Size tüm samimiyetimle söylüyorum ki bu yaşadığınız duyguyu sürdürdüğünüz sürece, sizden gitmeye ve izlediğiniz kişilerin mutlulukları, gözünüzde büyümeye devam edecek.
Ben ki kıskançlık huyum değil; mutluluk kıskanmak hele, alakam olmaz... İşte bazı bazı iyi resimleri kıskanırım (Şimdilerde oluyor bu da) çizilmiş, bundan ibaret, delirmem yani oturup önüne. Ancak bu duyguyu biliyorum, bahsettiğiniz şey salt bir kıskançlık değil "Gücenme ve öfke"
İyi hissedin kendinizi diye yazıyorum; dillendirmekten nefret ettiğim bir şeydir:
Vaktinde, ismi lazım değil berbat bir hastalık ve kabullenme dönemi yaşadım, çok açmayayım ancak şöyle özetleyeyim, senelerimi çaldı, gençliğimden yedi, beni kopardı, götürdü...Zorla işe gider, zorla yürür, yer, zorla yıkanır haldeydim.
3-4 ay kekeledim, konuşamadım, konuşmayı unuttum. İnsanların neye güldüğünü düşünürdüm oturup. Vallahi billahi "Bu insanlar ne yapıyor, gülüyor mu? Gülünmeli mi? Neden gülemiyorum, hep böyle mi kalacağım?" dedim an geldi.
Ve inanılmaz bir öfke ile yüklendim "Neden ben?" sorgusu ile ve çok sevdiğim, bana hiçbir zararı olmamış, aksine halimi hatırımı sürekli soran dünya tatlısı kuzenimi "Kıskanıyorum lanet olsun!" diye ağlayarak anneme anlattım. Nasıl kuş gibi sekiyor, nasıl cıvıl cıvıl, gülüyor, şıkır şıkır giyiniyor, saçlarının dalgalanışı bile mutlu bir ahenk...
Çok mutluydu (Ya da öyle görünüyordu) ve ben deli gibi mutsuzdum. Kuzenim değil, başkası olsa o an görebileceğim, oturur "Ben neden böyle değilim, neden sağlığım gitti" diye ona ağlardım herhalde o ara.
Hak etmiyor muydu o mutluluğu? Onda olmasın mı istedim? Hayır.
"Neden o değil de ben? Neden şu değil de ben?" dedim.
Ve nedenini anladım. Ben bu hastalığı taşıyabilecek güçte biriyim ve bu yüzden ben.
Ben bu hastalıkla bile kahkaha atabilecek biriyim, bu yüzden ben.
Ve siz de, tüm bu olumsuzluklara rağmen, mutluluğu yakalayabilecek birisiniz, bu yüzden siz.
Sadece burada takılı kalmayın lütfen, bunu alın ve daha derin gülüşler çıkarın içinden, daha sahici.
Angel-a diye bi film var, severim ve hüzünü hissetsem arada açar izlerim, iyi gelir.
Siz de bir izleyin, havanızı değiştirir.
Buradan çıkarsınız, siz çıkar aşarsınız. Yeter ki o potansiyelde olduğunuzu unutmayın ve başkalarına bakarak defterinizi yırtmak yerine, yeni bir sayfa açarak kendi hayatınızı yeniden yazın.