde canlandırabilmeme fırsat tanıdığı için seviyorum. Şu da bir gerçek ki, basit bir bulutun, havanın, ıhlamur çayının ve bunun gibi bir sürü her an hayatımızda var olan olay ve durumların başka bir kavramla bağdaştırılarak size aktarılması, o duyguyu sizde uyandırması göz ardı edilecek bir yetenek değil.

Birebir aynısı değil de aklımda kalan kadarıyla kitabın bir yerinde şöyle bir cümle vardı; 'annemin masada anlattığı olay ıssız bir çölü andırırken birden ondan bahsetmeye başlamasıyla mevzu o ıssız çölde esrarengiz bir çiçeğin açmasına dönüştü.' Bana göre, duygudan, derinlikten uzak bir çok kitap arasında Proust da betimlemeleriyle ruhumuzda açan bir çiçek. :)

Kitapta altı çizilesi çok yer vardı ama benim için şurada dursun dediğim satırlar;

'Hayatı önemsemediklerini mi ? Peki hayatı önemsemeyeceksek, neyi önemseyeceğiz? Hayat yüce Tanrı'nın asla iki kere bağışlamadığı tek nimettir.'

Hayattan sıkılıp bunaldığımızda ya da her şey üst üste geldiğinde en yakın acil çıkış kapısına ulaşıp tüm dertlerden kurtulup tekrardan hayattan zevk almaya devam edebildiğimiz günleri görelim her daim umarım hep beraber baykuşlarım. :KK200:
canım enfes bir yorumenfes bir bilgilendirme. Kendi adıma çok çok teşekkür ederim.

Merhaba hanımlar,

Şanzelize Düğün Salonu - Tarık Tufan, sf.244'teyim. Kitabı çok beğendim, ilk defa Tarık Tufan okuyorum. Burada okuyan arkadaşlardan karar verip almıştım, ve tabi ki pişman olmadım :KK200:
Beğenmene çok sevindim. :KK200:

Şaka bi yana sağlam indirim olursa haber verin alayım ben de
set indirimi olur arada ama Proust için hiç görmedim yıllardır :işsiz:
 
Süper bir analiz canım yüreğine fikirlerine sağlık. Ben de yıllardır okumak istedim ancak hala kısmet olmuş değil. Geçen yıl günümde çok istemiştim ama almadınız hainler:63:

Teşekkür ederim canım. Aaa nasıl gün arkadaşlarıymış onlar öyle, inanamıyorum. :skandal: Denk gelirsem indirime mutlaka haber ederim, ben de zaten tek tek alıyorum, dikkatle bakınıyorum etrafa. Sen de okurken keyif alırsın umarım. :KK200:

canım enfes bir yorumenfes bir bilgilendirme. Kendi adıma çok çok teşekkür ederim.

Sağ ol canım, rica ederim. Kitaba karşı hislerimiz karşılıklı olur umarım sen de okuduğun zamanlarda.:KK19:

_________

Wilbur Smith__Güneşin Zaferi'ne başladım. 48. sayfadayım. Yeni başladım, konunun içine girene kadar biraz ağır ilerleyebilirim gibi geliyor.
 
Günaydın.
Lizbon'a Gece Treni en geç yarın bitmiş olur. Kitap yavaş ilerleyen, tempoyu arttırmayan bir hikaye. Fakat kitabın içerisinde bahsedilen başka bir kitap daha var ve felsefi açısından çok verimli düşünceler paylaşıyor. O kısımları okumayı çok sevdim. Uzun zamandır kelimeleri içimden tane tane okumamıştım. Hem bitsin, hem bitmesin.
 
Back